Yeni bir ''Kadıköy'' yolculuğu öncesi, basın yine aldı eline boş tenekeleri, vur babam vuruyor. Marcio'dan haberlerden tutun, ''Kadıköy'de galibiyet gören son Galatasaraylılar'' saçmalıklarını tespih tanesi gibi diziyorlar sütunlarına. Fenerbahçe'yi ve onların vizyonsuz rekabet anlayışını ayakta tutmak için her şeyi yapıyorlar. Tek gayesi ''Kadıköy''de Galatasaray'ı yenmek olan ve bununla taraftarını uyutan bir yönetim anlayışı için, elbette bunlar olması gerekenler. Asıl sorun ise Galatasaray taraftarında. Galatasaray taraftarı bu saçma sapan şişirme psikolojik harekata prim tanıyor. Prim tanımakla kalmıyor. Fenerbahçe camiasının sırtımızdaki kambur olarak kalmasına zemin hazırlıyor.
Bir taraftar topluluğu düşünün ki; Ellerinde sevinebilecek tek bir şey var; ''Galatasaray'ı Kadıköy'de yenmek.'' Her sene, mütemadiyen bu maçı bekliyor ve bu maç ile seneyi kurtarmaya çalışıyorlar. Başkanları bunun üzerinden iktidarını koruyor. Ve yine bunun üzerinden taraftarına matrix hapları vermek suretiyle, dünyayı toz pembe gösteriyor. Herhangi bir sıkıntı anında, ''Ama biz Galatasaray'ı Kadıköy'de şöyle yendik, hebele hübele'' nağmeleri ile işi kotarıyor. Ve biz Galatasaraylılar bu mevzuyu ciddiye alarak onların ekmeğine yağ sürüyoruz.
Bazı meseleler salt futbol ile ilgili değildir. Bazı meseleler sadece saha içi ile de sınırlı değildir. Fenerbahçe medyasının bu mevzuyu sürekli işleyerek yarattığı baskıyı artık kırmak gerekiyor. Bunun içinde herkesin aklı selim düşünmeye başlamasında fayda var. Bu tarz olaylar her takımın başına gelir. Vakti zamanında, özellikle bizim çocukluk ve gençlik dönemlerimizde ''Fenerbahçe''nin ''Beşiktaş'' karşısında şansının bir türlü tutmadığını yaşayarak gördük. Bu durum öyle bir hal almıştı ki, dolmuşlarda bile ''Arkayı Fenerliyelim'' esprileri yapılıyordu. Fenerbahçe ne yapsa olmuyordu. Beşiktaş bir şekilde Fenerbahçe'yi yeniyor ve yendikçe de psikolojik baskı artıyordu. Tabi o zamanlarda, Fenerbahçe medyası her seferinde, bu sefer tamam nidaları atarak bu ters psikolojiyi kırmaya çalışıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 25 maçlık bir fecaat tablosundan sonra durumu kotardılar ve kendilerine geldiler.
Şunu artık herkesin görmesi lazım; Galatasaray'ın büyüklüğü ''Kadıköy''e sığmaz. Bu büyüklüğü''Kadıköy''e sığdırmaya da kimsenin gücü yetmez. Galatasaray'ın marka değeri, dünyadaki tanınırlığı ve başarıları önümüzdeki yıllar boyunca biz hiç bir şey yapmasak dahi hiç bir Türk takımı tarafından geçilemez. Geçilemeyeceğini de hepimiz biliyoruz. Bu cihetle de bu şişirme rekabetin ''Kadıköy'' ayağını bu kadar ciddiye almayı bırakmalıyız.
Ezeli rakip olarak gördüğünüz camianın dişe dokunur hangi başarısı var ? Öncelikle herkes kendisine bunu sormalı.
Söyleyeceğiniz, yazacağınız her şeye verebilecek tek cevabı olan bir camiayı bize eş değer görmek neyin kafasıdır ?
-Biz Uefa kupasını kaldırdık. El cevap: ''Biz sizi 6-0 yendik.''
-Biz Süper kupayı aldık. El cevap: ''Biz sizi 6-0 yendik.''
-Biz şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynadık. El cevap: ''Biz sizi 6-0 yendik''
Bu liste uzar gider. Birilerinin tesadüf dedikleri şeyin cevabı işte o el cevaplarda gizlidir. Bu tarz saçma diyaloglara Aydınsporlular da, Fenerbahçelilerle girebilir.
-Biz 19 kere şampiyon olduk. El cevap: ''Biz sizi 6-1 yendik''
Büyük takımlar küçük detaylarda boğulmaz. Büyük takımlar evrensel başarıları hedefler. Lokal başarıları büyütenler ise sahte büyüklükleri ile sadece göz boyayabilirler. Ve bunun size hiç bir faydası yoktur. Ezeli rakip sizi kendisi ile beraber yücelten, geçmiş, misyon ve başarı olarak sizinle eş değer olan rakibe verilen isimdir. O yüzden Türkiye'de Galatasaray'ın ezeli rakibi yoktur. ''Üç Büyükler'' masalı bitti. Umarım ''İki büyük'' masalından da bir an önce uyanırsınız.
Son olarak şunu da söylemekte fayda var; Kadıköy'de kaldırılan kupa sonrasında sönen ışıklar Fenerbahçe'nin ''Kadıköy'' masalını çoktan karanlığa gömmüştür. İşi artık oluruna bırakın. Nasıl olsa kazanırız...
Bir taraftar topluluğu düşünün ki; Ellerinde sevinebilecek tek bir şey var; ''Galatasaray'ı Kadıköy'de yenmek.'' Her sene, mütemadiyen bu maçı bekliyor ve bu maç ile seneyi kurtarmaya çalışıyorlar. Başkanları bunun üzerinden iktidarını koruyor. Ve yine bunun üzerinden taraftarına matrix hapları vermek suretiyle, dünyayı toz pembe gösteriyor. Herhangi bir sıkıntı anında, ''Ama biz Galatasaray'ı Kadıköy'de şöyle yendik, hebele hübele'' nağmeleri ile işi kotarıyor. Ve biz Galatasaraylılar bu mevzuyu ciddiye alarak onların ekmeğine yağ sürüyoruz.
Bazı meseleler salt futbol ile ilgili değildir. Bazı meseleler sadece saha içi ile de sınırlı değildir. Fenerbahçe medyasının bu mevzuyu sürekli işleyerek yarattığı baskıyı artık kırmak gerekiyor. Bunun içinde herkesin aklı selim düşünmeye başlamasında fayda var. Bu tarz olaylar her takımın başına gelir. Vakti zamanında, özellikle bizim çocukluk ve gençlik dönemlerimizde ''Fenerbahçe''nin ''Beşiktaş'' karşısında şansının bir türlü tutmadığını yaşayarak gördük. Bu durum öyle bir hal almıştı ki, dolmuşlarda bile ''Arkayı Fenerliyelim'' esprileri yapılıyordu. Fenerbahçe ne yapsa olmuyordu. Beşiktaş bir şekilde Fenerbahçe'yi yeniyor ve yendikçe de psikolojik baskı artıyordu. Tabi o zamanlarda, Fenerbahçe medyası her seferinde, bu sefer tamam nidaları atarak bu ters psikolojiyi kırmaya çalışıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 25 maçlık bir fecaat tablosundan sonra durumu kotardılar ve kendilerine geldiler.
Şunu artık herkesin görmesi lazım; Galatasaray'ın büyüklüğü ''Kadıköy''e sığmaz. Bu büyüklüğü''Kadıköy''e sığdırmaya da kimsenin gücü yetmez. Galatasaray'ın marka değeri, dünyadaki tanınırlığı ve başarıları önümüzdeki yıllar boyunca biz hiç bir şey yapmasak dahi hiç bir Türk takımı tarafından geçilemez. Geçilemeyeceğini de hepimiz biliyoruz. Bu cihetle de bu şişirme rekabetin ''Kadıköy'' ayağını bu kadar ciddiye almayı bırakmalıyız.
Ezeli rakip olarak gördüğünüz camianın dişe dokunur hangi başarısı var ? Öncelikle herkes kendisine bunu sormalı.
Söyleyeceğiniz, yazacağınız her şeye verebilecek tek cevabı olan bir camiayı bize eş değer görmek neyin kafasıdır ?
-Biz Uefa kupasını kaldırdık. El cevap: ''Biz sizi 6-0 yendik.''
-Biz Süper kupayı aldık. El cevap: ''Biz sizi 6-0 yendik.''
-Biz şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynadık. El cevap: ''Biz sizi 6-0 yendik''
Bu liste uzar gider. Birilerinin tesadüf dedikleri şeyin cevabı işte o el cevaplarda gizlidir. Bu tarz saçma diyaloglara Aydınsporlular da, Fenerbahçelilerle girebilir.
-Biz 19 kere şampiyon olduk. El cevap: ''Biz sizi 6-1 yendik''
Büyük takımlar küçük detaylarda boğulmaz. Büyük takımlar evrensel başarıları hedefler. Lokal başarıları büyütenler ise sahte büyüklükleri ile sadece göz boyayabilirler. Ve bunun size hiç bir faydası yoktur. Ezeli rakip sizi kendisi ile beraber yücelten, geçmiş, misyon ve başarı olarak sizinle eş değer olan rakibe verilen isimdir. O yüzden Türkiye'de Galatasaray'ın ezeli rakibi yoktur. ''Üç Büyükler'' masalı bitti. Umarım ''İki büyük'' masalından da bir an önce uyanırsınız.
Son olarak şunu da söylemekte fayda var; Kadıköy'de kaldırılan kupa sonrasında sönen ışıklar Fenerbahçe'nin ''Kadıköy'' masalını çoktan karanlığa gömmüştür. İşi artık oluruna bırakın. Nasıl olsa kazanırız...