Artık Transfer dönemi kapandı ve futbol konuşma vakti. Temennim T.nöbetinde sıkça postlarına rastladığımız yeni eski forumdaşlar devamlılıklarını sağlar ve forumda kalıcı olurlar. Transfer dönemi heyecanlıdır ama müsabaka dönemlerinin keyfide bir başka o yüzden kimse kopup gitmesin.
Eren konusunda fikirlerimi dün yazdım konusuna. Şimdi tekrar buraya aktarıp yazıyı da uzatıp tekrara düşmeyeyim. Buradan isteyen okuyabilir.
Nitelik ve Nicelik olarak santraforsuz bırakılmamız ile beraber bir tabir bolcana gündeme gelecek Nedir bu tabir... "False 9"
Sahte 9 çok taze bir rol tanımı henüz. Akademilerde bu rolün oyunculara işlendiğini pek sanmıyorum. Oynadıkça gelişen hocanın taleplerine oyuncuların uygun yanıtlar verebilmesiyle başarı sağlayan bir rol.
Kendimce tanımlamam gerekirse, bu oyuncu rolü kağıt üzerinde santraforun bulunduğu yerde durur. Ama bildiğimiz manada santraforlar gibi gol atmak için önüne, kafasına, illa ki ayağına top istemez. Ana amacı skoru kendisi üretmek değildir. Daha çok 3.bölgede ki atakların başlangıcında yer alır. Pas istasyonu olur. Pas dağıtır. Yeri gelir stoperi üzerine çekerek veya atacağı koşuyla arkadaşlarına alan açar. Oyun zekası ortalamanın biraz üzerindedir. Bu rolde ki oyuncular takım kalibresine göre değişir tabi ki ama minimum 14 gol 10 asist gibi rakamlara ulaşırlar.
Bunları bilen üyeler var ama işi gücü gereği daha az takip edebilen renktaşlar için hatırlatıyorum.
Bu rol ile şuan en meşhur olan oyuncu Firmino, Liverpool'a ilk geldiğinde topla yaptığı işlerle, skills'leriyle konuşulan bir oyuncuydu. Ağırlıklı olarak yedekti girdiğinde bir rolden ziyade kişisel şahsi yeteneğiyle dikkat çekiyordu. Klopp, Firmino fizik olarak geliştikçe ona farklı bir görev hazırlayıp sahaya atmaya başladı.
Tabi Liverpool çok majör bir örnek hep bu gösteriliyor sahte 9 denilince ama birde Sarri'li Napoli örneği var.
Gerçekten bu işi deneyecek isek.. Higuain gittikten sonra ki "Sarri Napoli'si" bize en yakın örnek olur, Higuan gidince, alınan Milik sakatlanınca ve elde kalanlar da mevkisinin hakkını vermeyince Sarri bambaşka bir yol denemeye başladı. Tüm kariyeri sol kanat'tan içeri girip şut veya pas çıkarmaya adapte olmuş bir Mertens'e bu güne kadar yapmadığı bir görevi sundu Maurizio Sarri... "Sahte 9"
Sonuç..Harika futbol ve 22 gol 12 asist.
Ama bu kadar basit değil tabii ki, bizde sistemi organize edecek, geriden oyun başlatacak bir Jorginho veya 3.bölgede dostlarına alan açacak, pas dağıtacak henüz o olgunluğa erişmiş bir Firmino yok. Ama denemeden de ne olacağını kestirmek zor. Türkiye'de o bu şu olmaz gibi kanıksamalar yerine artık bir şeylerin denenmesi taraftarıyım. Fatih Hoca bunları zaten ülkede deneyen başarıyla ulaşan belki de tek adam.
Biz zaten kritik maçlarda Maicon ve Serdar'ın ağırlığından dolayı savunma bloğunu çok fazla öne atmıyoruz. Beklerimiz ve kenar forvetlerimiz Fatih hoca geldiğinden beri kenardan orta alana doğru içeri girmeye yönelik oynuyor. Başaranlar half space den dalıp pozisyona ulaşıyor. Bunu yapamadıklarında da sıfıra inmeden orta kesiyorlar. Orta sahalarımız da özellikle Belhanda topu kötü kullandığı için oyun kurmakta sıkıntılarımız var. Bütün bunlarda set oyununu zorlaştırıyor. Geçiş oyununa sürüklüyor...
Fatih hoca futbol felsefesi olan bir teknik adam şu ana kadar savunma anlamında aşamalar kaydedilse de hücum üretkenliğini sağlayacak orta alan ve hücum da ki akışkanlık henüz sağlanamadı bu yüzden istenen skorlar gelse de oynadığımız futbol taraftarlarımız tarafından beğenilmiyor. Yukarıda bahsettiğim gibi direk olarak suçlu olmasalar da Gomis'li de Eren'li de düzende bu yönün çok gelişmeyeceği açık. Orada sürekli yer değiştirecek, Rakip savunmaları, yaratılacak açık alanlarda yakaladığında bozguna uğratacak Hayri'nin tabiriyle terörize edebilecek Onyekuru, Feghouli, Sinan, Rodrigues belki Muğdat gibi adamlar ile daha etkin olabileceğimizi düşünüyorum. Bu isimlerde hangisi sahte forveti kıvırabilir henüz muallakta. Ama bu bahsettiğim şeyler derbiler, CL maçları ve açık oynayan zayıf anadolu takımlarına karşı iş yapabilir. Geçen yıl ki Gençlerbirliği gibi 5 stoperli düzen kuran takımlara karşı zaten işlemez böyle bir düzen o maçlarda Eren sahaya atılır başka bir şey oynanır.
Bence Gary döndüğünde yine sol da oynayacak peki bu durumda Onyekuru'yu ne yapacağız? Ona da yeni bir rol gerekecek... Süreklilik sahibi olmayan Eren'le oynanacak bütün turnuvalar dahil 25 maça yakın sürecin gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor. Bizde buna yönelik çözümler aramaya taraftar bazında şimdiden başlıyoruz...
Umarım bu santrafor yönünden inanılmaz zayıfladığımız dönemi nasıl olursa olsun en iyi şekilde atlatırız hocama ve takıma güveniyorum.
Eren konusunda fikirlerimi dün yazdım konusuna. Şimdi tekrar buraya aktarıp yazıyı da uzatıp tekrara düşmeyeyim. Buradan isteyen okuyabilir.
Nitelik ve Nicelik olarak santraforsuz bırakılmamız ile beraber bir tabir bolcana gündeme gelecek Nedir bu tabir... "False 9"
Sahte 9 çok taze bir rol tanımı henüz. Akademilerde bu rolün oyunculara işlendiğini pek sanmıyorum. Oynadıkça gelişen hocanın taleplerine oyuncuların uygun yanıtlar verebilmesiyle başarı sağlayan bir rol.
Kendimce tanımlamam gerekirse, bu oyuncu rolü kağıt üzerinde santraforun bulunduğu yerde durur. Ama bildiğimiz manada santraforlar gibi gol atmak için önüne, kafasına, illa ki ayağına top istemez. Ana amacı skoru kendisi üretmek değildir. Daha çok 3.bölgede ki atakların başlangıcında yer alır. Pas istasyonu olur. Pas dağıtır. Yeri gelir stoperi üzerine çekerek veya atacağı koşuyla arkadaşlarına alan açar. Oyun zekası ortalamanın biraz üzerindedir. Bu rolde ki oyuncular takım kalibresine göre değişir tabi ki ama minimum 14 gol 10 asist gibi rakamlara ulaşırlar.
Bunları bilen üyeler var ama işi gücü gereği daha az takip edebilen renktaşlar için hatırlatıyorum.
Bu rol ile şuan en meşhur olan oyuncu Firmino, Liverpool'a ilk geldiğinde topla yaptığı işlerle, skills'leriyle konuşulan bir oyuncuydu. Ağırlıklı olarak yedekti girdiğinde bir rolden ziyade kişisel şahsi yeteneğiyle dikkat çekiyordu. Klopp, Firmino fizik olarak geliştikçe ona farklı bir görev hazırlayıp sahaya atmaya başladı.
Tabi Liverpool çok majör bir örnek hep bu gösteriliyor sahte 9 denilince ama birde Sarri'li Napoli örneği var.
Gerçekten bu işi deneyecek isek.. Higuain gittikten sonra ki "Sarri Napoli'si" bize en yakın örnek olur, Higuan gidince, alınan Milik sakatlanınca ve elde kalanlar da mevkisinin hakkını vermeyince Sarri bambaşka bir yol denemeye başladı. Tüm kariyeri sol kanat'tan içeri girip şut veya pas çıkarmaya adapte olmuş bir Mertens'e bu güne kadar yapmadığı bir görevi sundu Maurizio Sarri... "Sahte 9"
Sonuç..Harika futbol ve 22 gol 12 asist.
Ama bu kadar basit değil tabii ki, bizde sistemi organize edecek, geriden oyun başlatacak bir Jorginho veya 3.bölgede dostlarına alan açacak, pas dağıtacak henüz o olgunluğa erişmiş bir Firmino yok. Ama denemeden de ne olacağını kestirmek zor. Türkiye'de o bu şu olmaz gibi kanıksamalar yerine artık bir şeylerin denenmesi taraftarıyım. Fatih Hoca bunları zaten ülkede deneyen başarıyla ulaşan belki de tek adam.
Biz zaten kritik maçlarda Maicon ve Serdar'ın ağırlığından dolayı savunma bloğunu çok fazla öne atmıyoruz. Beklerimiz ve kenar forvetlerimiz Fatih hoca geldiğinden beri kenardan orta alana doğru içeri girmeye yönelik oynuyor. Başaranlar half space den dalıp pozisyona ulaşıyor. Bunu yapamadıklarında da sıfıra inmeden orta kesiyorlar. Orta sahalarımız da özellikle Belhanda topu kötü kullandığı için oyun kurmakta sıkıntılarımız var. Bütün bunlarda set oyununu zorlaştırıyor. Geçiş oyununa sürüklüyor...
Fatih hoca futbol felsefesi olan bir teknik adam şu ana kadar savunma anlamında aşamalar kaydedilse de hücum üretkenliğini sağlayacak orta alan ve hücum da ki akışkanlık henüz sağlanamadı bu yüzden istenen skorlar gelse de oynadığımız futbol taraftarlarımız tarafından beğenilmiyor. Yukarıda bahsettiğim gibi direk olarak suçlu olmasalar da Gomis'li de Eren'li de düzende bu yönün çok gelişmeyeceği açık. Orada sürekli yer değiştirecek, Rakip savunmaları, yaratılacak açık alanlarda yakaladığında bozguna uğratacak Hayri'nin tabiriyle terörize edebilecek Onyekuru, Feghouli, Sinan, Rodrigues belki Muğdat gibi adamlar ile daha etkin olabileceğimizi düşünüyorum. Bu isimlerde hangisi sahte forveti kıvırabilir henüz muallakta. Ama bu bahsettiğim şeyler derbiler, CL maçları ve açık oynayan zayıf anadolu takımlarına karşı iş yapabilir. Geçen yıl ki Gençlerbirliği gibi 5 stoperli düzen kuran takımlara karşı zaten işlemez böyle bir düzen o maçlarda Eren sahaya atılır başka bir şey oynanır.
Bence Gary döndüğünde yine sol da oynayacak peki bu durumda Onyekuru'yu ne yapacağız? Ona da yeni bir rol gerekecek... Süreklilik sahibi olmayan Eren'le oynanacak bütün turnuvalar dahil 25 maça yakın sürecin gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor. Bizde buna yönelik çözümler aramaya taraftar bazında şimdiden başlıyoruz...
Umarım bu santrafor yönünden inanılmaz zayıfladığımız dönemi nasıl olursa olsun en iyi şekilde atlatırız hocama ve takıma güveniyorum.