Melih Peker
Şef Gümüş Kıvrım
- 21 Ocak 2010
- 70.082
- 48.599
- 4.843
Aynı zamanda düzmece Mustafa olarak da bilinir .
Osmanlı tarihi içerisinde tam olarak aydınlatılamayan olaylar arasında yer alan Düzmece Mustafa olayı, günümüzde halen daha tartışmalara konu olmaktadır. Osmanlı tarih yazınının klasik bir özelliği olan ironik lakap takma geleneğinden kaynaklı Düzmece lakabını alan Mustafa, tarihsel bir karakter olarak gerçek olsa da, adı geçen olaylarda aldığı roller ve gerçek kişiliği üzerine yapılan tartışmalar, Düzmece Mustafa ve Düzmece Mustafa Olayı üzerindeki görüş ayrılıklarına da yansımaktadır. Biz de ortaya konulan bu sorunsalı ele alarak aydınlatmak adına siz Beyaz Tarih okurları için konuyu mercek altına aldık.
BEYAZ TARİH / MAKALE
Osmanlı tarih yazımının klasik bir özelliği, girdiği mücadeleyi kaybedenlere, hanedan mensubu da olsa, yapılan yakıştırma ve takılan lakaplar içerisinde ironi barındırır. Bazen de tersi olur; tarafı olduğu padişahı hezimete uğratan rakip komutan cihangir bir hükümdar da olsa, Timur-lenk (Topal Timur) örneğinde olduğu gibi, adını istihfafla tarihlerine kaydetmekten çekinmezler.
İlhanlı hakimiyetinin gölgesinde Selçuknamelerini yazan İbn Bibî, Aksarayî vd. saray tarihçilerinin yaptığı da aynı şeydir. Moğol istilasına karşı bağımsızlık mücadelesinin önderliğini yapan ve yıllarca II. İzzeddin Keykavus’un en büyük destekçileri olan Türkmenler ve hassaten Karamanoğlu Mehmed Bey, Konya’yı zapt ettikten sonra tahta oturttuğu şehzade Siyavuş, ‘Cimri’ lakabıyla Selçuklu tarihlerine kaydedildi.
Mustafa Çelebi’nin (Düzmece) çağdaşı olan Şeyh Bedreddin de, sırf kardeşleriyle girdiği mücadeleden galip çıkan Mehmed Çelebi’nin rakibi olan kardeşi Musa Çelebi’nin şeyhülislamı ve danışmanı olduğu için Osmanlı tarihlerinin ilk zındık, mülhit ve sapkını olarak yer aldı. Yıldırım Bayezid’in küçük şehzadesi Mustafa Çelebi de saltanat davası güden diğer kardeşleri gibi kardeşi I. Mehmed’e karşı saltanat mücadelesine girişti. Ancak ağabeyine karşı kaybetti ve Bizans’a sığındı. Daha sonra tahta geçen II. Murad’ın ilk saltanat yıllarında ortaya çıkıp bir kez daha şansını denedi ve ayaklandı. Aşıkpaşazâde ve Neşrî tarihlerinde, Bizans’ın Anadolu’ya saldığı bir şehzade olduğu için -ilk defa- ‘Düzme’ lakabıyla anıldı. Daha sonraki Osmanlı tarihçileri de adını ‘Düzmece Mustafa’ olarak kaydetti ve öylece kaldı. Ancak buna rağmen Düzmece Mustafa, gerçek bir hanedan mensubu olarak kabul görmüştür. Gerek Şeyh Bedreddin’in marjinalleştirilmesinde ve gerek Mustafa Çelebi’nin ‘düzmece’ (yalancı) lakabıyla hanedandan dışlanmasında I. Mehmed ve oğlu II. Murad’ı etkisi altına alan Çandarlı ailesinin büyük rolü olmalıdır.
iPhone cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
Osmanlı tarihi içerisinde tam olarak aydınlatılamayan olaylar arasında yer alan Düzmece Mustafa olayı, günümüzde halen daha tartışmalara konu olmaktadır. Osmanlı tarih yazınının klasik bir özelliği olan ironik lakap takma geleneğinden kaynaklı Düzmece lakabını alan Mustafa, tarihsel bir karakter olarak gerçek olsa da, adı geçen olaylarda aldığı roller ve gerçek kişiliği üzerine yapılan tartışmalar, Düzmece Mustafa ve Düzmece Mustafa Olayı üzerindeki görüş ayrılıklarına da yansımaktadır. Biz de ortaya konulan bu sorunsalı ele alarak aydınlatmak adına siz Beyaz Tarih okurları için konuyu mercek altına aldık.
BEYAZ TARİH / MAKALE
Osmanlı tarih yazımının klasik bir özelliği, girdiği mücadeleyi kaybedenlere, hanedan mensubu da olsa, yapılan yakıştırma ve takılan lakaplar içerisinde ironi barındırır. Bazen de tersi olur; tarafı olduğu padişahı hezimete uğratan rakip komutan cihangir bir hükümdar da olsa, Timur-lenk (Topal Timur) örneğinde olduğu gibi, adını istihfafla tarihlerine kaydetmekten çekinmezler.
İlhanlı hakimiyetinin gölgesinde Selçuknamelerini yazan İbn Bibî, Aksarayî vd. saray tarihçilerinin yaptığı da aynı şeydir. Moğol istilasına karşı bağımsızlık mücadelesinin önderliğini yapan ve yıllarca II. İzzeddin Keykavus’un en büyük destekçileri olan Türkmenler ve hassaten Karamanoğlu Mehmed Bey, Konya’yı zapt ettikten sonra tahta oturttuğu şehzade Siyavuş, ‘Cimri’ lakabıyla Selçuklu tarihlerine kaydedildi.
Mustafa Çelebi’nin (Düzmece) çağdaşı olan Şeyh Bedreddin de, sırf kardeşleriyle girdiği mücadeleden galip çıkan Mehmed Çelebi’nin rakibi olan kardeşi Musa Çelebi’nin şeyhülislamı ve danışmanı olduğu için Osmanlı tarihlerinin ilk zındık, mülhit ve sapkını olarak yer aldı. Yıldırım Bayezid’in küçük şehzadesi Mustafa Çelebi de saltanat davası güden diğer kardeşleri gibi kardeşi I. Mehmed’e karşı saltanat mücadelesine girişti. Ancak ağabeyine karşı kaybetti ve Bizans’a sığındı. Daha sonra tahta geçen II. Murad’ın ilk saltanat yıllarında ortaya çıkıp bir kez daha şansını denedi ve ayaklandı. Aşıkpaşazâde ve Neşrî tarihlerinde, Bizans’ın Anadolu’ya saldığı bir şehzade olduğu için -ilk defa- ‘Düzme’ lakabıyla anıldı. Daha sonraki Osmanlı tarihçileri de adını ‘Düzmece Mustafa’ olarak kaydetti ve öylece kaldı. Ancak buna rağmen Düzmece Mustafa, gerçek bir hanedan mensubu olarak kabul görmüştür. Gerek Şeyh Bedreddin’in marjinalleştirilmesinde ve gerek Mustafa Çelebi’nin ‘düzmece’ (yalancı) lakabıyla hanedandan dışlanmasında I. Mehmed ve oğlu II. Murad’ı etkisi altına alan Çandarlı ailesinin büyük rolü olmalıdır.
iPhone cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi