Ciddi Konular Başlığı - Sayfa 6 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Ciddi Konular Başlığı


Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Hepsi de buyurdu. Sadece buyume hizlari duserdi. Almanya øzelinde iki dunya savasindan øzellikle 1. dunya savasindan berbat bir halde cikmisti fakat kendilerini toparladilar. Zaten bu devletlerin gelisecegi 19. yuzyilin sonlarindan itibaren belli idi. Turkiye'nin buyumesinde enerji en son adim sanayi devleti olma noktasinda. Zaten nukleer enerji yokken de buyuyorlardi. Turkiye bu sayede buyumez sehir efsanesi bunlar. Sonucta bilgi birikimi gerekli Avrupa'dan uretim araclarini ithal edip onlari kullanarak sanayi devleti olunmaz ne zaman o uretim araclarini uretir o zaman sanayi devleti olur.

Anti nukleer propaganda tum ulkeleri kapsiyor ve geneli de iyi niyetli. Sonucta tarih bunlarin felaketlerini gørdu. Sen sanayi olarak atilim yap enerji kolay. Disa bagimli imalat sektoru ile falan sanayi devleti olunmaz.

Arti kendi olanaklarin ile bile yapmiyorsun nukleer santrali ve birsekilde Rusya'ya daha bagimli hale geliyorsun. Cin gelisti gelisecegi kadar zaten teknolojik alanda da bilgi birikmleri var uretiyorlar cogu seyi. Yani sen de birseyi uretecek bilgi birikimi yoksa isterse ulke enerji cenneti olsun birsey degismez.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Bence insanlarda nükleer enerjiden çok biz bu olayı beceremeyiz korkusu var. Yıllardır sorunsuz -en azından felaketsiz- kullanan bir sürü ülke var. Sorun şu :



Biz yapabilir miyiz ?
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



- Çok riskli bir bölge ama bir Japonya gibi değil.

- Türkiye'nin her yeri riskli değil, risksiz bölgelere yapılıyor santraller.

- 10 şiddetinde depreme dayanıklı konutlar yapıldı İstanbul'da. Ondan daha güvenlikli santraller bile yapılır.



Bunlardan ayrı olarak, Fransa'yı kim nasıl ikna edecek?



Öyle bir ülke yok. TOKİ fln diyeceksen hele güler geçerim. 10 şiddetinde depreme dayanıklı konutlar lafı tamamen yalandır, hele bu ülke Türkiye ise. İsim vermeyim bir tane AVM yapıldı, açık şuan, proje ve detaylandırmaları İstanbul menşeili, depreme dayanıklılık şiddeti 7, ama 8.5 olarak gösterildi. Japonya'da bile 10 şiddetine dayanacak yapı %10 kadardır. Onlarda köprü-tünel ve özel yapılardır.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Bence insanlarda nükleer enerjiden çok biz bu olayı beceremeyiz korkusu var. Yıllardır sorunsuz -en azından felaketsiz- kullanan bir sürü ülke var. Sorun şu :



Biz yapabilir miyiz ?



Taha aslında mesele biz yapabilir miyiz falan değil. Bugün Japonya'da büyük bir doğal felaket sonrasında yaşananlarda ana kıstas değil. Ekstrem bir durum. Ama bunun tehlike çanları daha öncesinde bir kaç kere verilmişti. En azından benim hatırladığım bir kaç olay var.



2004 yılında gelişmiş ülke olarak adlandırdığımız Japonya'nın Fukui şehrinde bulunan Mihama Nükleer Santralı'nda bir sızıntı meydana gelmişti.



1999 yılında da Tokaimura tesislerinde yine bir sızıntı meydana gelmişti ve binlerce kişi tahliye edilmişti.



Gelişmiş ülkeler bu teknolojiyi sıkıntısız, sorunsuz uyguluyor söylemi bu nokta da askı da hükümsüz kalıyor. Zira üzeri örtülen ya da üzerine fazla durulmayan pek çok sıkıntı oluşuyor. Japonya'da geçmişte yaşananlarda bunun kanıtı.



Şu sayfaya bir göz at derim. Europe - nuclear accident risk map Orada bulunan nükleer risk haritasında ne kadar temiz olduğumuz ortada. Bırakalım da böyle kalsın. diğer devletlerin alternatif çözümler aramaya başladığı şu ortam da bizim bu işe yönelmemiz bana pekte aklı selim bir yaklaşım olarak gelmiyor.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Batak bilir misiniz? Hiçbir ele girmeden de yükselebilirsiniz batakta. Türkiye maalesef şu ana kadar hiçbir ele girmedi. Küçük küçük yükseldi, arada el alamayınca battı. Bu sırada diğer oyuncular risk aldılar ve hızlı yükseldiler. Aradaki fark açıldı. Fark açılıncabatmamak adına şöyle dediler, "Zaten kazanıyoruz, aradaki fark kapanmaz. Biz de küçük küçük yükselelim.". Şimdi Türkiye'ye öyle bir el geldi ki, %99.9 ihtimalle alacak ve büyük kazandıracak. Üstteki oyuncuları yakalayamasa bile, en azından yaklaşacak. %0.01 gibi bir risk için girmezse, yukarıyı yakalamayı, yaklaşmayı falan geçtim; fark daha da açılacak.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Taha aslında mesele biz yapabilir miyiz falan değil. Bugün Japonya'da büyük bir doğal felaket sonrasında yaşananlarda ana kıstas değil. Ekstrem bir durum. Ama bunun tehlike çanları daha öncesinde bir kaç kere verilmişti. En azından benim hatırladığım bir kaç olay var.



2004 yılında gelişmiş ülke olarak adlandırdığımız Japonya'nın Fukui şehrinde bulunan Mihama Nükleer Santralı'nda bir sızıntı meydana gelmişti.



1999 yılında da Tokaimura tesislerinde yine bir sızıntı meydana gelmişti ve binlerce kişi tahliye edilmişti.



Gelişmiş ülkeler bu teknolojiyi sıkıntısız, sorunsuz uyguluyor söylemi bu nokta da askı da hükümsüz kalıyor. Zira üzeri örtülen ya da üzerine fazla durulmayan pek çok sıkıntı oluşuyor. Japonya'da geçmişte yaşananlarda bunun kanıtı.



Şu sayfaya bir göz at derim. Europe - nuclear accident risk map Orada bulunan nükleer risk haritasında ne kadar temiz olduğumuz ortada. Bırakalım da böyle kalsın. diğer devletlerin alternatif çözümler aramaya başladığı şu ortam da bizim bu işe yönelmemiz bana pekte aklı selim bir yaklaşım olarak gelmiyor.



Japonya'nın ihmalkarlığı, bütün dünyaya mâl edilemez.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Japonya'nın ihmalkarlığı, bütün dünyaya mâl edilemez.



Bu mantıkla Kanada'da 1978'den beri Nükleer Santral siparişi olmaması bütün dünyaya mâl edilemez. Avusturya'nın halk oylaması sonucu kapattığı santral bütün dünyaya mâl edilemez. Filipinlerdeki hatalar ve sorunlar ve bunları takiben kapatılan santral dünyaya mâl edilemez. İsveç'te referandum sonucu kapatılan santraller bütün dünyaya mâl edilemez. İspanya'da hiç işletilmeden kapatılan santraller de bütün dünyaya mâl edilemez. Danimarka, Lüksemburg, İrlanda, Avusturya, Portekiz gibi ülkeler zaten Avrupa ülkesi bile sayılmaz kullanmamaları da bir anlam ihtiva etmez.



O halde biz bu işe el atalım. Nasıl olsa sui misaller dünyaya mâl olmuyor. İyi örnek olalım tüm dünyaya mâl edilsin diyorsun yani.



Saygı duyarız ne diyelim.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Taha aslında mesele biz yapabilir miyiz falan değil. Bugün Japonya'da büyük bir doğal felaket sonrasında yaşananlarda ana kıstas değil. Ekstrem bir durum. Ama bunun tehlike çanları daha öncesinde bir kaç kere verilmişti. En azından benim hatırladığım bir kaç olay var.



2004 yılında gelişmiş ülke olarak adlandırdığımız Japonya'nın Fukui şehrinde bulunan Mihama Nükleer Santralı'nda bir sızıntı meydana gelmişti.



1999 yılında da Tokaimura tesislerinde yine bir sızıntı meydana gelmişti ve binlerce kişi tahliye edilmişti.



Gelişmiş ülkeler bu teknolojiyi sıkıntısız, sorunsuz uyguluyor söylemi bu nokta da askı da hükümsüz kalıyor. Zira üzeri örtülen ya da üzerine fazla durulmayan pek çok sıkıntı oluşuyor. Japonya'da geçmişte yaşananlarda bunun kanıtı.



Şu sayfaya bir göz at derim. Europe - nuclear accident risk map Orada bulunan nükleer risk haritasında ne kadar temiz olduğumuz ortada. Bırakalım da böyle kalsın. diğer devletlerin alternatif çözümler aramaya başladığı şu ortam da bizim bu işe yönelmemiz bana pekte aklı selim bir yaklaşım olarak gelmiyor.



Çevrecilerin tepkilerinden çekinip bu enerji türünün zararlarının gizlendiğini daha önce de okumuştum. Gönül ister ki risk bizden uzak olsun lakin petrol ve doğalgaz konusunda dışa bağımlı olmamız insanları ister istemez aklı selimin dışına çıkmaya zorluyor. Karmaşık bir olay. Her iki görüşünde fikirlerini tamamen öğrenmek gerek. :)



Bu arada Mersin 2. dereceden deprem bölgesiymiş. Konya, Karaman gibi risksiz bölgeler daha iyi olmaz mıydı acaba ?
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Çevrecilerin tepkilerinden çekinip bu enerji türünün zararlarının gizlendiğini daha önce de okumuştum. Gönül ister ki risk bizden uzak olsun lakin petrol ve doğalgaz konusunda dışa bağımlı olmamız insanları ister istemez aklı selimin dışına çıkmaya zorluyor. Karmaşık bir olay. Her iki görüşünde fikirlerini tamamen öğrenmek gerek. :)



Bu arada Mersin 2. dereceden deprem bölgesiymiş. Konya, Karaman gibi risksiz bölgeler daha iyi olmaz mıydı acaba ?



Bu santrali kendi olanaklarımızla yapmayacağız ki Taha. Netice de bu konuda da dışa bağımlıyız. Tali yoldan bu mesele de Rusya'ya çıkar. Yapılacaksa elbette en risksiz bölgeler tercih edilmeli ama bizde bu tarz konulara pek riayet edilmemesi, insanların korkularını körüklemiyor dersek yalan olur.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Batak bilir misiniz? Hiçbir ele girmeden de yükselebilirsiniz batakta. Türkiye maalesef şu ana kadar hiçbir ele girmedi. Küçük küçük yükseldi, arada el alamayınca battı. Bu sırada diğer oyuncular risk aldılar ve hızlı yükseldiler. Aradaki fark açıldı. Fark açılıncabatmamak adına şöyle dediler, "Zaten kazanıyoruz, aradaki fark kapanmaz. Biz de küçük küçük yükselelim.". Şimdi Türkiye'ye öyle bir el geldi ki, %99.9 ihtimalle alacak ve büyük kazandıracak. Üstteki oyuncuları yakalayamasa bile, en azından yaklaşacak. %0.01 gibi bir risk için girmezse, yukarıyı yakalamayı, yaklaşmayı falan geçtim; fark daha da açılacak.



Sosyologlar yuzlerce kitabi bos yere yazdi o zaman. Akademik camiada bosyere insanlar Wallerstein'in dunya sistemi uzerindeki tezleri uzerine forumlar yapti? Yani sistem bu kadar basit nukleer santrali yapiyorsun ve o devletlere yaklasiyorsun. Tek sorun nukleer santral yani ?
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



er gec yapacagiz ama bence acele etmemek lazim

teknoloji otursun biz takip edelim en basic halini kullanalim butun sorunlari cozulmus sistemlerle



bu kadar basit

her zaman en iyi teknolojiyi kullanmak mantikli degildir

onde gidersen sorunlari tahmin etmek zor iste



acele etmemek ve teknolojinin settle etmesini beklemek lazim

ama tabi alt yapiyi hazirlamak lazim harekete gecmeden
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Ermenistan'da dünyanın kullanımdaki en eski reaktörü varmış, ömrü bitmiş ama hala kullanıyorlar, çok riskli yani. Bulgaristan'da da eski bir reaktör kullanımdaymış. Yani bunlarda oluşacak bir kaza Türkiye'ye oluşmuş kadar etkiler bizi. Yani yapsakta yapmasakta zaten risk altındayız. Sadece Türkiye'nin yapmamasıyla bitmiyor mesele.



Kimse bu işe risksiz demiyor zaten.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Ermenistan'da dünyanın kullanımdaki en eski reaktörü varmış, ömrü bitmiş ama hala kullanıyorlar, çok riskli yani. Bulgaristan'da da eski bir reaktör kullanımdaymış. Yani bunlarda oluşacak bir kaza Türkiye'ye oluşmuş kadar etkiler bizi. Yani yapsakta yapmasakta zaten risk altındayız. Sadece Türkiye'nin yapmamasıyla bitmiyor mesele.



Kimse bu işe risksiz demiyor zaten.



Bunlara İran'ı da ekleyebiliriz.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Sosyologlar yuzlerce kitabi bos yere yazdi o zaman. Akademik camiada bosyere insanlar Wallerstein'in dunya sistemi uzerindeki tezleri uzerine forumlar yapti? Yani sistem bu kadar basit nukleer santrali yapiyorsun ve o devletlere yaklasiyorsun. Tek sorun nukleer santral yani ?



Ekonomik açıdan bakarsak en büyük sorunlardan bir tanesi enerji ithalatı ve şu anda bu enerji ithalatını minimize edecek belki de en kestirme yol nükleer santraldan geçiyor.



Başka türden bir enerji üretimi yapılması belki ülkemiz için ekonomik dışı nedenler açısından daha iyi olabilir ama hiçbirisi ekonomiye nükleer santral kadar kaldıraç olamaz.



Bence Japonya'da depremde zarar gören eski nesil nükleer santrallerden yapmadıkça problem yok.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Türkiye enerji kaynaklarının %74'ünü ithal ediyor. Dünya'da doğalgaz ve enerji talebinin Çin'den sonra en çok arttığı ikinci ülke Türkiye. Sadece nükleere değil, doğal enerji kaynaklarına yönelmesi planlanıyor Türkiye'nin. Jeotermal enerjide dünyada 7. Avrupa'da 1.yiz. 2023 yılı itibariyle rüzgar ve jeotermal enerji üretimi 20.000 MW ve 600 MW'a çıkarılması ve elektrik kullanımının en az %30'u nun yenilenebilir enerjilerden üretilmesi hedefleniyor.



Nükleer enerji konusunda ise Türkiye'nin 2023 yılına kadar 10.000 MW’lık bir güce ulaşması hedefleniyor. İlk santral Mersin'de ikincisi Sinop'ta kurulacak.Mersin'deki santral için rusyayla anlaşma geçen sene imzalandı.



Yani bu işten geri dönüş yok artık, Türkiye nükleer enerji ü-re-te-cek. Önemli olan bütün güvenlik önlemlerinin ciddi bir biçimde alınması ve bu işe özen gösterilmesi.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Su anda Avrupa direk yenilenebilir enerji kaynaklarina yønelmis durumda ve temiz enerjinin payini arttirmak icin surekli planlar yapiyorlar. Bir sekilde aslinda nukleer enerji de gelecek acisindan en øncelikli enerji kaynagi olmayacak. Sorunun temeli sanayilesme vs. vs. ise nukleer bunun icin cøzum olmayacaktir. Orasi farkli bir tartisma boyutu zaten. Sen nukleer yaparken madem bu planla dunya devleri yakalanmak isteniyor zaten onlar enerjilerini senden daha ileri bir sekilde temin edecekler ki zaten geneli temiz kaynaklara yøneliyor. Arti nukleerin avantajlari konusunda da bir cok tartisma var. Cunku yapacagin maliyet cok buyuk nukleer santral insa ederken ve ondan kac yil faydalanacaksin. Su an yeni olan teknoloji zaten zamanla daha eski olacak ve eski teknoloji kullanmak risk getirecek. Enerji ucuz olacak ama yatirim maliyeti cok yuksek. En ønemli sorunlardan birisi atiklari nasil muhafaza edeceksin ki Turkiye cevre ve insan sagligi acisindan cok dikkatli bir ulke degil. Yani dunya nukleerden cikip uzun vadede baska seylere yønelirken onlarin daha øncesinde kullanilan teknoloji kullanildiginda mi Avrupa yakalanacak.

Sanayi devletlerini yakalama cok ayri bir tartisma Fransiz devrimi sanayi devrimi dunya sistemi vs. vs. hepsini tartismak gerekir. Bilgi birikimi bilgi uretimi ne kadar yeterli vs. vs.

Cok riskli bir yatirim ve su an en yeni teknoloji olsa bile o teknoloji zamani gelince eskiyecek zaten bu noktada Avrupa ya da dunya devlerini cok geriden takip ediyor olacaksin. Temiz enerji kaynaklari acisindan Turkiye yeterli bir ulke ve o konuya yogunlasmasi gerekir zaten dunya devleri bir zaman sonra o konuda da tekel olusturacaklar.

Nukleer santral ile sanayi devleti olmanin uzaktan yakindan alakasi yok ki ne kadar kullancaksin nukleer santrali ve cok maliyetli bir yatirim vs. vs.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Ekonomik açıdan bakarsak en büyük sorunlardan bir tanesi enerji ithalatı ve şu anda bu enerji ithalatını minimize edecek belki de en kestirme yol nükleer santraldan geçiyor.



Başka türden bir enerji üretimi yapılması belki ülkemiz için ekonomik dışı nedenler açısından daha iyi olabilir ama hiçbirisi ekonomiye nükleer santral kadar kaldıraç olamaz.



Bence Japonya'da depremde zarar gören eski nesil nükleer santrallerden yapmadıkça problem yok.



Iste bu noktada da cok fazla tartisma var. Maliyetin buyuklugu ve santrali ne kadar kullanabilecegin. Arti zamaninda yapilan santrallerin hepsi en yeni modeldi ve senin modelin eskiyecek. Bir sekilde nukleer enerji de bile teknolojik olarak bagimli hale geleceksin. Rusya olur ABD olur onlara bagimli olacaksin. Teknolojik bagimlilik ya da dogalgaz v.s vs. satin alma farklar olsa da ikisinde de bir bagimlilik iliskisi var. Ekstra sanayi devleti olmak bilgi birikimi ister deneyim ister. Turkiye'nin ne agir sanayisi var da sanki tek problem enerji oldu. Almanya'dan kac tane araba firmasi vs. vs. sayilabilir ha Cin derseniz ta Mao zamanina gitmek gerek kultur devrimine gitmek gerek. Turkiye yillardir uydu olmus ordan burdan satin aldigi aletlerle bir sey uretmeye calismis ama teknolojinin belirleyicisi olmamis hep bagimli olmus. Bu bagimlilik iliskisini kirmanin yolu nukleer enerji degil. Bilgi birikimi deneyim vs. vs.
 
Cevap: Ciddi Konular Başlığı



Nükleer zaten temiz enerji kaynağıdır. AB'nin yeni üye devletlere önermesindeki amaç da buydu zaten. Sera gazı salınımına ve hava kirliliğine sebep olan termik santrallerden kurtulmak için teşvik edildi.
 
Üst Alt