Ömer Tuğrul Yılmazer
Berlin Panteri
- 4 Temmuz 2009
- 49.688
- 2.805
- 743
Az önce enteresan bir telefon aldım. Arayan 184 idi. Sabah saatlerinde Çarşamba günü yaşadığımız ne ilk ve görünüşe göre ne de son olacak bir olay ile ilgili şikayet bildiriminde bulunmamız üzerine aramışlar. Olayı ve önceki olayları kısaca anlatıp telefondaki şahsın tavrından ve niyetinden bahsedeyim.
Çarşamba günü şehir dışında idim ben. Eşim işte iken bakıcı arıyor ve 3 yaşındaki kızımızın yüksek ateşli olduğunu acile götürmek istediğini söylüyor. Eşim de işten izin alıp alelacele eve dönüyor. Bakıcı komşumuz olduğu için komşumuzun arabası ile birlikte bulunduğumuz ilçedeki acil servise gidiyorlar. Çocuk bu sırada yarı baygın bir şekilde. Kolları kucakta yana düşüyor, gözlerini pek açmıyor ve sorulana cevap vermiyor. Acile vardıklarında acil servis (defalarca sorun yaşadık, anlatacağım) ateşin fazla yüksek olmadığını söylüyor ve mesai saatlerinde olduğu için poliklinikteki uzman doktorlara yönlendiriyor. Polikliniğe vardıklarında ise iki doktor da o gün içindeki hasta kotasına ulaştıklarını söyleyip bırakın muayene etmeyi başlarına kaldırıp çocuğa bakmıyorlar bile(genel yaptıkları şey,anlatacağım). Çok şükür ki maddi durumumuz elverdiği için eşim sinirlenip özel bir hastahaneye gidiyor ve burada çocuğa gribal enfeksiyon, 5.hastalık gibi teşhisler konuluyor. Buradaki müdahelenin devamında dahi ateşi o kadar yüksek ki çocuğun ertesi sabah saat 6 gibi eve ulaştığımda çocuğun kolu ve bacağı yanık gibi kabarmış idi. Bu kabarmalar 1-2 saat sürüp geçiyordu.
Bu hastahane ve poliklinikteki doktorlar daha önce de benzer tavırlar sergilemişlerdi. Bir keresinde 1 yaşında olan kızımız parmağını kesti ve biz acile götürdük. Acil dikiş ve yapıştırmaya gerek görmedi sadece sarıp gönderdi. Çocuğun parmağındaki et bundan sonra 2 kere daha ayrıldı ve en sonunda enfeksiyon kaptı. Çok şükür ki GMK hastahanesindeki bir plastik cerrah herkes ameliyat, parmak sinirleri zarar görebilir vs derken yapıştırarak sorunu çözdü ve acil servisin yaptığının ne kadar yanlış olduğunu anlattı.
Poliklinikteki doktor ise 10 günlük çocuğun göbek bağına bakıp enfeksiyon kapmış karaciğer fonksiyonları yavaşlar vs. diyerek 1 haftalık yataklı antibiyotik tedavisine alacağını söyledi. Biz yeterince tatmin olmadığımız için özele gideceğimizi söyledik ve bizden sorumluluk kabul etmediğine dair belge imzalattı. Özel hastanedeki doçent hoca ise kesinlikle herhangi bir antibiyotik kullanmayın bugün yarın düşer ve hiç birşey olmaz dedi. Dediği gibi de o gece göbek bağı düştü.
Bunun gibi şikayetlerimizin üstüne en başta anlattığım son olayda başımıza gelince artık 184'ü aradım. Bir kayıt oluşturduk. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bizi aradılar 184'den ve telefonun ucundaki adam başladı kurumu ve doktorları savunmaya. Çocuğumuzun aciliyeti olsa polikliniğe sevkedilmezmiş. Doktorların kotası dolduysa almazlarmış vs. anlatmaya başladı. Benim gözüm döndü ve yarım saat ağzıma geleni saydım. Sonunda öyle demek istemedim filan diyerek kaydı yönlendireceğini söyledi. Yani anladığım kadarıyla kendisinin telefonda bana saydığı kağıt üzeirndeki mevzuat bilgilerini yutup tamam desem bu kayıt kapatılacak.
Bu süreçte şunu anladım ki bu şikayet mevzularını dikkate alıp personelini ezen sadece MEB kalmış. Tabi ki herkes gibi tepki gösterdiğimiz sağlık çalışanlarına fiili saldırı bahanesinin arkasına sığınan doktorlar, hastaneler ve bakanlık vatandaşını zerre kadar dikkate almamakta ısrar ediyor. Bundan sonra her muayeneye girdiğimde telefonumun ses ve görüntü kaydını açık tutacağım. O doktorların karşısındakilere nasıl insanlık dışı muamele yaptığını kaydedeceğim. Özellikle acil servislerde yaşanan stajyerlerle, hemşirelerle ve hatta güvenlik görevlileriyler yapılan laklaktan insanların dertleriyle ilgilenmeme görüntülerini gerekirse sosyal medyada gerekirse CİMER ile doğrudan paylaşacağım.
Çocuğumun o halinden sonra bu tavrı koyan acil servis, poliklinik ve İletişim merkezindeki çalışanlara karşı da hakkımı savunmaya devam edeceğim. Sizlere de tavsiyem hukuk içerisinde sağlık çalışanlarına karşı ezilip büzülmemeniz. O odaya girdiğinizde çekinmeden konuşmanız. Size değilse bile sizin yanınızda gariban birine ters bir tavır takınıldığında müdahale etmeniz. O doktorlar, hemşireler ve diğer çalışanlar o insanların sırtından para kazandıklarını, beğenmiyorlarsa insanları kimsenin onları zorla doktor yapmadığını hatırlasınlar.
Bununla birlikte işini iyi yapan doktorlar varsa onları da gerekirse yine 184 ve CİMER üzerinden kurumun dikkatine sunup, eğer varsa öyle birşey, kariyerlerine katkı sunabilirsiniz.
Çarşamba günü şehir dışında idim ben. Eşim işte iken bakıcı arıyor ve 3 yaşındaki kızımızın yüksek ateşli olduğunu acile götürmek istediğini söylüyor. Eşim de işten izin alıp alelacele eve dönüyor. Bakıcı komşumuz olduğu için komşumuzun arabası ile birlikte bulunduğumuz ilçedeki acil servise gidiyorlar. Çocuk bu sırada yarı baygın bir şekilde. Kolları kucakta yana düşüyor, gözlerini pek açmıyor ve sorulana cevap vermiyor. Acile vardıklarında acil servis (defalarca sorun yaşadık, anlatacağım) ateşin fazla yüksek olmadığını söylüyor ve mesai saatlerinde olduğu için poliklinikteki uzman doktorlara yönlendiriyor. Polikliniğe vardıklarında ise iki doktor da o gün içindeki hasta kotasına ulaştıklarını söyleyip bırakın muayene etmeyi başlarına kaldırıp çocuğa bakmıyorlar bile(genel yaptıkları şey,anlatacağım). Çok şükür ki maddi durumumuz elverdiği için eşim sinirlenip özel bir hastahaneye gidiyor ve burada çocuğa gribal enfeksiyon, 5.hastalık gibi teşhisler konuluyor. Buradaki müdahelenin devamında dahi ateşi o kadar yüksek ki çocuğun ertesi sabah saat 6 gibi eve ulaştığımda çocuğun kolu ve bacağı yanık gibi kabarmış idi. Bu kabarmalar 1-2 saat sürüp geçiyordu.
Bu hastahane ve poliklinikteki doktorlar daha önce de benzer tavırlar sergilemişlerdi. Bir keresinde 1 yaşında olan kızımız parmağını kesti ve biz acile götürdük. Acil dikiş ve yapıştırmaya gerek görmedi sadece sarıp gönderdi. Çocuğun parmağındaki et bundan sonra 2 kere daha ayrıldı ve en sonunda enfeksiyon kaptı. Çok şükür ki GMK hastahanesindeki bir plastik cerrah herkes ameliyat, parmak sinirleri zarar görebilir vs derken yapıştırarak sorunu çözdü ve acil servisin yaptığının ne kadar yanlış olduğunu anlattı.
Poliklinikteki doktor ise 10 günlük çocuğun göbek bağına bakıp enfeksiyon kapmış karaciğer fonksiyonları yavaşlar vs. diyerek 1 haftalık yataklı antibiyotik tedavisine alacağını söyledi. Biz yeterince tatmin olmadığımız için özele gideceğimizi söyledik ve bizden sorumluluk kabul etmediğine dair belge imzalattı. Özel hastanedeki doçent hoca ise kesinlikle herhangi bir antibiyotik kullanmayın bugün yarın düşer ve hiç birşey olmaz dedi. Dediği gibi de o gece göbek bağı düştü.
Bunun gibi şikayetlerimizin üstüne en başta anlattığım son olayda başımıza gelince artık 184'ü aradım. Bir kayıt oluşturduk. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bizi aradılar 184'den ve telefonun ucundaki adam başladı kurumu ve doktorları savunmaya. Çocuğumuzun aciliyeti olsa polikliniğe sevkedilmezmiş. Doktorların kotası dolduysa almazlarmış vs. anlatmaya başladı. Benim gözüm döndü ve yarım saat ağzıma geleni saydım. Sonunda öyle demek istemedim filan diyerek kaydı yönlendireceğini söyledi. Yani anladığım kadarıyla kendisinin telefonda bana saydığı kağıt üzeirndeki mevzuat bilgilerini yutup tamam desem bu kayıt kapatılacak.
Bu süreçte şunu anladım ki bu şikayet mevzularını dikkate alıp personelini ezen sadece MEB kalmış. Tabi ki herkes gibi tepki gösterdiğimiz sağlık çalışanlarına fiili saldırı bahanesinin arkasına sığınan doktorlar, hastaneler ve bakanlık vatandaşını zerre kadar dikkate almamakta ısrar ediyor. Bundan sonra her muayeneye girdiğimde telefonumun ses ve görüntü kaydını açık tutacağım. O doktorların karşısındakilere nasıl insanlık dışı muamele yaptığını kaydedeceğim. Özellikle acil servislerde yaşanan stajyerlerle, hemşirelerle ve hatta güvenlik görevlileriyler yapılan laklaktan insanların dertleriyle ilgilenmeme görüntülerini gerekirse sosyal medyada gerekirse CİMER ile doğrudan paylaşacağım.
Çocuğumun o halinden sonra bu tavrı koyan acil servis, poliklinik ve İletişim merkezindeki çalışanlara karşı da hakkımı savunmaya devam edeceğim. Sizlere de tavsiyem hukuk içerisinde sağlık çalışanlarına karşı ezilip büzülmemeniz. O odaya girdiğinizde çekinmeden konuşmanız. Size değilse bile sizin yanınızda gariban birine ters bir tavır takınıldığında müdahale etmeniz. O doktorlar, hemşireler ve diğer çalışanlar o insanların sırtından para kazandıklarını, beğenmiyorlarsa insanları kimsenin onları zorla doktor yapmadığını hatırlasınlar.
Bununla birlikte işini iyi yapan doktorlar varsa onları da gerekirse yine 184 ve CİMER üzerinden kurumun dikkatine sunup, eğer varsa öyle birşey, kariyerlerine katkı sunabilirsiniz.