Bildiğim kadarı ile Balkan ve Arap ülkelerine hatta Güney Amerika ülkelerine dahi sayısız televizyon dizisi pazarlıyoruz diye biliyorum. Ha dizileri ihraç edebiliyoruz diye kaliteli olarak kabul etmek zorunda mıyız? Hayır. Çünkü gerçek anlamda kaliteli işler çıkarabiliyor olduğumuzu düşünmüyorum. Günümüzde artık 2,5 saatlik sinema filmi yok doğru düzgün ama dizilerimizin bölüm sürelerine bakıyorsun maşallah 2 saat 2,5 saat

Hani Amerikan stayla sezonluk 10-15 bölüm ama bölüm başı 1 saat değil de dolu dolu 2,5 saat olur eyvallah o zaman anlarım ama öyle bir şey yok tabi ki. Sezon başı 50 bölüm ve arka fonda acılı bir müzik eşliğinde bölüm başı en az 1 saat boş bakışmalar
O ihraç ediyoruz dediğimiz ülkelerde bildiğim kadarıyla toplum olarak sosyo-kültürel olarak öyle aman aman gelişmiş ülkeler falan değil. Arap ülkelerini zaten saymıyorum. Bizimkiler s.çsa izlerler öyle tahmin ediyorum. Balkan ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri, Rusya vs... kültür olarak yakın hissettiklerinden veya ilginç geldiğinden dolayı seyrediyorlardır. Bildiğim kadarı ile bu ülkelerin de öyle aman aman bir sinema sektörü veya dizi sektörü de yok. Yani Türk dizilerine ilgi duymaları gayet normal. Hatta Macaristan mı Bulgaristan mı tam hatırlayamıyorum lakin kendi kanallarında yayınladıkları bir dizimizin final bölümünün olduğu gün resmi tatil mi ne ilan edilmişti galiba öyle bir haber vardı. Binbir Gece dizisiydi sanırım.
Bence bizim dizilerimizin en büyük sıkıntısı senaristler ve yapımcılardır. Muhteşem Yüzyıl ve Vatanım Sensin gibi dönem dizilerinden çok ümitliydim iyi de başladılar lakin sonra onlar da sıvadılar. Mesela son dönemlerden örnek olarak şu iki diziyi ele alırsak bence oyunculuk anlamında müzikler anlamında hiçbir sıkıntı yok hatta fazlası bile var lakin senaryo ve prodüksiyon sıkıntılı. Koskoca Kanuni dönemini doğru düzgün savaş sahnesi çekemeden bitirdiler öyle diyeyim. Bizim de dünya çapında bir dizimiz olur diye çok ümitlenmiştim olmadı. En gözde en büyük yapımların dahi durumu buysa zaten diğerlerini konuşmaya gerek yok.