En Büyük Türk Milliyetçisi Atatürk | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

En Büyük Türk Milliyetçisi Atatürk


“Türk Milleti milli duyguyu, insani duyguyla yanyana düşünmekten zevk alır. Vicdanında milli duygunun yanında insani duygunun şerefli yerini daima muhafaza etmekle iftihar eder.” -Mustafa Kemal Atatürk-

Atatürk ülkemize yepyeni bir çehre kazandırırken çok önemli bir noktayı her zaman göz önünde bulundurmuştur. O da Türk’ün kendi öz benliğini kaybetmeden, kendi kimliğini, kültürünü unutmadan yeniliklere adapte olabilmesi, onları kendi milli kültürü içinde sindirebilmesidir. Aksi bir durumun milletimizi içten içe çürüteceğini bilen Atatürk, Türk Milleti’ni millet yapan unsurları; yani tarihini, dilini, dinini yani kısaca öz kültürünü her zaman yaşatacak köklü tedbirler almış ve şöyle demiştir:

“Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası ilişkilerde bütün çağdaş milletlerle aynı çizgide ve onlarla uyum içinde yürümekle birlikte, Türk toplumunun özel karakterlerini ve başlı başına bağımsız kimliğini saklı tutmaktır.”

Atatürk’ün bu sözleri onun milliyetçilik anlayışının açık bir ifadesidir. Bu milliyetçilik bugünkü vatanımızın sınırlarıyla çizilen, yeni topraklara sahip olma hevesinden arınmış, fakat bağımsız ve özgür yaşamaya kesin azimli, dünya milletlerini bir aile sayan, her milletin haklarına saygılı, kendi haklarını ve haysiyetini korumakta kararlı, diğer bir deyişle “insani bir Türk milliyetçiliği”dir. Atatürk’ün insani Türk milliyetçiliğini açık bir şekilde ifade ettiği sözleri şöyledir:

“Türk Milleti milli duyguyu, insani duyguyla yanyana düşünmekten zevk alır. Vicdanında milli duygunun yanına insani duygunun şerefli yerini daima muhafaza etmekle iftihar eder. Çünkü Türk Milleti bilir ki bugün uygarlığın yüce yolunda bağımsız ve fakat kendileriyle paralel olarak yürüdüğü bütün uygar milletlerle karşılıklı insani ve medeni ilişkide bulunmak elbette gelişmemizin devamı için gereklidir ve yine malumdur ki; Türk Milleti, her uygar millet gibi mazinin bütün devirlerinde keşifleriyle, ihtiralarıyla uygar dünyaya hizmet etmiş insanların, milletlerin değerini takdir ve hatıralarını saygı ile muhafaza eder. Türk Milleti, insaniyet aleminin samimi bir ailesidir.” (Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün El Yazıları, Afet İnan, s. 21)

Atatürk milliyetçiliğinin insani yönü yanında bir de Türkiye’nin bağımsızlık ve özgürlüğünü en aziz görev haline getiren üstün bir yönü vardır. Bu milliyetçilikte Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna göze alınamayacak bir fedakarlık yoktur. Çünkü, milliyet duygusu bir toplumda bireylerin kendilerini bütüne bağlı ve onun bir unsuru olarak görmeleri ve o milletin bekası için varlıklarını ortaya koymaya hazır olmalarıdır.

Ulu Önder hiçbir zaman ırkçılık temeline dayanan bir milliyetçiliği savunmamış, daima hars milliyetçiliğinin yani kültür milliyetçiliğinin taraftarı olmuştur. Ortak tarih ve kültüre sahip olan insanımızı milli bir şuur altında birleştirmeye çalışmıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin de ancak bu şekilde güçlenebileceğini belirterek “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz; Cumhuriyetimiz’in mesnedi Türk camiasıdır. Bu camianın efradı ne kadar Türk harsıyla dolu olursa o camiaya istinat eden Cumhuriyet de kuvvetli olur” demiştir. Atatürk, bu asil ve üstün milliyetçilik anlayışını, “Ne mutlu Türk’üm diyene” ifadesiyle ölümsüzleştirmiştir. Atatürk’ün, milletimizde ortak bir şuur oluşturma gayretleri gösterirken, esas olarak ulaşmak istediği nokta mili birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştırmak olmuştur. Çünkü yaşadığı hayat ona, vatana ve millete karşı yöneltilen en büyük tehlikenin, milli birlik ve beraberliğimizi bozarak devletimizi yıkmak isteyenler olduğunu göstermiştir. “Milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür” diyerek milli ülkünün tanımını yapmıştır.

Bu nedenledir ki Atatürk, tarih ilminin eğitim ve öğretim programlarında geniş olarak yer almasından yana olmuştur. Gençlere ve Türk Milleti’ne bilimsel bir şekilde öğretilecek olan milliyet kavramı ile, toplum yaşantısının daha bilinçli olacağına inanmıştır. Bu nedenle insanların milletleri için çalışmaları ve gelecek günlerin güvenliğini sağlamak temel görüşü üzerinde haklı olarak durmaktadır:

“Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. Kurtuluş Savaşı’nda benim de milletime ettiğim birtakım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur: Şahsınız için değil fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur.” (Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Afet İnan, s. 309)

Atatürk, Türk milliyetçiliğinin temeline oturtmaya çalıştığı milli ahlakı da şöyle tanımlamıştır:

“Gerçekten de, ahlakiyet özel fertlerden ayrı ve bunların üstünde, ancak toplumsal, milli olabilir. Milletin toplumsal düzen ve sükunu, hal ve gelecekte refahı, mutluluğu, selameti ve dokunulmazlığı, uygarlıkta ilerlemesi, yükselmesi için insanlardan her konuda bilgi, gayret nefsin feragatini gerektiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden milli ahlaktır. Mükemmel bir millete milli ahlakın gerekleri o millet fertleri tarafından adeta muhakeme edilmeksizin vicdani, duygusal bir nedenle yapılır. En büyük milli duygu, milli heyecan işte budur.

Millet analarının, millet babalarının millet öğretmenlerinin ve millet büyüklerinin evde, mektepte, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve mütemadiyen verecekleri milli terbiyenin amacı, işte bu yüksek milli duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır.

Ahlakın milli, toplumsal olduğunu söylemek ve maşeri vicdanın bir ifadesidir demek, aynı zamanda ahlakın kutsal sıfatını da tanımaktır.” (Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M. K. Atatürk’ün El Yazıları, 1969, s.20-21) Atatürk’ün milliyetçiliğinde bir topluma bağlı olma ve onun bağımsızlığı ve özgürlüğü için ölüme kadar her fedakarlığa hazır olma duygusu gibi erdemlerin yanında vatan toprağı gibi objektif unsurlar da ağır basmaktadır. Bunun açık kanıtı, Türk toprakları için canı pahasına başlattığı, sürdürdüğü ve büyük bir zaferle sonuçlandırdığı Kurtuluş Savaşı’dır.

Bir insanın milli duygu bilinci içinde kendi topraklarına sahip olması kadar güzel bir duygu yoktur. Kendi toprağına sahip olma duygusu milliyetçilik ilkesinin zorunlu bir sonucudur. Mustafa Kemal de bu duyguya tüm insanlara örnek olacak bir şekilde sahip olmuş ve bunu eylemlerinin yanında şu sözleriyle de ifade etmiştir:

“Milletler işgal ettikleri arazinin gerçek sahibi olmakla beraber, beşeriyetin vekilleri olarak da o arazide bulunurlar. O arazinin servet kaynaklarından kendileri istifade ederler ve dolayısıyla bütün beşeriyeti de yararlandırmakla yükümlüdürler. Bu yasaya göre bundan aciz olan milletler bağımsız olarak yaşamak hakkına layık değildirler.”(Karal, Atatürk’ten Düşünceler, 1956, s. 45) Avrupalıların “Hasta Adam” diye nitelediği bir milleti ayağa kaldıran büyük kurtarıcı Atatürk, içindeki çoşkun vatan sevgisi ile her zaman Türk Milleti’nin bağımsızlığını hedefleyerek ülkeyi önce askeri sonra da sosyal ve ekonomik alanlarda zaferden zafere taşımıştır.
 
ek olarak..

atatürk döneminde sümerlerin türk olduğu, romanın kuruluşunda önemli olan etrükslerin türk olduğu, dünya dillerinin atasının türkçe olduğu(güneş dil teorisi) gibi teoriler ortaya atılmıştır bunlar muhtemelen yeni kurulan rejimi desteklemek için ortaya atılmış şeylerdir doğrulukları hakkında yeterli bilgiye sahip değilim birşey diyemem profesörlerin araştırdığı konular sonuçta bunlar...
 
Atatürk'ün milliyetçilik anlayışını hatta milliyetçilik kavramını anlatan güzel bir yazı olmuş. Tebrik ederim. Maalesef bizim şöyle bir şansızlığımız oldu. Atatürk'ün ölümüyle beraber tam bağımsızlık ve milliyetçilik ilkeleri bizzat Atatürk'ün partisi tarafından terkedildi. İsmet İnönü ile başlayan bu süreç sonra ortanın solu, sonra sosyal demokrasi şimdide Türk devletinin varlığını hedef alan terör örgütünü desteklemeye varan bir kepazeliğe dönüştü. Chp bu alanı boşaltınca bu misyonda Atatürk'ün başka ilkeleriyle ilgisiz kimi arapperestlere kaldı yıllarca.
 
ek olarak..

atatürk döneminde sümerlerin türk olduğu, romanın kuruluşunda önemli olan etrükslerin türk olduğu, dünya dillerinin atasının türkçe olduğu(güneş dil teorisi) gibi teoriler ortaya atılmıştır bunlar muhtemelen yeni kurulan rejimi desteklemek için ortaya atılmış şeylerdir doğrulukları hakkında yeterli bilgiye sahip değilim birşey diyemem profesörlerin araştırdığı konular sonuçta bunlar...

Bu dediklerinizden güneş dil teorisi ideolojiktir. Bu teoriden dolayı Atatürk, Türkler ve Türk tarihi yıpratılmaya çalışılmıştır ve halen çalışılmaktadır. Benzer dil teorileri başka milletlerinde vardır. Bizimkisi olmadığı gibi onlarınki de bilimsel değildir.

Sümerler ve Etrüsklerin Türk olduklarına dair Atatürk yayınlar okuyor. Bunları değerlendiriyor. Doğruluğunu umut ediyor. Ve fakat araştırılmalarınıda istiyor. Atatürk bu açıdan şovenist değildir, her zaman bilimsel reflekslerle hareket etmiştir. İlk yazılan Türk tarih tezi üzerinde eleştiri almak istemesi, yalakalıkları beğenmemesi bunun açık örneğidir. Peki bunlar Türkmü. Bölgede yaşayan 3 ırktanda (Latin, Arap ve Hint-Avrupa) olmadıkları kesin. Sümerlerle dil yapımızda benzerlikler, kelimelerimizde ortaklıklar ve yine dil yapımızda bazı farklılıklar var. Bu açıdan bize zamanın birinde komşu yada akraba olması daha olası. Etrüskler için incelenecek dil kaynağı kalmamış. İtalyanların yaptığı genetik araştırmada Anadolu'dan gittikleri ortaya çıktı. Muhtemelen yine bizle ilgili ancak Türk diyebilmek için daha çok çalışma yapmak lazım onlarda da.

Bu konulara yapılan yatırımlar rejimin yeni kurulmuş olmasıyla ilgili değil büyük ölçüde. O zamanlarda her konuda gelişmişliğin merkezi Avrupa ırkçılığın zirvelesini yaşamaktadır. Kendileri olan Beyaz Irk, yüksek ırk, diğer ırklar ise primatlara kadar giden bir aşağılığı simgelemektedir. Yapılan faaliyetlerin 1. nedeni işte bu ilkel ve iğrenç düşünceye ve onu takip eden propagandaya cevap içindir.
 
Bu dediklerinizden güneş dil teorisi ideolojiktir. Bu teoriden dolayı Atatürk, Türkler ve Türk tarihi yıpratılmaya çalışılmıştır ve halen çalışılmaktadır. Benzer dil teorileri başka milletlerinde vardır. Bizimkisi olmadığı gibi onlarınki de bilimsel değildir.

Sümerler ve Etrüsklerin Türk olduklarına dair Atatürk yayınlar okuyor. Bunları değerlendiriyor. Doğruluğunu umut ediyor. Ve fakat araştırılmalarınıda istiyor. Atatürk bu açıdan şovenist değildir, her zaman bilimsel reflekslerle hareket etmiştir. İlk yazılan Türk tarih tezi üzerinde eleştiri almak istemesi, yalakalıkları beğenmemesi bunun açık örneğidir. Peki bunlar Türkmü. Bölgede yaşayan 3 ırktanda (Latin, Arap ve Hint-Avrupa) olmadıkları kesin. Sümerlerle dil yapımızda benzerlikler, kelimelerimizde ortaklıklar ve yine dil yapımızda bazı farklılıklar var. Bu açıdan bize zamanın birinde komşu yada akraba olması daha olası. Etrüskler için incelenecek dil kaynağı kalmamış. İtalyanların yaptığı genetik araştırmada Anadolu'dan gittikleri ortaya çıktı. Muhtemelen yine bizle ilgili ancak Türk diyebilmek için daha çok çalışma yapmak lazım onlarda da.

Bu konulara yapılan yatırımlar rejimin yeni kurulmuş olmasıyla ilgili değil büyük ölçüde. O zamanlarda her konuda gelişmişliğin merkezi Avrupa ırkçılığın zirvelesini yaşamaktadır. Kendileri olan Beyaz Irk, yüksek ırk, diğer ırklar ise primatlara kadar giden bir aşağılığı simgelemektedir. Yapılan faaliyetlerin 1. nedeni işte bu ilkel ve iğrenç düşünceye ve onu takip eden propagandaya cevap içindir.

son cümleyi iyi toparlamışsınız yeni kurulcak türk ulus devletinin kökeninin önemini ortaya çıkarmaya yönelik adımlar bunlar bundan dolayı bu işler özellikle vurgulanmıştır Atatürk tarafından...

diğer konularda sümeerlerin doğu kökenli olduğu konusunda birçok kişi hemfikir zaten türk veya değil orası tartışma konusudur bu olay kendini üstün ırk filan zanneden avrupalılar için bir ezilmişliktir ayrıca belirtmekte fayda var

etrükslere gelince etrüksler türk demek çok zor bence ege yani batı anadolu çıkışlılar biraz zorlama bir tez gibime geliyor dillerinin çözülmesi lazım

bilgiler için teşekkürler
 
son cümleyi iyi toparlamışsınız yeni kurulcak türk ulus devletinin kökeninin önemini ortaya çıkarmaya yönelik adımlar bunlar bundan dolayı bu işler özellikle vurgulanmıştır Atatürk tarafından...

diğer konularda sümeerlerin doğu kökenli olduğu konusunda birçok kişi hemfikir zaten türk veya değil orası tartışma konusudur bu olay kendini üstün ırk filan zanneden avrupalılar için bir ezilmişliktir ayrıca belirtmekte fayda var

etrükslere gelince etrüksler türk demek çok zor bence ege yani batı anadolu çıkışlılar biraz zorlama bir tez gibime geliyor dillerinin çözülmesi lazım

bilgiler için teşekkürler

Sümerlilere Türk demek zor çünkü dilleri bizim gibi eklemeli. Fakat onlarda ön ek ve orta ekte var. Bizde ise sadece son ek. Osman Nedim Tuna'nın ortaya koyduğu çalışmada net. 168 adet Türkçeden Sümerceye geçmiş kelime var. Osman Nedim Tuna'ya göre bu bir komşuluk ilişkisi. Ama dahada üstüne çalışmak lazım. Yani kesinde bir ilişki var. Mezopotamyalı olmadıklarını zaten kendileri yazmışlar. Bugün önasyadan geldikleri kesin biliniyor.

Etrüsklerin dillerinin çözülmesi gibi bir olasılık yok. Çünkü filolojik malzeme yok. Fakat bu pek zorlamada değil. Çünkü mesela Hititler Hint-Avrupalı ancak Anadoluda onlardan önce yaşamış Hattiler kesinlikle Hint-Avrupalı değil. Son zamanlarda Anadolu'da ortaya çıkan Türk izleri'de Anadolu'nun tarihini değiştirecek gibi gözüküyor. Örnek Veli Sevin'in Hakkari'de bulduğu Balballar M.Ö. 1200'e tarihleniyor.

Benim gördüğüm şu. Üstüne biraz çalışılsa çok şey değişecek. Ve bizim lehimize değişeceğine eminim.
 
Fransa halkına Fransız, İngiltere halkına İngiliz, Almanya halkına Alman, İtalya halkına İtalyan, İskoçya halkına İskoç, Arabistan halkına Arap denir, ırkçılık sayılmaz. Lakin Türkiye halkına "Türk" dersen en büyük faşist oluyorsun ne hikmetse...
 
Sümerlilere Türk demek zor çünkü dilleri bizim gibi eklemeli. Fakat onlarda ön ek ve orta ekte var. Bizde ise sadece son ek. Osman Nedim Tuna'nın ortaya koyduğu çalışmada net. 168 adet Türkçeden Sümerceye geçmiş kelime var. Osman Nedim Tuna'ya göre bu bir komşuluk ilişkisi. Ama dahada üstüne çalışmak lazım. Yani kesinde bir ilişki var. Mezopotamyalı olmadıklarını zaten kendileri yazmışlar. Bugün önasyadan geldikleri kesin biliniyor.

Etrüsklerin dillerinin çözülmesi gibi bir olasılık yok. Çünkü filolojik malzeme yok. Fakat bu pek zorlamada değil. Çünkü mesela Hititler Hint-Avrupalı ancak Anadoluda onlardan önce yaşamış Hattiler kesinlikle Hint-Avrupalı değil. Son zamanlarda Anadolu'da ortaya çıkan Türk izleri'de Anadolu'nun tarihini değiştirecek gibi gözüküyor. Örnek Veli Sevin'in Hakkari'de bulduğu Balballar M.Ö. 1200'e tarihleniyor.

Benim gördüğüm şu. Üstüne biraz çalışılsa çok şey değişecek. Ve bizim lehimize değişeceğine eminim.

Ucumuz dönüp dolasıp Afrika'ya geliyor. Sumerler Turk olsa ne degisecek? Hepimiz onbinlerce sene once afrikadan Asya'ya goc etmis bir grup insanin cocuklariyiz.
 
Ucumuz dönüp dolasıp Afrika'ya geliyor. Sumerler Turk olsa ne degisecek? Hepimiz onbinlerce sene once afrikadan Asya'ya goc etmis bir grup insanin cocuklariyiz.

Çok şey değişir. Bunu anlayabilmek için insanı ve insan toplumunu anlamak lazım... Dediklerin antropolojik olarak doğru. Fakat dediklerin bir değermi ? Maalesef değil. Madem hepimiz kardeşiz. Bu güzel düşüncelerini İngilizlere anlatta dünyanın belli bir coğrafyasını vizeyle tüm insanlığa kapamasınlar. Yunanlılara anlatta bir yaşam umudu için denizlerde boğulanları film gibi izlemesinler. David Rockefeller'a anlatta günde yüzbinler açlıktan ölürken milyar dolarları destelemesin..... Ne diyorsun dinlerlermi ? Yoksa gülerlermi ?
 
Çok şey değişir. Bunu anlayabilmek için insanı ve insan toplumunu anlamak lazım... Dediklerin antropolojik olarak doğru. Fakat dediklerin bir değermi ? Maalesef değil. Madem hepimiz kardeşiz. Bu güzel düşüncelerini İngilizlere anlatta dünyanın belli bir coğrafyasını vizeyle tüm insanlığa kapamasınlar. Yunanlılara anlatta bir yaşam umudu için denizlerde boğulanları film gibi izlemesinler. David Rockefeller'a anlatta günde yüzbinler açlıktan ölürken milyar dolarları destelemesin..... Ne diyorsun dinlerlermi ? Yoksa gülerlermi ?

Demogoji yapmissin. Ingilizlerin yunanlilarin rockefellerin konuyla alakasini cozemedim. Globallesen dunyada belki onumuzdeki 100-200 sene icinde irklar veya ayri milletler kalmayacak. Dunya merkezi bir guc tarafindan yonetilecek. Turk Alman Yunan milleti vs tarih derslerinde anlatilan konulardan oteye gecmeyecek. Etrusklerin, sumerlilerin Turk olup olmamasinin ileriye donuk gram degeri yoktur.
 
Demogoji yapmissin. Ingilizlerin yunanlilarin rockefellerin konuyla alakasini cozemedim. Globallesen dunyada belki onumuzdeki 100-200 sene icinde irklar veya ayri milletler kalmayacak. Dunya merkezi bir guc tarafindan yonetilecek. Turk Alman Yunan milleti vs tarih derslerinde anlatilan konulardan oteye gecmeyecek. Etrusklerin, sumerlilerin Turk olup olmamasinin ileriye donuk gram degeri yoktur.

Çözemediysen sana demogoji gibi gelmiştir. Yoksa değil. Dedim ya insanı ve insan toplumunu anlamış olmak lazım. Demokrasi kültüründe dünyanın merkezi sayılabilcek İngiltere yıl 2015'te sembolikten başka bir anlamı olmayan krallığı neden koruyor. Aklına gelen bir sebep varmı. Sanmıyorum. Bu yüzden Sümerlerin Türk olmasınının önemini sen anlamayabilirsin. Boşver, sende anlamayı ver.

Bu dediklerin 100-200 yıl içindemi olacak. İyi o zaman Sümerlilerin Türk olması 100-200 yıl kadar daha çok önemli.

Globalizm bu saydıklarını yapmak için varını yoğunu ortaya koyuyor. Belki dediğin gibi olacak. Ancak ideolojik mücadele sürüyor. Belkide olmaz. Sonra Abd'den başka güç merkezleri daha ortaya çıkıyor. Belki eskisi gibi 2 kutuplu olur.

Globalizm insanlığa sömürünün yaygınlaşması ve artmasından başka, farklı kültürleri silmek yerine Abd kimliği empoze etmekten başka ne veriyor. Hiçbirşey. Maşallah sanki kanser tedavisi gibi anlatıyorsun. Tezler karşı tezler doğurur. Globalizm insanlık için bir sorundur. Sorunlar çözümleri doğurur. Buda işin gidişatını değiştirebilir.

Globalizme göre milliyetçilik kötü. Peki sormak lazım o zaman. Globalizm dünyada neden mikromilliyetçiliği (Ortadoğuda kürtler, Yugoslavya'da hırvatlar, boşnaklar ....) destekliyor ve körüklüyor. En azından Globalizm'i destekliyor gözüken sen mikromilliyetçiliği nasıl buluyorsun?

Bir dilekle bitireyim. Globalizm'in zirve yaptırdığı sömürüye ve onun neden olduğu insan acılarına karşı, tek tip pespayeleşmeye karşı yaşasın milliyetçilik.
 
Selam sana Türk ırkının son Başbuğu...

ataturk-kosesi_15211455.jpeg
 
“Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” (1923)
 
Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.toprağı bol olsunn Atamızın.
 
Üst Alt