Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Coşkun Özarı ve Brian Birch’ün çalıştırdığı Galatasaray 30 maçta 17 galibiyet, 8 beraberlik ve 5 mağlubiyet aldı. 42 puan toplayan Galatasaray dördüncü kez şampiyon oldu.
Bu sezon ki en golcü futbolcularımız toplam 10 golle Metin Kurt ve Gökmen Özdanak olurken,8 Golle Ergün Acuner'de şampiyonlukta büyük rol oynanmıştır.
İstanbulspor'dan geldiği günlerde düşündürücüydü. Nasıl kendini toplar, nasıl olgunlaşır diye.. Zaman geçti kendine gelmeye başladı. Zaman geldi kale emniyetini sağladı. Daha sonra o kadar güvenilir bir kaleci haline geldi ki kurtardığı amansız şutlarla takımın moralini yükseltti.
Yasin de kaleci olarak aranan bütün vasıflar vardı. Olduğu için de rakip forvetler için düşündürücü hale gelmişti. İyi yer tutuşları, top takibi ve blokajları ile akınları etkisiz hale getiriyordu. Ona gol atmanın mesele olduğu günler oluyordu. Hem de pek çok.. İlk iki yılını bir kenara itersek oynadığı maçlarda daima başarılı olmuş, Avrupai bir kaleci görünümü vermiştir. Galatasaray 'da kardeşleri Gökmen Özdenak (Forvet) ve Doğan Özdenak (Kaleci) olarak birlikte aynı kadroda yer almışlardır...
Gün geldi Yasin Özdenak Amerika'nın dünyaca ünlü kulübü Cosmos'a transfer oldu. Ve burada uzun yıllar futbol oynadı.
Profosyonel futbol kariyerine Kaleci olarak Beykoz Kulübünde başladı. Çok kısa sürede başarılı kaleciliği ile göz doldurdu ve Galatasaray'a 1968-1969 sezonunda Teknik Direktör Toma Kaleperoviç döneminde transfer edildi. 1977-1978 sezonu sonuna kadar Yasin Özdenak-Varol Ürkmez-Bosko Kajganiç gibi duayen kalecilerimizle Galatasarayımız'ın Avrupa ve Türkiye Liglerinin yanı sıra Milli Takım formasıylada oldukça büyük başarılara imza atarak Galatasarayımız'ın şanlı tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Toma Kaleperoviç, Turgan Ece, Don Howe, Fethi Demircan, Jack Mansell, Brain Birch gibi değerli Teknik Direktörlerle çalışma imkanı oldu. 1978-1979 sezonunda yapılan bir jübile ile Kalemizi Adanademirspor'dan transfer edilen Eser Özaltındere'ye teslim ederek kariyerine Galatasaray'da son verdi.
Gençlerbirliğin'de yetişti. Defans oyuncusuydu. İstikrarlı, risk almayan futbolunun yanı sıra arkadaşları ve seyircisi ile uyumlu bir kişiliğe sahipti. 1969-1977 yılları arasında Galatasaray defansının değişmez ismi olarak hemen hemen her maça imzasını atmıştır.
1969-1970 sezonunda Teknik Direktör Toma Kaleperoviç döneminde Gençlerbirliği Kulübünden Galatasaray defansı için transfer edildi. 8 yıllık bir Galatasaray kariyerinden sonra 1977-1978 sezonunda Teknik Direktör Malcolm Allison-Fethi Demircan döneminde bir jübile ile yeşil sahalara veda etti.
1948 yılında doğdu. Başkent Ankara'nın yetiştirdiği önemli futbolculardan birisidir.
1970-1971 sezonunda Brain Birch döneminde 1970 'li yılların güçlü takımlarından ve Ankara'nın önemli temsilcilerinden olan PTT kulübünden Aydın Güleş ile birlikte Galatasarayımı'ın defansına transfer edildi. Güçlü fiziğinin yanı sıra teknik özellikleriyle de başarılı bir futbolculuk dönemi geçiren Tuncay Temeller Milli Takımımızın da önemli oyuncularından birisiydi. Galatasarayımız da defans oynamasına rağmen zaman zaman orta saha da da görev yaptı.. Defans oyuncusu olmasına rağmen Galatasarayımız'da golcü kimliği ile de ön plana çıkmıştır. Uzun ve kıvırcık saçları ile saha içerisinde dikkat çeken fiziki özellikleri de vardı. Çoğu zaman oyun kurucu görevini üstlenerek Galatasarayımızın ataklarına yön verirdi. Taraftarımız tarafından benimsenen ve takdir edilen bir futbolcumuzdu.
1976-1977 sezonunda Teknik Direktör Malcolm Allison döneminde PTT 'den birlikte geldiği Aydın Güleş ile birlikte Galatasarayımız'dan ayrılarak Diyarbakırspor, Rizespor derken Düzcespor'da futbol kariyerini noktaladı.
PTT Genç takımında futbola başladı. Daha sonra PTT A takımında profosyonel futbol kariyerine devam etti.
1970-1971 sezonunda Teknik Direktör Brain Birch döneminde Galatasaray defansına transfer edildi. Güçlü, mücadeleci ve efendi kişiliği ile Galatasaray defansının vazgeçilmezleri arasındaki nadide yeri aldı. İstikrarlı ve başarılı futbolunu 1976-1977 sezonuna kadar sürdüren Aydın Güleş bu sezon takımın başına getirilen Teknik Direktör Malcolm Allison döneminde Galatasarayımız 'dan o yıllarda ki pilot takımımız olan Vefa 'ya transfer oldu.
Profosyonel futbol kariyerine İzmirspor'da başladı.
1965 - 1966 sezonunda Teknik Direktör Gündüz Kılıç döneminde İzmirspor'dan transfer edildi. Galatasaray'da defans oyuncusuydu. Her mevkide oynayabilme özellikleri olan nadir futbolculardan birisiydi. Rakip takımın yaptığı atakların yönünü önceden sezebilen üstün zekasıyla çok iyi yer tutabilen ; çok duygusal ve hassas bir kişiliğe sahipti. Arkadaşları ile müthiş uyum içindeydiler. Özellikle Talat Özkarslı, Ali Elveren, Muzaffer Sipahi, Metin Oktay ve Ayhan Elmastaşoğlu ile müthiş bir ekiptiler.
Gündüz Kılıç, Eşfak Aykaç-Bülent Eken, Toma Kaleperoviç, Brain Birch gibi Galatasaray Teknik Direktörleri ile çalışma imkanı buldu. 1971-1972 sezonu başında bir anlaşmazlık sonucu Galatasaray'dan ayrılarak Beşiktaş'a transfer oldu. Beşiktaş'ta da 1 yıl oynadıktan sonra Hatayspor'a transfer oldu ve burada da futbol kariyerine son noktayı koydu.
Türk Milli Futbol takımımızda da 19 kez başarıyla görev yaparak ülkemizi temsil etmiştir.
2002 yılında malum Tren kazası sonucu hayatını kaybederek aramızdan ayrılan Sevgili Ergün Acuner'i bir kez daha saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz..
1968-74 yılları arasında giydiği Galatasaray formasıyla efsaneleşen bir zamanların ünlü futbolcularından Ergün Acuner, tren altında kaldı. Acuner'in intihar edip etmediği araştırılıyor
Ergün Acuner; 1970'li yılların ünlü futbolcusuydu... Onun için 'futbol virtüözü' deniliyordu. Futbol yaşamına Galatasaray Genç Takımı'nda başlayan Acuner, yıllarca solhaf oynadı. Milli Takım'ın da as futbolcularındandı. Türkiye, VCD Turnuvası Kupası'nı kazandığında o da, arkadaşlarıyla birlikte sahadaydı. 15 kez milli oldu. Acuner, son takımı Beşiktaş'ta da yaklaşık bir sene görev yaptıktan sonra, 1975-1976 sezonunda jübilesini yaptı.
İkinci kez evlendiğinde İzmir'e yerleşti. Bu evliliğinden 2 oğlu oldu; onlara efsanevi futbolcular olan takım arkadaşları Metin Oktay ve Turgay Şeren'in isimlerini verdi. 5 yıl önce trafik kazasında oğlu Turgay'ı kaybettiğinde ise bunalıma girdi.
BUNALIMA GİRMİŞTİ
Bir kaç gün önce Galatasaray Kongresi'ne katılarak eski arkadaşlarını görmek için İstanbul'un yolunu tuttu. Fenerbahçeli Muharrem'in yanında kaldı 3 gün; konuştular, güldüler. Fakat Acuner; önceki akşam saat 24.00 sıralarında Maltepe'deki tren yolunda bulundu. Bedeni tanınmayacak haldeydi. Polis, olaydan önce aşırı derecede alkol aldığı belirlenen Acuner'in ölümündeki sır perdesini kaldırmak için soruşturmaya başladı.
Bir denizcilik şirketinde armatör olarak çalışan oğlu Metin Acuner, babasının son günlerdeki sıkıntısından bahsedince akla intihar sorusu da geliverdi. Metin Acuner, "Babamın morali çok bozuktu. Eski futbolcu arkadaşlarını çok özlüyordu. Olaydan iki gün önce cep telefonu kapandı; kendisine ulaşamadım. İntihar etme olasılığı çok fazla" dedi.
*************
Can Bartu: İyi futbolcuydu
"Ergün Acuner, çok iyi futbolcuydu. Parlamaya başladığı dönemlerde forvetti ve orta sahada görev yapıyordu. Acuner'le 1967-68 sezonunda Türkiye ile İran arasında yapılan VCD Turnuvası'nda beraber top koşturduk. Maçı 4-0 alarak şampiyon olmuştuk."
**************
Sanlı Sarıalioğlu: Keyif verirdi
"Ergün Acuner'le Beşiktaş'ta birlikte oynadım. Türk futbolunun en iyi yeteneklerinden biriydi. Adeta futbol virtüözüydü. İzleyenlere keyif verecek yapıda bir futbolcuydu. Acuner'le birlikte milli maçlarda da yeşil sahaya çıktık. Ama o en büyük başarısını Galatasaray'da gösterdi."
**************
Bülent Ünder: Bel kemiğiydi
"Oynadığı bütün takımların bel kemiğiydi. Kalecilik dahil her mevkide oynayabilirdi. O futbolcuların babasıydı. Şu anda oynuyor olsaydı bütün dünya takımları peşinde koşardı."
Mehmet Oğuz (d. 3 Mayıs 1949, İstanbul), Türk eski millî futbolcu. Galatasaray camiasi ve taraftari tarafindan kulübün efsane kaptanları arasında görülmektedir. 1979-80 sezonunun yaz transfer döneminde Galatasaray'la olan sözleşmesi uzatılmadığı için kulübüyle yaptiği pazarlık sonuçu bonservisi alabıldı. Bunun üzerine devreye giren ve Mehmet Oğuz'un yakın arkadaşı olan Cemil Turan'ın çalabalrı sonuçu Fenerbahçe'ye transfer oldu.[2] Galatasaray'da oynadığı dönem içerisinde medya tarafindan takım arkadaşı Mehmet Özgül'den ayırt edebilmek için Büyük Mehmet diye anıldı. Takım içinde ve taraftarlarça paytak yürüyüşünden dolayı Ördek Mehmet diye anılırdı. Galatasaray'da oynadığı dönemin büyük bir kısmında kaptanlık yapmıştır.
1970-1971 sezonunda Teknik Direktör Brain Birch döneminde Orta saha oyuncusu olarak Sarıyer' den transfer edildi. 1973-1974 sezon sonununa kadar Galatasaray Orta sahasında görev yaptı. Ofansif ve defansif özellikleri olan, çok çalışkan, efendi kişiliği ile Galatasaray camiasının sevilen futbolcularından birisiydi. 1974 sezon sonu Brain Birch'ün yerine getirilen Teknik Direktör Jack Mansell 'den sonra Galatasay'dan Sakaryaspor'a transfer oldu.
Gökmen Özdenak Türk eski futbolcu, futbol yorumcusu. İstanbulspor forması giydi. Galatasaray'da oynadığı 12 yıllık dönemde 4 lig şampiyonluğu ve 2 Türkiye Kupası sahibi olan kadroda yer aldı. 1976'da, Galatasaray'ın Avrupa Kupaları'ndaki 50. golünü attı. Golcülüğü ve kafa vuruşları ile tanındı. 1972 - 1977 arasında A Milli Futbol Takımı'nda 9 kez yer aldı. 1980'de faal futbol yaşamını noktaladı. Ayı Gökmen olarak anılmaktadır. Halen spor yazarlığının yanı sıra Kanaltürk Televizyonunda yayınlanan Telegol isimli programda yorumculuk yapmaktadır.
Beşiktaş karşısında ki efsane gol sevici unutulmamıştır
Ayhan Elmastaşoğlu; profesyonel futbol kariyerine 1959 yılında, doğduğu şehir İzmir takımlarından Altay'da başladı. 1959 ve 1959-60 sezonlarını burada geçirirken, ligde çıktığı 46 maçta 16 gol kaydetti. Sezon sonunda ise Galatasaray'a transfer oldu. 12 sezon boyunca oynadığı sarı-kırmızılı ekiple 222 lig maçına çıkarken 70 gol atmayı başardı. 1966-67 sezonunda kaydettiği 14 golle takımının en golcü oyuncusu oldu. Beş lig, dört Türkiye Kupası ile iki Cumhurbaşkanlığı Kupası şampiyonlukları yaşadığı takımdan 1972 yılında ayrıldı ve Sakaryaspor ile anlaştı. Bir süre burada top koşturduktan sonra futbolculuk kariyerini sonlandırdı.
Ailesinin geçim derdi yüzünden lise öğrenimi sırasında İstanbul'daki amatör spor klüplerinde futbol oynamaya başlar. Ağabeyi İsmail Kurt bu dönemde ünlü bir futbolcudur. İlk profesyonel transferini İzmir'e Altay'a giderek yapar. Aynı yıl Türkiye Kupası finali ve Cumhurbaşkanlığı Kupası gibi önemli mücadelelere çıkar. Altay'dan ayrılmak istememesine rağmen abisinin PTT'yle onun için anlaşmasından sonra O'da PTT'ye transfer olur.[7] PTT'de Tamer Güney yönetiminde yıldızı parlar. Galatasaray'a önce kiralık gider daha sonra ise Ankara'ya dönmez. Galatasaray 'da özellikle Brian Birch yönetiminde şampiyonluklar yaşayan takımın değişmezleri arasında olur. Bu dönemde Milli Takım da da yer bulur. Ancak dürüst kişiliği, özlük haklarını araması ve sendikal faaliyet girişimleri yüzünden klüpten aforoz edilir. Takımdan uzaklaştırıldıktan sonra gittiği Kayserispor'da futbolu bırakır.
Brian Birch İngiliz teknik direktör. Bir dönem Galatasaray Spor Kulübü'nde görev almıştır. Bu yıllar 1971-1974 yılları ile 1980-1982 yıllarıdır. Bu yıllar içinde Galatasaray'a 1971-1972 ile 1972-1973 sezonlarında Türkiye Ligi Şampiyonluğu, 1973 ve 1982 yıllarında Türkiye Kupası'nı ve 1972 ve 1982 yıllarında da Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazandırmıştır.
BİLGİ!!
stadlarda yumruk kaldırma akımının başlamasına yol açan efsane hocamızdır. ikinci kez takımın başına geldiğinde, tribünlere yumruk kaldırması yasaklanmıştı, federasyon tarafından.
her ne kadar resmi site de bile 1970-1971 sezonunun teknik direktörü olarak coşkun özarı görünüyorsa da bu çok büyük bir yanlışlıktır.
galatasarayımız 1970-1971 sezonuna coşkun özarı ile başlamış olsa dahi sezonun 5.maçında coşkun özarı teknik direktörlüğü brian birch'e devretmiş ve sezonun altıncı maçı olan (ankara)demirspor maçına galatasarayımız başında brian birch ile çıkıp üst üste üç yıl şampiyonluğumuz olan 1970-1971, 1971-1972, 1972-1973 sezonlarını bizlere yaşamıştır.
Galatasaray Lisesi mezunu olan Coşkun Özarı 1931 yılında doğdu. 1953 yılında sarı kırmızılı forma ile futbola başladı. Teknik direktörlük görevi gördükten sonra Gündüz Kılıç'ın yardımcısı olarak Galatasaray'da antrenörlüğe başladı. Daha sonra da A Milli Takım'ın antrenörlüğünü yaptı.
Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra kendini Galatasaray takımının hücum çizgisinde buldu. Bundan sonra on üç yıl boyunca Galatasaray takımının yanısıra milli takımın da defans belkemiği olan Özarı, çetin oyunculuğu, ancak yumuşak huylarıyla tanındı. Özarı'nın defanstaki liderliği, Gündüz Kılıç'ın koçluğu, Turgay Şeren'in kaleciliği ve Metin Oktay'ın forvetliği ile birleşince takımı sayısız şampiyonluğa ve Türkiye Kupası zaferlerine taşıdı.
Özarı'nın oyuncu olarak kariyeri, koç olma tutkusu yüzünden erken sona erdi. 1954-55, 1955-56 ve 1957-58 sezonlarında takımın İstanbul Ligi Şampiyonluğu'nu yaşadığında Coşkun Özarı orta sağın ya da savunmanın sağında görev yaptı. 5 kez A Milli Takım'da oynayan Özarı futbolu 29 yaşındayken bıraktı. 1961 yılında, İngiltere'de efsanevi koç Winterbottom'ın başkanlığındaki koçluk seminerine katıldı. Yurda döndüğünde Galatasaray'ın yardımcı koçu oldu. Üç yıl sonra da koçu Gündüz Kılıç'ın görevini devraldı.
Coşkun Özarı takımı dört kez şampiyonluğa taşıdı. 1965 yılında milli takıma koç olarak atandığında milli düzeydeki başkanlığı on yıl sürdü. Koçluk kariyerini 1986'da noktalayarak spor yazarı oldu. Bugün hala milli takım ve Galatasaray hakkındaki yazılarıyla etkinliğini hala
sürdürmektedir.
NOT =( arkadaşlarım özellikle bu kısmı iyi okuyunuz)
ŞOK TESADÜF ŞOK GERÇEK TARİH TEKERÜRDEN İBARET!!
İŞTE , ŞAMPİYON OLMADAN ŞAMPİYONLUK TURU ATILAN O SEZONUN HİKAYESİ:
1970-71 Sezonu...
Ezeli rakipler Galatasaray ve Fenerbahçe ligin son haftasına kafa kafaya girerler...
29. haftanın sonunda Galatasaray'ın 40, Fenerbahçe'nin 39 puanı vardır...
30. ve son hafta Galatasaray Ankara deplasmanında PTT ile karşılaşırken, Fenerbahçe kendi seyircisi önünde Beşiktaş'la karşılaşacaktır...
Büyük gün gelir çatar...
Pazar günü maçlar aynı saate başlar...
Şampiyonluk umudunu son haftaya ve Galatasaray'ın kaybedeceği puana bağlayan Fenerbahçe taraftarı heyecan içindedir...
Aksilik bu ya, TRT radyosunun link hatlarında beklenmedik bir arıza yaşanmakta, Ankara'ya bir türlü bağlanılamamaktadır...
Fenerbahçe gol için bastırmakta, ancak kalesinde devleşen Beşiktaş kalecisi Şükrü'yü geçememektedir...
Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz beraberlikle sonuçlanır...
İkinci yarıda heyecan daha da artmıştır...
Son 20 dakikaya da golsüz beraberlikle girilir...
İşte o sıralarda Ankara'dan gelen haber dalga dalga Mithat Paşa stadyumuna yayılır: "GALATASARAY ANKARA'DA 2-0 YENİK DURUMDA...!"
Haber Fenerbahçe taraftarını daha da gayrete getirir... "Fener... Fener..." tezahüratları iyiden iyiye yükselir...
Beşiktaş takımının da bu haber karşısında direnci zayıflamış gibidir...
Ve beklenen o gol kısa bir süre sonra gelir:
Dakikalar 81'i gösterirken topu kapan Ogün Altıparmak, Beşiktaş defansından Mehmet Özcan ve Barbu'nun arasından sıyrılır... Topu, kaleci Şükrü'nün solundan Beşiktaş ağlarına yollar... 1-0...
Fenerbahçe taraftarı sevinç içindedir... Stat "Şampiyon...Şampiyon..." sesleriyle inlemektedir...
Geriye kalan birkaç dakika geçmek bilmez...
Ankara'dan yeni bir haber de gelmemiştir...
Fenerbahçe Başkanı Faruk ILGAZ da heyecanını yenemeyerek sahaya iner... Yedek kulübesinin yanından futbolcularına eliyle kalan dakikaları işaret etmektedir: "Dayanın çocuklar... Birkaç dakika kaldı...!"
Asbaşkan Emin Cankurtaran da yerinde duramamakta, kenardan futbolculara bağırmaktadır: "Az kaldı... Az... Şampiyonuz... Galatasaray hâlâ 2-0 mağlup..."
Şampiyon Olmadan Şampiyonluk Turu Atan Takım Fenerbahçe!
İŞTE , ŞAMPİYON OLMADAN ŞAMPİYONLUK TURU ATILAN O SEZONUN HİKAYESİ:
1970-71 Sezonu...
Ezeli rakipler Galatasaray ve Fenerbahçe ligin son haftasına kafa kafaya girerler...
29. haftanın sonunda Galatasaray'ın 40, Fenerbahçe'nin 39 puanı vardır...
30. ve son hafta Galatasaray Ankara deplasmanında PTT ile karşılaşırken, Fenerbahçe kendi seyircisi önünde Beşiktaş'la karşılaşacaktır...
Büyük gün gelir çatar...
Pazar günü maçlar aynı saate başlar...
Şampiyonluk umudunu son haftaya ve Galatasaray'ın kaybedeceği puana bağlayan Fenerbahçe taraftarı heyecan içindedir...
Aksilik bu ya, TRT radyosunun link hatlarında beklenmedik bir arıza yaşanmakta, Ankara'ya bir türlü bağlanılamamaktadır...
Fenerbahçe gol için bastırmakta, ancak kalesinde devleşen Beşiktaş kalecisi Şükrü'yü geçememektedir...
Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz beraberlikle sonuçlanır...
İkinci yarıda heyecan daha da artmıştır...
Son 20 dakikaya da golsüz beraberlikle girilir...
İşte o sıralarda Ankara'dan gelen haber dalga dalga Mithat Paşa stadyumuna yayılır: "GALATASARAY ANKARA'DA 2-0 YENİK DURUMDA...!"
Haber Fenerbahçe taraftarını daha da gayrete getirir... "Fener... Fener..." tezahüratları iyiden iyiye yükselir...
Beşiktaş takımının da bu haber karşısında direnci zayıflamış gibidir...
Ve beklenen o gol kısa bir süre sonra gelir:
Dakikalar 81'i gösterirken topu kapan Ogün Altıparmak, Beşiktaş defansından Mehmet Özcan ve Barbu'nun arasından sıyrılır... Topu, kaleci Şükrü'nün solundan Beşiktaş ağlarına yollar... 1-0...
Fenerbahçe taraftarı sevinç içindedir... Stat "Şampiyon...Şampiyon..." sesleriyle inlemektedir...
Geriye kalan birkaç dakika geçmek bilmez...
Ankara'dan yeni bir haber de gelmemiştir...
Fenerbahçe Başkanı Faruk ILGAZ da heyecanını yenemeyerek sahaya iner... Yedek kulübesinin yanından futbolcularına eliyle kalan dakikaları işaret etmektedir: "Dayanın çocuklar... Birkaç dakika kaldı...!"
Asbaşkan Emin Cankurtaran da yerinde duramamakta, kenardan futbolculara bağırmaktadır: "Az kaldı... Az... Şampiyonuz... Galatasaray hâlâ 2-0 mağlup..."
Hakem Ertuğrul Dilek'in bitiş düdüğüyle saha ana baba gününe döner...
Sahaya giren taraftarlar Fenerbahçeli futbolcuların formalarını "şampiyonluk hatırası" olarak almak için yarışmaktadır...
Başta golü atan Ogün ve takım kaptanı Nedim, Fenerbahçeli futbolcular bir bir omuzlara alınmaktadır...
"Şampiyon Fener... Şampiyon Fener..." tezahüratlarıyla şampiyonluk turu atılmakta, ŞAMPİYONLUK KUTLANMAKTADIR...
Kutlamalar 10 dakika kadar coşkuyla sürer...
Sonunda link hatlarındaki arıza giderilmiş, TRT İstanbul Radyosu ile TRT Ankara Radyosu arasında bağlantı sağlanmıştır.
Ankara Radyosu'nun spikeri her zamanki heyecansız, resmi ses tonuyla PTT-Galatasaray karşılaşmasının sonucunu anons etmektedir:
"Az önce Ankara 19 Mayıs stadyumunda sonuçlanan karşılaşmada PTT'yi 7-1 mağlup eden Galatasaray futbol takımı 1970-71 sezonu lig şampiyonu oldu!!! Galatasaray'ı Metin (2) Ahmet(3), Büyük Mehmet ve Ergün'ün ayağından gelen goller şampiyonluğa taşırken, PTT Haydar'ın ayağından tek golünü kaydetti..."
Fenerbahçe İstanbul'da şampiyon olmadan şampiyonluk turunu atarken, aynı dakikalarda Galatasaray'da Ankara'da şampiyonluk turunu atmaktadır...
***
***
"Aradan 38 yıl geçmiş... Durup dururken, nereden aklına geldi de bu hikâyeyi kaleme aldın?" diye sorabilirsiniz...
Aradan 38 yıl geçti geçmesine de, pek bir şey değişmedi de ondan...
Önce bir başkanımız çıktı, imzasız-pulsuz olsa da kapı gibi "sözlü" senet verdi: 3 YIL ÜST ÜSTE ŞAMPİYON OLACAĞIZ!
Öteki başkanımız durur mu?... Hemen açık arttırmaya katılıverdi: "5 YIL ÜST ÜSTE ŞAMPİYONLUK VAAD EDİYORUM!"
Eeee, nasıl olacak?
Bu iki takım da aynı ligde mücadele ettiklerine göre ikisi birden nasıl şampiyon olacak?
Olacak... Olacak...
Burası Türkiye... Geçmişe baksanıza, verdiğimiz örnekleri hatırlasanıza, her şey olur...
Olmazsa, biri şampiyon olur, öbürü tur atar...
Bakarsınız ikisi birden tur atarken, üçüncüsü şampiyon oluvermiş...
Burası Türkiye...
Her şey olur...
Değil mi?
Tuğrul YENİDOĞAN
İŞTE BELGELER!!!
Sözü uzatmadan 1970 - 1971 sezonunda da Fener Galatasaray arasında da buna benzer bir durum yaşanmış. Şampiyonluk yarışındaki enteresan hikayeyi mailime düşen iletiden öğrendim. Aynen paylaşıyorum...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
1970-71 Sezonu..
Ezeli rakipler Galatasaray ve Fenerbahçe ligin son haftasına kafa kafaya girerler. 29. haftanın sonunda Galatasaray'ın 40, Fenerbahçe'nin 39 puanı vardır. 30. ve son hafta Galatasaray Ankara deplasmanında PTT ile karşılaşırken, Fenerbahçe kendi seyircisi önünde Beşiktaş'la karşılaşacaktır...
Büyük gün gelir çatar... Pazar günü maçlar aynı saate başlar...
Şampiyonluk umudunu son haftaya ve Galatasaray'ın kaybedeceği puana bağlayan Fenerbahçe taraftarı heyecan içindedir. Aksilik bu ya, TRT radyosunun link hatlarında beklenmedik bir arıza yaşanmakta, Ankara'ya bir türlü bağlanılamamaktadır...
Fenerbahçe gol için bastırmakta, ancak kalesinde devleşen Beşiktaş kalecisi Şükrü'yü geçememektedir...
Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz beraberlikle sonuçlanır...
İkinci yarıda heyecan daha da artmıştır. Son 20 dakikaya da golsüz beraberlikle girilir...
İşte o sıralarda Ankara'dan gelen haber dalga dalga Mithat Paşa stadyumuna yayılır:
"GALATASARAY ANKARA'DA 2-0 YENİK DURUMDA...!"
Haber Fenerbahçe taraftarını daha da gayrete getirir. "Fener... Fener..." tezahüratları iyiden iyiye yükselir...
Beşiktaş takımının da bu haber karşısında direnci zayıflamış gibidir. Ve beklenen o gol kısa bir süre sonra gelir:
Dakikalar 81'i gösterirken topu kapan Ogün Altıparmak, Beşiktaş defansından Mehmet Özcan ve Barbu'nun arasından sıyrılır... Topu, kaleci Şükrü'nün solundan Beşiktaş ağlarına yollar. 1-0...
Fenerbahçe taraftarı sevinç içindedir...
Stat "Şampiyon...Şampiyon..." sesleriyle inlemektedir...
Geriye kalan birkaç dakika geçmek bilmez...
Ankara'dan yeni bir haber de gelmemiştir...
Fenerbahçe Başkanı Faruk ILGAZ da heyecanını yenemeyerek sahaya iner... Yedek kulübesinin yanından futbolcularına eliyle kalan dakikaları işaret etmektedir:
"Dayanın çocuklar... Birkaç dakika kaldı...!"
Asbaşkan Emin Cankurtaran da yerinde duramamakta, kenardan futbolculara bağırmaktadır:
"Az kaldı... Az... Şampiyonuz... Galatasaray hâlâ 2-0 mağlup..."
Hakem Ertuğrul Dilek'in bitiş düdüğüyle saha ana baba gününe döner. Sahaya giren taraftarlar Fenerbahçeli futbolcuların formalarını "şampiyonluk hatırası" olarak almak için yarışmaktadır. Başta golü atan Ogün ve takım kaptanı Nedim, Fenerbahçeli futbolcular bir bir omuzlara alınmaktadır...
"Şampiyon Fener... Şampiyon Fener..." tezahüratlarıyla şampiyonluk turu atılmakta, ŞAMPİYONLUK KUTLANMAKTADIR...
Sonunda link hatlarındaki arıza giderilmiş, TRT İstanbul Radyosu ile TRT Ankara Radyosu arasında bağlantı sağlanmıştır. Ankara Radyosu'nun spikeri her zamanki heyecansız, resmi ses tonuyla PTT-Galatasaray karşılaşmasının sonucunu anons etmektedir:
"Az önce Ankara 19 Mayıs stadyumunda sonuçlanan karşılaşmada PTT'yi 7-1 mağlup eden Galatasaray futbol takımı 1970-71 sezonu lig şampiyonu oldu!!! Galatasaray'ı Metin (2) Ahmet (3), Büyük Mehmet ve Ergün'ün ayağından gelen goller şampiyonluğa taşırken, PTT Haydar'ın ayağından tek golünü kaydetti..."
Fenerbahçe İstanbul'da şampiyon olmadan şampiyonluk turunu atarken, aynı dakikalarda Galatasaray'da Ankara'da şampiyonluk turunu atmaktadır...
Merhaba Ziyaretçi hoşgeldin !
Forumdan daha fazla yararlanmak ve bize destek olmak için buradan kayıt olunuz
Hello Welcome to GSCimbom! Register here to benefit more from the forum
GSCimbom.com çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.