- 23 Aralık 2008
- 59.953
- 57.464
- 4.858
2018'in en şaşırtan olaylarından biri, kuşkusuz Sıla ve Ahmet Kural arasında yaşananlardı. Bu olay son aylara damga vurdu. Uzun süre sessizliğini koruyan Sıla ise en sonunda bir röportajda içindekileri döktü. Peki bundan ne anlamalıyız?
Sıla gerçekten Ahmet kural ile sevgili olmak zorunda mıydı ?
Sıla'nın son dönemde yaşadıklarına dair pek çok kişi pek çok yorumda bulundu. Her iki taraf da ünlü ve sevilen isimler olduğu için böyle bir olayın yaşanması her anlamda üzücüydü.
Üstelik konu hayranlar tarafından takım tutmaya, kariyer bitirmeye kadar döndü, gereksiz fanatikleştirildi.
"Sıla'cılar" ile 'Kural'cılar", "İddialar doğru işte kanıtı" ile "İddialar gerçek olamaz çünkü" arasında gitti geldi.
Sıla'nın samimiyetine inanmak için röportajı satır satır okumak yeterli. Büyük laflar etmiyor Sıla. Hislerini, kırıklıklarını paylaşıyor sakince.
Diyor ki, "Çünkü biz bu dayak hadisesinden 5 dakika evvel aslında canım cicim'dik. Evlenmeyi, çocuk yapmayı konuşuyorduk. O yüzden ardından olanlar çok kırıcı. Zaten derin bir kırgınlık da hissediyorum..."
Bana göre yoktu. Sıla'dan hiçbir şüphem yok. Ama ne yazık ki bazı empati yoksunlarına göre konuşmalıydı. Sıla, ben katılmasam da, doğru olanı yaptı. İyi ki konuştu.
Onu anlamamakta diretenler için konuşmalıydı çünkü. Sıla'nın bu röportajı verirken ne kadar üzüntü duyduğunu anlayabilmek için biraz travmanın tanımını bilmek, empati kurmayı becerebilmek gerekiyor.
Sıla'nın samimiyetine inanmak için röportajı satır satır okumak yeterli. Büyük laflar etmiyor Sıla. Hislerini, kırıklıklarını paylaşıyor sakince.
Diyor ki, "Çünkü biz bu dayak hadisesinden 5 dakika evvel aslında canım cicim'dik. Evlenmeyi, çocuk yapmayı konuşuyorduk. O yüzden ardından olanlar çok kırıcı. Zaten derin bir kırgınlık da hissediyorum..."
Bir travma yaşarsınız. Unutmak istersiniz. Ama unutmak istedikçe daha da çok hatırlatılır size. Anlamsız bir döngünün içinde bulursunuz kendinizi. Mağdur da hedef de sizsinizdir. Ve kendinizi anlattıkça daha da çok üzülürsünüz.
Ağır bir süreçten geçen Sıla, Ayşe Arman'a konuştu, hislerini dile getirdi. Üzerindeki anlamsız baskının sonucu bu...
Sıla'nın kendisini ifade etmesi, hislerini ve yaşadığı acıyı, üzüntüyü satır satır anlatmasına gerek var mıydı?
kaynak:
Sıla gerçekten Ahmet kural ile sevgili olmak zorunda mıydı ?
Sıla'nın son dönemde yaşadıklarına dair pek çok kişi pek çok yorumda bulundu. Her iki taraf da ünlü ve sevilen isimler olduğu için böyle bir olayın yaşanması her anlamda üzücüydü.
Üstelik konu hayranlar tarafından takım tutmaya, kariyer bitirmeye kadar döndü, gereksiz fanatikleştirildi.
"Sıla'cılar" ile 'Kural'cılar", "İddialar doğru işte kanıtı" ile "İddialar gerçek olamaz çünkü" arasında gitti geldi.
Sıla'nın samimiyetine inanmak için röportajı satır satır okumak yeterli. Büyük laflar etmiyor Sıla. Hislerini, kırıklıklarını paylaşıyor sakince.
Diyor ki, "Çünkü biz bu dayak hadisesinden 5 dakika evvel aslında canım cicim'dik. Evlenmeyi, çocuk yapmayı konuşuyorduk. O yüzden ardından olanlar çok kırıcı. Zaten derin bir kırgınlık da hissediyorum..."
Bana göre yoktu. Sıla'dan hiçbir şüphem yok. Ama ne yazık ki bazı empati yoksunlarına göre konuşmalıydı. Sıla, ben katılmasam da, doğru olanı yaptı. İyi ki konuştu.
Onu anlamamakta diretenler için konuşmalıydı çünkü. Sıla'nın bu röportajı verirken ne kadar üzüntü duyduğunu anlayabilmek için biraz travmanın tanımını bilmek, empati kurmayı becerebilmek gerekiyor.
Sıla'nın samimiyetine inanmak için röportajı satır satır okumak yeterli. Büyük laflar etmiyor Sıla. Hislerini, kırıklıklarını paylaşıyor sakince.
Diyor ki, "Çünkü biz bu dayak hadisesinden 5 dakika evvel aslında canım cicim'dik. Evlenmeyi, çocuk yapmayı konuşuyorduk. O yüzden ardından olanlar çok kırıcı. Zaten derin bir kırgınlık da hissediyorum..."

Bir travma yaşarsınız. Unutmak istersiniz. Ama unutmak istedikçe daha da çok hatırlatılır size. Anlamsız bir döngünün içinde bulursunuz kendinizi. Mağdur da hedef de sizsinizdir. Ve kendinizi anlattıkça daha da çok üzülürsünüz.

Ağır bir süreçten geçen Sıla, Ayşe Arman'a konuştu, hislerini dile getirdi. Üzerindeki anlamsız baskının sonucu bu...
Sıla'nın kendisini ifade etmesi, hislerini ve yaşadığı acıyı, üzüntüyü satır satır anlatmasına gerek var mıydı?
kaynak: