Gelişim gösterdiğimizi söylediğin konuların tamamının rakibin gücüyle ters orantılı olduğunu düşünüyorum. Mesela Kerem ve Kaan'a düzgün baskı yapılmadığında dediğin gibi rahatlıkla oyunu onların üzerinden yönlendirebiliyoruz. Ancak buna göre baskıları düzgün yapan bir takımla karşılaştığımızda oyun kurulumu defansta Nelsson'a orta sahada da Torreira'ya kalıyor. Bu adamlar da takımdaki belki de en garantici 2 adam. Bu yüzden oyuna zenginlik katamıyoruz. Burada yapmamız gereken 2+1'den vazgeçip daha kalabalık bir şekilde oyun kurulumunu denememiz ancak hoca da bunu kesinlikle istemiyor. Böyle olunca da sadece ileri uzun vurarak hücum etmeye çalıştığımız anlamsız bölümler oluşuyor oyun içinde.
Yine set hücumunda da rakiplerin kalitesizliği yüzünden iyi göründüğümüzü düşünüyorum. Aslında içerdeki Bayern maçındaki oyunu rakip farketmeksizin oynayabilsek set hücumundaki ve oyun kurulumundaki eksiklerimiz minimuma inebilir ama işte o oyunu düzenli olarak oynayabilmek için de müthiş bir kondisyon gerekiyor. O da bizde yok. Zaten 1 maç denedik o maç da 70 dakika dayanabildik.
Güzel tespitler, tebrik ederim; daha sık yazmalısın.
Destek mahiyetinde bir ekleme yapayım; uzun oynamak zorunda kaldığımızda bunları indirip tutacak, atak hazırlığı yapacak pek oyuncumuz da yok.
İcardi pivot tipli bir forvet değil; hele Oosterwolde gibi bir azmanın yanında kafa topuna çıkıp dokunmasını beklemek bile zor.
Mertens malum.
Ziyech, temasa gelemeyen, o işlerin hiç adamı olmayan biri.
Köhn, topu yumuşatarak ilk kontrolü yapma konusunda iyi olsa da yapabilecekleri fazlaca tahmin edilebilir bir oyuncu; Boey gibi fiziğini kullanarak rakip oyuncuyu toptan uzak tutma becerisi hiç yok. Topu aldığında opsiyon varsa basit bir pas verecek yahut dripling zorlayacak. Mümkün olduğunca ceza alanına daha yakın yerlerde topla buluşturmak gerekiyor.
Kaan zaten fazlaca geriye kaçarak oynuyor, ön tarafta topla buluşup pas trafiği başlatamaz.
Demirbay, kariyerinden beklenmeyecek ilk kontrol ve tek pas hatalarıyla ölümcül top kayıplarına sebebiyet verebiliyor.
Torreira bu konularda en iyilerden biri ama genellikle 6 numara pozisyonuna hapis kaldığı için ön tarafta topla pek buluşamıyor. Geriden oyun kurulumunda tek opsiyon neredeyse.
Kerem A. ilk kontrol hataları ve bıkkınlık veren tek dokunuşla sihirbazlık denemeleriyle ilk 11 deki yerini kaybetti zaten. Daha çok defans arkasına koşu fırsatı kovalaması gereken biri.
Zaha, atılan topları beğenebilse bir şeyler yapacak belki! Topu alınca da sıklıkla aynı aksiyonları deneyerek fazlaca top kaybı yapıyor. Yine de ortalamayı tutturuyor diyelim.
Tete; ne yapmaya çalıştığını kendisi bilmiyor ki diğerleri anlasın da birlikte bir şeyler yapabilsinler.
Geriye bir tek Barış kalıyor ki bunu rakip takımlar da görüp önlemini alıyor haliyle.
Sacha' yı defansif bek sayanlar yanılıyor. Kendisini, ''Geriye koşuları ve defansif müdahaleleri 10/10, atakta final dokunuşları 3/10 olan ofansif bir bek'' olarak tanımlıyorum. Sıradan bir maçta ısı haritası ortalaması orta çizginin bir miktar önündedir. Havadan-yerden uzun topların ilk hedefi o oluyor, çizgide topu yağ gibi indirip pas trafiğini başlatıyordu. Eksikliği defansif müdahalelerden de çok o hususta hissedilmeye devam ediyor...