Cevap: Çağlayan Derebaşı
Alıntı Makale ;
Çarli Çağlayan
Efendi, hırslı ve centilmendi. Çevresindekilerle pek konuşmazdı. Kendi deyimiyle "lüzumsuz konuşmalar" yapmazdı. Takımın en çalışkan futbolcularından birisiydi. Arkadaşlığa çok önem verirdi. Arkadaşları için hiçbir şeyden kaçınmazdı. Soğukkanlı olduğu için genelde takımda penaltıları ona attırırlardı. Göztepe'mize dışardan gelmesine rağmen öz ve öz Göztepeliydi. O efsane takımın mimarlarından birisiydi. Birçok büyük başarıda hiç kuşkusuz onun payı büyüktü. Kaleci Ali Artuner'in dediği gibi "Önümüzdeki defans olmasa ben de Ali Artuner olamazdım" sözünün kahramanlarındandı.
Pavyon Macerası
O bir gün yine arkadaşlarına uyup pavyona gitti. Gidiş o gidiş oldu. Bir daha pavyona ayak basmadı. İşte Çağlayan ve pavyon macerası: "O zamanlar gençliğin etkisiyle arasıra pavyona eğlenmeye giderdik. Hocamız hemen kokuyu alırdı. Gazino veya pavyona gittiğimizde garsonlar ve bizi tanıyan kişiler uyarırdı veya hocamıza durumu bildirirdi. Yine birgün Hüseyin, Fevzi ve ben, pavyona gittik. Kimse bizi tanımıyordu. Pavyonun garsonu da Göztepiliymiş. Ertesi gün idman bittikten sonra Adnan Hoca herkesin ortasında "Pavyoncular ayrılsın" dedi. Biz birden birbirimizin yüzüne baktık. Çıksak bir türlü, çıkmasak bir türlü. Fevzi, ardından ben, sonra Hüseyin öne çıktık. Bunun üzerine hocamız yüzümüze baktı. Suratımın ilk defa öyle kızardığını hissettim. Çok ağır bir ceza bekliyorduk. 6 tur fazla koştuk. Ama o bakışlar 60 tura bedeldi. Daha sonra hiç pavyona gitmedik."
Göztepeli'lik Apayrı Bir Olay
O diğer arkadaşları gibi futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük yapmadı. Hatta futboldan koptu. Göztepe'mizin o dönemdeki yöneticileri gibi yöneticiler bulamayacağını düşünüp, "Parası olan yöneticiler gün geliyor takım kuruyorlar. Ben antrenör olarak işime karışılmasına izin veremezdim. Bu meslek bana göre değildi" diyor Çağlayan... Göztepe'nin ve Göztepeliliğin apayrı bir olay olduğunu söyleyen Çağlayan, "Özveri, inanç ve zihniyet bizim için çok önemliydi. Sözkonusu Göztepe'nin başarısı olunca para konuşulmazdı. Gürsel ağabey görüşmeye girer, bizim adımıza anlaşma yapar, sonra bize "Girin içeriye, imza atın" derdi. Biz ona öylesine çok güvenir, yöneticilerimizin de bizi mağdur bırakmayacağını bilirdik."
Çağlayan Derebaşı'ndan Bir Anı: Kaçan Penaltı
"Soğukkanlı olmam nedeniyle arkadaşlar genelde penaltıları bana attırıyorlardı. İdmanlarda bol bol penaltı çalışması yapardım. İdmanlarda dahi penaltı kaçırdığım pek görünmezdi. Topla çok iyi konsantre olur, kaleciyi bakışlarımla aldatırdım. Bir gün Altınordu ile oynuyoruz, Alsancak Stadı'nda. Bizim için çok önemli bir maç. Mutlaka kazanmamız gerekiyor. Maçın sonlarına doğru bir penaltı kazandık. Herkes yine bana döndü. Gürsel Ağabey ile Nevzat Güzelırmak, yanıma geldiler ve bana dönerek "Bu penaltıyı kaçırırsan yanarız. Bu maçı mutlaka kazanmamız lazım" dedi. Onların heyecanı beni de etkiledi. Ve hayatımda ilk defa penaltı kaçırdım. O maçı kazanamadık. Arkadaşlarım maç sonunda eve geldiler, teselli etmeye çalıştılar."
Kaynak :
https://www.facebook.com/note.php?note_id=99943715949