- 2 Nisan 2012
- 40.187
- 19.865
- 2.548
Anladığımı kadarıynan Sarper Bey bu konuya olumlu bakıyor!

Sitemizi ana ekranınıza bir web uygulaması olarak nasıl yükleyeceğinizi görmek için aşağıdaki videoyu izleyin.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda kullanılamayabilir.
Anladığımı kadarıynan Sarper Bey bu konuya olumlu bakıyor!
İstanbul İzmir ve Ankara takımları arasında oynanıyordu milli küme dediğin zımbırtı.Fb zaten İstanbul ligi gibi bölgesel ligleri istemiyor ki.Milli Küme ve Türkiye Futbol Şampiyonası isimlerine de baktığınızda ulusal niteliktedir bunlar sayılsın diyorlar.
Bir şeyden tedirgin olmak ne zamandan beri ona olumlu bakmak oldu?
İstanbul İzmir ve Ankara takımları arasında oynanıyordu milli küme dediğin zımbırtı.
Türkiye şampiyonluğunu yakından uzaktan hiçbir alakası olmayan 3 şehir arasında düzenlenen küçük bir turnuva bu
Evet ama o yeni kurulan ligin amacı tüm Türkiye'ye açılımı olma hedefi ile yola çıkıldı ki zaten kısa sürede bu gerçekleşti.Buna da diyorlar ki 1. Lig de ilk kurulduğunda öyleydi.
Ben bu olayın tamamen kamuoyu yönelimine göre şekilleneceğini düşünüyorum.Fener birkaç sezon daha böyle nal toplamaya devam eder de farkı açarsak bunu sayma ihtimalleri hiç de az değil.
Evet ama o yeni kurulan ligin amacı tüm Türkiye'ye açılımı olma hedefi ile yola çıkıldı ki zaten kısa sürede bu gerçekleşti.
Bana sorarsan 1959 -1962 yılına kadar olan milli Lig şampiyonluk karı da sayılmaması gerekir.
Ha bunlar bu şampiyonlukları saydırır çünkü muz cumhuriyetilerinde herşey mümkün maalesef.
Bence eleştiriyi doğru noktalara kurmak lazım.
Fener zaten bölgesel ligler olan İstanbul Ligi falan sayılsın demiyor.O zaten işlerine de gelmez,İstanbul Ligi vb. dahil edilirse bu denklemden GS şampiyonluk farkını arttırarak çıkar.İstanbul Ligi'nin ilk senelerinde hep biz şampiyonduk çünkü.Fener istese dahi İstanbul Ligi vb. zaten sayılmaz o ayrı mevzu.
1937-1950 arası düzenlenen Milli Küme ve 1924-1951 arası düzenlenen Türkiye Futbol Şampiyonası sayılsın diyorlar.Bunların ismine de baktığınızda ulusal niteliktedir diyorlar.Bunun uygulamaları olan ülkeler var,bu çok da absürd bir talep değil.Buraya kadar işler onların lehine görülüyor.
Ancak daha derinlemesine bakarsak,Milli Küme de Türkiye Futbol Şampiyonası da aynı yıl içinde düzenlenen organizasyonlar.Bir yılın iki farklı şampiyonu nasıl olabilir?İşin bu yanlarından biri çok absürd mesela.Bir de Türkiye Futbol Şampiyonası,ara ara Süper Kupa tadında düzenlenmiş,Milli Küme şampiyonu ile o organizasyona katılmayan takımların katıldığı turnuvanın galibi ile oynamış mesela.
"1940 Türkiye Futbol Şampiyonası şampiyonanın 7. sezonudur. Bu sezon yeni bir formatta oynanan turnuvada Millî Küme şampiyonu ile Millî Küme'ye katılmayan şehirlerin takımları arasında düzenlenen gruplarda şampiyon olan takım bir final karşılaşmasında Türkiye şampiyonunu belirledi. Finalde 1940 Millî Küme şampiyonu Fenerbahçe'yi 0-0 ve 3-1 ile geçen gruplar şampiyonu Eskişehir Demirspor tarihinde ilk kez Türkiye futbol şampiyonu olup kupayı ilk kez Ankara ve İstanbul dışına çıkarmıştır."
Şimdi 1940 yılında şampiyon Fenerbahçe mi Eskişehir Demirspor mu mesela?Çoğu sezonda bu ikilem çıkıyor.Ek olarak bahsedildiği kadar ulusal bir organizasyonsa 3 büyük il dışında niye takım oynamıyor burada sorusu da akıllara geliyor.
İkincil olarak kesintiye uğramış bir organizasyon,Yaz Olimpiyatları vb. sebeplerle düzenlenmemiş 3-4 sezon mesela.Buna bazıları Dünya Kupası da düzenlenmedi 2 kez diyor da,aynı şey değil ki?Zaten Dünya Kupası ismiyle düzenlenmeye başlamış birisi.2. Dünya Savaşı gibi çok büyük bir olaydan dolayı kesintiye uğramış.Bu öyle değil.Yani böyle 'Profesyonel 1. Lig' ciddiyetinden uzak bir organizasyonu lig şampiyonluğu olarak saymak 1959 ve daha sonraki şampiyonlara da bir nevi haksızlık bence.Hatta İstanbul Ligi'ne önem verdiği için bu organizasyona as kadrosuyla değil de daha zayıf kadrolarla çıkan takımların olduğu söylentisi bile var.
Beşiktaş'a verilen 2 şampiyonlukta da temel çıkış noktaları,Şampiyon Kulüpler Kupası'na Türkiye'den takım göndermek için 2 sezon üst üste 1956-1957 ve 1957-1958'de Federasyon Kupası düzenleniyor ve bu turnuvayı kazanan Beşiktaş,Şampiyon Kulüpler Kupası'na gittiği için Türkiye Şampiyonu'dur diyorlar.Ben bu Federasyon Kupası adlı organizasyonun lig usulü değil,Türkiye Kupası tarzı eleminasyon usulü olduğu için sayılmasını doğru bulmuyorum ama çıkış noktaları Fenerbahçe'ninkine göre daha mantıklı yine de.Burada sorulması gereken soru,Türkiye'yi Şampiyon Kulüpler Kupası'nda ilk temsil eden takım Galatasaray'dır,1955-1956 İstanbul Profesyonel Ligi'nde şampiyon olarak Türkiye'yi Şampiyon Kulüpler Kupası'nda temsil etmeye hak kazanmıştır.Beşiktaş'a Şampiyon Kulüpler Kupası'nda temsil ettiği için verilen 2 şampiyonluk niye 1955-1956 sezonu için
Ohohooo.... Bu kaos ortamı sayılmaması gerekir hiç bir şekilde. Neyse.. biz ne yazsak boş. Parayı gücünü kullanan düdüğü çalacak işteBu konu hakkında şöyle uzun bir cevap yazmıştım.
Aynen olay bu hangisinde şampiyon oldularsa omu saydirma pesinde herifler 1960 sonrasi bizim lig sampiyonu onlarin tuekiye kupasi aldiginda bizim sampiyonlugu silip turkiye kupasini sayalim isterlerse.Dayanaksız olduğu açık çünkü:
Turkish Football Championship - Wikipedia
en.wikipedia.org
Ulusal olduğunu iddia ettikleri ama bizim çoğu zaman yarışmadığımız bu organizasyonda 3 şampiyonluk yaşamalarına rağmen burada sadece bir tanesini sayıp, sonra ki yıllarda ulusal olduğunu iddia ettikleri MİLLİ KÜME'yi sayıp bunu saymamışlar.
SORULMASI GEREKENLER:
1. Aynı yılda İKİ FARKLI ULUSAL LİG NASIL DÜZENLENİYOR?
2. Aynı senede iki farklı ulusal yarışında işine gelince şampiyon olduğunu saydırmak hukukun neresine sığar?
3. Ligler profesyonel ise nasıl 2 ayrı ulusal turnuva olabiliyor.
4. Ulusal olduğunu iddia ettikleri turnuvalara neden bazı yıllarda Galatasaray, Beşiktaş gibi takımlar gereksiz görüp katılmıyor.
5. Dönemin İSMİ PROFESYONEL TEK TURNUVASI OLAN ''İSTANBOL PROFESYONEL FUTBOL LİGİ'' neden hiç ismi bile geçmiyor. (3 GS, 3 FB, 2 BJK şampiyoluğu olduğu için mi?)
6. Kulüplerin kuruluş tarihleri 1900'lü yılların başı iken futbol ligi olarak neden 1923 baz alınıyor. Lefter kadar 1905-1923 döneminde emek verenlerin hakkı yok mu?