Baskani hep savundum ama Selcuka olan nefretim baskandanda soguttu.Vizyoner baskanim.
O sozlesmeyi uzattigi gune lanet olsun.
SM-G610F cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
Baskani hep savundum ama Selcuka olan nefretim baskandanda soguttu.Vizyoner baskanim.
Baskani hep savundum ama Selcuka olan nefretim baskandanda soguttu.
O sozlesmeyi uzattigi gune lanet olsun.
SM-G610F cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
Ulan her aciklanan maca ''Olamaaaz'' yorumlari okuyorum. Hakemsiz oynayalim en iyisi
İyiymiş... Askerdeyken insanın düşünmek için bol bol vaktı oluyor. Garip gelmişti bana terhis olana kadar da alışamadım zaten. O yüzden kısa dönem de olsa günler epey zor geçmişti.Cüneyt Çakır'ı çok severim. Hem de çok. Adamdır. Adamın dibidir. Hayatım boyunca yaşayacağım en büyük utancı yaşamamı engelleyen büyük insandır. Yeri gelmişken anımı anlatayım.
12 Ağustos 2012. Galatasaray - Fenerbahçe Süper Kupa karşılaşmasının oynandığı gün. Benim de askerliğimin ilk günü. Askerliğini yapanlar bilir ki ilk gün evrak işleri, kıyafet dağıtımı, koğuş tespiti koşuşturma derken çok yorgun olduğun gün olur.
O yorgun günün ardından saat 18.00'da komutan tüm bölüğü topladı, içtima yaptı. Bir tanesi ortalıkta yok. Adam köpürdü. Oranın gediklisi uzun dönem askerleri dört bir yana saldı ve adamı aradılar. Adam ankesörlü telefonda sevgilisiyle konuşurken bulmuşlar. İçtima alanına gelince komutan bu çocuğu çok ağır bir şekilde azarladı. Çocuğun gururunu kırdı diyebilirim.
O içtima sonunda herkes serbest kaldı. Saat 21.00 gibi susadım ve kantin nerededir acaba diye dışarı çıktım. Kışla çok büyük bir yer. Kenarda muhabbet eden askerlere kantini sordum. Tarif ettiler. Kapkaranlık bir arazide uzakta bir ışık. Yürümeye başladım. Yaklaştıkça sesler geliyordu. Maç sesini algılayınca süper kupa finalinin olduğunu hatırladım. Koşarak kantine girdim. En öne oturdum. Herkes bu ne yapıyor böyle bakışlarına aldırmadan izlemeye koyuldum. Kimse bir şey demedi. Süreyi çok hatırlamıyorum ama 60. dakika sonrasıydı. Olaylar oldu. Oyun durdu. Yaklaşık 5 dakika boyunca başlamadı. "Mustafa kalk git yat bu maç çok uzak daha yarın seni ne bekler belli değil; Cüneyt Çakır bu maçı zor bitirir" dedim kendi kendime ve koğuşa gittim. Bölüğe girer girmez bir ses bağırarak adımı okuyor. Adam üçüncü katta ben giriş katından sesi duydum. Merdivenleri üçer beşer çıkıyorum. Aklıma içtima alanında olanlar geldi tabi.
'Acaba ne kadardır beni arıyorlar' diye düşüne düşüne adamın yanına vardım. Çocuğa nefes nefese kalmış bir şekilde "beni kaç zamandır çağırıyorsun" diye sordum. Yeni seslendim abi cevabını verdi. Meğer bölük komutanı hoş geldin demek için çağırıyormuş. Gittik selamlaştık. Ciddiyim!
O maçta olaylar olmasa, Cüneyt Çakır maçı durdurmasa, maç heyecanlı bir şekilde devam etse ben o maçı bitirirdim. Ama o maç sonunda halim ne olurdu onu da allah bilir.
İyiymiş... Askerdeyken insanın düşünmek için bol bol vaktı oluyor. Garip gelmişti bana terhis olana kadar da alışamadım zaten. O yüzden kısa dönem de olsa günler epey zor geçmişti.
Eğitim büroda yazıcıydım. Radyodan müzik dinledim bol bol, onun dışında sözüm meclisten dışarı bazı asalak insanların yanına gitmek dahi istemezdim. Genelde tek kalırdım. Çünkü herkes birbirinin kuyusunu kazmaya çalışırdı. Neyse konuyu çok fazla dağıtmayalım. Kasımpaşaya bir iki...Senin adına çok üzüldüm.
18 günlük acemilikten sonra 4 buçuk ay gece santrali olmuştum. Gündüz yatar gece santralde olurdum. Ortalıkta kimse olmaz. Telefon çalmazdı. Ben de dünya kadar kitap okumuş, öykü denemeleri yapmıştım.
Eğitim büroda yazıcıydım. Radyodan müzik dinledim bol bol, onun dışında sözüm meclisten dışarı bazı asalak insanların yanına gitmek dahi istemezdim. Genelde tek kalırdım. Çünkü herkes birbirinin kuyusunu kazmaya çalışırdı. Neyse konuyu çok fazla dağıtmayalım. Kasımpaşaya bir iki...
Bisey demiyorum zaten hakemler berbat katiliyorumCücü , mete , fırat , ali , halis hepsi şerro hakem biz ne yapalım adam olsalar laf etmeyiz
Cüneyt Çakır'ı çok severim. Hem de çok. Adamdır. Adamın dibidir. Hayatım boyunca yaşayacağım en büyük utancı yaşamamı engelleyen büyük insandır. Yeri gelmişken anımı anlatayım.
12 Ağustos 2012. Galatasaray - Fenerbahçe Süper Kupa karşılaşmasının oynandığı gün. Benim de askerliğimin ilk günü. Askerliğini yapanlar bilir ki ilk gün evrak işleri, kıyafet dağıtımı, koğuş tespiti koşuşturma derken çok yorgun olduğun gün olur.
O yorgun günün ardından saat 18.00'da komutan tüm bölüğü topladı, içtima yaptı. Bir tanesi ortalıkta yok. Adam köpürdü. Oranın gediklisi uzun dönem askerleri dört bir yana saldı ve adamı aradılar. Adam ankesörlü telefonda sevgilisiyle konuşurken bulmuşlar. İçtima alanına gelince komutan bu çocuğu çok ağır bir şekilde azarladı. Çocuğun gururunu kırdı diyebilirim.
O içtima sonunda herkes serbest kaldı. Saat 21.00 gibi susadım ve kantin nerededir acaba diye dışarı çıktım. Kışla çok büyük bir yer. Kenarda muhabbet eden askerlere kantini sordum. Tarif ettiler. Kapkaranlık bir arazide uzakta bir ışık. Yürümeye başladım. Yaklaştıkça sesler geliyordu. Maç sesini algılayınca süper kupa finalinin olduğunu hatırladım. Koşarak kantine girdim. En öne oturdum. Herkes bu ne yapıyor böyle bakışlarına aldırmadan izlemeye koyuldum. Kimse bir şey demedi. Süreyi çok hatırlamıyorum ama 60. dakika sonrasıydı. Olaylar oldu. Oyun durdu. Yaklaşık 5 dakika boyunca başlamadı. "Mustafa kalk git yat bu maç çok uzak daha yarın seni ne bekler belli değil; Cüneyt Çakır bu maçı zor bitirir" dedim kendi kendime ve koğuşa gittim. Bölüğe girer girmez bir ses bağırarak adımı okuyor. Adam üçüncü katta ben giriş katından sesi duydum. Merdivenleri üçer beşer çıkıyorum. Aklıma içtima alanında olanlar geldi tabi.
'Acaba ne kadardır beni arıyorlar' diye düşüne düşüne adamın yanına vardım. Çocuğa nefes nefese kalmış bir şekilde "beni kaç zamandır çağırıyorsun" diye sordum. Yeni seslendim abi cevabını verdi. Meğer bölük komutanı hoş geldin demek için çağırıyormuş. Gittik selamlaştık. Ciddiyim!
O maçta olaylar olmasa, Cüneyt Çakır maçı durdurmasa, maç heyecanlı bir şekilde devam etse ben o maçı bitirirdim. Ama o maç sonunda halim ne olurdu onu da allah bilir.
boldladığım kısım seni ilgilendiriyor knk gerisini okumasan da olur sen
Emrah Yıldırım
Hocam açıkla da biz de gülelim
toy asker daha, ne yapacak ne yapmayacak bilsin istedim.
Bilseydim önceden yazardım. Adam çıktı gitti. Umarım o da yarın Kasımpaşa maçı için ortalıktan kaybolmaz
iPhone cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
O maçta maçı bırakıp gitmen de ilginçmiş. Ben başıma gelecekleri göze alırdım herhalde ya.