NBA 2016/17 Sezonu Maç Takip Başlığı

derrick rose kaybolmus....bugunku maca gelmemis, haberde alinamiyormus :asd::asd::asd:
 
Fotoğraftaki 3 süper oyuncudan sadece 2 tanesi All-Star'da ilk 5 başlayabilecek.Sizce bu ikili nasıl olmalı?





C2KkJAVXgAAV4Ly.jpg
 
Kolay soru. Tabi ki wb&harden
 
Gsw-Cavs başlıyor tv yayını yok galiba bulamadım. :( Yalnız League Pass bu hafta ücretsizmiş oradan da izlenebilir.
 
Enes Kanter´in son maclarini izledim, basketbol oynamayi ögrenmis sonunda.
 
NBA’de sezonun yaklaşık yarısı geride kaldı. Hoş Los Angeles Lakers 45, Philahelphia 76ers ise henüz 38 maç yapmış durumda. Nasıl oluyor da 2.5 ayda 7 maç fark oluyor o da ayrı, NBA’in şahsına münhasır bir durum. Ama ortalama olarak takımlar 41 maçı geride bıraktı. Sezonun yarısı geçmişken takımlara sezon öncesi beklentileri, hedefleri, kapasiteleri ölçüsünde bir karne verelim. Elbette bu karne takımların potansiyellerine ulaşıp ulaşmadıkları üzerine veriliyor. Yoksa başarı ölçütü değil. Onu ölçen puan cetveli zaten mevcut. Biz takımlara 10 üzerinden kanaat notu verdik.

Atlanta Hawks: 6

Sürekli bir türlü ne uzayıp ne kısalan bir yapıdaydılar son yıllarda. Al Horford ve Jeff Teague‘in gidişi, Dwight Howard‘ın dönmesiyle artık farklı bir basketbol oynayacaklarını tahmin ediyorduk. Öyle de oldu ama genel tablo fazla değişmedi. Howard pek çok kişinin beklentilerinin ötesinde uyumlu olsa da Bazemore, Korver, Sefolosha gibi atıcıların sezona felaket girmesi, direksiyon emanet edilen Schröder‘in bocalaması nedeniyle çok inişli çıkışlı bir grafik çizdiler. 9-2 başladıkları sezonda, daha sonra 1-10 devam edip, ardından 5-4 ve son olarak da 9-1 yakaladılar. Ancak Korver takasından sonra taşlar yerine oturmaya başladı. Bazemore‘un kendine gelmesi, Hardaway‘in rotasyona girmesi ile takım kendini buldu.

Boston Celtics: 7

Al Horford’un gelişiyle geçen sezondan bir seviye yukarısını hatta doğunun zirve ortağı olmayı hedeflemişlerdi. Ancak Horford’un yanına onu tamamlayacak uzunu bir türlü bulamadılar. Kolektif bir çabayla halletmeye çalıştılar orayı. 13-12 başlayan sezon beklentilerin altında kalsa da bunun ardından 13-3 devam ediyorlar. Thomas artık tüm ligin en önemli hücum silahlarından biri. Sayı krallığında 4. sıraya kadar tırmandı. Avery Bradley bir basamak daha koydu oyununa. Ancak son yıllarda üst sıralardan draft edilen Marcus Smart ve Jaylen Brown‘dan henüz yüksek katkı alamıyorlar. En büyük avantajları koç Brad Stevens. Sezon içinde takımın daha iyiye gitmesinde de payı çok büyük.

Brooklyn Nets: 4

Ligin en zayıf kadrosuna sahipler. Draft hakları da Boston’un elinde. Böyle bir sezonda ne yapabilirsiniz? Yeni koç Kenny Atkinson durumlarına üzülmek yerine modern, tempolu, daha çok dış atış kullanan bir takım yarattı. Güçleri yetmiyor belki. Lig sonuncusu durumdalar ama bu ellerinden geleni yapmadıkları, geleceğe, oyuncu olarak olmasa da oyun olarak yatırım yapmadıkları anlamına gelmiyor. 4-5 başlayan sezon 4-27 devam ediyor. Ama zaten ne bekliyorduk ki?

Charlotte Hornets: 5

Kemba Walker sezona bomba gibi girmişti. Aralık başına kadar yüzde 43 üç sayı isabeti ile 24.2 sayı ve sadece 2 top kaybı ortalamaları ile oynadı. Aralık’tan itibaren üç sayı yüzdesi 40’ın altına, sayı ortalaması 21’e geriledi. Top kaybı 2.5’u buldu. Takımda hücum anlamında en güvenilir ismin düşüşünü dengeleyebilecek oyuncu yok. Nicolas Batum iyi bir tamamlayıcı ama diğer herkes yan parça konumunda. Marvin Williams da geçen sezonki görüntüsünden çok uzak. 14-9 başlayan sezon 6-12 devam ediyor.

Chicago Bulls: 6

Modern takım mühendisliğine tepki gibi kurulmuş bir takımdı Bulls sezon başında. Parke üstünde McDermott, Mirotiç gibi yedekler hariç hiçbir üç sayı tehdidi olmayan, soyunma odasında ise Wade, Butler, Rondo gibi sivri karakterlerin çatışma alanı olabilecek bir kombinasyon. Wade’in inanılmaz değişimi, hem repertuarına sınırlı da olsa belli bir üç sayı tehdidi (geçen sezonun tamamında 7, bu yıl 35 üçlük isabeti) eklemesi, hem takımın lideri yerine ağabeyi rolüne geçmesi pek çok sorunu azalttı. Ama yetmedi elbette. 11-7 başlayan sezon, 10-14 devam ediyor. Ligin hem en az, hem en düşük yüzdeyle üçlük atan takımı durumundalar. Rondo arıza çıkardı bile ve benche çekildi. Yine de müthiş ribaund gücü, sert savunması ile korkulan kadar kötü duruma düşmediler.

Cleveland Cavaliers: 9

Şampiyonluktan sonra zafer sarhoşluğu beklenirken sezona bomba gibi girdiler. Doğu’daki en önemli rakibi Toronto’yu 3 maçta da yendi Cavaliers. Noel günü de Golden State‘i. 1-2 tuhaf yenilgi aldılar. Dün Golden State’den ağır fark yediler belki ama bu beklenen akşamdan kalma halinden yine de çok daha iyi. Kevin Love 2 seneden sonra nihayet rolünü bulmuş ve rahat etmiş gibi. LeBron James artık bir general gibi takımı idare eden her şeyin yolunda gitmesini sağlayan ama gerektiğinde de cepheye inen bir lidere dönüştü. Yan parçalar gerekli alan paylaşımı ve şut isabetini buluyor. (Ligin en çok üçlük bulan 2. takımı Cleveland) Son olarak da takım için nokta atış olabilecek Kyle Korver’ı aldılar.

Detroit Pistons: 2

Aslında her şey çok güzel başlamıştı. Yıllardır alt sıralarda sürünen Detroit, takımın başındaki Stan Van Gundy ile 5 yıllık bir planın üçüncü yılında istediği çekirdeği kurmuştu. Reggie Jackson-Andre Drummond ikili oyunu eksenini tamamlayan Kentavious Caldwell-Pope, Marcus Morris ve Tobias Harris ile NBA finali oynayan 2009 Orlando Magic’in yeni versiyonu gibiydiler. Jackson sezona sakat girse bile o dönene kadar 11-10 gitti Pistons. Takımın merkez parçası, en skorer ismi dönünce orta sıralardan yukarı tırmanacaklardı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Jackson döndükten sonra saha dışına yayılan memnuniyetsizlik, topla çok daha verimli olan Harris-Morris ikilisinin daha az top kullanınca düşüşe geçmeleri, Jackson’ın toksik tarzı derken 8-14 gitti takım. Şimdilerde artık koçu da pek dinlemeyen, bazı maçlarda hiç kendini vermeyen bir kadro var sahada. Çatışmacı Van Gundy bile söylemlerini çok yumuşattı. Çünkü takımı kaybetmek üzere olduğunun farkında.

Indiana Pacers: 5

Larry Bird çok köklü bir değişiklik yapıyor. Ancak bunun için takımın başına Nate McMillan‘ı getirmek ne kadar doğru bir fikirdi? Jeff Teague ısındıkça işler biraz toparlandı ama Pacers halen çok bölük pörçük oynuyor. Monta Ellis‘in kenara alınması olumlu oldu ama süper yıldız muamelesi yapılan Paul George’un o seviyenin bir tık altında kalması işleri zora sokuyor. İlk 29 maçta hep yerlerinde saydılar. Üst üste 3 galibiyet de yenilgi de gelmedi. 15-14 gittikten sonra üst üste 4 yenilgi geldi. George başta takım içi homurtular da arttı. Ardından da 5 maç galibiyet serisi. Ama yine bir yere varamıyorlar. Son maçta bu defa Denver’dan 140 yediler. Üstüne Anthony Davis‘in sakatlanıp çıktığı maçta Pelicans’ı ancak son topta devirdiler. İkinci senesindeki Myles Turner gelişimini tamamlamadan da bir üst seviyeye çıkamayacaklar gibi.

Miami Heat: 1

Tamam takımın çok da iyi olması beklenmiyordu belki ama tüm NBA’in en kötü ikinci takımı olmak da biraz fazla. Takımın yatırım yaptığı Hassan Whiteside oldukça iyi bir sezon geçiriyor ama etrafındaki hiçbir parça birbirini tamamlamıyor. İlginç bir genç nüveye sahipler ama yarım sezonda ne görev paylaşımı oturdu, ne savunma. Son 22 maçın 18’ini kaybettiler.

Milwaukee Bucks: 6

Giannis Antetokounmpo artık bir süper yıldız. Tüm yapıyı Yunan oyuncu etrafına kurarak hem ona, hem kendilerine büyük iyilik yaptılar. Jabari Parker da önemli bir aşama kaydetti. Şimdi bu iki ana parçayı şutörler ve iyi bir çember savunucuyla destekleme zamanı. Bu eklemeler yapılana kadar da play-off yarışında olmayı başardılar. Hiçbir şey olmasa bile çok ihtiyaç olan bir role Khris Middleton dönünce çok daha iyi olacaklar. Bu sezon en büyük rakipleri, komşu büyük şehrin takımı Chicago Bulls’u iki defa devirerek seyirciye de sezonu mutlu hatırlayacak yeterli performansı gösterdiler bile. Gelecek parlak. Vadeyi de sürekli öne çekiyorlar.

New York Knicks: 3

Yine drama başladı. “New York bu. Ne bekliyorduk ki?” diyebilirsiniz. Ama bir ara gerçekten işler yoluna giriyor gibiydi. Tamam Joakim Noah bekleneni hiç veremedi, Carmelo Anthony yavaş yavaş gerileyen oyunuyla süper yıldız sınıfından aşağı indi belki ama Derrick Rose bekleneni aştı, Kristaps Porzingis‘in gelişimi sürdü. Yan parçalardan belli katkılar gelmeye başladı. 5-7 başlayan sesona 9-3‘le devam ediyorlardı… ki… üst üste önce Rose takımdan habersiz Chicago’ya gitti. Ardından sezon başından beri başkan Phil Jackson‘la olan sürtüşme daha içinden çıkılmaz bir hal aldı. Carmelo’nun takas edilmesi konuşulur oldu. Kendi bir şey demese de tüm gündem bu. Dağıldılar. Son 13 maçın 11’ini kaybetti Knicks. Porzingis hafif sakatlığı nedeniyle 5 maç kaçırdı. Sanırım sezonun da ipi artık elden kaçtı.

Orlando Magic: 4

Chicago kadar olmasa da son derece sorunlu bir kadro kurmuşlardı. İstikrarsız, birbirinin yoluna çıkan, pozisyonları çakışan oyunculardan kurulu bir takım. Coach Frank Vogel yine de harika bir iş çıkardı. Birbirine taban tabana zıt Vucevic ve Biyombo‘nun sürelerini ayarladı, istikrarsız kelimesinin sözlük karşılığı Jeff Green‘i kullandı, çok ham Elfrid Payton’ı bir süre benche çekerek özgüvenini toparladı, 4 numara oynaması gereken Aaron Gordon‘dan fena olmayan bir 3 yarattı. Ama onun yapabildikleri de bir yere kadar. En önemli dış atıcısı Evan Fournier olan bir takım anca bir yere kadar gidiyor. Ki o da sakatlıklarla boğuştu son 1 ayda. Son 10 maçın 8’ini kaybettiler ve play-off yarışından iyice uzaklaştılar. Yine de bu malzemeden daha iyisini çıkarmak neredeyse imkansız.

Philadelphia 76ers: 8

Basketbola zarar veriyor denilen, kolej takımını yenemez denilen takımın ligin dibinden çıkması bile başlı başına bir olay. Ama esas mucize artık sempatik olmaları. Elbette her şeyin merkezinde müthiş bir karakter olan Joel Embiid var. Hem oyunu hem saha dışı eğlenceli karakteri ile Philadelphia’yı en izlenir takımlardan biri kıldı bile. 7-24 başlayan sezonda son 8 maçın 6’sını kazanmış olmaları da elbette bu olumlu havaya bir anlam da katıyor. NBA’in en acımasız seyircisi 76ers taraftarı Allen Iverson döneminden beri ilk kez bir takımını bağrına bastı. Daha ne olsun?

Toronto Raptors: 8

Ligin hücum verimliliğinde birinci, en çok asist yapan takımlarda ise son sıralardalar. Tüm ligden farklı, bireyselliğe dayalı bir oyun oynuyorlar. Keza DeMar DeRozan modern oyundan farklı ama son derece etkili. Bilinen kuralların aksini ispat etmeye çalışıyor sanki Raptors. Başarıyorlar da. Ancak Kyle Lowry-DeRozan gibi bir guard ikilisi olunca bunu yapmak kolay. Zor olan iyi takımları yenmek. Ligin tepesindeki 4 takıma karşı oynadığı 9 maçın 8’ini kaybetti Toronto.

Washington Wizards: 6

Ligin en zayıf benchine sahipler. Hatta takımın pivotu Marcin Gortat bile bunu aynen ifade etti. Ligin en zayıf koçlarından biri başlarında. Yine şu anki durumlarını çok takdir etmek lazım. Gerçi benchin zayıflığı en azından koç Scott Brooks‘un tuhaf fantezilere kaçmasını engelliyor. Peki nasıl oldu da 7-13 başlangıçtan sonra 14-6 devam ettiler? Çünkü harika bir ilk beşe, şu ana kadar yaptıklarının da çok daha ötesinde potansiyelli bir beşe sahipler. O kötü başlangıçtan sonra toparlanmaları takdire şayan. Otto Porter zaman zaman gösterdiği potansiyeli biraz daha sürekli kılar, benchden azcık daha katkı alırlarsa önemli bir sıçrama yapabilirler. Ama en ufak bir formsuzluk/sakatlık takımı tepetaklak eder. Ki Bradley Beal malum sürekli ufak tefek sakatlıklarıyla biliniyor.


Kaan Kural/Basketbol.com.tr
 
Furkan Basrık' Alıntı:
Yalnız Greenin girişi fail.Yani şuna floop diyemezsin.Amerikan futbolu mu oynuyor bunlar.
Genişletmek için tıkla ...

tamam faul ama burak yılmaz gibi sanki kamyon çarpmışcasına kendini yere atmasına gerek yoktu.üstelik birde bu faule teknik çaldılar.lebron maçın başından beri green kendisiyle dalaşsın diye bayağı çabaladı.
 
green haysiyetsiz şerefsiz bir insan evladıdır.
 
Arif Çelik' Alıntı:
tamam faul ama burak yılmaz gibi sanki kamyon çarpmışcasına kendini yere atmasına gerek yoktu.üstelik birde bu faule teknik çaldılar.lebron maçın başından beri green kendisiyle dalaşsın diye bayağı çabaladı.
Genişletmek için tıkla ...

Abi o giriş hiç de normal bi giriş değil.Kamyon çarpmış gibi diyorsun ama Green o şekilde normal bi insana girse kamyon çarpmıştan beter olur.Direkt omzunu çıkartarak geliyor topla falan alakası yok.Bunu nasıl savunuyonuz anlamıyorum.Bir de 2-3 kişi böyle girsin demişsiniz.Bu şekilde adama mı girilir.Nasıl bi zihniyet.
 
Oyy wb green'e fena blok koydu reji utancından tekrarı getiremedi :D
Adamssız okc iyi dayandı
Bir blok de currye
 
Son düzenleme:
Cevap yazmak için giriş yap yada kayıt ol.
Geri
Üst Alt