Bizim bu sıkıntılardan kurtulmamız için fazlaca proje üretmemiz gerekiyor. Her adımımızın bir proje olması gerekiyor. Artık sıradan işler, ismi olsa bile sıradan tutulup getirilen hocalar, oyuncular bizi düzlüğe çıkarmaz. En fazla daha büyük batışı erteler. Bu kapsam da teknik ekibimizin de projesi olması gerektiği gbi ekibin kendisinin de proje olması gerekiyor. Tıpkı yeni bir proje yönetim kadrosunun olması gerektiği gibi. İşte benim bu proje ekip için önerim Favre-Tayfun.
1. Alman ekolü ülkemizde son derece başarılı olmuştur. Hem teknik direktörler hem de oyuncular bu ülkeye adaptasyonda pek sorun yaşamamışlardır. Ayrıca Alman ekolünün son dönemlerde İspanyollar ile beraber yükselişi de malumdur. Ülkemizin de çıkış yakaladığı dönemlerin yine Alman Derwall ve o ekole uzak olmayan Piontek gibi isimlerle olduğunu unutmayalım. İsviçreli Favre Almanya'da çalışmasıyla perçinlenmiş bu Alman ekolü tecrübesini ülkemize aktarabilecek bir hocadır. Tayfun Korkut da bu kapsam da hem ülkemizi hem de Almanya'yı bilen bir yardımcı olacaktır. İki dili de bilmesi, futbol atmosferi ile futbol mantaliteini birleştirmede hocaya en iyi yardımcı olacak isim bence kendisi.
2. Galatasaray yeni bir yapılanmaya gidecek malum. Kadrosunda büyük değişiklikler kaçınılmaz. Ancak bu kolay olmayacak çünkü bu yapılanmayı hayata geçirecek kişinin şu özelliklere haiz olması gerekiyor:
a) Hocanın genç ve yeni kurulmuş kadroyla çalışma tecrübe ve yeteneğinin olması gerekiyor. Her hocada bu özellik yok. Favre bunu hem Zürich hem de Gladbach'ta başarmış bir insan. Bu tecrübesi bize de yansıtabilir.
b) Mütevazi kadrolarla çalışabilen bir insan olması gerekiyor. Belli ki çok büyük isimlerle kurulacak bir akdro olmayacak bu yeni ekip. Daha genç, tanınmamış ve çıkış arayan isimlerin karması bir ekip olması muhtemel. Favre özellikle Gladbach'ta çok para harcamamış ve o mütevazi ekibi büyük rakiplerine rağmen başarıya taşımıştır. Tayfun Korkut da Hannover tecrübesiyle bu duruma katkıda bulunabilir.
c) Yukarıdaki sınırlama belirten özelliklerle beraber bu ismin aynı zamanda şampiyonluk yarışının havasını koklamış olması gerekir. Favre Zürich ile şampiyyonluk yaşamış ve o yarışın ne demek olduğunu yakın öğrenmiştir. Tayfun ise özellikle oyunculuk kariyerinde bu hissi yaşamıştır.
3. 14 yerli zorunluluğuna katkıda bulunacak bir TD bulmalıyız. Yanlış duymadınız 14 yerli kuralını hakkıyla uygulayaca bir isim şart. Diğer adı geçen isimler Rudi Garcia veya Bielsa'ya oranla Favre ve Tayfun bu konuda çok çok öne çıkıyor. Bizim elimizde berbat yerli ekibin tamamını değiştirmek şart olduğundan ve ülke içinde Galatasaray forması giyecek kalitede yerli olmadığından başta Almanya olmak üzere İsviçre, Avusturya, Belçika, Hollanda gibi Türklerin yoğun yaşadığı ülkelerin futbol piyasasına hakim bir kişinin TD olması kaçınılmaz. Oğuzhan, Tolgay, Töre, Frei gibi isimleri biz alsak çok başa olabilirdi mesela o dönemde. Sinan Gümüş gibi kaç ismi kadromuza rahatlıkla kadromuza katar Favre ve Tayfun.
4. Uzun vadede yardımcının göreve gelmesini sağlayabilecek bir sistem böylece kurulabilir. İsmi bizimle geçen hem yerli hem yabancı isimlerin yardımcılarını belirlemek çok zor. Favre ve Tayfun gibi bir çok konuda birbirini tamamlayan ismin bir araya getirilmesi zordur. Favre sonrasında ise Tayfun 'un rahatlıkla kulübün hocası olması sağlanabilir. Zira daha şimdiden Bundesliga'da TD tecrübesi yaşadı.
5. Bilimsel çalışmaya açık ve aynı zamanda esnek taktik anlayışa sahip bir ekip olması gerekir. Favre'yi yakından bilenler bilimsel metodu çok önemserken futbol içerisinde esnekliğe de önem verdiğini size söyleyebilirler.
6. Saha kenarında Galatasaray'a yakışacak kalitede bir fotoğrafın ortaya çıkmasını sağlayacak bir ekip. Favre de Tayfun da beyefendi duruşlarıyla saha kenarında bize yakışırlar.
Not: Tayfun yardımcılığı neden kabul etsin diyenler için cevabım da bu sevyede profesyonel insanların böylesi projeleri kabul edecekleri ve hakettiğini verip projemizi anlattığımızda Tayfun'u ikna etmenin mümkün olduğudur.
1. Alman ekolü ülkemizde son derece başarılı olmuştur. Hem teknik direktörler hem de oyuncular bu ülkeye adaptasyonda pek sorun yaşamamışlardır. Ayrıca Alman ekolünün son dönemlerde İspanyollar ile beraber yükselişi de malumdur. Ülkemizin de çıkış yakaladığı dönemlerin yine Alman Derwall ve o ekole uzak olmayan Piontek gibi isimlerle olduğunu unutmayalım. İsviçreli Favre Almanya'da çalışmasıyla perçinlenmiş bu Alman ekolü tecrübesini ülkemize aktarabilecek bir hocadır. Tayfun Korkut da bu kapsam da hem ülkemizi hem de Almanya'yı bilen bir yardımcı olacaktır. İki dili de bilmesi, futbol atmosferi ile futbol mantaliteini birleştirmede hocaya en iyi yardımcı olacak isim bence kendisi.
2. Galatasaray yeni bir yapılanmaya gidecek malum. Kadrosunda büyük değişiklikler kaçınılmaz. Ancak bu kolay olmayacak çünkü bu yapılanmayı hayata geçirecek kişinin şu özelliklere haiz olması gerekiyor:
a) Hocanın genç ve yeni kurulmuş kadroyla çalışma tecrübe ve yeteneğinin olması gerekiyor. Her hocada bu özellik yok. Favre bunu hem Zürich hem de Gladbach'ta başarmış bir insan. Bu tecrübesi bize de yansıtabilir.
b) Mütevazi kadrolarla çalışabilen bir insan olması gerekiyor. Belli ki çok büyük isimlerle kurulacak bir akdro olmayacak bu yeni ekip. Daha genç, tanınmamış ve çıkış arayan isimlerin karması bir ekip olması muhtemel. Favre özellikle Gladbach'ta çok para harcamamış ve o mütevazi ekibi büyük rakiplerine rağmen başarıya taşımıştır. Tayfun Korkut da Hannover tecrübesiyle bu duruma katkıda bulunabilir.
c) Yukarıdaki sınırlama belirten özelliklerle beraber bu ismin aynı zamanda şampiyonluk yarışının havasını koklamış olması gerekir. Favre Zürich ile şampiyyonluk yaşamış ve o yarışın ne demek olduğunu yakın öğrenmiştir. Tayfun ise özellikle oyunculuk kariyerinde bu hissi yaşamıştır.
3. 14 yerli zorunluluğuna katkıda bulunacak bir TD bulmalıyız. Yanlış duymadınız 14 yerli kuralını hakkıyla uygulayaca bir isim şart. Diğer adı geçen isimler Rudi Garcia veya Bielsa'ya oranla Favre ve Tayfun bu konuda çok çok öne çıkıyor. Bizim elimizde berbat yerli ekibin tamamını değiştirmek şart olduğundan ve ülke içinde Galatasaray forması giyecek kalitede yerli olmadığından başta Almanya olmak üzere İsviçre, Avusturya, Belçika, Hollanda gibi Türklerin yoğun yaşadığı ülkelerin futbol piyasasına hakim bir kişinin TD olması kaçınılmaz. Oğuzhan, Tolgay, Töre, Frei gibi isimleri biz alsak çok başa olabilirdi mesela o dönemde. Sinan Gümüş gibi kaç ismi kadromuza rahatlıkla kadromuza katar Favre ve Tayfun.
4. Uzun vadede yardımcının göreve gelmesini sağlayabilecek bir sistem böylece kurulabilir. İsmi bizimle geçen hem yerli hem yabancı isimlerin yardımcılarını belirlemek çok zor. Favre ve Tayfun gibi bir çok konuda birbirini tamamlayan ismin bir araya getirilmesi zordur. Favre sonrasında ise Tayfun 'un rahatlıkla kulübün hocası olması sağlanabilir. Zira daha şimdiden Bundesliga'da TD tecrübesi yaşadı.
5. Bilimsel çalışmaya açık ve aynı zamanda esnek taktik anlayışa sahip bir ekip olması gerekir. Favre'yi yakından bilenler bilimsel metodu çok önemserken futbol içerisinde esnekliğe de önem verdiğini size söyleyebilirler.
6. Saha kenarında Galatasaray'a yakışacak kalitede bir fotoğrafın ortaya çıkmasını sağlayacak bir ekip. Favre de Tayfun da beyefendi duruşlarıyla saha kenarında bize yakışırlar.
Not: Tayfun yardımcılığı neden kabul etsin diyenler için cevabım da bu sevyede profesyonel insanların böylesi projeleri kabul edecekleri ve hakettiğini verip projemizi anlattığımızda Tayfun'u ikna etmenin mümkün olduğudur.
Son düzenleme: