Nispeten uzun bi yolculuk olacağı için her halükarda diğerlerinden daha problemli bi deplasman olabilir. Geçen sene de finale kadar içerde dışarda takır takır kazanarak gitmişlerdi. Finalde de nerdeyse Euroleague kadrosu olan Khimki'ye kaybetmişlerdi(o da içerde dışarda)
Bu sene de sahalarında Euroleague'den gelen 3 takıma kaybetmişler sadece(Limoges, Strasbourg, Gora). Kazandıkları diğer maçlarda ayarımızda bi takım olmadığı için karşılaştırma yapmak pek kolay değil. Ama yine de ürktüğüm bi eşleşme.
Bence en önemli nokta şu. Herkes evimizde 20 civarı bi fark yapmamız gerektiğinden bahsediyor. Bu oyuncuların şut yüzdelerini gerçekten kötü etkiliyor bizim takım için. Oyuncular üzerinde bu baskının oluşturulmaması lazım, çünkü 20 fark atmamız lazım demek takıma deplasman için güvenmemek demek bilinçaltında. Ergin Hocanın böyle bi hata yapacağını sanmıyorum ama oyun içinde oyuncular bu kafaya girerlerse çok keskin müdahaleler yapması gerek. Maç başa baş giderken 20 olmayacağını anlayınca havlu atmamız gerçekten yıkım olur, çünkü pis şutörleri var. Havlu attığımız anda hiç ummadığımız şekilde maçı bile kaybedebiliriz.
Bi de Chuck Davis harik bi x-faktör oldu. Kalitesini biliyoruz zaten ama yavaşlayan şut mekaniği ve ayakları aşikar. Bu maça kadar belli ki rakipler Davis'e özel bi önlem almayı düşünmediler. Dilerim Gran Canaria da aynı şekilde Davis'i atlasın. Önem vermemek, çerez saymak için hala fazla kaliteli bi adam Chuck. Hem çok zeki, hem oyun bilgisi üst düzey. Basketbolu bırakayım da daha üniversite okuyacam diyen bi adam.