Bahadır İkiz
10 Numara!
- 1 Ağustos 2022
- 14.372
- 8.977
- 1.203
Beklenenden iyi bir konuşma olmuş. Performansına 10 üzerinden 7 veriyorum.
Sitemizi ana ekranınıza bir web uygulaması olarak nasıl yükleyeceğinizi görmek için aşağıdaki videoyu izleyin.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda kullanılamayabilir.
Başlıktaki cümleden, söyleminin ne kadar samimiyetsiz, altının ne kadar boş olduğu öylesine belli oluyor ki... Cümleye bak yaw :d
Koskoca gs camiası, bakın erkek futbolundan, kadın basketboluna tüm branşlardan bahsediyorum, 4-5 futbolcunun + okan hocanın tek başına ayakta tutmaya çalıştığı bir durumda.
Koskoca camiada düzgün planlanan hiçbir şey yok. Tamamen şansa ve bireysel katkılar ile gidiyor bir çok şey.
Futbol takımındaki o her şeyi götüren 3-4 futbolcuya allah korusun bir şey olsa, lige direkt havlu atılacak, takımın kadrosunun ne kadar dar olduğu, geri planda kalan amatör branşların ne kadar rezil bir halde olduğu da açıkça görülecek. Şu anda kimse önemsemiyor bu durumu.
Resmen Sanchez, Osimhen, Torriera falan illüze ediyor her şeyi.
Şu adamın tek yapması gereken, etrafına iş bitirici, iletişim becerisi yüksek, kendi PR'ı için değil, GS için çalışmayı heves edinmiş yöneticileri toplamak ve geri plana çekilip, projeler ile ilgilenmek olmalıydı.
Bu ise tam tersini yaptı. Erden Timur gibi bir yöneticiye yapılan mobingi umursamadı ve çok büyük bir değeri kaybettik.
Şimdi ise bir tv programına çıkıp "asarım keserim" edebiyatı ile ergen gs taraftarını tatmin etmiş.
Gözünü çıkaracakmış.
Aynen paf, yaparsın. Tabi.
Renktaş haksız değilsin ama bu söylediğin dünyadaki bütün takımlar için geçerli. Yani bugün sen Real Madrid'den de en iyi 3 oyuncuyu kessen, Liverpool'dan da kessen, City'den de kessen büyük ihtimalle şampiyonluktan kopma noktasına gelirler. İlk 11 oyuncularıyla yedek oyuncuların seviyesinin çok farklı olması bize has bir olay değil yani.Başlıktaki cümleden, söyleminin ne kadar samimiyetsiz, altının ne kadar boş olduğu öylesine belli oluyor ki... Cümleye bak yaw :d
Koskoca gs camiası, bakın erkek futbolundan, kadın basketboluna tüm branşlardan bahsediyorum, 4-5 futbolcunun + okan hocanın tek başına ayakta tutmaya çalıştığı bir durumda.
Koskoca camiada düzgün planlanan hiçbir şey yok. Tamamen şansa ve bireysel katkılar ile gidiyor bir çok şey.
Futbol takımındaki o her şeyi götüren 3-4 futbolcuya allah korusun bir şey olsa, lige direkt havlu atılacak, takımın kadrosunun ne kadar dar olduğu, geri planda kalan amatör branşların ne kadar rezil bir halde olduğu da açıkça görülecek. Şu anda kimse önemsemiyor bu durumu.
Resmen Sanchez, Osimhen, Torriera falan illüze ediyor her şeyi.
Şu adamın tek yapması gereken, etrafına iş bitirici, iletişim becerisi yüksek, kendi PR'ı için değil, GS için çalışmayı heves edinmiş yöneticileri toplamak ve geri plana çekilip, projeler ile ilgilenmek olmalıydı.
Bu ise tam tersini yaptı. Erden Timur gibi bir yöneticiye yapılan mobingi umursamadı ve çok büyük bir değeri kaybettik.
Şimdi ise bir tv programına çıkıp "asarım keserim" edebiyatı ile ergen gs taraftarını tatmin etmiş.
Gözünü çıkaracakmış.
Aynen paf, yaparsın. Tabi.
Bahsettiğim, kadrodaki as oyuncu-yedek oyuncu arası kalite farkı değil ki...Renktaş haksız değilsin ama bu söylediğin dünyadaki bütün takımlar için geçerli. Yani bugün sen Real Madrid'den de en iyi 3 oyuncuyu kessen, Liverpool'dan da kessen, City'den de kessen büyük ihtimalle şampiyonluktan kopma noktasına gelirler. İlk 11 oyuncularıyla yedek oyuncuların seviyesinin çok farklı olması bize has bir olay değil yani.
Sadece şu kısım var, bizde bu saydığın adamların neredeyse hiçbir alternatifi yokken diğer takımlarda en azından iyi kötü alternatifler var (Osimhen kısmında haksızlık etmeyelim, İcardi varken ciddi bolluk çekiyorduk, bu derece bir sakatlığı kimse öngöremezdi).
Abi ben bu konularda biraz bizim kulübün çapına bakarak, biraz da geçmişe bakarak yorum yapmayı doğru buluyorum. Yani bizim geçmiş yıllarda da öyle bir bek ve kanat rotasyonumuz fazla olmadı gibi. Bir işte o Uefa'yı aldığımız dönem bakıyorsun sol bekte Hakan-Ergün, sağ bekte Ümit-Fatih ikilisi gibi absürt seviyelere çıkmışız ama o biraz yanıltıcı oluyor. Ama dediğin doğru tabii ki.Bahsettiğim, kadrodaki as oyuncu-yedek oyuncu arası kalite farkı değil ki...
Mesela yedek bekimiz yok. Bak bildiğimiz yok. Sıfır. İki bekin de yedeği yok.
Yedek kanat oyuncumuz yok. Sıfır.
Bak dikkat edersen as oyuncu kalitesi - yedek oyuncu kalitesi değil konumuz.
Mevcut - Namevcut konusu.
Abi ben bu konularda biraz bizim kulübün çapına bakarak, biraz da geçmişe bakarak yorum yapmayı doğru buluyorum. Yani bizim geçmiş yıllarda da öyle bir bek ve kanat rotasyonumuz fazla olmadı gibi. Bir işte o Uefa'yı aldığımız dönem bakıyorsun sol bekte Hakan-Ergün, sağ bekte Ümit-Fatih ikilisi gibi absürt seviyelere çıkmışız ama o biraz yanıltıcı oluyor. Ama dediğin doğru tabii ki.
Hatta bence orada asıl facia sol beke aldığın oyuncuyu maçların yarısından fazlasında oynatamaman ve bu riski bilerek bu transferi yapman; sağ bek için ise ciddi bir bonservis harcayıp aldığın oyuncuyu yedek olarak bile düşünmemen. Yani yedek beklerin olmamasından çok çok daha kötü olan bu. Bizimkiler hala transferin transfer döneminin başında değil, öncesinde başladığını anlayamadı. Sen Wan-Bissaka'yı alacaksan önce bir maliyetini araştır, gözüne kestiriyorsan Şubat'ta başla çalışmaya, Mayıs'ta değil. Belki fiyatı düşer diye bekle bekle pazarda kalan son mallara kalıyorsun. Orada da işte böyle yanlışlar yapıyorsun. Transfer dönemimiz rezaletti diyemem ama bu zaten yeterince kötü bir planlama.
Zaman değişiyor, devir değişiyor.Şu mesaja ekleme yapmak isterim;
2000 senesindeki kadro aslında çok geniş değildi ancak oyuncuların çoğunluğu birçok mevkide oynayabilecek düzeyde oyunculardı.
Ergün öyle bir oyuncuydu ki sol bek dışında sol açık, forvet arkası, 6-8 numara nereye koysan oynuyordu.
Ümit Davala aslen forvettir, zamanla forvet arkası, sağ kanat forvet hatta 3-5-2'de sağ kanat bek akıyordu.
Okan Buruk aslen forvet arkasıyken, 8 numara, sağ kanat sol kanat yardırıyordu.
Emre Belözoğlu o genç yaşında o tecrübesizliğe rağmen sol açık, forvet arkası, 8 numara oynuyordu ki aşırı press yapma becerisi sayesinde 6 numarada bile sırıtmıyordu.
Hasan Şaş mesela, sağ kanada koyunca etkisiz kalıyor diye bir şey yoktu. Sol kanatta ayrı yardırıyor, sağ kanatta ayrı yardırıyordu.
Arif Erdem güya santrafor, sol açık sağ açık 10 numara, rakip sahanın her yerinde oynayabilen bir adamdı yine.
Capone takımın asıl sağ bekiydi zaten. Yeri geldiğinde Fatih veya Ümit onun yokluğunda sağ beke geçiyordu o kadar.
bende benzer gorusteyim sevgili erman . ozellikle asagidaki nuanslar dolayli ;Yabancı hakem konusu dışında çok iyiydi. Beni şaşırttı. Ha bana göre çok geç kaldı bu tona gelmek için. Herhalde başkanlık dönemlerindeki en sert açıklamalarını yaptı.