Kalecimiz Günay Güvenç, UEFA Avrupa Ligi’nde oynayacağımız Elfsborg maçı öncesinde düzenlenen basın toplantısında medya mensuplarının sorularına yanıt verdi.
Oyuncumuzun değerlendirmeleri şu şekilde:
“Sahaya çıktığımız her zaman takım olarak kazanmak istiyoruz. Ne yazık ki son maç Riga’dan beraberlikle döndük. Kazanmak istediğimiz bir maçtı. Toplamda 8 maçımız var. Üç an üçüncüsünü oynayacağız. Maksimum puana ulaşıp Avrupa Ligi’nde devam etmek istiyoruz.”
“TAKIM İÇİNDE FARKI BİR MİSYONUM VAR”
“Takımda oynasam da oynamasam da misyonum var. Hocamızın her yere yetişip her şeye dikkat edemeyeceğini biliyoruz. Soyunma odası, takımdaki arkadaşlık, beraberlik konusunda oyuncuların misyonu başlıyor. Burada ben kendimi çok önemli bir figür olarak görüyorum. Bunu sadece burada değil geçmiş kulüplerimde de yaptım. Yeni gelen oyunculara kulübün tarihini, önemini anlatmak görevlerimden biriydi. Hocam bana şans verirse sahada da elimden geleni yapıyorum, yapacağım. Bu benim hep karakterimde vardı. Misyonum sadece oynayıp para kazanmak değil. Genç kalecilerimize, genç futbolculara yardımcı olmak, takımdaki arkadaşlığı en üst seviyeye çıkarmak… Yedek oturup da dinlenecek halde değilim. Çalışmayı seven, hep yüzde yüzüyle çalışan bir kaleciyim. Kendi tecrübelerimi takıma yansıtmak, takıma yardımcı olmak istiyorum.”
“NE ZAMAN GÖREV VERİLİRSE HAZIRIM”
“Oynamamak zor. Geçmiş yıllarda oynayan bir kaleciydim. Evde bile eşimde bu konuda tartışmalar yaşıyoruz. Oynamayı özlediğimi hep tekrarlıyorum. Eşim de bu düşünceden çıkmam gerektiğini söylüyor. Kendimi hazır tutmam gerektiğini söylüyor. Ben de hazır tutuyorum. Takıma katkı vermek istiyorum. Benim genlerimde bu var. Çok hırslı biriyim ama tabii ki önümdeki ismin değerini tüm Avrupa, tüm camiamız, herkes biliyor. Görevim Muslera’ya baskı yapmak ve onu daha iyi yapmak. Benim bunu kendisine hissettirmem lazım. Muslera’nın performansının de düştüğünü hiç göremiyoruz. Onun da biraz benden kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. O da beni biraz gururlandırıyor. Beni ensesinde hissediyor. Bu beni biraz olsa da mutlu ediyor. Hocam ne zaman görev verirse hazırım. Bunu ona hissettiriyorum.”
OSIMHEN İLE SEVİNCİ
“Osimhen ile sevincim bütün medyada soru işaretleri oluşturdu. Yedek kulübesinde yan yana oturuyorduk. Bana sorular sordu. Özellikle en son sorusu Atatürk resmiyle ilgiliydi. Kendisi ülkemiz adına çok şey öğrenmek istiyor. İstiklal Marşımızı sordu. Taraftarlarımızın tezahüratlarını sordu. Çok açık biri. Buraya zaman geçirmek için değil, benimsemiş bir şekilde geldi. Bunu da takıma hissettiriyor. Oyuna girdi ve güzel bir gol attı. Bize doğru koşarken ben hocaya sarılacak sandım. Bana sarıldı. Spontane bir şeydi. Yedek kulübesinde benden güzel bir enerji almış olacak ki böyle gelişti. Önceden konuşulmuş bir şey yoktu. Golün kendisi ve sonrası güzel bir resim oldu.”
Oyuncumuzun değerlendirmeleri şu şekilde:
“Sahaya çıktığımız her zaman takım olarak kazanmak istiyoruz. Ne yazık ki son maç Riga’dan beraberlikle döndük. Kazanmak istediğimiz bir maçtı. Toplamda 8 maçımız var. Üç an üçüncüsünü oynayacağız. Maksimum puana ulaşıp Avrupa Ligi’nde devam etmek istiyoruz.”
“TAKIM İÇİNDE FARKI BİR MİSYONUM VAR”
“Takımda oynasam da oynamasam da misyonum var. Hocamızın her yere yetişip her şeye dikkat edemeyeceğini biliyoruz. Soyunma odası, takımdaki arkadaşlık, beraberlik konusunda oyuncuların misyonu başlıyor. Burada ben kendimi çok önemli bir figür olarak görüyorum. Bunu sadece burada değil geçmiş kulüplerimde de yaptım. Yeni gelen oyunculara kulübün tarihini, önemini anlatmak görevlerimden biriydi. Hocam bana şans verirse sahada da elimden geleni yapıyorum, yapacağım. Bu benim hep karakterimde vardı. Misyonum sadece oynayıp para kazanmak değil. Genç kalecilerimize, genç futbolculara yardımcı olmak, takımdaki arkadaşlığı en üst seviyeye çıkarmak… Yedek oturup da dinlenecek halde değilim. Çalışmayı seven, hep yüzde yüzüyle çalışan bir kaleciyim. Kendi tecrübelerimi takıma yansıtmak, takıma yardımcı olmak istiyorum.”
“NE ZAMAN GÖREV VERİLİRSE HAZIRIM”
“Oynamamak zor. Geçmiş yıllarda oynayan bir kaleciydim. Evde bile eşimde bu konuda tartışmalar yaşıyoruz. Oynamayı özlediğimi hep tekrarlıyorum. Eşim de bu düşünceden çıkmam gerektiğini söylüyor. Kendimi hazır tutmam gerektiğini söylüyor. Ben de hazır tutuyorum. Takıma katkı vermek istiyorum. Benim genlerimde bu var. Çok hırslı biriyim ama tabii ki önümdeki ismin değerini tüm Avrupa, tüm camiamız, herkes biliyor. Görevim Muslera’ya baskı yapmak ve onu daha iyi yapmak. Benim bunu kendisine hissettirmem lazım. Muslera’nın performansının de düştüğünü hiç göremiyoruz. Onun da biraz benden kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. O da beni biraz gururlandırıyor. Beni ensesinde hissediyor. Bu beni biraz olsa da mutlu ediyor. Hocam ne zaman görev verirse hazırım. Bunu ona hissettiriyorum.”
OSIMHEN İLE SEVİNCİ
“Osimhen ile sevincim bütün medyada soru işaretleri oluşturdu. Yedek kulübesinde yan yana oturuyorduk. Bana sorular sordu. Özellikle en son sorusu Atatürk resmiyle ilgiliydi. Kendisi ülkemiz adına çok şey öğrenmek istiyor. İstiklal Marşımızı sordu. Taraftarlarımızın tezahüratlarını sordu. Çok açık biri. Buraya zaman geçirmek için değil, benimsemiş bir şekilde geldi. Bunu da takıma hissettiriyor. Oyuna girdi ve güzel bir gol attı. Bize doğru koşarken ben hocaya sarılacak sandım. Bana sarıldı. Spontane bir şeydi. Yedek kulübesinde benden güzel bir enerji almış olacak ki böyle gelişti. Önceden konuşulmuş bir şey yoktu. Golün kendisi ve sonrası güzel bir resim oldu.”