Hangi Fotoğraflarımı Kıza Atayım?

Geçen gün işten eve dönerken,genellikle kitap okuduğum halde o gün canım kitap okumak istemedi ve bende camdan dışarı bakmaya başladım, aslında gördüklerim hep aynıydı,tanıdık evler,tanıdık ağaçlar ve dükkanlar...sonra birden yoldan gecen araçların içine bakmaya başladım.Aslında onlarda tanıdıktı aracın içindeki insanlar genellikle yola bakıyorlardı ve birden bir şey fark ettim. Yanımdan geçen araçların içindeki insanların çoğu sadece dışarıya bakıyordu, şoför koltuğunda oturan adam sola bakarken yanındaki kadın da sağa bakıyordu, arka koltukta da, ya çocuk ya da eşyalar oluyordu ve bu insanların yaşları orta yaş civarıydı yani evliydiler ya da uzun süredir birlikteydiler, diğer taraftan birbirlerine bakarak ve konuşarak seyahat edenlerin ise ya flört eden ya da nişanlı belki de yeni evli çiftler olduğu anlaşılıyordu. İşte o an kafamda bir şimşek çaktı ve o günden sonra kitap okumayı bırakıp hep yolda yanımdan geçenlere bakarak tahmin etmeye çalıştım, kimler evli ya da uzun süreli beraberlik yaşıyor, kimler daha işin başında. Lütfen sizde yoldayken bir bakın, seyahat ederken önüne ya da camdan dışarı bakarak gidenlerin çoğu evli, ama konuşarak ve birbirlerine bakarak gidenlerin çoğu bekar ve işin daha çok başında. O zaman anladım ki, aşkı evlilik öldürmüyor aşkı uzun süreli beraberlikler ve yaşanan monoton heyecansız birliktelikler öldürüyor, işte o zaman kendi beraberliğime dışarıdan bakmaya çalıştım ve ne gördüm dersiniz. Hayatın akışına kapılmış, evden işe, işten eve koşuşturan, hayatında yeni hiç bir heyecanı olmayan ve çok uzun süredir gerçekten dolu dolu sohbet etmeyen, sadece çocuktan, işten ve sıkıntılardan konuşan, akşam yemekten sonra televizyon karşısına geçen ve kanepede (ayrı ayrı kanepelerde) uzanan bir çift gördüm. O gün kapıldığım dehşeti anlatmam oldukça güç, bize ne olmuştu, her şeyi unuttuğumuz, beraber olabilmek için bütün zorluklarına katlandığımız beraberliğimize ne olmuştu? Yaşadığımız heyecan nereye gitmişti? Nasıl bitmişti ve biz farkına varamamıştık? Sonra çevreme baktım ve diğer çiftlerinde bizim gibi olduğunu gördüm.İşin komik yanı insanlar bu hale gelirken, fark etmiyorlardı ve başkasının hayatının bu hale geldiğini anlattığınızda "vah vah" diyorlardı, oysa onlarda aynı durumdaydılar, sadece öyle bir şey yokmuş gibi davranıyorlardı. Herkes bir başkasının hayatına imrenir, İnternet te chatleşerek kaybettiği bu heyecanı bulmaya çalışır bir hale gelmişti. Birden eşimin de evdeyken çoğu zaman nete girdiğini fark ettim,ve gördüm ki ben onu ve aynı şekilde o beni sadece eşi olarak görmeye başlamıştı, işte o gün bu gidişe bir dur demeye karar verdim. Ama ne yapabilirdim, bununla ilgili dergilerde pek çok yazı olduğunu fark ettim, itiraf etmeliyim yapılan önerilerin pek çoğu uygulamada problem olan maddelerdi, ayrıca onları yaparsam başkasının elbisesini giymiş gibi olacaktım,ben kendi çözümlerimi bulmak istiyordum. Onlarında verdiği öğütleri baz alarak,oturdum ve kendimce bir acil durum planı çıkardım ve uygulamaya başladım. Öncelikle eşimle birlikte çocuğumuz olmadan baş başa yemeğe çıktık, itiraf ediyorum ilk denememiz biraz zor oldu, çünkü eskisi gibi konuşacak konu bolluğu yoktu, işten güçten ve çocuktan bahsetmemeye karar vermiştik, evde daha az tv seyretmeye onun yerine müzik eşliğinde sohbetler yapmaya başladık ve en önemlisi birbirimize karşı çok açık olduk, sohbetten sıkılan bunu diğerini kırmadan söylüyordu, aramızda zorlama olmamasına dikkat ettik. Baş başa sinemaya gittik ve bunu yıllar sonra yaptığımızı fark ettik, birbirimize telefondan mesajlar çektik, içimizden geldiği an ve geldiği gibi olmasına özen gösterdik ve birbirimiz için kendimize özen gösterdik, hafta sonları ben eşofmanlarımı üzerimden çıkardım, daha özenli giyindim, tıpkı flört ederken eşimin beni ziyarete geldiği günlerdeki gibi, eşimde hafta sonları tıraş oldu, daha özenli giyindi, deniz kıyısında hafta sonu yürüyüşleri yaptık,pamuk helva yedik ve sohbet ettik. Kısacası, eşimi sadece eşim olarak değil, sevdiğimiz insan olarak görmeyi ve onu yeniden sevmeyi öğrendim, bu gün ondan bir gün ayrı kalsam, eşimi yeniden özlüyorum, onunla küçük kaçamaklar yapmayı dört gözle bekliyorum ve artık eşim internette chat yapacaksa benimde yanında olmamı istiyor ve nete çok daha az giriyor .Bunları niye yazdığıma gelince, hiç bir şey için geç olmadığını düşünüyorum, birlikte olduğumuz kişinin değerini onu kaybetmeden fark etmeliyiz diye düşünüyorum ve kendimizi hayatın akışına kaptırıp sevdiklerimizi ihmal etmeyelim

sen mi yazdin?
 
7TRdEBF.jpg
 
Yanarım yanarım


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
hafta sonları ben eşofmanlarımı üzerimden çıkardım, daha özenli giyindim, tıpkı flört ederken eşimin beni ziyarete geldiği günlerdeki gibi, eşimde hafta sonları tıraş oldu,

şükrü yazdıysa sıkıntı büyük. ben copy paste olmasını temenni ediyorum.
 
birazdan ise gidecem. gitmeden bir halinizi hatirinizi sorayim dedim.
 
Arkanın günahı büyük diyorlar.


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Bazen çok muz yemenin tehlikeli olabileceği söylenir. Hatta bir defada altıdan fazla muz yemenin insanı öldürebileceği iddia edilir. Peki bu gerçekten doğru olabilir mi?
Muz, dünyanın en popüler meyvelerinden biri. Vitamin ve mineral deposu olarak biliniyor. Öyleyse, nasıl olup da bu kadar yararlı bir şeyin ölümcül olabileceği düşünülüyor?
İngiltere'de bu iddiayı oyuncu Karl Pilkington ortaya attı. Pilkington, İngiliz komedyenler Ricky Gervais ve Stephen Merchant ile bir sohbetinde "Muzdan bahsetmeden önce... Altıdan fazla muz yemek insanı öldürür. Bu bir gerçek; potasyum seviyesi tehlikeli miktarda yüksek. Bir meyve tabağında altı muz gördüm. Neden altı muz vardı biliyor musunuz? Çünkü yedi tehlikeli olabilir" dedi.
REKLAM

Peki potasyum ne kadar tehlikeli olabilir? Londra'daki St George's Hastanesi'nden diyetisyen Catherine Collins şunları söylüyor:
'Aşırı doz muz'
"Aslında potasyum hayatta kalabilmek için son derece önemli. Vücudumuzdaki her bir hücrede potasyum var. Potasyumu hücrelerin gerektiği gibi çalışmasını sağlayacak elektrik yükünü üretmek için kullanıyoruz. Kalp atışının düzenli olmasına yardımcı olur. Pankreastan insülin salımının başlatılmasına yardımcı olur ve daha önemlisi kan basıncını kontrol altında tutar" diyor.

Diğer taraftan vücuttaki potasyum seviyesi çok düşükse ya da çok yüksekse, kalp atışları düzensizleşebilir. Mide ağrısı, mide bulantısı ve ishal ortaya çıkabilir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde idam mahkumlarının infazında kullanılan zehirli iğnelerde potasyum klorür var. Aşırı dozda potasyum klorür, ani kalp durmasına neden olabilir.
Ancak Collins, "Sağlıklı insanlar için muzun aşırı dozu olamaz. Kalbinizin durmasına neden olacak kadar potasyum için belki de 400 muz yemeniz gerekecektir. Bu yüzden muz tehlikeli değildir. Aksine çok çok yararlıdır" diyor.
Böbrek hastalarına uyarı
Yetişkinlerin günde 3.500 mg potasyum alması gerekiyor. Ortalama bir muz 125 gram. Her bir muz 450mg potasyum içeriyor.
Bu da sağlıklı bir insanın tavsiye edilen potasyum seviyesi için en az 7,5 muz yiyebileceği anlamına geliyor.

Ama Collins, böbrek hastalarının yüksek seviyede potasyum almaması gerektiğini söylüyor.
Collins şöyle konuşuyor:
"Böbrek hastalarının böbrek fonksiyonları çok düşüktür. İdrarlarını yaparken vücuttan atamadıkları için kanlarında tehlikeli seviyede potasyum birikebilir. Bu nedenle teoride potasyum açısından zengin yiyeceklerden çok sayıda tüketen bir böbrek hastası için ölüm riski vardır." Catherine Collins bir defasında çok fazla domates yiyen, diyalizdeki bir hastasının kalp krizi geçirdiğini söylüyor. Hastasının böbreklerinin fazla potasyumu atamadığı için durma noktasına geldiğini belirtiyor.
Muzda ne kadar radyasyon var?
Muzla ilgili bir başka endişe kaynağı da radyasyon.
Bir çok yiyecek gibi muz da radyoaktif izotoplar içeriyor. Hatta Amerika'da gümrük kapılarında nükleer malzeme kaçakçılığını önlemek için kullanılan dedektörlerle tespit edilebilecek kadar.
Bir muz 0,1 mikro sievert radyasyon içeriyor.
Tomogrofi çektiren hastalar, 10-15 mili sievert radyasyona maruz kalıyor. Yani muzdakinden 100 bin kat fazla.
Collins, "Muzdaki radyasyon seviyesi çok önemli değil. Brezilya fındığındaki kadar radyoaktif değil. Bu yüzden aşırıya kaçmamak kaydıyla muz güvenli bir meyvedir." diyor.
 
Fazla muz yemek insanı kabız yapar.


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Günaydın


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Hayırlı cumalar


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Geri
Üst Alt