Şimdi Google'dan rasgele bir nostaljik yayın açsak, o zamanlar ülke daha güzelmiş deriz. Eski ve güzel olan herşey gibi Fenerbahçe ile ilişkilerimiz de, günümüz Avrupasının çok ilerisindeymiş.
Futbolla ilgili başlık açmayı sevmem ama bu konu ile birlikte, birbimize olan saygıyı tekrar kazanacağımızı umut ediyorum..
Öncesinde, "Dünyanın en önemli derbisi hangisidir?" anketine katılmanızı rica ediyorum.
Tercih yapmakta zorlanan renkdaşları, Fenerbahçe ve Galatasaray rekabetinin tarihi yolculuğuna çıkalım;
1907 Fenerbahçe'nin kuruluşu
Türk gençliğinin toplum üzerinde baskı kuran Sultan Abdülhamit rejimini yıkmasına çok az bir dönem kalmıştır. Osmanlı'nın çöküşüne birkaç sene kala İstanbul'da gençler şehrin her tarafından çıkan hafiyelerden fırsat buldukları her anda futbol oynuyorlardı. Yabancı gençlere her şeyin serbest olduğu ama Türk gençlerinin sokağa doğru dürüst çıkmasının bile mümkün olmadığı yıllarda önce Galatasaray Lisesi'nin öğrencilerinin kurduğu Galatasaray Kulübü, 1908'de İstanbul Ligi'nde yer almaya başlarken, 1907'de İstanbul'un diğer yakasındaki gençlerin kurduğu Fenerbahçe de 1910'da İstanbul Ligi'nde yer aldı.
Ali Sami Yen Fenerbahçe'nin kurulduğu dönemle ilgili yazdığı hatıralarını "Fenerbahçe'nin kurulması bizim için yabancı bir memlekette rastlanılmış bir dost bulmak gibiydi. O yüzdendir ki Fenerbahçe'yi takviye etmek ve yeni bir rakip yaratmak için bizden ayrılanlara gücenmedik" şeklinde yazmıştı.
En farklı sonucun hikayesi
Herkesçe bilinen iki takım arasındaki en farklı galibiyetin Galatasaray tarafından 12 Şubat 1911'de 7-0'la alındığı maç çok şiddetli lodos altında oynandı. Bu nedenledir ki Galatasaray'dan 5 oyuncu Kadıköy'e geçemedi ve Galatasaray sahaya 6 kişiyle çıktı. Fenerbahçe ise maça 10 kişiyle çıktı. Başlama vuruşundan sonra maçın 10. dakikasında Ali maça yetişti ve Galatasaray sahada 7 kişi oldu. Fenerbahçe ise ilk yarının ortalarında büyük bir talihsizlik yaşadı. Kaleci Ali Said sakatlandı ve oyun dışı kaldı. Rakibi gibi sahaya eksik çıkan Fenerbahçe'nin yedek oyuncusu da yoktu. Bu yüzden Fenerbahçeli futbolcular kalan dakikalarda sırayla kaleye geçtiler.
Galatasaray bu şansı iyi değerlendirdi. 9 kişi kalan rakibine karşı 2 kişi eksik mücadele etse de deneyimli bir kalecisi olmayan Fenerbahçe'yi 7-0'la geçen Galatasaray, 4 hafta sonra İstanbul Ligi Kupası'nı bir kez daha müzesine götürdü.
Galatasaray'dan ilk 8 maçta 8 galibiyet 28 gol : Galatasaray ile Fenerbahçe arasında yapılan ilk maçlarda Galatasaray'ın ciddi bir üstünlüğü göze çarpıyor. İki takım arasında oynanan ilk 8 maçın tamamını Galatasaray kazandı. İki takım arasındaki en uzun arka arkaya kazanma rekoru henüz kırılamadı.
Fenerbahçe’nin maçı erteleme önerisi
İki takım arasında 17 Kasım 1922'de yapılan maç öncesinde de ilginç bir durum yaşandı. Bu tarihte Kadıköy'de rakiplerin maçı vardı. Maç öncesinde günlerce yağan yağmur sahayı adeta göle çevirmişti. Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaray Kulübü'ne telefon ederek, "Saha çok kötü, maçı erteleyelim" dedi. Galatasaray Başkaptanı Necip Şahin, bunun üzerine, "Anamız bizi bugün için doğurdu. Galip Bey, gelip maçı oynayacağız" diye cevapladı. Galatasaray, Kadıköy'e gelip maça çıktı ve Fenerbahçe karşılaşmayı 3-0 kazandı
Beraber ev kiraladılar
Aynı kaynaklara göre, rekabetin yeni başladığı dönemlerde Galatasaray ile Fenerbahçe sporcuları ortak kiraladıkları bir evde kalıyorlar ve beraber ava çıkıyorlardı. İki takım sporcuları geceleri bir araya gelerek sohbet ediyorlardı. Yine bir gece sohbetin koyulaştığı sırada Galatasaray'dan Ali Sami Yen, Fenerbahçelileri, "Said, yarın bizimle maçınız var. Git yat ve dinlen" diye uyardı.
Ortak takım kuralım
Ezeli Rakiplerin kuruluşlarının ilk yıllarında birleşme durumlarının bile ortaya çıktığı, hatta iki kulüp başkanının ortak takım kurma konusunda anlaştıkları iddia edildi. Galatasaray Kulübü'nün resmi yayın organı Galatasaray Dergisi'nin Şubat 2003 sayısında, Adnan Işık'ın belgelere dayandırarak verdiği haberde, 1912 yılında Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami Yen ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Hulusi Bey'in ortak imzayla kayıt altına aldıkları belgenin, birleşmeseler dahi, 2 kulübün yabancılara karşı "ortak bir takım" kurma konusunda anlaştıklarını, hatta tüzüğü bile hazırladıklarını gösterdiği kaydedildi.
Galatasaray ve Fenerbahçe karmaları
Dönem dönem her iki takımın oyuncularından oluşan karma takımlarla çeşitli takımlara karşı maçlar oynandı. Buna ek olarak takımların çıktığı yurt dışı turnelerinde kadroya başka takım oyuncularından da takviye yapılmaktaydı. Bunun nedeni iki takım oyuncularının güçlerini birleştirerek özellikle yabancı rakiplerine karşı kaybetmek istememeleri ve birlikte çıktıkları maçlarda daha fazla gelir etmeleriydi. Türk karmalarla ise iki ekibin karması gösteri maçları için sahaya çıktılar. Bu maçların forması ise ortası sarı bir yanı kırmızı diğer yanı lacivert olan 3 renkli formaydı.
Eylül 1911'de çıktığı Avusturya-Macaristan turnesiyle birlikte yurt dışına çıkan ilk Türk takımı olan Galatasaray, kadrosuna geçici olarak Fenerbahçe oyuncularından Galip ve Bekir'i takviye etti.
1921 Ağustos'unda ikinci yurt dışı turnesine çıkan ve İsviçre, Almanya, Çekoslovakya ve Macaristan'da toplam 17 maç yapan ve bu maçlarda 3'er galibiyet ve beraberlik ile 1 yenilgi alan takımın kadrosuna yapılan takviyeler arasında Fenerbahçe'den İsmet Uluğ, Galip Kulaksızoğlu ve Zeki Rıza Sporel vardı.
Galatasaray-Fenerbahçe karması 1924'te Ferencvaros, 1925'te Slavia Prag ve Viyana karması, 1927'de Slavia Prag, 1929'da Al-Ahly takımı, 1931'de Yunan karması ve Slavia Prag, 1932'de Yunanistan karması, Selanik karması ve Racing Club Paris, 1935'te Beşiktaş-Güneş karması 1940'ta Ankara karması ve İzmir karması, 1948'de Bratislava karmasıyla ve 1955'te Adalet-Beşiktaş karması ile karşılaştı ve bu maçların çoğunda galibiyet elde etti.
1926 ve 1940 yıllarında Fenerbahçe ve Galatasaray oyuncularından oluşan karma bir takım, Mısır'a bir seyahat düzenledi ve burada 1924'te 6, 1940'ta 2 maç yaptı.
Galatasaray ve Fenerbahçe Bayramı
Galatasaraylı ve Fenerbahçeli sporcular ilki 25 Mayıs 1913, sonuncusu ise 1 Mayıs 1951'de ve altısı futbolda olmak üzere toplam sekiz kez düzenlenen bu etkinlikte amaç, iki kulübü kaynaştırmak hatta daha da öteye giderek birleştirmek için düzenlendi. İki kulüp belki birleşmedi ama taraftarların yan yana oturması, devlet adamlarının statlara gelerek yarışmaları izlemesi ve iki kulübün kaptanlarına şiltler vermesi, ezeli rekabeti yumuşatmış, sporun futboldan ibaret olmadığını halka gösterdi.
Galatasaray ile Fenerbahçe'nin bu bayram dolayısıyla yapılan karşılaşmalarda ise Galatasaray 6 maçı da kazanmayı başardı.
Bilerek kaçırılan penaltı
İki takımın 23 Ocak 1925 tarihinde Taksim Stadı'nda yaptıkları Vatan Gazetesi Kupası maçında ilginç bir olay yaşandı. Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı sonrası, atış öncesinde stadın büyük balkon kısmı çöktü. Fenerbahçeli Cafer Çağatay, bu gelişme üzerine penaltı atışında topu bilerek kaleci Ulvi Yanal'a teslim etti.
Öz Fenerbahçe Dergisi
1950'li yıllarda çıkan "Öz Fenerbahçe Dergisi"nde yer alan "Galatasaraylılar" sayfası derbi tarihinin az bilinen bir başka yönü. Galatasaray haberlerinin, hatta marşlarının yer aldığı bu sayfalar uzun yıllar yayınlandı. Özel bir sayfa ayrıldığı gibi, yine bu derginin birçok kapağında da Gündüz Kılıç misali Galatasaraylı bir futbolcunun tam sayfa fotoğrafı bulunuyordu. Bugün düşünülmesi bile zor olan şeyler o tarihlerde rakip takıma ait derginin kapağını süsleyebiliyordu. Hatta 1947 yılına ait Galatasaray takım kadrosu bile bu derginin kapağında yer bulabiliyordu.
Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye yangın desteği
7 Haziran 1932 günü Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yaşadığı yangın felaketi ile birlikte, merkez binanın yanı sıra kulübün hemen hemen tüm mal varlığı da yanmıştı. Fenerbahçe'ye yardım kampanyalarının beklenenin üzerinde ilgiyle karşılanmış olması, Fenerbahçe takımına büyük bir moral olurken, daha önceden maç anlaşması yapılan Selanik Mutteliti ile oynanacak olan maç iptal edilmemiş, ne var ki maça da borç aldıkları formalarla çıkılacağı da kesinleşmişti.
Fenerbahçe Stadı'nda maçın başlamasına saatler kala, Yunan takımına maçın iptalini bildirmek için ise artık çok geçti. Bu kara bulutlar arasında ne yapılacağı düşünülürken, kapı açılmış, içeri; önde Galatasaray kaptanı Aslan Nihat olmak üzere Galatasaray'ın, altı ünlü futbolcusu girivermişti. Aslan Nihat, üzgün Fenerbahçeli futbolculara bakarak şöyle demişti; "Bu kara gününüzde sizi yalnız bırakamazdık. Bizleri de aranıza kabul ederseniz, ben ve takım arkadaşlarım bu maçta sizlerle birlikte Fenerbahçe forması altında oynamaya hazırız". Takım kurmakta zorlanan Fenerbahçeli futbolcular, bu nazik teklifi teşekkürle kabul etmiş ve maç, Galatasaray takviyeli Fenerbahçe'nin, Selanik Mutteliti'ni, 4-0 yenmesiyle sonuçlanmış, günün hasılatı olan 910 Lira ise Fenerbahçe Kulübü'nce Kızılay'a bağışlanmıştı.
Paylaşılan kupa
30 Mart 1958 tarihinde İnönü Stadı'nda kazananın kupasını, dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in elinden alacağı "Başbakanlık Kupası" karşılaşması oynanacktır. Ne var ki; her iki takım uzatmalar sonucunda da 1-1'lik skoru değiştiremez. Vakit de hayli olmuştur ve gecikmekte olan Başbakan Menderes ise o gün bu işi sonuçlandırmak ister.
Yapılacak tek bir şey kalmıştır; Tek olan kupanın, bir demirci çağrılarak ortadan ikiye bölünmesi. Tarihin pek çok noktasında kaderleri bir yazılan bu iki takımın yarım da olsa aynı isme sahip birer kupası vardır. Bir yarısı Galatasaray Müzesi'nde, diğer yarısı ise Fenerbahçe Müzesi'nde sergilenmektedir.
Mayıs ayındaki başkanlık seçimlerinin, Ali Şen ve Aziz Yıldırım ile bozulan ilişkimizi düzeltecek bir milat olmasını umut ediyorum. Böyle duygusal hikayesi olan bir derbinin pazarlanması içinde bu şarttır.
Öte yandan Sosyal medyada Türklerin suiistimal etmediği anketlerde, maalesef biz ilk üçe bile girmekte zorlanıyoruz.
Futbolla ilgili başlık açmayı sevmem ama bu konu ile birlikte, birbimize olan saygıyı tekrar kazanacağımızı umut ediyorum..
Öncesinde, "Dünyanın en önemli derbisi hangisidir?" anketine katılmanızı rica ediyorum.
Tercih yapmakta zorlanan renkdaşları, Fenerbahçe ve Galatasaray rekabetinin tarihi yolculuğuna çıkalım;
1907 Fenerbahçe'nin kuruluşu
Türk gençliğinin toplum üzerinde baskı kuran Sultan Abdülhamit rejimini yıkmasına çok az bir dönem kalmıştır. Osmanlı'nın çöküşüne birkaç sene kala İstanbul'da gençler şehrin her tarafından çıkan hafiyelerden fırsat buldukları her anda futbol oynuyorlardı. Yabancı gençlere her şeyin serbest olduğu ama Türk gençlerinin sokağa doğru dürüst çıkmasının bile mümkün olmadığı yıllarda önce Galatasaray Lisesi'nin öğrencilerinin kurduğu Galatasaray Kulübü, 1908'de İstanbul Ligi'nde yer almaya başlarken, 1907'de İstanbul'un diğer yakasındaki gençlerin kurduğu Fenerbahçe de 1910'da İstanbul Ligi'nde yer aldı.
Ali Sami Yen Fenerbahçe'nin kurulduğu dönemle ilgili yazdığı hatıralarını "Fenerbahçe'nin kurulması bizim için yabancı bir memlekette rastlanılmış bir dost bulmak gibiydi. O yüzdendir ki Fenerbahçe'yi takviye etmek ve yeni bir rakip yaratmak için bizden ayrılanlara gücenmedik" şeklinde yazmıştı.
En farklı sonucun hikayesi
Herkesçe bilinen iki takım arasındaki en farklı galibiyetin Galatasaray tarafından 12 Şubat 1911'de 7-0'la alındığı maç çok şiddetli lodos altında oynandı. Bu nedenledir ki Galatasaray'dan 5 oyuncu Kadıköy'e geçemedi ve Galatasaray sahaya 6 kişiyle çıktı. Fenerbahçe ise maça 10 kişiyle çıktı. Başlama vuruşundan sonra maçın 10. dakikasında Ali maça yetişti ve Galatasaray sahada 7 kişi oldu. Fenerbahçe ise ilk yarının ortalarında büyük bir talihsizlik yaşadı. Kaleci Ali Said sakatlandı ve oyun dışı kaldı. Rakibi gibi sahaya eksik çıkan Fenerbahçe'nin yedek oyuncusu da yoktu. Bu yüzden Fenerbahçeli futbolcular kalan dakikalarda sırayla kaleye geçtiler.
Galatasaray bu şansı iyi değerlendirdi. 9 kişi kalan rakibine karşı 2 kişi eksik mücadele etse de deneyimli bir kalecisi olmayan Fenerbahçe'yi 7-0'la geçen Galatasaray, 4 hafta sonra İstanbul Ligi Kupası'nı bir kez daha müzesine götürdü.
Galatasaray'dan ilk 8 maçta 8 galibiyet 28 gol : Galatasaray ile Fenerbahçe arasında yapılan ilk maçlarda Galatasaray'ın ciddi bir üstünlüğü göze çarpıyor. İki takım arasında oynanan ilk 8 maçın tamamını Galatasaray kazandı. İki takım arasındaki en uzun arka arkaya kazanma rekoru henüz kırılamadı.
Fenerbahçe’nin maçı erteleme önerisi
İki takım arasında 17 Kasım 1922'de yapılan maç öncesinde de ilginç bir durum yaşandı. Bu tarihte Kadıköy'de rakiplerin maçı vardı. Maç öncesinde günlerce yağan yağmur sahayı adeta göle çevirmişti. Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaray Kulübü'ne telefon ederek, "Saha çok kötü, maçı erteleyelim" dedi. Galatasaray Başkaptanı Necip Şahin, bunun üzerine, "Anamız bizi bugün için doğurdu. Galip Bey, gelip maçı oynayacağız" diye cevapladı. Galatasaray, Kadıköy'e gelip maça çıktı ve Fenerbahçe karşılaşmayı 3-0 kazandı
Beraber ev kiraladılar
Aynı kaynaklara göre, rekabetin yeni başladığı dönemlerde Galatasaray ile Fenerbahçe sporcuları ortak kiraladıkları bir evde kalıyorlar ve beraber ava çıkıyorlardı. İki takım sporcuları geceleri bir araya gelerek sohbet ediyorlardı. Yine bir gece sohbetin koyulaştığı sırada Galatasaray'dan Ali Sami Yen, Fenerbahçelileri, "Said, yarın bizimle maçınız var. Git yat ve dinlen" diye uyardı.
Ortak takım kuralım
Ezeli Rakiplerin kuruluşlarının ilk yıllarında birleşme durumlarının bile ortaya çıktığı, hatta iki kulüp başkanının ortak takım kurma konusunda anlaştıkları iddia edildi. Galatasaray Kulübü'nün resmi yayın organı Galatasaray Dergisi'nin Şubat 2003 sayısında, Adnan Işık'ın belgelere dayandırarak verdiği haberde, 1912 yılında Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami Yen ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Hulusi Bey'in ortak imzayla kayıt altına aldıkları belgenin, birleşmeseler dahi, 2 kulübün yabancılara karşı "ortak bir takım" kurma konusunda anlaştıklarını, hatta tüzüğü bile hazırladıklarını gösterdiği kaydedildi.
Galatasaray ve Fenerbahçe karmaları
Dönem dönem her iki takımın oyuncularından oluşan karma takımlarla çeşitli takımlara karşı maçlar oynandı. Buna ek olarak takımların çıktığı yurt dışı turnelerinde kadroya başka takım oyuncularından da takviye yapılmaktaydı. Bunun nedeni iki takım oyuncularının güçlerini birleştirerek özellikle yabancı rakiplerine karşı kaybetmek istememeleri ve birlikte çıktıkları maçlarda daha fazla gelir etmeleriydi. Türk karmalarla ise iki ekibin karması gösteri maçları için sahaya çıktılar. Bu maçların forması ise ortası sarı bir yanı kırmızı diğer yanı lacivert olan 3 renkli formaydı.
Eylül 1911'de çıktığı Avusturya-Macaristan turnesiyle birlikte yurt dışına çıkan ilk Türk takımı olan Galatasaray, kadrosuna geçici olarak Fenerbahçe oyuncularından Galip ve Bekir'i takviye etti.
1921 Ağustos'unda ikinci yurt dışı turnesine çıkan ve İsviçre, Almanya, Çekoslovakya ve Macaristan'da toplam 17 maç yapan ve bu maçlarda 3'er galibiyet ve beraberlik ile 1 yenilgi alan takımın kadrosuna yapılan takviyeler arasında Fenerbahçe'den İsmet Uluğ, Galip Kulaksızoğlu ve Zeki Rıza Sporel vardı.
Galatasaray-Fenerbahçe karması 1924'te Ferencvaros, 1925'te Slavia Prag ve Viyana karması, 1927'de Slavia Prag, 1929'da Al-Ahly takımı, 1931'de Yunan karması ve Slavia Prag, 1932'de Yunanistan karması, Selanik karması ve Racing Club Paris, 1935'te Beşiktaş-Güneş karması 1940'ta Ankara karması ve İzmir karması, 1948'de Bratislava karmasıyla ve 1955'te Adalet-Beşiktaş karması ile karşılaştı ve bu maçların çoğunda galibiyet elde etti.
1926 ve 1940 yıllarında Fenerbahçe ve Galatasaray oyuncularından oluşan karma bir takım, Mısır'a bir seyahat düzenledi ve burada 1924'te 6, 1940'ta 2 maç yaptı.
Galatasaray ve Fenerbahçe Bayramı
Galatasaraylı ve Fenerbahçeli sporcular ilki 25 Mayıs 1913, sonuncusu ise 1 Mayıs 1951'de ve altısı futbolda olmak üzere toplam sekiz kez düzenlenen bu etkinlikte amaç, iki kulübü kaynaştırmak hatta daha da öteye giderek birleştirmek için düzenlendi. İki kulüp belki birleşmedi ama taraftarların yan yana oturması, devlet adamlarının statlara gelerek yarışmaları izlemesi ve iki kulübün kaptanlarına şiltler vermesi, ezeli rekabeti yumuşatmış, sporun futboldan ibaret olmadığını halka gösterdi.
Galatasaray ile Fenerbahçe'nin bu bayram dolayısıyla yapılan karşılaşmalarda ise Galatasaray 6 maçı da kazanmayı başardı.
Bilerek kaçırılan penaltı
İki takımın 23 Ocak 1925 tarihinde Taksim Stadı'nda yaptıkları Vatan Gazetesi Kupası maçında ilginç bir olay yaşandı. Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı sonrası, atış öncesinde stadın büyük balkon kısmı çöktü. Fenerbahçeli Cafer Çağatay, bu gelişme üzerine penaltı atışında topu bilerek kaleci Ulvi Yanal'a teslim etti.
Öz Fenerbahçe Dergisi
1950'li yıllarda çıkan "Öz Fenerbahçe Dergisi"nde yer alan "Galatasaraylılar" sayfası derbi tarihinin az bilinen bir başka yönü. Galatasaray haberlerinin, hatta marşlarının yer aldığı bu sayfalar uzun yıllar yayınlandı. Özel bir sayfa ayrıldığı gibi, yine bu derginin birçok kapağında da Gündüz Kılıç misali Galatasaraylı bir futbolcunun tam sayfa fotoğrafı bulunuyordu. Bugün düşünülmesi bile zor olan şeyler o tarihlerde rakip takıma ait derginin kapağını süsleyebiliyordu. Hatta 1947 yılına ait Galatasaray takım kadrosu bile bu derginin kapağında yer bulabiliyordu.
Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye yangın desteği
7 Haziran 1932 günü Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yaşadığı yangın felaketi ile birlikte, merkez binanın yanı sıra kulübün hemen hemen tüm mal varlığı da yanmıştı. Fenerbahçe'ye yardım kampanyalarının beklenenin üzerinde ilgiyle karşılanmış olması, Fenerbahçe takımına büyük bir moral olurken, daha önceden maç anlaşması yapılan Selanik Mutteliti ile oynanacak olan maç iptal edilmemiş, ne var ki maça da borç aldıkları formalarla çıkılacağı da kesinleşmişti.
Fenerbahçe Stadı'nda maçın başlamasına saatler kala, Yunan takımına maçın iptalini bildirmek için ise artık çok geçti. Bu kara bulutlar arasında ne yapılacağı düşünülürken, kapı açılmış, içeri; önde Galatasaray kaptanı Aslan Nihat olmak üzere Galatasaray'ın, altı ünlü futbolcusu girivermişti. Aslan Nihat, üzgün Fenerbahçeli futbolculara bakarak şöyle demişti; "Bu kara gününüzde sizi yalnız bırakamazdık. Bizleri de aranıza kabul ederseniz, ben ve takım arkadaşlarım bu maçta sizlerle birlikte Fenerbahçe forması altında oynamaya hazırız". Takım kurmakta zorlanan Fenerbahçeli futbolcular, bu nazik teklifi teşekkürle kabul etmiş ve maç, Galatasaray takviyeli Fenerbahçe'nin, Selanik Mutteliti'ni, 4-0 yenmesiyle sonuçlanmış, günün hasılatı olan 910 Lira ise Fenerbahçe Kulübü'nce Kızılay'a bağışlanmıştı.
Paylaşılan kupa
30 Mart 1958 tarihinde İnönü Stadı'nda kazananın kupasını, dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in elinden alacağı "Başbakanlık Kupası" karşılaşması oynanacktır. Ne var ki; her iki takım uzatmalar sonucunda da 1-1'lik skoru değiştiremez. Vakit de hayli olmuştur ve gecikmekte olan Başbakan Menderes ise o gün bu işi sonuçlandırmak ister.
Yapılacak tek bir şey kalmıştır; Tek olan kupanın, bir demirci çağrılarak ortadan ikiye bölünmesi. Tarihin pek çok noktasında kaderleri bir yazılan bu iki takımın yarım da olsa aynı isme sahip birer kupası vardır. Bir yarısı Galatasaray Müzesi'nde, diğer yarısı ise Fenerbahçe Müzesi'nde sergilenmektedir.
Mayıs ayındaki başkanlık seçimlerinin, Ali Şen ve Aziz Yıldırım ile bozulan ilişkimizi düzeltecek bir milat olmasını umut ediyorum. Böyle duygusal hikayesi olan bir derbinin pazarlanması içinde bu şarttır.
Öte yandan Sosyal medyada Türklerin suiistimal etmediği anketlerde, maalesef biz ilk üçe bile girmekte zorlanıyoruz.
Son düzenleme: