Alican Bozok
10 Numara!
- 15 Temmuz 2010
- 14.049
- 367
- 1.548
Tepki göstermeden önce lütfen okuyun, sonra tartışalım.
Öncelikle, Fatih Terim’e bizden son ayrılışından sonra yaptıkları için büyük tepki göstermiş, her türlü eleştiriyi yapmış biriyim. Bunları kabul ediyorum ve bir kenara bırakıyorum.
Fatih Terim ve Galatasaray birlikteliği, istisnai durumlar dışında (örneğin 2. gelişi ki o zamanki ayrılışı da bence hataydı), büyük başarı sağlamış bir birliktelik. Son 20 seneye bakarsak Fatih Terim’in başımızda olmadığı dönemlerde eze eze şampiyonluk yaşamışlığımız yok. Hep rakiplerin saçmalıkları sayesinde şampiyon olduk, çok özlenen Lucescu döneminde bile oynanan futboldan kimse memnun değildi. Oysa Fatih Terim başımızdayken ligi domine ettik, Avrupa’daki başarılarımız zaten ortada.
Fatih Terim Galatasaray’ın başında olduğu zaman, Fatih Terim’in kendisi de dâhil, tüm camiada değişik, pozitif bir hava oluşuyor ve futbol anlamında camiaya güven geliyor. Rakipler üzerindeki etki ise bunun tam tersi oluyor.
Fatih Terim başımızdayken ve gittikten sonraki duygularınızı bir düşünün. Mancini ve Prandelli dönemlerinde Fatih Terim dönemlerindeki heyecanın dörtte birini bile duydunuz mu içinizde? Ben duymadım. Aynı durum takıma olan güven açısından da mevcut, futbolcuların kendilerinin de aynı durumda olduklarını düşünüyorum.
Hepimiz Galatasaray’ı karşılıksız bir şekilde seviyoruz, hepimizin isteği Galatasaray’ın öyle ya da böyle başarılı olması. Kendisine kızsak da buna giden en kolay ve garanti yol Fatih Terim’in geri dönmesinden geçiyor. Kadromuza berbat diyoruz ama eminim geçen sene Fatih Terim bizden çalınmamış olsaydı geçen sene şampiyon olur, bu sene de en büyük favori olurduk.
Geçen seneki ayrılma konusuna gelirsek, ortada bariz bir şekilde bize karşı yapılmış bir operasyon var. Bu operasyonun tek sebebi Fatih Terim’i bizden kopartmak ve lige bir şekilde denge getirmekti. O günleri dün gibi hatırlıyorum; bu ahlaksız plan ilk olarak Şansal Büyüka tarafından, maçımızdan hemen sonra açıklanmıştı. Düşünün, sezonun ortasında hala sözleşmesi olan bir hocaya başka bir takım, üstelik milli takım gibi duygu sömürüsüne alet edilebilecek bir takım talip oluyor. Hem Ünal Aysal, hem Fatih Terim maalesef kendi egolarına yenik düşerek bu tuzağın içine düştüler. İkisinin de şu anki halleri ortada, biri kaçtı gitti, diğeri köy takımlarına karşı rezil oldu. En üzücüsü ise Galatasaray bir sene içinde felaket bir duruma düştü. O zaman bu ikili bir araya gelip bu aşağılık plana alet olmama iradesini gösterebilselerdi şu an emin olun 4. yıldızı takmış olurduk, Ünal Aysal kaçmak zorunda kalmaz, Fatih Terim ise bazı kişilerin kuklası haline gelip rezil rüsva olmazdı. Milli takımın rezil hali Yıldırım Demirören’in zerre kadar umurunda değil, bundan eminim. Zaten başarısız olacak bir milli takımın başına Fatih Terim’i getirerek kendi üzerindeki sorumluluktan kurtuldu. Fatih Terim şu anki pozisyonu ile Yıldırım Demirören’i kurtardığının farkına varmalı.
Kim ne derse desin, hâlihazırda Galatasaray’da Fatih Terim’den daha fazla başarılı olabilecek kimse yok, Fatih Terim’in de Galatasaray’dan daha fazla başarılı olabileceği bir takım yok dünyada. Öyle ya da böyle bu birliktelik çok başarılı sonuç veriyor. Bu uyum hem Galatasaray, hem Fatih Terim için bir şans, isteyerek yakalanabilecek bir durum değil. İki taraf için de geçmişte defalarca ispatlanmış böyle bir uyum söz konusu iken daha fazla uzatmadan Fatih Terim’in takımın başına geri getirilmesi gerekiyor, şu an olmasa bile sezon sonunda yeni gelecek yönetim yapmalı bunu. Hedef Galatasaray’ın başarısı ise ve aslolan Galatasaray ise geçmişte yaşanmış yanlışları bir kenara bırakarak yapmamız gerekiyor bunu. Aksi takdirde Mancini, Prandelli gibi hayallerin peşinde koşarak perişan olacağız, şampiyon olsak bile bu bizim başarımızdan değil, rakiplerin beceriksizliklerinden kaynaklanacak. Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören gibi insanların tuzağına düşerek kendi kendimizi mahvettiğimizin farkına varmalıyız bir an önce.
Tek amaç Galatasaray’ın başarılı olmasını engellemek, Galatarasay ile Fatih Terim’in arasına açmak olan bu tuzağa bir kere düştük ama bundan kurtulmak da bizim elimizde. Hem Fatih Terim, hem de yeni gelen (veya Mayıs’ta gelecek) yönetim bu durumu bir an önce düzeltmeli.
Ayrıldıktan sonra yaptığı hareketler sebebiyle kendisine çok kızgın biri olarak yazıyorum bunları. Ancak bu inat sürdükçe zarar gören Galatasaray ve Fatih Terim olacak, geçmişte yaşananları bir hata olarak görelim ve kendimize yazık etmeyi bırakalım artık.
Sevgiler...
Öncelikle, Fatih Terim’e bizden son ayrılışından sonra yaptıkları için büyük tepki göstermiş, her türlü eleştiriyi yapmış biriyim. Bunları kabul ediyorum ve bir kenara bırakıyorum.
Fatih Terim ve Galatasaray birlikteliği, istisnai durumlar dışında (örneğin 2. gelişi ki o zamanki ayrılışı da bence hataydı), büyük başarı sağlamış bir birliktelik. Son 20 seneye bakarsak Fatih Terim’in başımızda olmadığı dönemlerde eze eze şampiyonluk yaşamışlığımız yok. Hep rakiplerin saçmalıkları sayesinde şampiyon olduk, çok özlenen Lucescu döneminde bile oynanan futboldan kimse memnun değildi. Oysa Fatih Terim başımızdayken ligi domine ettik, Avrupa’daki başarılarımız zaten ortada.
Fatih Terim Galatasaray’ın başında olduğu zaman, Fatih Terim’in kendisi de dâhil, tüm camiada değişik, pozitif bir hava oluşuyor ve futbol anlamında camiaya güven geliyor. Rakipler üzerindeki etki ise bunun tam tersi oluyor.
Fatih Terim başımızdayken ve gittikten sonraki duygularınızı bir düşünün. Mancini ve Prandelli dönemlerinde Fatih Terim dönemlerindeki heyecanın dörtte birini bile duydunuz mu içinizde? Ben duymadım. Aynı durum takıma olan güven açısından da mevcut, futbolcuların kendilerinin de aynı durumda olduklarını düşünüyorum.
Hepimiz Galatasaray’ı karşılıksız bir şekilde seviyoruz, hepimizin isteği Galatasaray’ın öyle ya da böyle başarılı olması. Kendisine kızsak da buna giden en kolay ve garanti yol Fatih Terim’in geri dönmesinden geçiyor. Kadromuza berbat diyoruz ama eminim geçen sene Fatih Terim bizden çalınmamış olsaydı geçen sene şampiyon olur, bu sene de en büyük favori olurduk.
Geçen seneki ayrılma konusuna gelirsek, ortada bariz bir şekilde bize karşı yapılmış bir operasyon var. Bu operasyonun tek sebebi Fatih Terim’i bizden kopartmak ve lige bir şekilde denge getirmekti. O günleri dün gibi hatırlıyorum; bu ahlaksız plan ilk olarak Şansal Büyüka tarafından, maçımızdan hemen sonra açıklanmıştı. Düşünün, sezonun ortasında hala sözleşmesi olan bir hocaya başka bir takım, üstelik milli takım gibi duygu sömürüsüne alet edilebilecek bir takım talip oluyor. Hem Ünal Aysal, hem Fatih Terim maalesef kendi egolarına yenik düşerek bu tuzağın içine düştüler. İkisinin de şu anki halleri ortada, biri kaçtı gitti, diğeri köy takımlarına karşı rezil oldu. En üzücüsü ise Galatasaray bir sene içinde felaket bir duruma düştü. O zaman bu ikili bir araya gelip bu aşağılık plana alet olmama iradesini gösterebilselerdi şu an emin olun 4. yıldızı takmış olurduk, Ünal Aysal kaçmak zorunda kalmaz, Fatih Terim ise bazı kişilerin kuklası haline gelip rezil rüsva olmazdı. Milli takımın rezil hali Yıldırım Demirören’in zerre kadar umurunda değil, bundan eminim. Zaten başarısız olacak bir milli takımın başına Fatih Terim’i getirerek kendi üzerindeki sorumluluktan kurtuldu. Fatih Terim şu anki pozisyonu ile Yıldırım Demirören’i kurtardığının farkına varmalı.
Kim ne derse desin, hâlihazırda Galatasaray’da Fatih Terim’den daha fazla başarılı olabilecek kimse yok, Fatih Terim’in de Galatasaray’dan daha fazla başarılı olabileceği bir takım yok dünyada. Öyle ya da böyle bu birliktelik çok başarılı sonuç veriyor. Bu uyum hem Galatasaray, hem Fatih Terim için bir şans, isteyerek yakalanabilecek bir durum değil. İki taraf için de geçmişte defalarca ispatlanmış böyle bir uyum söz konusu iken daha fazla uzatmadan Fatih Terim’in takımın başına geri getirilmesi gerekiyor, şu an olmasa bile sezon sonunda yeni gelecek yönetim yapmalı bunu. Hedef Galatasaray’ın başarısı ise ve aslolan Galatasaray ise geçmişte yaşanmış yanlışları bir kenara bırakarak yapmamız gerekiyor bunu. Aksi takdirde Mancini, Prandelli gibi hayallerin peşinde koşarak perişan olacağız, şampiyon olsak bile bu bizim başarımızdan değil, rakiplerin beceriksizliklerinden kaynaklanacak. Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören gibi insanların tuzağına düşerek kendi kendimizi mahvettiğimizin farkına varmalıyız bir an önce.
Tek amaç Galatasaray’ın başarılı olmasını engellemek, Galatarasay ile Fatih Terim’in arasına açmak olan bu tuzağa bir kere düştük ama bundan kurtulmak da bizim elimizde. Hem Fatih Terim, hem de yeni gelen (veya Mayıs’ta gelecek) yönetim bu durumu bir an önce düzeltmeli.
Ayrıldıktan sonra yaptığı hareketler sebebiyle kendisine çok kızgın biri olarak yazıyorum bunları. Ancak bu inat sürdükçe zarar gören Galatasaray ve Fatih Terim olacak, geçmişte yaşananları bir hata olarak görelim ve kendimize yazık etmeyi bırakalım artık.
Sevgiler...