Kırmızı Koltukta Özgür Aslan! - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Kırmızı Koltukta Özgür Aslan!


Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



1. Gecmişe ait cok pişman oldugun, keşke öyle degil şöyle yapsaydim dedigin büyük birşey oldu mu hic?



2. Örnek aldigin yada cok begendigin kişilikler varmi tarihten veya şimdiki zamandan?



3. Cikolatayla aran nasil? ;)
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Öncelikle çok kaliteli ve değerli birisi olduğunu belirteyim abi özellikle moderatör olduktan sonra bunu net bir şekilde belli ettin. En çok dikkat ettiğim hususlardan biri her olaya karşı temkinli ve mantıklı yaklaşıp tamamen hakim olduğun zaman yorum yapman ve genelde ılımlı ve sevecen bir tavır sergilemen, bu özelliği zamanla mı kazandın yoksa sürekli böyle miydin?



Diğer yandan, uzun süredir olmasını istediğin bir hayalin var mı? Yaşadığın ve gittiğin şehirler arasında en güzeli hangisiydi?



Teşekkürler baya havalandım :) Doğuştan geliyor desem yalan olmaz herhalde, çok ilginç çocukluk anılarım var, hep çok sakin biri olmuşum. Bilmediğim konuda konuşmayı gereksiz buluyorum. En uyuşamadığım insanlara bile iyi yaklaşmaya çalışıyorum sonuçta hayatta bir insanı kırmaya değecek kadar ciddi olan şeyler bir elin parmaklarını geçmez, onlara da bu forumda denk gelemem.



Hayaller konusunda çok ayakları yere basan bir insan oldum hep. Üniversitede hoca olma hayalim vardı hep ama imkansız görünüyor tabii artık :) Yine de okuldaki bilgisayar derslerinde asistanlık yaparken bu hissi biraz tatmin ettim en azından. Not falan veriyordum sonuçta :)



Çok fazla şehir görmedim. Her şehrin kendine has bir artısı var galiba. Bursa'yı bir adım öne çıkartırım ama Adana da çok ilginçtir mesela. Adana'yı herkesin gidip görmesini isterim. Çok değişik. İki insan aniden kavga etmeye başlayıp sonra bir anda sakinleşiyorlar. Meyve neredeyse bedava falan.Yazın gitmeyin ama tabii :)



1. Gecmişe ait cok pişman oldugun, keşke öyle degil şöyle yapsaydim dedigin büyük birşey oldu mu hic?



2. Örnek aldigin yada cok begendigin kişilikler varmi tarihten veya şimdiki zamandan?



3. Cikolatayla aran nasil? ;)



Sorularını dağıtmış gibi olacağım ama ilki için sayfalar doldururum hiç açmamak en iyisi :) . İkincisi için ise bir cevabım yok. Belli bir başarı öyküsüne sahip herkesi takdir ederim ama hiç öyle şu kişiyi örnek almalıyım demedim.



Bu soruyu anlamadım, çikolatayı herkes sever yahu :) Gerçi bir arkadaşım vardı, hiç sevmezdi, bir yerde ikram edince geri çevirirdi. Ondan sonra net 15-20 dakika nasıl sevmiyorsun, çikolata sevilmez mi muhabbeti dönerdi. Çocuk artık bıkmıştı, direk dokunuyor diyordu.
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Kaliteli insanın kendini övmesine, yaptıklarını ve huylarını her fırsatta insanların gözlerine sokarcasına dile getirmesine gerek yok görüldüğü üzere. Özgür abinin nasıl bir insan olduğunu herkes ne kadar güzel anlamış. :) Bu hususa gerçekten sevindim.



Burada kimseye benim hakkımda ne düşünüyorsun diye sormamıştım. Ama Özgür abiye sormak istiyorum. Aynı zamanda önerilerini de tabi. - Danışmak da denilebilir gerçi -

Çünkü ondan gelecek önerilerin gerçekten dikkate almaya değer olduğunu biliyorum kendimi geliştirebilmem adına.. :)



Bunun dışında İnal Ertekin'li olduğunu biliyorum. İnal Ertekin günlerinden hep güzel anılarını dinlemişimdir insanların. Özgür abi de hatırladığı, güzel anılarını bizimle paylaşırsa sevinirim okul günleri ile ilgili. :)
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Kaliteli insanın kendini övmesine, yaptıklarını ve huylarını her fırsatta insanların gözlerine sokarcasına dile getirmesine gerek yok görüldüğü üzere. Özgür abinin nasıl bir insan olduğunu herkes ne kadar güzel anlamış. :) Bu hususa gerçekten sevindim.



Burada kimseye benim hakkımda ne düşünüyorsun diye sormamıştım. Ama Özgür abiye sormak istiyorum. Aynı zamanda önerilerini de tabi. - Danışmak da denilebilir gerçi -

Çünkü ondan gelecek önerilerin gerçekten dikkate almaya değer olduğunu biliyorum kendimi geliştirebilmem adına.. :)



Bunun dışında İnal Ertekin'li olduğunu biliyorum. İnal Ertekin günlerinden hep güzel anılarını dinlemişimdir insanların. Özgür abi de hatırladığı, güzel anılarını bizimle paylaşırsa sevinirim okul günleri ile ilgili. :)



Abartmayın lan, iyice aziz yaptınız beni :) İş güç varken tüm gün uyuyan, asistanlık yaparken yalakalık yapanlara yüksek puan veren falan bir adamım sonuçta.

Burada benim hakkımda düşünceleriniz soruları illa ki ucu açık kalacak. Sonuçta sizleri buraya yazdığınız satırlardan tanıyorum. Dolayısı ile sana herhangi bir öneri vermek de ne haddim ne de becerim içinde olan bir şey. Ha bir olay anlatırsın, bu olayla ilgili öneri ver dersin tamam da, genel olarak ne diyeyim ben şimdi :)

Yukarıda Namık ile ilgili soruyu da geçtim, çünkü yazacak çok detaylı bir şey yok. Sizlerle bir şekilde iletişimde olduğum için mutluyum.



Hee İnal Ertekin diyince çenemi düşürürsün ama. Nasıl bir eğitimden geçtik, nasıl bir çocukluk yaşadık valla çok acayip. İşin ilginci herkesin dehşetle anlatmasına rağmen okulu güzel anması ve iyi ki gitmişim demesi.



Biz, derslerin arasında boşluk olması gerektiğini, tenefüs diye bir şeyin varlığını, kantinin ne olduğunu, okuldan hava aydınlıktan çıkmanın nasıl bir his olduğunu, cumartesi ve hatta pazarları okul olmasının normal olmadığını çok geç öğrenen bir gruptuk :)



Her gün sabah 8.30 akşam 19.00 okul, cumartesileri 9.00-16.30 okul..bazen de pazarları 9.00-15.00 okul.

Sınav her hafta cumartesi günleri, 4 saat aralıksız. Yanlışımın doğrusu işkencesi, beden eğitimi derslerinin gerçekten beden eğitimi olması.

Tenefüs diye verilen 1 saatlik yemek arasının (tüm gün içinde) yemekten arta kalan 15 dakikasında kapakla futbol oynayama çalışmak ve azar işitmek.

Sırf biz sınıfı terk etmeyelim diye görevlilerin gelip çeşitli saatlerde bize çikolata, gofret, biskuvi, su falan getirmesi.

Okuma sürati yarışmaları, sınavlarda yüksek alanların kurduğu hakimiyet, her gün eve 20.00'den sonra gitmene rağmen verilen sayfalarca ödev.

Sabah okula gittiğinde öğretmenin tahminen geceden yazdığı GÜNAYDIN ÖDEVİ'ni yapmak. (maksat o 15 dakika boş geçmesin)

Yaz ve sömestre tatillerinde verilen yüzlerce sayfa ödev, bir de bunların okul açılmadan çağırılıp kontrol edilmesi.

Kimsenin farklı bir şey satın almaya izni olmaması, aynı tip çantaların, aynı tip defterlerin, aynı tip kalem kutusu ve kalemlerin, okul açılmadan bir hafta önce okul tarafından bize verilmesi.

Halk oyunları ve tiyatro eğitimi almak.

Fabrika, PTT, gibi kurumlara geziler düzenleyerek işleyişi o şekilde öğretmek.

Zaman zaman Bursa'nın en sağlam otellerinde balo düzenlenmesi, bacak kadar boyumuzla burada efendi davranmamızın, kızları dansa falan kaldırmamızın beklenmesi.

Maskeli balo gibi bir girişimde bulunmak (her yıl 2 kere), erkeklerinin yarısının kovboy olarak gelmesi ama oyuncak silahlara öğretmenler tarafından el konulması.

Mefharet İnal bir hocanın varlığı, babam yaşındaki adamların dersin ortasında girip hocam nasılsınız demesi, hepsini isim, numara ve başarı durumu ile hatırlaması.

Ben okula girdiğimde bile çok yaşlıydı kadın. Ablam üniversiteyi kazandığında bir kez ziyarete gitmiş, numarasını ve ismini söyledikten sonra Matematik bölümünü kazandığını söyleyince, senin zaten matematiğin iyiydi ama türkçen çok iyi değildi diyerek hafıza şov yapmıştır.

Ha bir de sınav notları diyince, okula ve bize göre 80'in altında alan aptaldı. Bir defa bir fen sınavından 60 almıştım yerin dibine geçmiştim. Ablam da bir defa bir sınavdan 70 almış, annemi çağırmışlar okula bu kız neden kötü not aldı, ailede problem mi var diye.





Daha çook anlatılacak şeyi vardı. Çok acayipti lan, muazzam bir disiplin aldık orada. Ama şunu herkes der, ben ÖSS'de, şimdi KPSS'de, hala orada temelini aldığım Türkçe ve Matematik bilgisini kullanıyorum.
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Teşekkürler baya havalandım :) Doğuştan geliyor desem yalan olmaz herhalde, çok ilginç çocukluk anılarım var, hep çok sakin biri olmuşum. Bilmediğim konuda konuşmayı gereksiz buluyorum. En uyuşamadığım insanlara bile iyi yaklaşmaya çalışıyorum sonuçta hayatta bir insanı kırmaya değecek kadar ciddi olan şeyler bir elin parmaklarını geçmez, onlara da bu forumda denk gelemem.



Hayaller konusunda çok ayakları yere basan bir insan oldum hep. Üniversitede hoca olma hayalim vardı hep ama imkansız görünüyor tabii artık :) Yine de okuldaki bilgisayar derslerinde asistanlık yaparken bu hissi biraz tatmin ettim en azından. Not falan veriyordum sonuçta :)



Çok fazla şehir görmedim. Her şehrin kendine has bir artısı var galiba. Bursa'yı bir adım öne çıkartırım ama Adana da çok ilginçtir mesela. Adana'yı herkesin gidip görmesini isterim. Çok değişik. İki insan aniden kavga etmeye başlayıp sonra bir anda sakinleşiyorlar. Meyve neredeyse bedava falan.Yazın gitmeyin ama tabii :)







Sorularını dağıtmış gibi olacağım ama ilki için sayfalar doldururum hiç açmamak en iyisi :) . İkincisi için ise bir cevabım yok. Belli bir başarı öyküsüne sahip herkesi takdir ederim ama hiç öyle şu kişiyi örnek almalıyım demedim.



Bu soruyu anlamadım, çikolatayı herkes sever yahu :) Gerçi bir arkadaşım vardı, hiç sevmezdi, bir yerde ikram edince geri çevirirdi. Ondan sonra net 15-20 dakika nasıl sevmiyorsun, çikolata sevilmez mi muhabbeti dönerdi. Çocuk artık bıkmıştı, direk dokunuyor diyordu.



Adana her mevsim güzel ağbi. Gerçekten insanımız bayağı bir tuhaftır,Fatih Terim nasılsa Adana insanı da aynı o yapıda zaten :)
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Başka bir altenatif bilmiyorsun ki. Orta okulda anadolu lisesine geldiğimde 40 dakika ders yaptık hop ara verdik, acayip şok olmuştum, 4 saatten önce mola vermezdik biz :) O da bir gofret yiyene kadar işte :asd:

Bir de para götürüp istediğimizi alabilmemize hayran kalmıştım, kola almıştım falan :D (İnal'da para yasaktı, kantin yoktu ne verirlerse onu yiyeceksin ve kola asla vermezlerdi 2 ayda bir cumartesi günleri falan belki)



Sonradan lisesi falan açılınca dağıldı, bozuldu ama 75-95 arası Bursa'nın en kıymetli okuluydu.



Üstün Alman disiplini :) (kurucuları Almanya'da eğitim almıştı sanırım)
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Soruldu mu bilmiyorum ama en sevdiğin müzik türü, en sevdiğin şarkı ve o şarkının sana hissettirdikleri ? :ays:
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Gecmişe ait cok pişman oldugun, keşke öyle degil şöyle yapsaydim dedigin büyük birşey oldu mu hic?



Neyse, sen onu bunu bırak şimdi de şu sayfaları doldurmaya başla. Gece yeni başlıyor. Özel değilse paylaşırsan hoş olabilir.
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Soruldu mu bilmiyorum ama en sevdiğin müzik türü, en sevdiğin şarkı ve o şarkının sana hissettirdikleri ? :ays:



Aynı filmler gibi müziğin de mevcut şartlara göre şekillendiğini düşünüyorum. O anki ruh halinize uymayan bir film ve müzik, çok güzel olsa da basit gelebilir. Üzerine bir de müzikten çok anlamamam eklenince buna detaylı bir cevap vermekten kaçınıyorum. Ama ben ne kadar kaliteli olurlarsa olsunlar yabancı şarkılarda Türkçe şarkılarda bulduğumu bulamıyorum. Türkçe şarkılar derken 2000'lerin pop şarkılarını kast etmiyorum tabii ki :)



Neyse, sen onu bunu bırak şimdi de şu sayfaları doldurmaya başla. Gece yeni başlıyor. Özel değilse paylaşırsan hoş olabilir.



Biraz düşüneyim aklıma detaylı gelirse yazarım ama özetlemek gerekirse, "başkası ne der" "dışarıya hoş olmaz" düşüncesinden yola çıktığım her seferinde zarar gördüm, "banane ne düşünürlerse" dediğimde kazançlı çıktım.



öyle :)
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



İktisat bitirdim ama nasıl bitirdiysem 1. sınıfta aldığım Psikoloji derslerini ve 2. sınıfta aldığım Uluslar Arası İlişkiler derslerini hatırlıyorum, iktisata dair hiç bir şey hatırlamıyorum.
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



Özgür bugüne kadarki yazılarını beğenerek okuyordum. Özal İnallı olduğunu öğrenince fazla şaşırmadım işin açıkçası. Şimdi gelelim soruya. Şu anda hayatında olmak istediğin yerde misin? Ya da olmak istediğin yere giden yolda olduğunu düşünüyor musun? 5-10 sene sonra kendini nerede ne yaparken hayal ediyorsun? Mülakat sorusu gibi oldu biliyorum :)
 
Cevap: Kırmızı Koltukta Özgür Kızılaslan !



stoch mu emre çolak mı



Stoch daha iyi, Çolak'ı daha çok seviyoruz.



Özgür bugüne kadarki yazılarını beğenerek okuyordum. Özal İnallı olduğunu öğrenince fazla şaşırmadım işin açıkçası. Şimdi gelelim soruya. Şu anda hayatında olmak istediğin yerde misin? Ya da olmak istediğin yere giden yolda olduğunu düşünüyor musun? 5-10 sene sonra kendini nerede ne yaparken hayal ediyorsun? Mülakat sorusu gibi oldu biliyorum :)



Değilim hatta uzağındayım. Biraz şanssızlık biraz da kendi hatalarım yüzünden. Ama o yolda mıyım evet. Biraz daha sabretmek kaldı :)

Daha önce de belirttiğim gibi çok değişik hayalleri olan bir insan değilim, 10 sene sonra maksimum düzende bir hayat isterim. Zaten potansiyel bir evlilik de 2 yıl içinde gözüküyor gibi. Öyle fazla bir isteğim yok, klasik bir yaşamı tercih ederim.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt