Filmin temel konusu (korkmayın izlemediyseniz keyfinizi kaçıracak detayları sizden gizleyeceğim) yalnızlık. 2012 yılının New York caddelerinde güzel bir arabayı deliler gibi süren Robert, artık şehri doldurmuş olan vahşi hayvanları kovalamaktadır. Uygarlığımızın sonu gelmiştir. Gerçekten de şehrin terkedilmiş harap görüntüsü içler acısıdır.
Günleri ve gecelerini izlerken yaşayan tek insan olduğunu sezeriz. Bir virüsle tüm insanlar ölmüştür ve geriye tek dostu harika köpek Sam’le (Samantha) kendisi kalmıştır.
Filmi izlerken içinizde müthiş bir açıkalan korkusu (agarofobi) ve yalnızken hissedilen arkamda birisi mi var endişesi uyanıyor. Gündüzleri ise dükkanların tamamen sizin zevkinize kalmış olması müthiş bir sahip olma duygusunun tatmini demek. Çünkü tüm dünya sizin.
Film temel olarak 12. yüzyıldaki haçlı seferleri sonrası Kudüs'ün durumunu ele almaktadır. Üç din içinde kutsal sayılan topraklarda filmdeki zaman çerçevesinde hıristiyanlar egemen vaziyetdedir. Bu arada İngiltere'de demircilik yapmakta olan Balian'ı bir şövalye olan babası Godfrey ziyaret eder ve Kudüs'de ki barışı koruması için onu kendisiyle birlikte gelmeye davet eder.
Başta çekinceli olan Balian daha sonra babası ile yola çıkar ancak karışık olan politik yapılar ve kargaşa nedeni ile oluşan çatışmada babası yaralanır ve Kudüse vardıklarında ölür. Balian bu arada Kudüs'ün kralı IV. Baldwin ile tanışır. Kral barışı korumanın ellerinde olduğunu ve ondan yardım etmesini ister. Ancak kralın kızkardeşi ile evli olan Guy de Lusignan'da şehirde sözü geçen bir şövalyedir ve savaş yanlısıdır.
Balian babasının topraklarını işleyerek bir hayata hazırlanırken Guy de Lusignan ve arkadaşlarının müslümanlara yaptığı bir saldırı ortalığı karıştırır. Müslüman lider Selahaddin Eyyubi ordularını toplar ve Kudüs'e yürür. IV. Baldwin Selahaddin Kudüs'e gelince onunla konuşur ve barışın devamı için isyana katılanları cezalandırma sözü verir. Bu söze güvenen Selahaddin geri çekilir.
Lepra hastalığından muzdarip olan ve maske ile gezen IV. Baldwin ölümünün yaklaştığını anlayınca tahta Guy de Lusignan'ın geçmemesi amacı ile kızkardeşinin ondan ayrılmasını ve Balian'la evlenerek onun kral olmasını teklif eder. Balian bunu reddeder. Bir süre sonra da kral ölür.
Yeni kral Guy de Lusignan savaş ilan etmekte gecikmez. Balian ile de geçimsizdir ve ona bir suikast düzenler ve başarısız olur. Selahaddin Eyyubi'ye saldırıya gider ancak taktik hatalar nedeni ile ağır bir yenilgi alır. Kudüs'ün savunması artık Balian'a kalır.
Uzun süren kuşatma, taktik savaşları sonrası Balian ve Eyyubi anlaşmaya varırlar ve kent müslümanlara teslim edilirken Balian ve hıristiyanlar ülkelerine doğru yola çıkarlar.
Yine demirciliğe dönmek üzere olan Balian filmin sonunda yeni bir haçlı seferinin Kudüs'ü geri almak için yola çıktığına şahit olur.
18 yaşındaki bir delikanlı için öncelikler vardır... Hepimiz için olduğu gibi... ama o yaşta öncelikler özellikle karşı cinse aittir... Matthew Kidman da diğer on sekiz yaşındaki delikanlılardan çok farklı değildir. Hele de kapı komşusunun güzeller güzeli , masumiyet abidesi kızı söz konusu olunca. Danielle... Ona hayatın başka güzel yanları da olduğunu hatırlatan bu kızı her erkeğin hayatında olduğu gibi onun da hayatında bir dönüm noktası olacaktı.