Kuruluş Öykümüz! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Kuruluş Öykümüz!


GALATASARAY SPOR KULÜBÜ, 1905



Galatasaray Spor Kulübü, Türk Spor Tarihi'ndeki öncü olma özelliğini hiç kuşkusuz içinden doğduğu ve gene öncü bir kurum olan Galatasaray Lisesi'nden (Mektebi Sultani) almıştır. Okul ile kulüp arasındaki koparılmaz bağ, yadsınamayacak bir gerçeklik ve övünç kaynağıdır.

Devlet adamı yetiştirmek amacıyla II. Beyazıt tarafından 1481'de kurulan mektep, adını kurulduğu bölgeden alır ve "Galata Sarayı" olarak anılmaya başlar. Okul modern konumuna 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz döneminde kavuşur. Okul' un yeniden yapılanmasıyla birlikte, Türkiye'de de gerçek anlamıyla ilk sportif çalışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikçi 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur. Bu atılımlar gerçekten bir devrim niteliği taşımaktadırlar. Curel, modern aletler eşliğinde çalıştırdığı öğrencileri sportif açıdan geliştirirken, onlar için Kağıthane'de bir idman Bayramı düzenler. Yıl 1870'tir. Bu etkinlikte başarı gösteren sporcular değişik ödül ve madalyalar kazanır ve yarışmaların sonunda öğrencilere "kuzulu pilav" verilir. Bu da, sonraki yıllarda bir başka geleneğin başlangıcını oluşturur.



Curel'den sonra görevi devralan yabancı spor hocaları (M. Moiroux, Signor Martinetti, Stangali gibi), jimnastik ve atletizmin yanı sıra, değişik branşlara da eğilerek (yüzme, kürek, aletli jimnastik), bir ilki daha başlatmış olurlar. Bu çalışmaların ürünü çok geçmeden alınmaya başlanır ve adı Türk Spor Tarihi'ne altın harflerle yazılan Faik Üstünidman'ın yanı sıra, Binbaşı Mazhar Kazancı, Abdurrahman ve Ahmet Robenson kardeşler GSL'nde görev alıp, izcilik, tenis, hokey gibi spor dallarının öğrenciler arasında yaygınlaşmasını sağlarlar. Özellikle Üstünidman'ın ön ayak olmasıyla, öğrenciler futbolla tanışırlar. Ama oynanan futbol, bir kör dövüşünden farklı olmayan ve kural tanımayan bir koşuşturmayı andırmaktadır. Ama futbol GSL' nin Tören Kapısı'ndan adımını atmış ve tam bir salgına dönüşmüştür.



1901 yılında İstanbul'da yaşayan iki İngiliz, James Lafontaine ve Horace Armitage, Rum ve İngiliz oyunculardan oluşan Kadıköy Futbol Kulübü'nü kurmuşlar ama 1903'te takımdaki İngilizler bir anlaşmazlık sonucu ayrılarak Moda Kulübü'nü oluşturmuşlardır. 1904 yılında ise bu kulüpler, Imogen, Elpis, Strugglers takımlarıyla anlaşarak, İstanbul Futbol Birliği'ni hayata geçirmişler ve bugünkü Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın yerinde bulunan "Union Club-İttihat Spor" sahasında düzenli karşılaşmalar yapmaya başlamışlardır. Görüldüğü gibi bu takımlar yabancı ya da azınlık takımlarıdır. Türk olmayan ekiplerin gerçekleştirdikleri bu ilk futbol karşılaşmaları, GSL öğrencilerini hem ilgilendirir hem de çok üzer. Artık onların amacı, kendi futbol kulüplerini kurmak, ölesiye sevdikleri bu oyunun kurallarını "hatmetmek" ve yabancılarla boy ölçüşmektir.

Türk olmayan takımları yenmek

Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu Ali Sami Yen, "Ellinci Yıl" kitabında kuruluş öyküsünü şöyle anlatır: "1 Teşrin 1905'te mektebin beşinci sınıfında edebiyat muallimimiz merhum Mehmet Ata beyin dersi esnasında birkaç arkadaş baş başa vererek Galatasaray'da bir futbol kulübü kurmaya karar verdik. İlk müteşebbisler oyuna ve mücadeleye meyyal arkadaşlardan Asım Tevfik Sonumut, Reşat Şirvani, Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver, Kamil...gibi gençlerdi. Mektepde tahsilde bulunan Bulgar ve Sırp talebesinden çevik ve kuvvetli olanlar da bize iltihak etmişlerdi. Asım'ı muhasebeciliğe, Cevdet'i ikinci reisliğe seçmiş, kendim de Reis olmuştum. Asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakda mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. Ben Reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım. Topumuza evladım gibi bakardım. Zaten varımız yoğumuz da toptu. Mektebe gelirken, domuz sokağından geçer, domuz yağı alırdım. Topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim. Bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi. Yani o zaman Reisliğe ve diğer vazifelere payeyi, en çok çalışan kazanırdı. Cevdet de ikinci Reisliği formaları yıkadığı için almıştı.



"Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek."













Kulübün adının Gloria (Zafer) ya da Audace (Cesaret) konulması yolunda görüşler ortaya atılmışsa da, sonuçta Galatasaray olmasında anlaşmaya varılmıştır. Araştırmacı Cem Atabeyoğlu, Galatasaray adının, bu takımın yaptığı ilk maçta Rum ekibini 2-0 yenerken, seyircilerin onlardan "Galata Sarayı efendileri"diye söz etmelerinden doğduğunu yazar. Bunun üzerine kurucular da ismi benimserler ve "Adımız Galata Sarayı olsun" derler.



Kurucu Listeler1905'ten 1919'a kadar Galatasaray Spor Kulübü'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı öğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi elyazısıyla tuttuğu Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ıhsaiyet Defteri'nin (Sayım-İstatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 üyeyi şöyle sıralar:

1-Ali Sami Yen

2-Asım Sonumut

3-Emin Bülend Serdaroğlu

4-Celal İbrahim

5-B. Nikolof

6-Milo Bakiş

7-Pol Bakiş

8-Bekir Sıtkı Bircan

9-Tahsin Nahit

10-Reşat Şirvanizade

11-Hüseyin Hüsnü

12-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu

13-Abidin Daver



1905'te Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulübü yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu çıkarıldıktan sonra, kulüp yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kulüplerin tüzükleriyle birlikte, kurucu üyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen üyeler ilk listeden çıkarılmış ve 1 Eylül 1913'te kurucu liste yeniden düzenlenmiştir. Kurucu üyelerin yeni sıralaması şöyle gerçekleşmiştir:



1-Ali Sami Yen

2-Asım Sonumut

3-Emin Bülend Serdaroğlu

4-Celal İbrahim

5-Bekir Sıtkı Bircan

6-Reşat Şirvanizade

7-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu

8-Abidin Daver.



Renklerin öyküsü

Galatasaray Spor Kulübü'nün ilk renkleri kırmızı-beyaz'dır. Bayrağımızın renklerinden esinlenerek seçilen bu renkler, dönemin baskıcı ve paranoyak yönetimi tarafından kuşkuyla karşılanmış ve futbolcular sıkı bir takibe alınmışlardır. Bu nedenle, sarı-lacivert renkler gündeme gelmiş ama bunlar da kalıcı olmamış ve Galatasaray bugünkü renklerine kavuşmuştur. Bu renklerin öyküsünü Ali Sami Yen'den dinleyelim:



"Birçok yerleri dolaştıktan sonra, nihayet Bahçekapı'daki Şişman Yanko'nun dükkanına gidilerek orada zarif iki yünlü kumaşa tesadüf ettik. Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı. Tezgahtar, mahirane bir el hareketi ile kumaşların dalgalarını birleştirdi. Bir saka kuşunun başı ile kanadının yarattığı renk güzelliğine benzer bir parlaklık hasıl oldu. Ateşin içindeki renk oyunlarını görür gibi olmuştuk. Sarı-Kırmızı alevinin takımımız üstünde parıldamasını tasavvur ediyor ve bizi derhal galibiyetten galibiyete götüreceğini tahayyül ediyorduk. Nitekim de öyle oldu." Buna karşılık kuruculardan Bekir Sıtkı, söz konusu renklerin Gül Baba'nın II.Beyazıt'a verdiği sarı ve kırmızı güllerden esinlendiğini ileri sürer.



KURUCULARIMIZ....



ALİ SAMİYEN







Sonradan Yen soyadını alan Ali Sami Bey, 20 Mayıs 1886'da İstanbul`un Kandilli semtinde doğdu.Babası, ünlü edebiyatçılarımızdan Şemsettin Sami'ydi.



Galatasaray Lisesi'nde okudu ve futbol oynadı. 1905 yılında Galatasaray Lisesi'nden arkadaşlarıyla birlikte Galatasaray Kulübü'nü kurma kararını aldı ve Kulübün bir numaralı kurucu üyesi oldu. Ali Sami Yen ayrıca Türk futbolunun önde gelen örgütleyicilerinden de biri oldu. Yen 1923 yılında kurulan Türkiye idman cemiyetleri İttifakı'nın kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığını yaptı.



1924 Paris Olimpiyatları'na katılan Türk kafilesinin başkanlığını yaptı. 1926-1931 yılları arasında Türkiye Milli Olimpiyat komitesinin başkanlığı görevini yürüttü. Galatasaray'da 1905-1918 arasında 13 yıl, 1925'te 1 yıl olmak üzere iki dönemde 14 yıl başkan olarak hizmet verdi.Ali Sami Yen' in Sarı Kırmızılı kulübe önemli bir katkısı da Galatasaray Müzesi'nin kurulması oldu. 1905 yılında yönettiği Moda-Kadıköy karşılaşması nedeniyle, Ali Sami Yen' in ilk Türk hakem olabileceği de çeşitli kaynaklarda yazılıdır.



Mili Takımın Romanya ile yaptığı ilk maçta, teknik adam olarak takımın başında o vardı. Bu görevi de bir süre yürütmüş, yani Türk Milli Takımın ilk teknik direktörü olmuştur. Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu Ali Sami Yen'nin adı bugün takımın her maçını oynadığı stada verilerek ölümsüzleştirildi. Ali Sami Yen 1951 yılında vefat etti ve Feriköy mezarlığında toprağa verildi.



Ali Sami Yen, sadece Galatasaray' ın değil Türk sporunun en seçkin kişiliklerinden biriydi. Onun açtığı yoldan pek çok sporcu, teknik adam ve yönetici yetişti. Bunlar sadece Galatasaray' a değil Türk sporuna da büyük hizmetler verdiler. Atletizm, basketbol, voleybol gibi öteki spor dallarında da Galatasaray' lılar sadece öncü olmakla kalmadılar, sporcu, teknik adam ve yönetici olarak da bu sporların ülkemizdeki gelişiminde çok önemli roller oynadılar.



Kısacası, Ali Sami Yen sadece Galatasaray kurucusu olarak kalmadı, Türk sporunun da pek çok kuruluşunun temelinin atılmasını ve yükselmesini sağladı. Böylece Galatasaray' lıların çok önemli bir özelliklerini de en çarpıcı biçimde ortaya koymuş oldu. Bu gelenek hep devam etti. Galatasaraylılar her zaman ülke sporuna çok önemli hizmetlerde ve katkılarda bulundular.





ASIM TEVFİK SONUMUT (ayrıca kendisi tarihteki ilk kalecimizdir)







Asım Tevfik Sonumut (1887 - 6 Ağustos 1962), Galatasaray Spor Kulübü'nün Emin Bülent Serdaroğlu ile 2 numaralı kurucu üyesidir. Babası . Tevfik Bey' dir. 1907 yılında Galatasaray Lisesi'nden mezun olan Sonumut, ticaret üzerine kitaplar yazdı ve öğretmenlik yaptı. Çocuklarına Gül ile başlayan isimler verdi. Bunun sebebi Gül Baba ve Galatasaray ilişkisiydi. 6 Ağustos 1962 günü vefat etti.







EMİN BÜLENT SERDAROĞLU







Emin Bülent Serdaroğlu (1886 - 28 Kasım 1942), Türk futbolcu, şair. Dedesi Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa, babası Ömer Muzaffer Bey'dir. Annesi ise, Müşir Cemil Paşa'nın kızıdır.

Hayatı



Çocuk yaşta annesini kaybetti.

Mekteb-i Sultani'de okudu ve futbola orada başladı. 1905 yılında liseden mezun oldu. Galatasaray Futbol Takımının ilk Türk kaptanıdır. Galatasaray Spor Kulübü'nün 2 numaralı kurucu üyesidir. Fenerbahçe'yle 17 Ocak 1909'da yapılan ilk maçta iki golü de o attı. Aynı zamanda şairdir. Şair olarak Fecr-i Ati Topluluğu kurucularından biriydi. Kin ve Hisarlara Karşı adlı millî temalı şiirleri önemlidir.

Victor Hugo'nun 'Mavi Gözlü Yunan Çocuğu' adlı eserine karşı yazdığı 'Kin' adlı şiiri ile o dönemde çok geniş yankılar uyandırmıştır. Kin ve Hisarlara Karşı eserleriyle Milli Edebiyat'ın habercisi olmuştur.

Ahmet Haşim, onun şiiri için "Türk şiirinin üstünden bir kuyruklu yıldız gibi geçti. Ondan ağzımızda tamamlanmamış bir lezzet kaldı" demiştir. İETT'te memur olarak görev yapmıştır.

1910'da yazdığı Kin adlı şiirini Mustafa Kemal Atatürk çok severdi. Hatta Çanakkale'de düşmana karşı savaşırken en zor zamanlarda o şiirin "Garbın cebin-i zalimi (Batı'nın çirkin zalimi) affetmedim seni, Türküm ve dümnaım sana, kalsam dabir kişi" dizesini bağıra bağıra ezberinden okurdu. Emin Bülent Serdaroğlu 1932 yılında Kin adlı şiirini davetli olduğu Dolmabahçe Sarayı'nda bir akşam yemeğinde Atatürk'ün huzurunda kendi ağzından seslendirdi.

Balkan Savaşı'na kendi atıyla katılan, Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale cephesinde çarpışan Emin Bülent Serdaroğlu'nun ölümünden önceki son sözleri, "Lüleburgaz, Lüleburgaz. Harp ediyoruz" olmuştu. 1942'nin aralık ayında hastalığa daha fazla dayanamayıp vefat etti.





CELAL İBRAHİM







Celal İbrahim (1884 - 1917), Osmanlı futbolcu ve Galatasaray Spor Kulübü'nün 4 numaralı kurucu üyesi. "Kürt Celal" takma adıyla da tanınmaktadır.

Celal İbrahim üç Galatasaraylı kardeşin en küçüğüdür. En büyük abisi Ahmet Galatasaray Lisesi'nde hat hocalığı yapmıştır. Bakırköy civarındaki bağında okulun tatil olduğu zamanlarda güreş yaptığı söylenmiştir. Diğer abisi Hüseyin de sporcudur ve Faik Üstünidman'ın öğrencisidir.[1]

Emin Bülent Serdaroğlu 1912'de Balkan Savaşı'na gidince takımın kaptanı Celal İbrahim olmuştur.

Irak'ta Müstakil Süvari Alayı Birinci Bölüğü' nde teğmen rütbesiyle görev yapmıştır. Gittiği gördüğü yerlerde Galatasaray Spor Kulübü için yararlı olacağına inandığı şeyleri toplamıştır. Ali Sami Yen ile cepheden mektuplaşmaya devam etmiştir. Bu mektuplar şu an Galatasaray Müzesi'ndedir. 21 Mart 1917' de I. Dünya Savaşı'nda Irak'ta vefat etmiştir. Galatasaray adına Fenerbahçe'ye ilk gol atan futbolcudur.

Galatasaray Lisesi'de hukuk öğrencisi olan 646 okul numaralı Celal İbrahim, Çanakkale Savaşı'na gönüllü asker toplandığı sırada kayıtlardan bir gün önceki gece askerlik şubesinin kapısında beklemiş ve sabah gönüllü listesine ismini ilk yazdıran kişi olmuştur.







BORİS NİKOLOF









Boris Nikolof, Galatasaray Spor Kulübü'nün 13 kurucusundan biridir. Lakabı Ayı Nikolof'tur. Balkan Savaşı' nın ardından Türkiye'de yükselen milliyetçilik akımları neticesinde Galatasaray'ın kurucular listesinden çıkarılmıştır. Bulgar kökenli olan Boris Nikolof, Galatasaray' ın ilk resmi maçında gol atmıştır ve ilk şampiyonluk şildiyle çekilen fotoğrafta yer alır.







MİLO BAKİÇ







Milo Bakiç, Galatasaray Spor Kulübü'nün 13 kurucusundan biridir. Lakabı Sütçü Milo'dur. Galatasaray'ın ilk sağbekidir. Balkan Savaşı'nın ardından Türkiye'de yükselen milliyetçilik akımları neticesinde abisi Pol Bakiç gibi Galatasaray'ın kurucular listesinden çıkarılmıştır. Karadağ kökenli olan Milo Bakiç ilk şampiyonluk şildiyle çekilen fotoğrafta yer alır. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra ülkesi Karadağ'a gider, sonra geri döner ve Harbiye Mektebi'nde okur. Daha sonra subay olur. Bir süre Osmanlı Ordusu'na hizmet eder. Sonraları ülkesi Karadağ'a geri döner ve Balkan Harbi'nde Karadağ ordusunda savaşırken Türk kurşunu ile ölür.[1]







POL BAKİÇ (uzunca araştırmalarıma rağmen resmine ulaşamdım)



Pol Bakiç, Galatasaray Spor Kulübü'nün 13 kurucusundan biridir. Balkan Savaşı'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu'nda yükselen milliyetçilik akımları neticesinde kardeşi Milo Bakiç gibi Galatasaray'ın kurucular listesinden çıkarılmıştır. Karadağ kökenli olan Pol Bakiç ilk şampiyonluk şildiyle çekilen fotoğrafta yer almaz.





BEKİR SITKI BİRCAN







Her alanda çok aktif bir yapıya sahipti. Galatasaray' ın kuruluşunda çok önemli bir işlev üstlendikten sonra futbol takımında uzun yıllar görev yaptı. Futbol yaşamını bitirdikten sonra kulüpte yöneticilik görevi üstlendi. Ayrıca Galatasaray Lisesi' nde de öğretmenlik yaparak, normal yaşamını sürdürdü. 26 Haziran 1967 yılında öldü. Bekir Sıtkı Bircan, Galatasaray' ın sarı kırmızı renklerinin Gül Baba' nın II. Bayezid' e verdiği sarı kırmızı güllerden dolayı olduğunu açıklamıştı.







TAHSİN NAHİT









1887 yılında istanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra bir süre hukuk öğrenimi gördü. Öğrencilik yıllarında edebiyat ve politikayla ilgilendi, İttihat ve Terakki Partisi'ne girdi ancak partinin çalışmalarından hoşnut olmayınca politikayı bıraktı. Galatasaray Spor Kulübü kurucularından olan Tahsin Nahit, sağlık sebepleri nedeni ile 11 Eylül 1906' da Galatasaray' dan ayrıldı.[1] Bu nedenle adı kurucular listesinden çıkarılsa da Galatasaray' ın son tüzük değişikliği ile adı tekrar kurucular listesine girdi. [2]I. Dünya Savaşı yıllarında İaşe Müfettişliği’nde bulundu. Büyükada'da doğup yetişmiş Şefika Hanım ile yaptğı evlilikten bir kızı oldu. 12 Mayıs 1919 günü, Rakibe adlı oyunun Darülbedayi'deki provaları sırasında hayatını kaybetti. Mezarı Büyükada'dadır.









REŞAT ŞİRVANİZEDE









Galatasaray' ın 7 numaralı kurucu üyesiydi. Ancak Tahsin Nahit' in kulüpten istifa etmesiyle sicil defterinde 6 numara kendisine verildi. Yönetici olarak kulübün ilk yıllarında büyük emeği geçen Şirvani, futbol oynamamasına rağmen karşın maçlarda seyirci ateşleyen, futbolcuları motive eden ve kulübe gelir sağlayan önemli bir kurucu üye olarak bilinmektedir. 1944 yılında öldü.





HÜSEYİN HÜSNÜ KAYACAN (PAŞA)







Hüseyin Hüsnü Paşa (d. 1850, Artvin - ö. 1926) Osmanlı askeri ve devlet adamıydı. 31 Mart Olayı sırasında Hareket Ordusunda önemli bir rol oynadı. Kısa bir süre Harbiye Nazırlığı yaptı.

Hüseyin Hüsnü Paşa 1850 yılında Artvin'de doğdu. Harbiye Okulunu bitirdikten sonra 93 Harbinde savaştı. 31 Mart Ayaklanmasını bastırmak için Selanik'ten İstanbul'a gelen Hareket Ordusunun ilk komutanıydı. Hareket Ordusu İstanbul'a girmeden biraz önce komutayı Mahmut Şevket Paşa'ya devretmiştir[1]. Bir süre Trablusgarp Valiliği ve Harbiye Nazırlığı (18 Ağustos 1920-21 Ekim 1920)[2] yapan Hüseyin Hüsnü Paşa Kurtuluş Savaşı'nda Milli Mücadelecilerin yanında yer almış, 1926 yılında İstanbul'da Kuzguncuk'taki yalısında ölmüştür. Hüseyin Hüsnü Paşa 1961-1971 yılları arasında Türkiye İşçi Partisi'nin liderliğini yapan Mehmet Ali Aybar'ın dedesi ve Türk futbolunun en önemli isimleri Fuat Hüsnü Kayacan ve Hamit Hüsnü Kayacan'ın babasıdır.













REFİK CEVDET KALPAKÇIOĞLU (aynı zamanda 2.başkanımızdır)











Refik Cevdet Kalpakçıoğlu,
Galatasaray Spor Kulübü'nün 7 numaralı kurucu üyesi ve Ali Sami Yen'den sonra kulüp başkanlığı yapan ikinci Galatasaraylı'dır. Galatasaray Lisesi 1904 dönemi mezunudur. 1919-1922 ve 1934 yıllarında iki dönem Galatasaray Spor Kulübü başkanlığı, ilk yönetim kurulunda ise başkan yardımcılığı yapmıştır. Kulüpte sarsıntı yaratan Güneş ayrılığı zamanında da başkandır. Galatasaray Lisesi' nde uzun dönem öğretmenlik yapmıştır. Tevfik Fikret' in müdürlüğü zamanında Galatasaray Lisesi' nde idari işlerden sorumlu olarak çalışmıştır.[1] 6 Şubat 1959'da öldü.[2]https://tr.wikipedia.org/wiki/Refik_Cevdet_Kalpakçıoğlu





ABİDİN DAVER









Şehremenati Mümeyyizlerinden Ali Vahyi Bey' in ve Fatma Revan' ın oğlu olup, Prenses Zeynep Kamil' in manevi evladıdır. 1 yaşından itibaren annesi tarafından babasından ayrı bir yerde yetiştirildi. 1908 yılında Galatasaray Spor Kulübü' ne kayıt oldu ve 8 nolu üye olarak yeraldı.

Eğitimini, Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi'nde almaya başlayan Daver, daha sonra sonra girdiği Mekteb-i Sultani'yi 1917 yılında tamamladı. Yüksek öğrenimini Sanayi-i Nefise Mektebi’nde sürdüren Daver, öğrencilik yıllarında çeşitli gazetelere yazılar yazmaya başlamıştı. 1908’den sonra gazeteciliği meslek edinerek önce Tasvir-i Efkar’da, sonra Yeni Gün, Tercüman-ı Hakikat, İkdam ve Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarı olarak "Hem Nalına Hem Mıhına" başlığı altında yazdığı fıkralar ile geniş okur kitlelerinin beğenisini kazandı.

Galatasaray Spor Kulübü'nün 8 numaralı kurucu üyesi olan Daver, 1929-1930 yılları arasında kulübün başkanlığını üstlenmiştir. 1939-1943 arasında VI. Dönem İstanbul Milletvekili olarak TBMM’de görev yapan Daver, yazıları ile Türk denizciliğine yaptığı katkılardan dolayı sivil amiral olarak da anılır. 8 şubat 1954’te ölümünün ardından ismi Denizcilik Bankası’nın bir şilebine verilmiştir.









NOT!!!



1905'te Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulübü yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu çıkarıldıktan sonra, kulüp yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kulüplerin tüzükleriyle birlikte, kurucu üyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen üyeler ilk listeden çıkarılmış ve 1 Eylül 1913'te kurucu liste yeniden düzenlenmiştir. Kurucu üyelerin yeni sıralaması şöyle gerçekleşmiştir:







  1. Ali Sami Yen
  2. Asım Tevfik Sonumut
  3. Emin Bülent Serdaroğlu
  4. Celal İbrahim
  5. Bekir Sıtkı Bircan
  6. Reşat Şirvanizade
  7. Refik Cevdet Kalpakçıoğlu
  8. Abidin Daver







YORUM= Asıl kurucu üyelerimiz ilk 13 kişinin yer aldığı listedir,maalesef dönemin şartlarından dolayı MİLO BAKİÇ ve POL BAKİÇ, çok dramatik şekilde yönetim listelerinden çıkarılmıştır.

Özellikle MİLO BAKİÇ hayatı ve ölüm şekliyle çok hüzünlendirmiştir beni.





800px-GS_Kuruculari.jpg






























https://www.google.com.tr/url?sa=i&...bkem3Xdl2ltmXvz9Lsmz7ysw&ust=1374667413712218

 
Üst Alt