Cevap: Servet'e Tepkimizi Gösterelim
. Servet Çetin'in durumu ise bambaşka. Ne yapsa Galatasaraylılar'ı rahatsız eder hale geldi.
Hem bu derece sevilmemesinin, hem de yaptığı hatanın/hataların neden bu derece göze battığını anlamak için ağzına kadar dolu olan günah galerisine bakalım Servet'in. Alfabetik mi, yoksa kronolojik mi gideceğime karar veremediği için, sıralamayı rastgele yaptım.
-Servet, Skibbe döneminde, takım gayet iyi giderken, önüne gelene 3/5 atıp, keyif veren bir futbol oynarken teknik direktörü hakkında canlı yayında ''Böyle sistem olmaz, çok zorlanıyorum. Değişmesi lazım!'' dedi mi? Dedi. Bu sözleri futbolcu olarak söylemeye hakkı var mıydı? Vardı. Fakat yeri orası değildi, teknik direktörüne bu düşüncelerini özel konuşmalarında da söyleyebilirdi. Hem Skibbe futbolcularının görüşlerine değer veren bir teknik direktör, dahası, boşverin teknik direktörlüğünü, çağdaş bir insandı.
-Servet, Metalist gibi çok önemli bir maçta, hiç gereği yokken, ve defalarca ''Risksiz oyna'' talimatı/tepkisi gelmişken, en yapmaması gereken bölgede riske girip bizi Avrupa'dan etmiş miydi? Evet. Her futbolcunun başına gelebilecek bu hata Servet Çetin'e onca ''Risksiz oyna!'' talimatı geldiği halde yapıldığı için tepki çekmişti. [Elenmemiştik tabii. Uydurmuşum.]
-Servet, ''Puyol benden farklı bir şey yapmıyor. Topu kesiyor, topu önündeki oyunculara veriyor. Orada Xavi ve Iniesta olduğu için sorun olmuyor. Barcelona'da olsam ben de o pasları veririm. Maradona olurum.'' gibi bir açıklama yapıp, üzerine; ''Bugün en iyi defans oyuncuları arasında John Terry'den ya da Ferdinand'dan bahsederler. Bakın onlar bizden daha mı iyi sokuyorlar topu oyuna.'' dedikten sonra, her önüne düşen topa teknik direktörü ''Yapma!'' dediği halde yapıp ileriye, hiç kimselerin olmadığı yerlere attı mı? Attı. Daha sonra Frank Rijkaard'ın gittiği ve ardından Hagi'nin geldiği ilk maçta, daha önceki teknik direktörünün yapmasını istediği ama yapmadığı her şeyi tek maça sığdırdı mı? Sığdırdı.
-Servet, kendisine uzatılan her mikrofona; ''Gitmek istiyorum. Salsalar bir dakika durmam.'' dedi mi? Dedi. İstediği parayı alamayınca, ''Buradakinden daha fazla para vermediler, o yüzden kaldım.'' dedi mi? Dedi. Sadece para için kaldığını söyledi. Profesyonel bir futbolcu tabii. İlk başta kazancını düşünmesi kadar doğal bir durum yok. Anormal olan bunu her fırsatta gözümüze sokması ve akabinde hatalarına devam etmesiydi.
-Servet, Frank Rijkaard için, hiç haddi ve hakkı değilken, ulu orta; ''Zaten teknik direktörümüzün de bu son şansı.'' gibi garip bir açıklama yaptı mı? Yaptı. İlk yedek kaldığı anda kazan kaldırıp, teknik direktörüne gider yapması normal miydi peki? Maç başına çok yüksek bir ücret alan ''Burada çok kazanıyorum.'' diyen bir futbolcu için normal aslında.
Teknik/taktik/sistem değil sadece ve sadece yedek kalma, para kaybetme korkusu olduğu için takımı sabote etti mi? Etti! Bu takım satmanın, ''Birinden veya birilerinden para alıp maç satmaktan'' farkı bu işte. Anlattığımız, ama aslında anlatamadığımız olay bu kadar basit.
-Servet, ''Futbolu bilen karşıma çıksın'' gibi garabet bi açıklama yapıp futbolu ne kadar iyi bildiğini söyledi mi? Söyledi. Feldkamp dönemiydi, ve Manisa maçı sonrasıydı bu açıklamaları. Futbolu ne kadar iyi bildiğini her fırsatta söylediği için, her hatası bu derece göze batar oldu.
-Servet, antrenmanda, ''Benim karizmamı çiziyorsun.'' sözünü söyleyip, daha bir kaç gün sonra oynanan maçlarda hata üstüne hata yapıp, önünden geçen ve hiç zorlanmadan kesebileceği toplara dokunmayıp mağlup olmamıza sebebiyet verdi mi? Verdi. Her ne kadar bu yaptıkları ''Motivasyon eksikliğine'' ve yine Frank Rijkaard'a bağlanmış olsa da, bunun ismi düpedüz ihanetti.
Servet, ''Bana güvenilirse oynarım'' sözünün söylerken ağzından çıkan tükürükler henüz kurumadan, yeni gelen ve kendisine güvenen bir teknik ekip varken, henüz üçüncü maçta yapılmaması gereken bir hata yapıp yenilmemize sebebiyet verdi mi? Verdi. Her futbolcunun yaptığı/yapabileceği hata, Servet densiz densiz konuştuğu için bu derece göze battı.
Daha uzar gider bu liste. Birileri yazıyı okuduktan sonra da, benim hatırlamadığım yerleri hatırlatır illa ki. Servet Çetin bu derece hadsiz açıklamalar yapıp, dediklerinin tersini uyguladığı için sevilmiyor. Tıptı ''Buffon gelmeyecekse, kaleciye ihtiyaç yok!'' açıklamasını yapıp, ağzından çıkan sıvı partiküller yere düşmeden Galatasaray'ı yediği hatalı gollerle Şampiyonlar liginden eden Aykut Erçetin misali sevilmiyor. Bugün Servet'in yaptığı hataları, zamanında Bülent Korkmaz da yaptı, Emre Güngör de, Emre Aşık da, fakat Servet gibi haddini bilmez davranıp/konuşmadıkları için tepki çekmediler. Aykut'un yaptığı hatayı, her kaleci yaptı/yapar. Ama hiç biri Aykut gibi haddini bilmez sözler söylemediği için eleştirilmedi. Eleştirilse bile, bu derece 'nefret objesi' haline gelmedi.
Profesyonel olduğunu, iyi para verilirse bir dakika bile durmayacağını her fırsatta söyleyen, kendisinin doğru, başkalarının yanlış olduğunu iddia edip, haddini aşan biri olduğu için sevilmiyor Servet. Hataları göze batıyor. Aleni teknik direktör kuyusu kazdığı için sevilmiyor. Maç başına aldığı yüksek ücret kesintiye uğramasın diye sakatken bile oynaması ''Bakın ne kadar savaşçı'' şeklindeki yutturmalara kanmadığımız için sevilmiyor.
Servet'in bu hali herkese tepeden bakıp, caka sata sata, kasıla kasıla yürürken tepetaklak düşenlere benziyor aslında. Nasıl onlara gülüyorsak, Servet Çetin'e de o şekilde gülüyoruz, alay ediyoruz. Galatasaray da oynadığı ve oraya layık olmadığı için, bu gülme alay etme, nefrete dönüşüyor.
İşin özü Servet ve Servet gibileri takımımıza layık görmüyoruz. Eleştiriyoruz. Nefret ediyoruz ve bu nefreti daha da arttırmak için hergün elinden geleni yapıyor Servet.
Alıntıdır.