Selam arkadaşlar,
Kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım ama fanatik Galatasaraylı oluşum UEFA Ön Elemesinde Steaua Bükreş'e elendiğimizde ağlamamla başladı. Galatasaray'ı takip ederken iyi oyuncular, kötü oyuncular, çirkin oyuncular ve aynı şekilde iyi başkanlar, kötü başkanlar ve çirkin başkanlar gördüm. Çok iyi olduğumuz zamanlar da oldu, nal topladığımız zamanlar da oldu. Real Madrid'i dize de getirdik köy takımına maçı da verdik. Dolayısıyla şu anki durumumuz hakkında birkaç kelam da ben edeyim. Bu yorumlar tamamen kendi yorumlarım, buna göre tartışabiliriz.
Dursun Özbek'e gereksiz bir şekilde yüklenildiğini düşünüyorum. Bu bir nevi hobi, trend oldu sanki. Dursun Özbek geldiğinden itibaren çeşitli yanlış hareketlerde bulunmuş olabilir ama ben kötü niyetli bir adam olduğunu düşünmüyorum. Son 2 yılda yaşadığımız sıkıntılar sadece Dursun Özbek'le değil teknik direktör ve futbolculardan tut malzemecilere kadar tüm kadro ile alakalıydı. Dursun Özbek'in bu olaylarda büyük payı elbette ki var, ama kişi iyi niyetliyse, eğer bir şeyleri düzeltmek ve iyi yapmak çabasındaysa, ve bir şeylerden ders de alıyorsa bir insanın bu kadar üstüne gidilmesi, mevzunun sakız gibi uzatılması çok mantıksız. Yaptıklarını bir köşeye bırakıp yapacaklarına bakmalıyız. Sonuç olarak, Dursun Özbek bu takımı ele aldığında FC Barcelona olarak almadı. Olağanüstü borçlanmış, en az kaliteli oyuncular kadar çöp oyunculara da sahip, herkesin maaş olarak çok ciddi paralar aldığı bir takım olarak aldı. Borçlanma yönetmek kolay iş değildir, Galatasaray'da gelen yönetimde Kemal Derviş yoktu sonuçta. Dolayısıyla kararsızlıklar, yalpalanmalar, yapılan hatalar oldu, bu da sportif başarıyı da etkiledi. Evet, Dursun'un gelirleri ve giderleri yönetmekte çok başarılı bir giriş yapmadığı malum ve bu eleştirilmesi gereken bir konu ama Dursun Özbek bir şeyleri becermeye başladı, artık bir şeyleri öğrendi diye düşünüyorum. Galatasaray'ın borçlarında da ciddi şekilde azalma oldu gerek satılan araziler gerek silinen vergi borçları olsun. Takımın başına da fikrini uygulatabilen, karizmatik bir duruşu olan, dinamik bir futbol oynatmayı amaçlayan bir TD geldi. Transferler konusunda da daha başarılı ve stratejik hareket edilmeye başlandı, bu gündemde olan isimlerden bile belli oluyor zaten.
Dolayısıyla Galatasaray ayağa kalkıyor artık. Şu aşamada da Dursun Özbek'i yermenin sadece Galatasaray'a zarar vereceğini düşünüyorum. Galatasaray bünyesinde hata yapanlar, kulübü başarısızlığa sürükleyenler hesap vermelidir. Ama yaptığımız eleştirilerin dozajının yerinde olması, yıkıcı değil yapıcı olması, kulübe zarar vermemesi çok önemli ve Dursun Özbek'i yerme modası tamamen amaçsız, yıkıcı ve Galatasaray'a da zarar vermeye başladı. Bunun yanında eğer Dursun Özbek'in bir şeyleri düzeltmek için çabası varsa, bazen de ne olacağını beklemek gerekir, herkes bir şansı daha hak eder diye düşünüyorum. Sonuç olarak Galatasaray'da tüm başkanlar sportif deha değildi, gören de sanacak katlana katlana büyüyen bir Galatasaray vardı da Dursun Özbek gelip her şeyi mahvetti. Yani renkdaşlar bence ".. yağlı suratı onu da yapamaz", "Kesin dünyanın komisyonu dönmüştür .. Dursun'u" "Bu ....lar olduğu sürece bir şey olmaz" gibi ifadelerde bulunmanın şu noktada hiçbir anlamı ve gereği yok ve başkalarının ekmeğine yağ sürmekten başka da bir işe yaramıyor.
Kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım ama fanatik Galatasaraylı oluşum UEFA Ön Elemesinde Steaua Bükreş'e elendiğimizde ağlamamla başladı. Galatasaray'ı takip ederken iyi oyuncular, kötü oyuncular, çirkin oyuncular ve aynı şekilde iyi başkanlar, kötü başkanlar ve çirkin başkanlar gördüm. Çok iyi olduğumuz zamanlar da oldu, nal topladığımız zamanlar da oldu. Real Madrid'i dize de getirdik köy takımına maçı da verdik. Dolayısıyla şu anki durumumuz hakkında birkaç kelam da ben edeyim. Bu yorumlar tamamen kendi yorumlarım, buna göre tartışabiliriz.
Dursun Özbek'e gereksiz bir şekilde yüklenildiğini düşünüyorum. Bu bir nevi hobi, trend oldu sanki. Dursun Özbek geldiğinden itibaren çeşitli yanlış hareketlerde bulunmuş olabilir ama ben kötü niyetli bir adam olduğunu düşünmüyorum. Son 2 yılda yaşadığımız sıkıntılar sadece Dursun Özbek'le değil teknik direktör ve futbolculardan tut malzemecilere kadar tüm kadro ile alakalıydı. Dursun Özbek'in bu olaylarda büyük payı elbette ki var, ama kişi iyi niyetliyse, eğer bir şeyleri düzeltmek ve iyi yapmak çabasındaysa, ve bir şeylerden ders de alıyorsa bir insanın bu kadar üstüne gidilmesi, mevzunun sakız gibi uzatılması çok mantıksız. Yaptıklarını bir köşeye bırakıp yapacaklarına bakmalıyız. Sonuç olarak, Dursun Özbek bu takımı ele aldığında FC Barcelona olarak almadı. Olağanüstü borçlanmış, en az kaliteli oyuncular kadar çöp oyunculara da sahip, herkesin maaş olarak çok ciddi paralar aldığı bir takım olarak aldı. Borçlanma yönetmek kolay iş değildir, Galatasaray'da gelen yönetimde Kemal Derviş yoktu sonuçta. Dolayısıyla kararsızlıklar, yalpalanmalar, yapılan hatalar oldu, bu da sportif başarıyı da etkiledi. Evet, Dursun'un gelirleri ve giderleri yönetmekte çok başarılı bir giriş yapmadığı malum ve bu eleştirilmesi gereken bir konu ama Dursun Özbek bir şeyleri becermeye başladı, artık bir şeyleri öğrendi diye düşünüyorum. Galatasaray'ın borçlarında da ciddi şekilde azalma oldu gerek satılan araziler gerek silinen vergi borçları olsun. Takımın başına da fikrini uygulatabilen, karizmatik bir duruşu olan, dinamik bir futbol oynatmayı amaçlayan bir TD geldi. Transferler konusunda da daha başarılı ve stratejik hareket edilmeye başlandı, bu gündemde olan isimlerden bile belli oluyor zaten.
Dolayısıyla Galatasaray ayağa kalkıyor artık. Şu aşamada da Dursun Özbek'i yermenin sadece Galatasaray'a zarar vereceğini düşünüyorum. Galatasaray bünyesinde hata yapanlar, kulübü başarısızlığa sürükleyenler hesap vermelidir. Ama yaptığımız eleştirilerin dozajının yerinde olması, yıkıcı değil yapıcı olması, kulübe zarar vermemesi çok önemli ve Dursun Özbek'i yerme modası tamamen amaçsız, yıkıcı ve Galatasaray'a da zarar vermeye başladı. Bunun yanında eğer Dursun Özbek'in bir şeyleri düzeltmek için çabası varsa, bazen de ne olacağını beklemek gerekir, herkes bir şansı daha hak eder diye düşünüyorum. Sonuç olarak Galatasaray'da tüm başkanlar sportif deha değildi, gören de sanacak katlana katlana büyüyen bir Galatasaray vardı da Dursun Özbek gelip her şeyi mahvetti. Yani renkdaşlar bence ".. yağlı suratı onu da yapamaz", "Kesin dünyanın komisyonu dönmüştür .. Dursun'u" "Bu ....lar olduğu sürece bir şey olmaz" gibi ifadelerde bulunmanın şu noktada hiçbir anlamı ve gereği yok ve başkalarının ekmeğine yağ sürmekten başka da bir işe yaramıyor.