- 23 Aralık 2008
- 59.967
- 57.489
- 4.858
Merhaba arkadaşlar, hafta sonu passengers filmini arka arkaya 4 kere izledim.. Beni bilen bilir, bu filmlerden çabucak etkilenen bir tipim, gece gördüğüm rüyamda bunu ispatlar cinstendi..
Rüyamda içine nasıl ve ne zaman bildiğimi hatırlamadığım, kapsül gibi yatakta yolculuk yaptığımı farkettim.. Şaşkınlıkla etrafa bakarken; yanımda bir bavul olduğunu ve benzer büyüklükteki bavulların, tüm yolcularda da bulunuyordu. Birbirine bağlı sayısız vagon vardı ve hareket ettiğimizi hissediyordum. Telefonuma baktığımda ise operatör sinyali alamadığımı fark ettim ama internetim wifi sayesinde bağlıydı. saat 23.30 civarıydı nereye gittiğimiz konusunda hiç bir fikrim yoktu ama iğrenç bir baş ağrısı yaşıyordum..
Yüzümü yıkamak üzere tuvalete gittim, bölmeme dönmek üzereyken diğer yolcuların sadece erkeklerden oluştuğunu gördüm.. Hepsinin suratında benimkine benzer şaşkınlık vardı. Beynimi zorladıkça başım daha da dönmeye başlıyordu, oturup el alışkınlığı ile telefondan foruma girdim..
Forumun bu saatte bu kadar aktif olması ise daha da ilginçti, herkes meyhane başlığında bu gece çok içtiğinden falan bahsediyordu.. Başım dönmesi sebebiyle elim zor bela tuşlara gidiyordu.. Yiğit Karagözün, "evden kaçıyorum lan" twettini falan paylaşıyorlardı..
O nee be bir yiğit postuna 4000 like mı ?
bu kesin kuzenin işi olmalı dedim yoksa ne alaka lan diyordum. normalde forumda 500 üye bile online olmuyorken, 4000 like olamazdı.. Sonra ilginç birşey oldu ve etrafaki herkesin benim gibi telefonuyla uğraştığını farkettim.. yanımda 40 lı yaşlarda bir adam vardı kafamı onun telefonuna doğru uzattım yok artık ! Gscimboma mı üye bu herif ?
Hahaha tesadüfe bak kim acaba, ismini öğrenmem lazım diyerek istemsizce mutlu oldum... Biraz daha yaklaştığımda isminin Ahmet olduğunu gördüm ama Ahmet diye birini tanımıyordum ki.. Heralde pek yazmayan biri yada yeni üyeydi..
Neyse dedim telefonuma bakmaya devam ettim.. Son mesajlarda "Forma - Tişört Tasarımları | AhmetGS17" konusunu gördüm yok artık Ahmet abi foruma geri mi döndü dedim. Sonra yanımdaki Adamın kim olduğunu anladım.. Hemen mesajını alıntılayıp, "yolculuk sırasında yanındaki insanlara dikkat et abi" diye mesaj attım. Okumuş olacak ki hemen şaşkın bir şekilde yüzüme baktı..
Kısa bir sohbet ettikten sonra abi siteyi bıraktığını sanıyordum dedim.
Bilmiyorum dedi biraz göz atıyordum, zaten yapacak başka bir şey de yok dedi..
Nasıl yapacak başka birşey yok Ahmet abi ?
Farketmedin mi telefonlarımı sadece gscimboma bağlanabiliyor, başka hiç bir siteye giriş yok derken, karşı bölmede bir arbedenin olduğun duydum, hemen kalktım İki kişi birbirine girmiş ve millette onları ayırmaya çalışıyordu.. Almancı olduğunu düşündüğüm eleman yerdeki adama olabildiğince yumruk atıyordu..
Almancı olanı tuttum kolunda biraz öteye doğru çektim, napıyorsun dedim neden saldırıyorsun bu adama? İkisi de nefes nefeseydi.. Sen anlamazsın bu ikimizin arasında, ulan adi herif sana reelde karşıma çıkma demedim mi diye sayıklıyordu.. Bu hıyarı koruma boşuna çünkü değmez, forumda milleti birbirine düşüren ve nefret tohumları eken sadist herifin teki dedi..
Ne forumundan bahsediyorsun dedim, sert bakışlı bu Almancıya ? Gscimboma üyeyim bu da uğur güzel nickiyle üye bir salak dedi.. Yok artık bende üyeyim dedim.
Doruk ben peki sen kimsin?
Doruk seni görmek güzel bende Can BÜYÜK ded,i ha bu hıyarda namı değer Uğur Güzelmiş gerçi dayaktan sonra güzel tarafı kalmadı.. Uğura yüzündeki kanları silmesi için bir havlu fırlattım. Böyle olacağı belliydi uğur dedim ve yanıma oturmasını işaret ettim.. Sonra aceleyle kalkıp, Ahmet abi de burada durun çağırayım dedim.. Ahmet abinin yanına giderken, etrafında 10 kişiyle hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyordu.. Yanına gittiğimde gençlerin simalarından tüm olan biteni farkına varıyorum.. Foruma üye olan herkes şuan bu yolculuktaydı, herkes 20 ve 30 lu gruplar halinde konuşmaya ve olayı anlamaya çalışıyordu.. Herkes o kadar heyecanlı ve korkuluydu ki oluşan ses ve arbede ortamı kaosa çevirmişti..
Bu kapı sıkışmış diye bağırdı birisi hemen yanına koştum.. Kimsin sen dedim, ben admin Emrah dedi peki sen kimsin ? Doruk ben dedim.. İyi öyleyse şu kapıyı açmama yardım et buradan çıkmamız için gerekli dedi.
İkimizde var gücümüzle denedik ama kapı açılmıyordu.. Emrah arkamızdaki beşliye seslendi gelin yardım edin.. (İbrahim Toy, Alper Yılmazlar, Enes Dalmış , Sergen Zeren, Batuhan Aydemir) tüm gücümüzle denedik ama faydasız..
Sergen Zeren: “ Kapı sıkışmış olmalı adminim" dedi.
Emrahta “yapma yaw öyle mi ?” diye sert çıkıştı..
Sonra koltukta yalnız başına oturan gizemli genç kalktı ve durun diye seslendi.. Çelimsiz görünmesinin yanında gayet zeki birine benziyordu.. Murat Saylak kolundaki bilekliği kapıya uzattı ve kapı şakk diye açıldı. Emraha doğru sanki “ sen beni halaa admin yapmaa…” der gibi sitemli baktı..
Hemen dışarı attık kendimiz 5ten fazla koridor vardı tıpkı labirente benzer durumda yer yer, birbirine bağlıydı… Koşturduk deva boyutta genişliğe sahip bir holde bulduk yada salonda denebilir. Adminle durumu ele almak için ekibi topladı.. Önce sayım yapalım ve herkes en son ne hatırlıyorsa iyice düşünsün dediler.. Sayımız forumdakine üç-beş kişi dışında nerdeyse aynıydı.. Tüm bunlar rüya olabilir mi diye kendince sayılıyordu Keramettin.. Sonrada birbirimizi tanımakla falan vakit kaybedemeyiz. Kim ne söyleyecekse önce forumdaki adını söylesin sonrada fikrini belirtsin. Bizde bu işi düzeltmek için ne yapabiliriz ona bakalım.. Herkes etrafa dağılsın ve keşif yapsın dedi..
Herkes 30lu gruplar halinde karınca gibi bir yerlere koşturduk.. ben (Şerafettin Koç, Leo Güney, Egemen Bayrak, Melih Akar, Serkan Sabri, Necati Şanlı, Sertan Nalbant, Ozan Puki, Doğu Alkan gibi isimlerleydim..) Asansörler ile alt katlara doğru iniyorduk, depoyu andıran büyük bir hangara gelmiştik.. Kocaman jeneratörler ve devasa fanlara falan sahipti.. Lazere benzer ışıklar çıkarıyordu.. Doğu Alkan, burası bir fabrikaya benziyor dedi bence yukarı çıkmalıyız.. Tamam ama işe yarar bir şey var mı bakalım dedik ve işe yarar şeyleri aldık.. tekrar buluştuğumuz o salona döndük herkes tam mı diye bağrışmalar oluyordu…
Danyal: serkan şafakların ekibi hala gelmedi dedi..
Keramettin Kim vardı o ekipte dedi..
Danyal dur bakayım: (Serkan Şafak, Mahir Kahveci, Can Uz, Adem Cansever, Mustafa Canarslan, Erman Türker, Mehmet Arslaner, Uğur Bulut, Gökhan Sancak, Gürkan Karadeniz, Sinan Bilgin falan vardı dedi..)
Keramettin: s.et onları zaten forumda da işe yaramıyor diye espiri yapıp ortamı yumuşatmaya çalışıyordu.
Arkadan bir ses duyuruldu, “Ulan KTV olayın ciddiyetini kavra artık lan” diye anlaşılacağı üzere MK dan başkası değildi..
Emrah kesin geyiği de herkes ne bulduysa söylesin dedi.
Altan Günaydın, ne bulacağız mk. Buradan çıkış yok her yer metall duvarlarla örülü..
Bizim gruptaki Doğu ise bizde alta gittik devasa iş makineleri var, sanki titanikteyiz. Arkadan bir ses duyuldu “bilmem kaç yüz kere izledim o filmi, biliyorum yani.” Herkes bir ağızdan Yiğide, kess diye bağırdık.. Eee devam et dedi Keramettin.
Doğu da burası her neyse enerji merkezi alt bölüm...
Sinan Bilgin bilmiş bir ses tonu ile” ulan kör cahiller, hiç mi uzay filmi izlemediniz, bu bayağı uzay aracı..”
Melih Peker nefes nefese gelerek, Sinan haklı şuan bir gemide bilmediğim bir yönde hızla hareket ediyoruz. Yukarda bir kontrol odası var, sanırım otomatik pilotta ilerliyoruz..
Murat Kara beyler burada robot bir bilgisayar var belki gemi hakkında bilgi verir diyerek tuşa bastı...
Robot: “Avalon gemisine hoşgeldiniz, sizler Homestead 2 adı yeni Dünyamıza, koloni kurmak üzere seçilmiş değerli yolcularsınız. Uyanmanız ile birlikte 4 ay sonra Homesteade ulaşmış olacağız, bu süre zarfında gemimizde keyifle vakit geçirebilir uzay şartlarına ayak uydurabilirsiniz.”
Nee homesteadi yahu 4 ay burada yaşanır mı mk diye homurtular yükseldi..
Robot: “merak ettiğiniz başka bir şey var mı? “ gibisinden robotça birşeyler söyledi..
Merhaba ben Forum Koordinatörü Keramettin aynı zamanda mürettebat kaptanıyım. Etraftan “tısss diye gülüşmeler oldu”
öhöö dedi kuzen ve devam etti “bu homestaead dediği şey nedir?”
Robot: “Homestead 2 gelecekteki yeni dünyamızdır. Dünyadan hareket eden Avalon gemimiz, yaklaşık 120 yıl sonra Homestead 2 ye ulaşacaktır. “
Melih Açıkgöz: Peki neredeyiz şuan ne zaman ulaşacağız?
Robot: “Dünyadan ayrılalı 40 yıl oldu ve halan rotamızda Homesteade hareket etmekteyiz, yaklaşık 80 yıl sonra varmış olacağız.”
Ahmed Arif Kesen kendini yere atarak bağırmaya başladı.. S+%’^+^’+ yapacağınız işi, ne 80 yılı lan.. ben zaten 35 yaşındayım, 30 sene daha yaşar mıyım o belli değil..
Bu foruma üye olan aklımı S+%’^+^’+ ben ya.. derken şimşek gibi bir tokat yedi suratına.. Tokatı atan Yiğit Karagöz; "küfür etme S+%’^+^’+ belanı diyerek ilginç bir çıkış yapmıştı sonrasında hiç bir şey olmamış gibi Adminlere dönerek "eee napıyoruz patron ?" dedi
Keramettin: gidip biraz dinlenelim, yarın sabah toplanırız diyerek hepimizi odalarımıza dağıldık..
Herkes odasındaydı ben ise tavana bakıp, ailemi düşünüyordum... 40 yıl geçmiş nasıl olabilir, oğlum şuan 42 yaşında ve benden büyüktü çok ilginç bir durum vesellam dedim ve çarşafı yüzüme doğru çektim.. Her odada kişiye özel wc varmış ama duşlar ortak kullanımdaymış, bunu gece 3'te herkesi banyoda görünce anladık (40 yıllık birikmişlik tabi) ..
Sabah olduğunda ise açlıktan geberiyorduk ve kahvaltı için sıraya girmiştik.. Arif Ulu en ön sırada, sanki 40 yıldır bu espiri yapmak için bekliyormuş gibi “yemekleri de kesin küçük haplardır” diye aynı espiri 23. Kez tekrarladı kendince haklıydı bunca kalabalıkta iletişim kurmak gerçekten çok zordu..
Kahvaltılarımızı makinelerden otomatik olarak alıyorduk, herkes forumdaki rütbesine uygun kahvaltı ve hizmetlerden yararlanıyordu, yeni üyelerin haline acımamak elde değildi. Kahvaltımı yaparken az ötede bir cafe olduğunu farkettim yada bardı içeri girdim bir garson üyelere hizmet edeceğim diye kendini parçalıyordu..
Ercan Kınay, Mk, Ünsal, Rahmi, Hamza, Yusuf, Ferit , Kenan ve Uğur Güzel gibi Meyhane konusuna abone olmuş isimler garsonu bezdiriyordu.. napıyorsunuz burada diye seslendim..
Yusuf: Doruk içkiler bedava mk. Gel sende iç off midem şişti sabahtan beri..
Ayıp değil mi adam peşinizde koşmaktan feleği şaşmış ..
Kenan: Robot oğlum o android..
MK: ben konuştum da Arthur mu neymiş ismi.. Arthur iki bira daha getir canım..
Vay mallar koca gemiye, bir tane mi barmen robot koymuşlar ve daha kötüsü bir tanecik bar ?
Peki uğur hani sen içmiyordun ne işin var burada?
Uğur Güzel: İçki değil kahve içiyorum ben doruk..
Herkes etrafa dağılmıştı bazılarımız havuzda, sinemada, dans odalarında ve kendince takılıyordu. Ben yatağıma yatmışken, "bu insanlarla bir ömür boyu yaşayacağız fikrini düşünmeye başladım." Sonra telefonu kurcaladım yine sinyal yoktu.
Adminler tekrar uyku kabinlerinde uyuyabilmenin yolunu ararken, gemide zamanda geçmeye devam ediyordu. Salonda 1. Geleneksel forum toplantısı yapıyorduk. MK yine atlayarak, 1. Olan şey geleneksel olmaz yalnız bilmişliğini yapmıştı.. Onu odasına yollayıp kapısını kitledik. Adminler gurur ve birazda çaresizlikle öyle veya böyle buraya uyum sağladık beyler diyordu.. Karı yok adminim diye uğultular yükselmeye başladı, bari hiç olmazsa güzel kadınlar konusunu uplayın dediler.
Danyal yanındaki modlara dönerek, "arkadaşlar ilgilenelim o işle dedi"..
Emir Sato: beyler yalnız gemide son zamanda aletler bozulmaya başladı.. bir sorun olabilir mi ? şu makine dairesine falan inip, incelesek mi ahbap m8 ?
Keramettin: gerek yok sonuçta gemi bizim değil başımıza iş almayalım, çalışanı da bozmayalım.. derken o sırada tepeden bir alet Şerafettin koçun kafasına düştü..
Melih Peke, Koşarak emir haklı alet bozulmuş, kesin gemi de bir sorun var.
Keramettin: abi şerafettine baksana boşver aleti..
Melih: ha o ölmüş abi..
Emrah: Emir haklı şu enerji odasına gidip bakmak lazım. Uğur Bulut sen vurucu timi de al ve inip bir bakın bakalım ne varmış ? Bizde şu uyandığımız yere gidelim, bakalım kapsülleri tekrar çalışacak mı ?
Kuzen bende geleyim mi deyip , yöneticiler ve birkaç üye (Gürkan Karadeniz, Can Büyük, Melih Peker, Mehmet Eroğlu, Altan, Emir, Sinan B., Demir Baş, Adem Çakar, MK vs.) ile kapsüllerin olduğu yere gittik. Kapsül prosedürlerini okurken, kalan eşyalarımızı falanda alıyorduk ama tekrar uykuya dalmamız imkansız olduğunu anlamıştık. 80 yıl boyunca bu gemide yaşamaktan yada ölmekten başka şansımız kalmadı derken bir anda elektrikler gitti ve etraf karardı şansımıza birkaç dakika sonra tekrar düzeldi..
Geri dönsek iyi olur, daha büyük sorunlarımız var fikrinde karar kılmıştık ki kapsüllerde bir farklılık olduğunu farkettik. Abdullah Taşan, Özgür Aslan, Kaan Toprak ve Refik Akkülahın kapsülleri henüz açılmamıştı, yani hala uyuyorlardı.
Vay be adamlardaki şansa bak diyerek devam ettik. Dönüş yolunda arızalar devam etti hatta yer çekimi sistemi bile birkaç kere bozulmuştu.. Büyük salona gittiğimizde vurucu timin henüz dönmediğini öğrendik ve yanlarına gitmek üzere asansöre bindik ve makine dairesine indik..
Keramettin: Noldu Uğur halledebilecek misin dedii..
Uğur: Uğraşıyoruz abi diyerek terini sildi..
Emrah: Sorun neymiş peki?
Uğur: yok abi sorunu bulamadık, arıyoruz hala buldunuz mu çocuklar?
Berat: neyi abi
Gürkan Karadeniz: Sorun belli nükleer reaktörde aşırı bir enerji yüklemesi ve hatta enerji hızla birikiyor.
Yiğit: Ne diyorsun yaa
Keramettin: Zevzeklik etme yiğit.. ne yapabiliriz Gürkan bu enerjiyi uzay boşluğuna atamaz mıyız?
Gürkan: Abi inanmayacaksın ama kapak sıkışmış dışardan birinin açması lazım..
Keramettin: Vurucu tim çıksın açsın öyleyse
Uğur Bulut: ekip herkes astronot kostümünü giysin, kapağa açmaya gidiyoruz deyip ilerlediler..
Keramettin: Uğur yanınıza birkaç adam daha alın, Fuatı, Uğur güzeli, Ozan Kesgin falan topla öyle git..
Gürkan: Keremattin naptın bu kapıyı açsalar bile çıkan enerji onları küle çevirir.
Keramettin: birşey olmaz ya halleder onlar
Bu sırada hoparlörden ses geldi..
Uğur Bulut: Abi biz kapıya geldik açalım mı ?
Osman Seden: Ne çabuk çıktınız lan
Gürkan: kendinizi sağlama alın ve mümkünse sıkı tutunun. Eğer hazırsanız açın bende sistemi yenide başlatacağım..
Rahmi: Açsana yiğit kapıyı
Yiğit: bilekliğim sıkıyor diye içeri bıraktım nasıl açayım
Murat Saykal: dur ben açayım bir işi bensiz yapın..
Emrah: bir bu adama yazık olacak mk..
Uğur: Gürkancım kapı biz olmadan açık durmuyor, sanırım başında beklememiz gerekecek eğer bize bişey olursa o karganı bizim yerimize öp..
Fuat: Ben forumda zaten banlıyım ölsemde ne farkeder?
Emrah: oğlum ölürsünüz ya, gürkan başka yolu yok mu ?
Gürkan: yok abi hazırsa kolu çekiyorum hadi bismillah… ŞAkkkk..
Sistemi de yeniden başlatılıyor...
*****
Sorun giderilmiştir.
*****
Danyal: Çocuklar iyi misiniz ?
Vurucu tim ?
Melih Peker: ölmüşler galiba ses yok..
Altan: şaka mı bu Melih? Adamlar gsc için hayatlarını feda etti.
Melih: haklısın..
Keramettin: Hmm kötü oldu bu, geminin aktifliği giderek düşüyor mk.
Danyal: Gidelim de büyük salonda bu kahramanlığı tüm foruma anlatalım..
Arthur hepimize içki dağıtırken, kafamız bir haliy güzel oldu.. Bu kötü olayı unutmak için daha da fazla içtik..
Emir Sato: Yeterr be hepimiz zaten öleceğiz mk. Bari tadını çıkaralım..
Hadii içiyoruz sonsuza kadar…
Birlikte !!!
*****
80 Yıl Sonra..
****
Abdullah Taşan: ne oluyor burada..
Özgür Aslan: Off abi başım acayip ağrıyor..
Kaan Toprak : Anasını satayım benimde
Refik: Bir susun mk. ne güzel uyuyordum. üç çocuk var bende üççç, onlardan uyumaya fırsat mı kalıyor.….
Abdullah: Kaan çok kötü kokuyorsun lan! en son ne zaman yıkandın?
Kaan: abi sende leş gibisin.
Özgür: Kalkın bakalım ne oluyor burada..
Abdullah: Bir mektup bırakmışlar.
Özgür: Oku hemen abi:
“Merhaba güzel abilerimiz, ben doruk yaşadıklarımız anlatılmayacak kadar uzun ve zordu. Şuan uzayda hızla yol alan ve yeni dünyamız olan Homestead 2 yolculuk yapıyorsunuz. Grubun son kalanlarından olduğum için bunu yazma işi bana düştü. 4 ay sonra bu gezegene varmış olacaksınız fakat biz farkında olmadan gemideki tüm kaynakları tükettik. Yaşamanız için dua edeceğiz. “
Refik: adi herif dua edecekmiş
Kaan: Şu duvardaki monitör neyin nesi ? bilgisayar falan mi açsana bir abi
Abdullah: Güvenlik kamerelarını gösteriyor..
Özgür: aç abi en son ne olmuş bakalım;
****
Vurucu timin öldüğü gün..
***
Altan : Gelin benimle diyerek büyük bir kalabalığı ve arthuru da alıp, uyandığımız yere götürdü.. Kafası hepimizden güzeldi.
Keramettin: Neden getirdin bizi buraya lan en önemlisi arthuru burada ne işi var mk.
Altan: Öleceğiz abii, bu durum bir tek bana mı koyuyor neden şanssızım ben?
Emir: Sakin ol hepimizin durumu aynı görüyorsun ya..
Altan: hepimiz mi bu 4 lü (Abdullah Taşan, Özgür Aslan, Kaan Toprak ve Refik Akkülah) neden yatıyor hala ? gold üyelik mi onlar !!!
MK: altan haklı bunları durumu ne olacak ?
Melih Açıkgöz: 80 yıl sonra uyanıp Homestead 2 gidecekler işte koloni kurulacakmış ya
Altan: bir s.. git be ne homesteati ! yahu ben uyanıksam, bunlarda uyanacak ağa yemin ederim kırarım kapsülleri
Keramettin: 4 kişi yani fazladan boğaz demek bence bize yük olurlar bırakalım uyusunlar..
Emrah: Aynen 80 yıl uyuyacaklar nasılsa, eminim homestaet midir nedir orada yiyecek birşeyler vardır.
Altan: tamam öyleyse gidelim..
Arthur: Ersin bu mal gerçekten harikaymış dostum..
Esin Şen: Hahaha ne sandın..
Rüyamda içine nasıl ve ne zaman bildiğimi hatırlamadığım, kapsül gibi yatakta yolculuk yaptığımı farkettim.. Şaşkınlıkla etrafa bakarken; yanımda bir bavul olduğunu ve benzer büyüklükteki bavulların, tüm yolcularda da bulunuyordu. Birbirine bağlı sayısız vagon vardı ve hareket ettiğimizi hissediyordum. Telefonuma baktığımda ise operatör sinyali alamadığımı fark ettim ama internetim wifi sayesinde bağlıydı. saat 23.30 civarıydı nereye gittiğimiz konusunda hiç bir fikrim yoktu ama iğrenç bir baş ağrısı yaşıyordum..
Yüzümü yıkamak üzere tuvalete gittim, bölmeme dönmek üzereyken diğer yolcuların sadece erkeklerden oluştuğunu gördüm.. Hepsinin suratında benimkine benzer şaşkınlık vardı. Beynimi zorladıkça başım daha da dönmeye başlıyordu, oturup el alışkınlığı ile telefondan foruma girdim..
Forumun bu saatte bu kadar aktif olması ise daha da ilginçti, herkes meyhane başlığında bu gece çok içtiğinden falan bahsediyordu.. Başım dönmesi sebebiyle elim zor bela tuşlara gidiyordu.. Yiğit Karagözün, "evden kaçıyorum lan" twettini falan paylaşıyorlardı..
O nee be bir yiğit postuna 4000 like mı ?
bu kesin kuzenin işi olmalı dedim yoksa ne alaka lan diyordum. normalde forumda 500 üye bile online olmuyorken, 4000 like olamazdı.. Sonra ilginç birşey oldu ve etrafaki herkesin benim gibi telefonuyla uğraştığını farkettim.. yanımda 40 lı yaşlarda bir adam vardı kafamı onun telefonuna doğru uzattım yok artık ! Gscimboma mı üye bu herif ?
Hahaha tesadüfe bak kim acaba, ismini öğrenmem lazım diyerek istemsizce mutlu oldum... Biraz daha yaklaştığımda isminin Ahmet olduğunu gördüm ama Ahmet diye birini tanımıyordum ki.. Heralde pek yazmayan biri yada yeni üyeydi..
Neyse dedim telefonuma bakmaya devam ettim.. Son mesajlarda "Forma - Tişört Tasarımları | AhmetGS17" konusunu gördüm yok artık Ahmet abi foruma geri mi döndü dedim. Sonra yanımdaki Adamın kim olduğunu anladım.. Hemen mesajını alıntılayıp, "yolculuk sırasında yanındaki insanlara dikkat et abi" diye mesaj attım. Okumuş olacak ki hemen şaşkın bir şekilde yüzüme baktı..
Kısa bir sohbet ettikten sonra abi siteyi bıraktığını sanıyordum dedim.
Bilmiyorum dedi biraz göz atıyordum, zaten yapacak başka bir şey de yok dedi..
Nasıl yapacak başka birşey yok Ahmet abi ?
Farketmedin mi telefonlarımı sadece gscimboma bağlanabiliyor, başka hiç bir siteye giriş yok derken, karşı bölmede bir arbedenin olduğun duydum, hemen kalktım İki kişi birbirine girmiş ve millette onları ayırmaya çalışıyordu.. Almancı olduğunu düşündüğüm eleman yerdeki adama olabildiğince yumruk atıyordu..
Almancı olanı tuttum kolunda biraz öteye doğru çektim, napıyorsun dedim neden saldırıyorsun bu adama? İkisi de nefes nefeseydi.. Sen anlamazsın bu ikimizin arasında, ulan adi herif sana reelde karşıma çıkma demedim mi diye sayıklıyordu.. Bu hıyarı koruma boşuna çünkü değmez, forumda milleti birbirine düşüren ve nefret tohumları eken sadist herifin teki dedi..
Ne forumundan bahsediyorsun dedim, sert bakışlı bu Almancıya ? Gscimboma üyeyim bu da uğur güzel nickiyle üye bir salak dedi.. Yok artık bende üyeyim dedim.
Doruk ben peki sen kimsin?
Doruk seni görmek güzel bende Can BÜYÜK ded,i ha bu hıyarda namı değer Uğur Güzelmiş gerçi dayaktan sonra güzel tarafı kalmadı.. Uğura yüzündeki kanları silmesi için bir havlu fırlattım. Böyle olacağı belliydi uğur dedim ve yanıma oturmasını işaret ettim.. Sonra aceleyle kalkıp, Ahmet abi de burada durun çağırayım dedim.. Ahmet abinin yanına giderken, etrafında 10 kişiyle hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyordu.. Yanına gittiğimde gençlerin simalarından tüm olan biteni farkına varıyorum.. Foruma üye olan herkes şuan bu yolculuktaydı, herkes 20 ve 30 lu gruplar halinde konuşmaya ve olayı anlamaya çalışıyordu.. Herkes o kadar heyecanlı ve korkuluydu ki oluşan ses ve arbede ortamı kaosa çevirmişti..
Bu kapı sıkışmış diye bağırdı birisi hemen yanına koştum.. Kimsin sen dedim, ben admin Emrah dedi peki sen kimsin ? Doruk ben dedim.. İyi öyleyse şu kapıyı açmama yardım et buradan çıkmamız için gerekli dedi.
İkimizde var gücümüzle denedik ama kapı açılmıyordu.. Emrah arkamızdaki beşliye seslendi gelin yardım edin.. (İbrahim Toy, Alper Yılmazlar, Enes Dalmış , Sergen Zeren, Batuhan Aydemir) tüm gücümüzle denedik ama faydasız..
Sergen Zeren: “ Kapı sıkışmış olmalı adminim" dedi.
Emrahta “yapma yaw öyle mi ?” diye sert çıkıştı..
Sonra koltukta yalnız başına oturan gizemli genç kalktı ve durun diye seslendi.. Çelimsiz görünmesinin yanında gayet zeki birine benziyordu.. Murat Saylak kolundaki bilekliği kapıya uzattı ve kapı şakk diye açıldı. Emraha doğru sanki “ sen beni halaa admin yapmaa…” der gibi sitemli baktı..
Hemen dışarı attık kendimiz 5ten fazla koridor vardı tıpkı labirente benzer durumda yer yer, birbirine bağlıydı… Koşturduk deva boyutta genişliğe sahip bir holde bulduk yada salonda denebilir. Adminle durumu ele almak için ekibi topladı.. Önce sayım yapalım ve herkes en son ne hatırlıyorsa iyice düşünsün dediler.. Sayımız forumdakine üç-beş kişi dışında nerdeyse aynıydı.. Tüm bunlar rüya olabilir mi diye kendince sayılıyordu Keramettin.. Sonrada birbirimizi tanımakla falan vakit kaybedemeyiz. Kim ne söyleyecekse önce forumdaki adını söylesin sonrada fikrini belirtsin. Bizde bu işi düzeltmek için ne yapabiliriz ona bakalım.. Herkes etrafa dağılsın ve keşif yapsın dedi..
Herkes 30lu gruplar halinde karınca gibi bir yerlere koşturduk.. ben (Şerafettin Koç, Leo Güney, Egemen Bayrak, Melih Akar, Serkan Sabri, Necati Şanlı, Sertan Nalbant, Ozan Puki, Doğu Alkan gibi isimlerleydim..) Asansörler ile alt katlara doğru iniyorduk, depoyu andıran büyük bir hangara gelmiştik.. Kocaman jeneratörler ve devasa fanlara falan sahipti.. Lazere benzer ışıklar çıkarıyordu.. Doğu Alkan, burası bir fabrikaya benziyor dedi bence yukarı çıkmalıyız.. Tamam ama işe yarar bir şey var mı bakalım dedik ve işe yarar şeyleri aldık.. tekrar buluştuğumuz o salona döndük herkes tam mı diye bağrışmalar oluyordu…
Danyal: serkan şafakların ekibi hala gelmedi dedi..
Keramettin Kim vardı o ekipte dedi..
Danyal dur bakayım: (Serkan Şafak, Mahir Kahveci, Can Uz, Adem Cansever, Mustafa Canarslan, Erman Türker, Mehmet Arslaner, Uğur Bulut, Gökhan Sancak, Gürkan Karadeniz, Sinan Bilgin falan vardı dedi..)
Keramettin: s.et onları zaten forumda da işe yaramıyor diye espiri yapıp ortamı yumuşatmaya çalışıyordu.
Arkadan bir ses duyuruldu, “Ulan KTV olayın ciddiyetini kavra artık lan” diye anlaşılacağı üzere MK dan başkası değildi..
Emrah kesin geyiği de herkes ne bulduysa söylesin dedi.
Altan Günaydın, ne bulacağız mk. Buradan çıkış yok her yer metall duvarlarla örülü..
Bizim gruptaki Doğu ise bizde alta gittik devasa iş makineleri var, sanki titanikteyiz. Arkadan bir ses duyuldu “bilmem kaç yüz kere izledim o filmi, biliyorum yani.” Herkes bir ağızdan Yiğide, kess diye bağırdık.. Eee devam et dedi Keramettin.
Doğu da burası her neyse enerji merkezi alt bölüm...
Sinan Bilgin bilmiş bir ses tonu ile” ulan kör cahiller, hiç mi uzay filmi izlemediniz, bu bayağı uzay aracı..”
Melih Peker nefes nefese gelerek, Sinan haklı şuan bir gemide bilmediğim bir yönde hızla hareket ediyoruz. Yukarda bir kontrol odası var, sanırım otomatik pilotta ilerliyoruz..
Murat Kara beyler burada robot bir bilgisayar var belki gemi hakkında bilgi verir diyerek tuşa bastı...
Robot: “Avalon gemisine hoşgeldiniz, sizler Homestead 2 adı yeni Dünyamıza, koloni kurmak üzere seçilmiş değerli yolcularsınız. Uyanmanız ile birlikte 4 ay sonra Homesteade ulaşmış olacağız, bu süre zarfında gemimizde keyifle vakit geçirebilir uzay şartlarına ayak uydurabilirsiniz.”
Nee homesteadi yahu 4 ay burada yaşanır mı mk diye homurtular yükseldi..
Robot: “merak ettiğiniz başka bir şey var mı? “ gibisinden robotça birşeyler söyledi..
Merhaba ben Forum Koordinatörü Keramettin aynı zamanda mürettebat kaptanıyım. Etraftan “tısss diye gülüşmeler oldu”
öhöö dedi kuzen ve devam etti “bu homestaead dediği şey nedir?”
Robot: “Homestead 2 gelecekteki yeni dünyamızdır. Dünyadan hareket eden Avalon gemimiz, yaklaşık 120 yıl sonra Homestead 2 ye ulaşacaktır. “
Melih Açıkgöz: Peki neredeyiz şuan ne zaman ulaşacağız?
Robot: “Dünyadan ayrılalı 40 yıl oldu ve halan rotamızda Homesteade hareket etmekteyiz, yaklaşık 80 yıl sonra varmış olacağız.”
Ahmed Arif Kesen kendini yere atarak bağırmaya başladı.. S+%’^+^’+ yapacağınız işi, ne 80 yılı lan.. ben zaten 35 yaşındayım, 30 sene daha yaşar mıyım o belli değil..
Bu foruma üye olan aklımı S+%’^+^’+ ben ya.. derken şimşek gibi bir tokat yedi suratına.. Tokatı atan Yiğit Karagöz; "küfür etme S+%’^+^’+ belanı diyerek ilginç bir çıkış yapmıştı sonrasında hiç bir şey olmamış gibi Adminlere dönerek "eee napıyoruz patron ?" dedi
Keramettin: gidip biraz dinlenelim, yarın sabah toplanırız diyerek hepimizi odalarımıza dağıldık..
Herkes odasındaydı ben ise tavana bakıp, ailemi düşünüyordum... 40 yıl geçmiş nasıl olabilir, oğlum şuan 42 yaşında ve benden büyüktü çok ilginç bir durum vesellam dedim ve çarşafı yüzüme doğru çektim.. Her odada kişiye özel wc varmış ama duşlar ortak kullanımdaymış, bunu gece 3'te herkesi banyoda görünce anladık (40 yıllık birikmişlik tabi) ..
Sabah olduğunda ise açlıktan geberiyorduk ve kahvaltı için sıraya girmiştik.. Arif Ulu en ön sırada, sanki 40 yıldır bu espiri yapmak için bekliyormuş gibi “yemekleri de kesin küçük haplardır” diye aynı espiri 23. Kez tekrarladı kendince haklıydı bunca kalabalıkta iletişim kurmak gerçekten çok zordu..
Kahvaltılarımızı makinelerden otomatik olarak alıyorduk, herkes forumdaki rütbesine uygun kahvaltı ve hizmetlerden yararlanıyordu, yeni üyelerin haline acımamak elde değildi. Kahvaltımı yaparken az ötede bir cafe olduğunu farkettim yada bardı içeri girdim bir garson üyelere hizmet edeceğim diye kendini parçalıyordu..
Ercan Kınay, Mk, Ünsal, Rahmi, Hamza, Yusuf, Ferit , Kenan ve Uğur Güzel gibi Meyhane konusuna abone olmuş isimler garsonu bezdiriyordu.. napıyorsunuz burada diye seslendim..
Yusuf: Doruk içkiler bedava mk. Gel sende iç off midem şişti sabahtan beri..
Ayıp değil mi adam peşinizde koşmaktan feleği şaşmış ..
Kenan: Robot oğlum o android..
MK: ben konuştum da Arthur mu neymiş ismi.. Arthur iki bira daha getir canım..
Vay mallar koca gemiye, bir tane mi barmen robot koymuşlar ve daha kötüsü bir tanecik bar ?
Peki uğur hani sen içmiyordun ne işin var burada?
Uğur Güzel: İçki değil kahve içiyorum ben doruk..
Herkes etrafa dağılmıştı bazılarımız havuzda, sinemada, dans odalarında ve kendince takılıyordu. Ben yatağıma yatmışken, "bu insanlarla bir ömür boyu yaşayacağız fikrini düşünmeye başladım." Sonra telefonu kurcaladım yine sinyal yoktu.
Adminler tekrar uyku kabinlerinde uyuyabilmenin yolunu ararken, gemide zamanda geçmeye devam ediyordu. Salonda 1. Geleneksel forum toplantısı yapıyorduk. MK yine atlayarak, 1. Olan şey geleneksel olmaz yalnız bilmişliğini yapmıştı.. Onu odasına yollayıp kapısını kitledik. Adminler gurur ve birazda çaresizlikle öyle veya böyle buraya uyum sağladık beyler diyordu.. Karı yok adminim diye uğultular yükselmeye başladı, bari hiç olmazsa güzel kadınlar konusunu uplayın dediler.
Danyal yanındaki modlara dönerek, "arkadaşlar ilgilenelim o işle dedi"..
Emir Sato: beyler yalnız gemide son zamanda aletler bozulmaya başladı.. bir sorun olabilir mi ? şu makine dairesine falan inip, incelesek mi ahbap m8 ?
Keramettin: gerek yok sonuçta gemi bizim değil başımıza iş almayalım, çalışanı da bozmayalım.. derken o sırada tepeden bir alet Şerafettin koçun kafasına düştü..
Melih Peke, Koşarak emir haklı alet bozulmuş, kesin gemi de bir sorun var.
Keramettin: abi şerafettine baksana boşver aleti..
Melih: ha o ölmüş abi..
Emrah: Emir haklı şu enerji odasına gidip bakmak lazım. Uğur Bulut sen vurucu timi de al ve inip bir bakın bakalım ne varmış ? Bizde şu uyandığımız yere gidelim, bakalım kapsülleri tekrar çalışacak mı ?
Kuzen bende geleyim mi deyip , yöneticiler ve birkaç üye (Gürkan Karadeniz, Can Büyük, Melih Peker, Mehmet Eroğlu, Altan, Emir, Sinan B., Demir Baş, Adem Çakar, MK vs.) ile kapsüllerin olduğu yere gittik. Kapsül prosedürlerini okurken, kalan eşyalarımızı falanda alıyorduk ama tekrar uykuya dalmamız imkansız olduğunu anlamıştık. 80 yıl boyunca bu gemide yaşamaktan yada ölmekten başka şansımız kalmadı derken bir anda elektrikler gitti ve etraf karardı şansımıza birkaç dakika sonra tekrar düzeldi..
Geri dönsek iyi olur, daha büyük sorunlarımız var fikrinde karar kılmıştık ki kapsüllerde bir farklılık olduğunu farkettik. Abdullah Taşan, Özgür Aslan, Kaan Toprak ve Refik Akkülahın kapsülleri henüz açılmamıştı, yani hala uyuyorlardı.
Vay be adamlardaki şansa bak diyerek devam ettik. Dönüş yolunda arızalar devam etti hatta yer çekimi sistemi bile birkaç kere bozulmuştu.. Büyük salona gittiğimizde vurucu timin henüz dönmediğini öğrendik ve yanlarına gitmek üzere asansöre bindik ve makine dairesine indik..
Keramettin: Noldu Uğur halledebilecek misin dedii..
Uğur: Uğraşıyoruz abi diyerek terini sildi..
Emrah: Sorun neymiş peki?
Uğur: yok abi sorunu bulamadık, arıyoruz hala buldunuz mu çocuklar?
Berat: neyi abi
Gürkan Karadeniz: Sorun belli nükleer reaktörde aşırı bir enerji yüklemesi ve hatta enerji hızla birikiyor.
Yiğit: Ne diyorsun yaa
Keramettin: Zevzeklik etme yiğit.. ne yapabiliriz Gürkan bu enerjiyi uzay boşluğuna atamaz mıyız?
Gürkan: Abi inanmayacaksın ama kapak sıkışmış dışardan birinin açması lazım..
Keramettin: Vurucu tim çıksın açsın öyleyse
Uğur Bulut: ekip herkes astronot kostümünü giysin, kapağa açmaya gidiyoruz deyip ilerlediler..
Keramettin: Uğur yanınıza birkaç adam daha alın, Fuatı, Uğur güzeli, Ozan Kesgin falan topla öyle git..
Gürkan: Keremattin naptın bu kapıyı açsalar bile çıkan enerji onları küle çevirir.
Keramettin: birşey olmaz ya halleder onlar
Bu sırada hoparlörden ses geldi..
Uğur Bulut: Abi biz kapıya geldik açalım mı ?
Osman Seden: Ne çabuk çıktınız lan
Gürkan: kendinizi sağlama alın ve mümkünse sıkı tutunun. Eğer hazırsanız açın bende sistemi yenide başlatacağım..
Rahmi: Açsana yiğit kapıyı
Yiğit: bilekliğim sıkıyor diye içeri bıraktım nasıl açayım
Murat Saykal: dur ben açayım bir işi bensiz yapın..
Emrah: bir bu adama yazık olacak mk..
Uğur: Gürkancım kapı biz olmadan açık durmuyor, sanırım başında beklememiz gerekecek eğer bize bişey olursa o karganı bizim yerimize öp..
Fuat: Ben forumda zaten banlıyım ölsemde ne farkeder?
Emrah: oğlum ölürsünüz ya, gürkan başka yolu yok mu ?
Gürkan: yok abi hazırsa kolu çekiyorum hadi bismillah… ŞAkkkk..
Sistemi de yeniden başlatılıyor...
*****
Sorun giderilmiştir.
*****
Danyal: Çocuklar iyi misiniz ?
Vurucu tim ?
Melih Peker: ölmüşler galiba ses yok..
Altan: şaka mı bu Melih? Adamlar gsc için hayatlarını feda etti.
Melih: haklısın..
Keramettin: Hmm kötü oldu bu, geminin aktifliği giderek düşüyor mk.
Danyal: Gidelim de büyük salonda bu kahramanlığı tüm foruma anlatalım..
Arthur hepimize içki dağıtırken, kafamız bir haliy güzel oldu.. Bu kötü olayı unutmak için daha da fazla içtik..
Emir Sato: Yeterr be hepimiz zaten öleceğiz mk. Bari tadını çıkaralım..
Hadii içiyoruz sonsuza kadar…
Birlikte !!!
*****
80 Yıl Sonra..
****
Abdullah Taşan: ne oluyor burada..
Özgür Aslan: Off abi başım acayip ağrıyor..
Kaan Toprak : Anasını satayım benimde
Refik: Bir susun mk. ne güzel uyuyordum. üç çocuk var bende üççç, onlardan uyumaya fırsat mı kalıyor.….
Abdullah: Kaan çok kötü kokuyorsun lan! en son ne zaman yıkandın?
Kaan: abi sende leş gibisin.
Özgür: Kalkın bakalım ne oluyor burada..
Abdullah: Bir mektup bırakmışlar.
Özgür: Oku hemen abi:
“Merhaba güzel abilerimiz, ben doruk yaşadıklarımız anlatılmayacak kadar uzun ve zordu. Şuan uzayda hızla yol alan ve yeni dünyamız olan Homestead 2 yolculuk yapıyorsunuz. Grubun son kalanlarından olduğum için bunu yazma işi bana düştü. 4 ay sonra bu gezegene varmış olacaksınız fakat biz farkında olmadan gemideki tüm kaynakları tükettik. Yaşamanız için dua edeceğiz. “
Refik: adi herif dua edecekmiş
Kaan: Şu duvardaki monitör neyin nesi ? bilgisayar falan mi açsana bir abi
Abdullah: Güvenlik kamerelarını gösteriyor..
Özgür: aç abi en son ne olmuş bakalım;
****
Vurucu timin öldüğü gün..
***
Altan : Gelin benimle diyerek büyük bir kalabalığı ve arthuru da alıp, uyandığımız yere götürdü.. Kafası hepimizden güzeldi.
Keramettin: Neden getirdin bizi buraya lan en önemlisi arthuru burada ne işi var mk.
Altan: Öleceğiz abii, bu durum bir tek bana mı koyuyor neden şanssızım ben?
Emir: Sakin ol hepimizin durumu aynı görüyorsun ya..
Altan: hepimiz mi bu 4 lü (Abdullah Taşan, Özgür Aslan, Kaan Toprak ve Refik Akkülah) neden yatıyor hala ? gold üyelik mi onlar !!!
MK: altan haklı bunları durumu ne olacak ?
Melih Açıkgöz: 80 yıl sonra uyanıp Homestead 2 gidecekler işte koloni kurulacakmış ya
Altan: bir s.. git be ne homesteati ! yahu ben uyanıksam, bunlarda uyanacak ağa yemin ederim kırarım kapsülleri
Keramettin: 4 kişi yani fazladan boğaz demek bence bize yük olurlar bırakalım uyusunlar..
Emrah: Aynen 80 yıl uyuyacaklar nasılsa, eminim homestaet midir nedir orada yiyecek birşeyler vardır.
Altan: tamam öyleyse gidelim..
Arthur: Ersin bu mal gerçekten harikaymış dostum..
Esin Şen: Hahaha ne sandın..
