Son birkaç gündür bayağı fazla şey izledim dinledim ve okudum hakkında tabii bunlar takımlarını takip etmenin yerini tutmaz ama az çok bir fikir edindim kariyerinin gidişatına dair. Değişik bir hikayesi var bayağı, oldukça da sempatik ve iyi biri olduğu belli ama biraz saf ve pasif yönü de var.

Dedesi Barcelona oyuncusu zaten Katalan kendisi ve Barcelona genel kurul üyesiymiş bu adam. Belki B.Elmas bu açıdan sempati duymuştur çünkü Dome'nin tribün geçmişi var Barça'nın ilk CL kupasını aldığı 1992 finalini Wembley'de yerinden izlemiş. Hatta alt yaş kategorilerine Barça'da başlamış gelecek de vaat ediyormuş ama çok kötü bir diz sakatlığıyla asla üst seviye kariyeri olmamış zaten sürekli nüksettiğinden de erken yaşta futbolu bırakıp hocalığa başlamış.

Katalan bölgesel amatör liglerinde başarılı olduktan sonra Tercera Division'da (bizde 3. Lig'e tekabül ediyor tam olarak) hocalık maceraları olmuş. Buranın gedikli bir hocası haline gelmişken bir yerden sonra dinlenme kararı almış bir seneliğine ve o süreçte Barça B takımı Dome Tercera Division uzmanı olduğu için ve maçları kamerayla kaydetip izleme/analiz etme merakı olduğunu gözlemlediklerinden Barça B'nin o efsane Pep ekibine analist olarak dahil olmuş. Maçları ve antrenmanları kaydedip video analiz yapıyormuş. Bunun ötesinde, Tercera Division biraz yarı-amatör havasında olduğundan saha/zemin standardı yokmuş ve Dome saha ölçüleri, suni çim, hakem ve oyuncu standardı gibi konularda Pep'i bu seviyeye adapte ediyormuş. Fakat sonradan görmüşler ki Dome futboldan bayağı anlıyor, Tercera Division'u da iyi biliyor, Barça B için transfer görüşmeleri bile yapmış. Özellikle Busquets ve Pedro konusunda kendisinin emeği var gibi görünüyor, Pique'yi de Manchester'dan Tito'yla Dome getirmiş, ama Pique'de Tito'nun emekleri daha fazla gibi.

Sonrasında Pep Barça'nın başına geçince aynı taktik ekip hep beraber Barça'ya geçmişler Dome de dahil. Burada analistlik görevi devam etmiş bir de duran top hocalığı işine başlamış. Pep Münih'e geçince ekibine benimle gelin demiş esas 2. adam Tito Barça'da kalınca Dome Münih'te ikinci adam olmuş. Bundan sonrasını pek uzatmayayım ama Dome anladığım kadarıyla en diplerden en zirveye çıkan güzel bir hikayesi var.

Yardımcı hocalığa dair söylediği çok güzel ve can alıcı bir şey var: bence yardımcının yeri yardımcılıktır yani her daim hocanın birkaç adım arkasında durmalıdır sürekli işine karışmamalıdır ama iyi hoca zaten sürekli yardımcısına gitmelidir fikirlerle ve iyi yardımcı da hocanın duymak istediğini değil doğru bildiğini söyleyip perspektif katandır diyor. Çok takdir ettiğim bir bakış açısı, modern futbol metodlarına ve taktiğine hakim, CV'si güzel ve naif bir adam. NYC FC'de oldukça başarılı olmuş ve çok seviliyor zaten.

Eksilerine gelecek olursak: ciddi bir Pep hayranlığı var. Böyle bir adamla bu kadar uzun süre çalışıp böyle olmamak zordur elbet ama gerçekten başarılı bir hoca olacaksa özgün bir karakter koymalı ortaya, bunu belki de başaracaktır bakalım. Bir de Brezilya macerası var soru işaretlerine sebep olan.

Gördüğüm kadarıyla Brezilya futbol iklimi aynı bizimki gibi sabırsız algılarla yönlendirilen sosyal medyada kan gövdeyi götüren senede yüzlerce hocanın kellesinin gittiği bir cehennem. Hatta bizden daha zor çünkü 3 değil 12 büyük var. Bu adam da bunların taraftar sayısı olarak en büyüğüne hem de tarihteki en başarılı sezonundan sonra gelmiş (Luce gibi düşünün). Oyuncularla kamp yapmadan sezona başlamış ve sezon başında birkaç kayıp dışında işleri rayına oturtmuş ama sakatlıklar ve Covid'in patlak vermesiyle üst üste iki kötü mağlubiyet alıp kovulmuş hem de liderin 1 maç gerisinde olmasına rağmen. Sonra gelen hoca ortalama neredeyse onun kadar puan toplayarak takımı şampiyon yapmış. Bu açıdan bana Tudor'u anımsatıyor, kadroda değişiklikler falan açısından da bayağı benziyor.

Umalım ki Brezilya macerası ona bu tip baskıyla ve böyle bir futbol iklimiyle nasıl mücadele edeceğini öğretmiş olsun. Flamengo'da Jesus'un yerine gelmekten daha zor bir şey varsa o da Galatasaray'da Terim'in yerine gelmektir. Yönetimin sabırlı olacağına inancım tam yamyam taraftarımız ise beni endişelendirmekte.

Ben bu abinin elinden geleni yapacağına eminim Terim hocamı ne kadar sevsem de Galatasaray'ın başında bir 'good guy' izlemeyi özlemişim umarım hikayesinin devamı bizimle alacağı başarılarla bezenir.

Hoşgeldin DOME :hat:
 


Bu adamın şu dediği kısım bile beni tatmin etti; " iyi futbolu benimseyip aksine tahammülü olmaması"

Tam olarak arzuladığım ve özlediğim şey bu; iyi futbol.

İnşallah bunları hayata geçirir. Elimizdeki topçuları da parlatıp satabiliriz. Pep gibi adamla çalışması bence çok büyük artı. Ha pas oyunu için bu lig uygun değil ama bir de bakalım anlayanından izleyelim. Kanatları aktif kullanıp dediği gibi altıpas içi de pozisyona girersek ve abartılı şekilde kaçırmazsak umutlandım. Hayırlısı.
 
adını dün öğrendiği adamı analiz eden youtube ve twitter hesaplarından kaçınalım
 
Burada temel fikir Hollanda tipi total futbol yani oyuncular yoktur takım vardır 11 kişi uyum içinde hareket eder vs. vs. bunlar hoş güzel ama haftasonu Hatay maçı var pragmatizm de mühim zaten Dome'nin pragmatik bir tarafı da var pitch type specialist yıllarından kalma ve 10 yıllık duran top antrenmanı uzmanlığından gelen... diye ümit ediyorum
 
Valla ne kadarda güzel atıyorsun kardeşim. NYC ve Flamengoda başarılı değildi maalesef. Çok var bunun gibileri, 2. Adamdan ileriye gidemeyenlerden.

Bunu Türkiye’de çok kısa bir sürede bitirirler maalesef…

Son birkaç gündür bayağı fazla şey izledim dinledim ve okudum hakkında tabii bunlar takımlarını takip etmenin yerini tutmaz ama az çok bir fikir edindim kariyerinin gidişatına dair. Değişik bir hikayesi var bayağı, oldukça da sempatik ve iyi biri olduğu belli ama biraz saf ve pasif yönü de var.

Dedesi Barcelona oyuncusu zaten Katalan kendisi ve Barcelona genel kurul üyesiymiş bu adam. Belki B.Elmas bu açıdan sempati duymuştur çünkü Dome'nin tribün geçmişi var Barça'nın ilk CL kupasını aldığı 1992 finalini Wembley'de yerinden izlemiş. Hatta alt yaş kategorilerine Barça'da başlamış gelecek de vaat ediyormuş ama çok kötü bir diz sakatlığıyla asla üst seviye kariyeri olmamış zaten sürekli nüksettiğinden de erken yaşta futbolu bırakıp hocalığa başlamış.

Katalan bölgesel amatör liglerinde başarılı olduktan sonra Tercera Division'da (bizde 3. Lig'e tekabül ediyor tam olarak) hocalık maceraları olmuş. Buranın gedikli bir hocası haline gelmişken bir yerden sonra dinlenme kararı almış bir seneliğine ve o süreçte Barça B takımı Dome Tercera Division uzmanı olduğu için ve maçları kamerayla kaydetip izleme/analiz etme merakı olduğunu gözlemlediklerinden Barça B'nin o efsane Pep ekibine analist olarak dahil olmuş. Maçları ve antrenmanları kaydedip video analiz yapıyormuş. Bunun ötesinde, Tercera Division biraz yarı-amatör havasında olduğundan saha/zemin standardı yokmuş ve Dome saha ölçüleri, suni çim, hakem ve oyuncu standardı gibi konularda Pep'i bu seviyeye adapte ediyormuş. Fakat sonradan görmüşler ki Dome futboldan bayağı anlıyor, Tercera Division'u da iyi biliyor, Barça B için transfer görüşmeleri bile yapmış. Özellikle Busquets ve Pedro konusunda kendisinin emeği var gibi görünüyor, Pique'yi de Manchester'dan Tito'yla Dome getirmiş, ama Pique'de Tito'nun emekleri daha fazla gibi.

Sonrasında Pep Barça'nın başına geçince aynı taktik ekip hep beraber Barça'ya geçmişler Dome de dahil. Burada analistlik görevi devam etmiş bir de duran top hocalığı işine başlamış. Pep Münih'e geçince ekibine benimle gelin demiş esas 2. adam Tito Barça'da kalınca Dome Münih'te ikinci adam olmuş. Bundan sonrasını pek uzatmayayım ama Dome anladığım kadarıyla en diplerden en zirveye çıkan güzel bir hikayesi var.

Yardımcı hocalığa dair söylediği çok güzel ve can alıcı bir şey var: bence yardımcının yeri yardımcılıktır yani her daim hocanın birkaç adım arkasında durmalıdır sürekli işine karışmamalıdır ama iyi hoca zaten sürekli yardımcısına gitmelidir fikirlerle ve iyi yardımcı da hocanın duymak istediğini değil doğru bildiğini söyleyip perspektif katandır diyor. Çok takdir ettiğim bir bakış açısı, modern futbol metodlarına ve taktiğine hakim, CV'si güzel ve naif bir adam. NYC FC'de oldukça başarılı olmuş ve çok seviliyor zaten.

Eksilerine gelecek olursak: ciddi bir Pep hayranlığı var. Böyle bir adamla bu kadar uzun süre çalışıp böyle olmamak zordur elbet ama gerçekten başarılı bir hoca olacaksa özgün bir karakter koymalı ortaya, bunu belki de başaracaktır bakalım. Bir de Brezilya macerası var soru işaretlerine sebep olan.

Gördüğüm kadarıyla Brezilya futbol iklimi aynı bizimki gibi sabırsız algılarla yönlendirilen sosyal medyada kan gövdeyi götüren senede yüzlerce hocanın kellesinin gittiği bir cehennem. Hatta bizden daha zor çünkü 3 değil 12 büyük var. Bu adam da bunların taraftar sayısı olarak en büyüğüne hem de tarihteki en başarılı sezonundan sonra gelmiş (Luce gibi düşünün). Oyuncularla kamp yapmadan sezona başlamış ve sezon başında birkaç kayıp dışında işleri rayına oturtmuş ama sakatlıklar ve Covid'in patlak vermesiyle üst üste iki kötü mağlubiyet alıp kovulmuş hem de liderin 1 maç gerisinde olmasına rağmen. Sonra gelen hoca ortalama neredeyse onun kadar puan toplayarak takımı şampiyon yapmış. Bu açıdan bana Tudor'u anımsatıyor, kadroda değişiklikler falan açısından da bayağı benziyor.

Umalım ki Brezilya macerası ona bu tip baskıyla ve böyle bir futbol iklimiyle nasıl mücadele edeceğini öğretmiş olsun. Flamengo'da Jesus'un yerine gelmekten daha zor bir şey varsa o da Galatasaray'da Terim'in yerine gelmektir. Yönetimin sabırlı olacağına inancım tam yamyam taraftarımız ise beni endişelendirmekte.

Ben bu abinin elinden geleni yapacağına eminim Terim hocamı ne kadar sevsem de Galatasaray'ın başında bir 'good guy' izlemeyi özlemişim umarım hikayesinin devamı bizimle alacağı başarılarla bezenir.

Hoşgeldin DOME :hat:
 
Naif insanlar ülkemizde sevilmezler umarım bunun değişeceği dönemin katalizörü olur değerli hocam

Yarın Terim'e saygı ve sevgi mesajları gönderip klasını konuşturacaktır
 
Geri
Üst Alt