Cevap: İbrahim Kızıl: "Cenk Tosun 20 Milyon Euro"
Dediklerimde gerçek olmayan seyler yok, böyle tepki göstermene anlam veremedim... O kadar yazdigim seyden üç cümle çikarmissin, kendince posta koyuyorsun... Diger yazdiklarima da cevap ver, bende karsilik vereyim... Türkiye'de futbol var mi ? Yok... Avrupa'da krali var... Birakin milliyetçiligi, gerçek disi seyler söylerek ligin kalite artmaz, aksine bazi seyler ört bas edilir... Ülke de vizyonsuzluk almis basini gidiyor, her kulübün basina futboldan çakmayan bir adam geçmis, saçmaladikça saçmaliyor... Milli takimin basina hoca getiriyor, alti ay sonra kalacak mi gidecek mi tartismalari basliyor.. Istikrar yok, dolayisi ile kalite de yok..
Maç satan-alan takimlarda ortada, göremiyorsaniz benim sorunum degil...
Milliyetcilik lafini boyle olur olmaz kullandigin zaman bir anlami kalmiyor. Bunun milliyetcilik ile de hicbir alakasi yok. Ucuz milliyetciligin kitabini yazmis Erman Toroglu da senin gibi konusuyor, yaziyor ciziyor - ne senin Turkiye'deki futbolu elestirmen milliyetcilik uzeri bir durus, ne de burda insanlarin seni elestirmesi milliyetci bir davranis.
Turkiye ligi kalitesiz bir lig degil - mesela sen 15 takim disindakilerin kapandigini soylemissin. Birincisi, bu kulliyen yanlis. Bursaspor, Kayserispor, Fenerbahce, Galatasaray, Besiktas, Trabzonspor, Gaziantepspor, IBB gayet pozitif top oynamaya calisan takimlar. Manisaspor, Genclerbirligi, ve Karabukspor da elinden geldigince top oynamaya calisan takimlar, ama su an icin futbol kaliteleri ligin ortalamasinin altinda. Dedigin laf belki Ziya Dogan'in Konyaspor'u icin soylenebilir, Bulent Uygun'un calistirdigi takimlar icin dusunulebilir, ancak genel olarak ligin 15 takiminin anti-futbol oynadigi basbayagi absurd. Anti-futbol'u nasil tanimladigin da onemli - mesela eger yalnizca Fenerbahce'nin iceride oynadigi maclara bakarsan cogu takim "anti-futbol" oynuyor gozukebilir, ancak bu evinde yuksek tempolu oynamaya calisan her Avrupa takiminin ic saha maclari icin de gecerli. Ayrica gecen Barcelona - Real Madrid maclarindaki Real Madrid'in oynadigi tarz bir anti-futbolu ben en son Ziya Dogan'in Konyasinda gormustum.
Yoneticiler vizyonsuz demissin. Pekala, vizyondan ne kastettigini anlatman gerekiyor oncelikle. Bayiliyoruz "vizyon" lafina bayilmasina, ama kullanan 10 kisiden 9'unun ne demek istedigi hakkinda bir fikri yok. Avrupa kupalari'nda basarili olmak mi? Altyapiya agirlik vermek mi? Tesislesmeye gitmek mi? Profesyonel bir kulup anlayisi mi oturtmak? Vizyondan ne kastettigini tanimladiktan sonra bana Avrupa'dan vizyon sahibi kulup gostermeni de rica edecegim - umarim Manchester United, Barcelona, Porto gibi orneklerle gelmezsin.
Adil mac yoneten hakemler yok demissin. Sunu diyen biri aslinda asil vehametin farkinda olmadigini gosteriyor. Yillardir futbol seyrediyorum, Turkiye'den, Italya'dan, Ispanya'dan, Ingiltere'den, ayni burda yazan bircok insan gibi. Her ulkede benzer yogunlukta fahis hatalarin yapildigini gordum cok sukur; cok sukur gordum ki Turkiye'de bir sorun olmadiginin farkindayim. Simdi ulkede her ters giden seyi dis mihraklara baglayan bir dil ve mantalite hakim oldugu zaman, her boktan giden sey "elbette" Amerika'nin bir oyunu oldugu zaman, hakemlerin adil mac yonetmediklerine hakim genel bir kaninin neden olmasi
gerektigi anlasiliyor. Ne kadar cok konusursan o kadar cok hata bulursun; konustugun sey hakkinda ne kadar cok hata bulursan o kadar bu hatalari hata olmaktan cikarip bir komploya baglarsin; zaten hakemler hakkinda konusmaktan bir tek hakemler kaybettigi icin konusur da konusursun. Hakemlerden konusursun, baskanini kurtarirsin; hakemlerden konusursun, futbolcuysan kariyerini kurtarirsin, taraftarsan onurunu, takimini, ve umidini kurtarirsin. Ve iste isin trajik yani, senin kullandigin dil aynen bu dil: bu ulkede ters olan seyleri yeniden ureten sensin.
Mesela diyorsun ki, Turkiye'de maclar satin aliniyor. Bunu bana kanit gostermeden diyemezsin. Hani senin su kozmopolit dunyan var ya, orda bunu dedigin an adamlar sana belge sorarlar, kanit rica ederler, sen de tam bu memlekete has bir sekilde, "ama herkes biliyor brother," "off, sanki bilmiyorsun," "yea, bak kaleci nasil pas verdi forvete" dersin, ama bu cografyada seni ciddiye alirlar, baskalarinda "ti"ye..
Daha fazla uzatmayacagim, bu kadar kafi. En basitinden sunu dusunmek gerek - nasil oluyor da bu cografyanin dilini kullanip bu cografyayi elestirebiliyorum diye.
PS: Kaliteye gelince. 88'den filan beri takip ediyorum Turkiye'de futbolu. Kalite duzgun bir cizgide olmasa bile ilerliyor, bu gozardi edilemez. Ne Galatasarat UEFA Sampiyonu oldugunda Avrupa'nin tepesindeydik, ne de bu sene yalnizca tek bir takim gruplardan ciktigi icin kendini "supersonik" ilan eden takim evinde dort gol yiyiverince rezil bir futbol ulkesine donustuk. Olaya daha uzun soluklu bakmak gerekiyor. Turkiye'de statlarin yapimina devam edilmesi gerekiyor; spor programlarinin daha seviyeli bir yere cekilmesi gerekiyor - bunlarda hemfikirim. Ancak takdir edersiniz ki bu futbol kalitesinden bagimsiz, futbol, ve dolayisiyla spor kulturu ile ilgili bir sey; ve degismesi, donusmesi kalitenin artmasindan cok daha uzun yillar alabiliyor.