(Yazı uzun o yüzden Zadeden jb'li reyizlerimiz gelip jb geçmesin pls ) Bu yazıyı kim okuyacak demeyin, nöbete az mola verin de 2 dakika okuyun la.
Öncelikle bu bir Fenerbahçe nefreti yazısı değildir. Sadece içinde bulunduğumuz transfer dönemi rezilliğinin bünyelerde oluşturduğu radyasyonel etkiyi bir nebze olsun azaltmak için bazılarınızı bir durup-düşünmeye itmesini temenni ederek yazdım. Ha muhtemelen çoğunuzun umrunda olmayacak ve transfer nöbeti denilen beyin eritici topice geri dönüp, Mehmet Topal yaa Egemen ( diye yazmaya devam edeceksiniz. Ama olsun en azından içimi dökeyim bi. Neyse girişi çok uzun tuttum sıkılmayın hemen, bir daha lafı uzattığımı qörem, hemen konuya qirem.
Fenerbahçe her zaman transfer trollü bir kulüp olmuştur. GS'ın Bjk'nın ilgilendiği oyunculara salça olmuştur. Yaşı yetenler hatırlar, Ali Şen'in zamanında bir açıklaması vardı, aşağı-yukarı şu minvalde; "Hiç transfer yapamasam bile, rakibimin iyi oyuncularına teklif götürürüm ya da rakibimin ilgilendiği oyuncularla ilgilenirim ki onların da planlarını bozmuş olurum, zayıflatırım" şeklinde. Tabi buradaki rakipten kasıt büyük oranda Galatasaray'dır anlayacağınız üzere... Kadro kalitesine göre Bjk ve Ts de olmuştur zaman zaman bu rakip. Hele ki şimdi Fb taraftarı tramva içindeyken, Fb transferde trollüğün dibine vuracak bu dönemde muhtemelen.
Zamanında Popescu'ya, Hagi'ye, Arif'e, Hakan Şükür'e, Hasan Şaş'a, Ümit Karan'a Necati'ye ve hatta Bülent Korkmaz'a bile teklif götürmüştür Fenerbahçe... (Bütün bu oyuncular GS'da oynarken Fb'den teklif aldıklarını doğrulamıştır. Yanlızca Hagi ve Popescu için olan teklifleri Ali Şen doğrulamıştır). Tanju vs gibi transferlerden hiç bahsetmiyorum bile.
Kendimi bildim bileli Fenerbahçe bu mantıkla yönetilen bir kulüp olmuştur yani. Bu böyle. Kızacak sinirlenecek bir şey yok. Plan-program gözetmeden sürekli kısa yoldan başarı elde etmek Fenerbahçe'nin DNA'sında var. Son 20 yılda, altyapıdan bir tane oyuncu çıkarmadan, Anadolu kulüplerinin vasat üstü futbolcularına milyonlarca €, $, mark, TL -her ne boksa- para dökerek, ya da tehtid ile etik olmayan yollardan, ya da gerektiğinde şike-teşvik vs gibi illegal yollardan kısa yoldan başarı elde etmek.
Aynı şekilde basketbol branşı için de geçerli bu. GS'ın yenilmez armadası varken, Ülkerspor'un EL hakkı ile edindikleri "basketbol kültürü" ile sağda solda hava atmak. Tapelerde Fb'li yöneticilerin basketbol hakemleriyle olan konuşmaları vs...
Çünkü bu kulüp, kabuk değiştirip, normal bir spor kulübü gibi, normal bir şekilde yönetilirse, sahada içinde/parkede uzun bir süre başarılı olamaz. En azından o değişim sürecini atlatana kadar ne GS ile ne de Bjk ile yarışabilir ve bu yüzden de bu şekilde bi savunma mekanizması geliştirmiştir kendine. Alışmışlar çünkü mevcut sistemlerine.
Bu durum 20-22 yaş altı GS taraftarlarının çoğunu memnun etmez doğal olarak. Bu reyizlerin çoğunun spora bakış açısı aynıdır çünkü. Çeşitli PC oyunları, Transfermarkt'a oyuncu ismini yazıp search etmek ve Youtube videoları. Oyuncu istatistikleri... Oyuncunun yaşı, yerli olması. Onlara göre 30 yaşındaki yabancı bir oyuncunun GS'a fayda vermesinin imkanı yoktur. GS daima 22 yaşındaki oyuncuları satın almalı, 3 sene sonra da bu oyuncuyu 30 milyon €'ya satmalıdır. Sadece isimlere takılıdırlar. Fiyatları ne olursa olsun, bütün yerli futbolcuları toplamalıdır Galatasaray onlara göre... Çünkü sosyal ortamlarında Fenerbahçeli arkadaşlarıyla falan konuşurken ona nasıl cevap vereceklerini düşünürler bu reyizler. Takım kimyası, kişilik, karakter bir çoğunun umrunda değildir. Varsa yoksa 'ulan Hamit Fb'ye giderse okulda Keremcan'a ne cevap verecem' şeklinde, transfer nöbetinde radyasyon saçmaktadır çoğu...
Ya kısaca şöyle söyliim, Fenerbahçe yine Okocha'larla transfer şampiyonu olduğu zamanlar... Fatih Terim 96'da Ümit Davalayı Diyarbakırspor'dan, Hakan Ünsal'ı Karabük'ten, Suatı 92'de Konyaspor'dan, Hakan'ı Bursaspor'dan, Ergün Penbe'yi Gençlerbirliğinden transfer ederken, 30 yaşındaki HAGİ'yi, 31 yaşındaki Popescu'yu getrirken NTVSPOR ya da bu forum olsaydı, muhtemelen hocayı asarlardı. Hatta bırakın Fatih hoca'yı, kariyerindeki tek kulüp deneyimi Ankaragücü'nü çalıştırmak olan Fatih Terim'i takımın başına getirdiği için öncelikle yönetimi asarlardı.
Neyse bırakalım şimdi bizim taraftar profilini de, gelelim Fb'nin bu seneki "sinirden radyasyon saçtıran" transfer politikasına...
Fb özellikle iki senedir o kadar gerizekalıca yönetiliyor ki, en somut örneği bu sene yaptıkları bir sözleşme mesela...Volkan Demirel ve Volkan Babacan'ın arkasında kalan 3. kalecileri 29 yaşındaki Serkan Kırıntılı'ya senelik 500 bin€ verip sözleşme uzattılar. Sene boyunca bir kere bile sahaya çıkmayacak bir adama senede 500 bin€ vermek... Halbuki alt yapıdan bir kaleci koysan oraya ne değişecek ki? Bu mudur über yerli oyuncu transfer politikası? Ama bu bahsettiğim profildeki GS taraftarının umrunda değildir, onlar Sabri'nin capslerini paylaşıp dalga geçmekle meşgul olurlar genellikle.
Kayseri'ye 5 milyon € verip stoper alırlar, sonra beğenmeyip 31 yaşındaki (bana göre Tr'nin Servet Çetin ile beraber en kazma stoperi olan) Egemen'i alırlar, 5 milyon €'yu yedek kulübesine hapsederler. Türkiye liginin gol krallarına çuvalla para dökerler, yedek kulübesine hapsederler. Sadece Türkiye ligi değil, İspanya ligi gol kralı da aynı şekilde malumunuz.
Mehmet Topuz'a 9 milyon (yazıyla dokuz) € para döküp Bjk karşısında transfer show yaparlar ama Mehmet Topuz 3 senede 3 tane olumlu hareket yapamaz. Sonra da Valencia'ya 5 milyon€'ya sattığımız Mehmet Topal'a yine 5 milyon € verip Topuzu, yani 9 milyon €'yu yedek kulübesine hapsetme planı yapar bu düşünce
Özgür Çek diye bir adamı alırlar, aynı zamanda Ziegler diye vasat bir yabancıyı çocuğun önüne koyarlar. Tam bu sene Ziegler gitti Özgür'ün önü açıldı derken, Yine bi 5 kaat verip Hakan Balta'nın çeyreği etmeyecek bir adamı sol bek'e koyarlar. Ki muhtemelen 3 maç sonra Aykut reyiz, Caner'i sol beke çekerek Hasan Ali'yi de yedek kulübesine hapseder.
Gs Eboue'yi Arsenal'den 3,5 m €'ya satın alır, Fb Orhan Şam diye bir elemanı aynı paraya satın alır, senede 3 maç oynatamaz. Bu mudur yani kıskandığınız Fener'in mükemmel transfer politikası?
Bütün bunlar gerçek iken, reyiz çıkıyor; Volkan,GG,Egemen,Serdar,Hasan ALi,Mehmet's uff şampiyon belli yazıyor Bu en başta Fatih Hoca'ya saygısızlık. Fb senin FM'den overallerine baktığın oyuncuları alıp transfer şampiyonu olurken, Fatih Hoca Kocaelispor'dan Evren'i alıp eze eze şampiyon oluyordu bu ligde. Sen daha o zaman çişini söyleyemiyordun lavuk.
Bırakalım onlar Serdar Kesimal'e 5 milyon € versinler, biz Semih'i çıkaralım altyapıdan. Mehmet Topuz-Topal ikilisine 14 milyon € bonservis ödesinler, biz bir tane daha Emre Çolak çıkartalım yine. Her şeyden en önemlisi, bir onların yedek kulübesine bakın kim var? Bir de bizim. Fatih hocaya güvenin. Senin kulübende Fatih Hoca var lan boru mu?
200-300 bin € için, Fatih hoca'nın teklifini reddeden, GS'da oynamaya soğuk bakan ve şikesi tescillenmiş UEFA'dan muhtemelen ağır bir ceza alacak bir camiaya gitmekle tehtid eden Hamit'i sallayın gitsin (eğer haberler doğruysa tabi). Zaten ismi Hamit de olsa, o kafa yapısında olan bir oyuncuyla başarıyı yakalayamazsın. Başarıyı Selçuk İnan gibi, çok daha fazla paray hemen CL'de oynama fırsatı varken, çok daha az paraya 1 sene daha bekleyip sonra yıllarca CL'ye giderim diye düşünen oyuncularla kazanırsınız.
Anlayacağınız dilden; bizim overall'ı 90 olan oyuncuya ihtiyacımız yok. Overallı 90 olan, aynı zamanda da takım kimyasını bozmayacak oyuncular ihtiyacımız var.
Son söz: Ağustoslar onların olsun, Mayıslar bizim:005:
Öncelikle bu bir Fenerbahçe nefreti yazısı değildir. Sadece içinde bulunduğumuz transfer dönemi rezilliğinin bünyelerde oluşturduğu radyasyonel etkiyi bir nebze olsun azaltmak için bazılarınızı bir durup-düşünmeye itmesini temenni ederek yazdım. Ha muhtemelen çoğunuzun umrunda olmayacak ve transfer nöbeti denilen beyin eritici topice geri dönüp, Mehmet Topal yaa Egemen ( diye yazmaya devam edeceksiniz. Ama olsun en azından içimi dökeyim bi. Neyse girişi çok uzun tuttum sıkılmayın hemen, bir daha lafı uzattığımı qörem, hemen konuya qirem.
Fenerbahçe her zaman transfer trollü bir kulüp olmuştur. GS'ın Bjk'nın ilgilendiği oyunculara salça olmuştur. Yaşı yetenler hatırlar, Ali Şen'in zamanında bir açıklaması vardı, aşağı-yukarı şu minvalde; "Hiç transfer yapamasam bile, rakibimin iyi oyuncularına teklif götürürüm ya da rakibimin ilgilendiği oyuncularla ilgilenirim ki onların da planlarını bozmuş olurum, zayıflatırım" şeklinde. Tabi buradaki rakipten kasıt büyük oranda Galatasaray'dır anlayacağınız üzere... Kadro kalitesine göre Bjk ve Ts de olmuştur zaman zaman bu rakip. Hele ki şimdi Fb taraftarı tramva içindeyken, Fb transferde trollüğün dibine vuracak bu dönemde muhtemelen.
Zamanında Popescu'ya, Hagi'ye, Arif'e, Hakan Şükür'e, Hasan Şaş'a, Ümit Karan'a Necati'ye ve hatta Bülent Korkmaz'a bile teklif götürmüştür Fenerbahçe... (Bütün bu oyuncular GS'da oynarken Fb'den teklif aldıklarını doğrulamıştır. Yanlızca Hagi ve Popescu için olan teklifleri Ali Şen doğrulamıştır). Tanju vs gibi transferlerden hiç bahsetmiyorum bile.
Kendimi bildim bileli Fenerbahçe bu mantıkla yönetilen bir kulüp olmuştur yani. Bu böyle. Kızacak sinirlenecek bir şey yok. Plan-program gözetmeden sürekli kısa yoldan başarı elde etmek Fenerbahçe'nin DNA'sında var. Son 20 yılda, altyapıdan bir tane oyuncu çıkarmadan, Anadolu kulüplerinin vasat üstü futbolcularına milyonlarca €, $, mark, TL -her ne boksa- para dökerek, ya da tehtid ile etik olmayan yollardan, ya da gerektiğinde şike-teşvik vs gibi illegal yollardan kısa yoldan başarı elde etmek.
Aynı şekilde basketbol branşı için de geçerli bu. GS'ın yenilmez armadası varken, Ülkerspor'un EL hakkı ile edindikleri "basketbol kültürü" ile sağda solda hava atmak. Tapelerde Fb'li yöneticilerin basketbol hakemleriyle olan konuşmaları vs...
Çünkü bu kulüp, kabuk değiştirip, normal bir spor kulübü gibi, normal bir şekilde yönetilirse, sahada içinde/parkede uzun bir süre başarılı olamaz. En azından o değişim sürecini atlatana kadar ne GS ile ne de Bjk ile yarışabilir ve bu yüzden de bu şekilde bi savunma mekanizması geliştirmiştir kendine. Alışmışlar çünkü mevcut sistemlerine.
Bu durum 20-22 yaş altı GS taraftarlarının çoğunu memnun etmez doğal olarak. Bu reyizlerin çoğunun spora bakış açısı aynıdır çünkü. Çeşitli PC oyunları, Transfermarkt'a oyuncu ismini yazıp search etmek ve Youtube videoları. Oyuncu istatistikleri... Oyuncunun yaşı, yerli olması. Onlara göre 30 yaşındaki yabancı bir oyuncunun GS'a fayda vermesinin imkanı yoktur. GS daima 22 yaşındaki oyuncuları satın almalı, 3 sene sonra da bu oyuncuyu 30 milyon €'ya satmalıdır. Sadece isimlere takılıdırlar. Fiyatları ne olursa olsun, bütün yerli futbolcuları toplamalıdır Galatasaray onlara göre... Çünkü sosyal ortamlarında Fenerbahçeli arkadaşlarıyla falan konuşurken ona nasıl cevap vereceklerini düşünürler bu reyizler. Takım kimyası, kişilik, karakter bir çoğunun umrunda değildir. Varsa yoksa 'ulan Hamit Fb'ye giderse okulda Keremcan'a ne cevap verecem' şeklinde, transfer nöbetinde radyasyon saçmaktadır çoğu...
Ya kısaca şöyle söyliim, Fenerbahçe yine Okocha'larla transfer şampiyonu olduğu zamanlar... Fatih Terim 96'da Ümit Davalayı Diyarbakırspor'dan, Hakan Ünsal'ı Karabük'ten, Suatı 92'de Konyaspor'dan, Hakan'ı Bursaspor'dan, Ergün Penbe'yi Gençlerbirliğinden transfer ederken, 30 yaşındaki HAGİ'yi, 31 yaşındaki Popescu'yu getrirken NTVSPOR ya da bu forum olsaydı, muhtemelen hocayı asarlardı. Hatta bırakın Fatih hoca'yı, kariyerindeki tek kulüp deneyimi Ankaragücü'nü çalıştırmak olan Fatih Terim'i takımın başına getirdiği için öncelikle yönetimi asarlardı.
Neyse bırakalım şimdi bizim taraftar profilini de, gelelim Fb'nin bu seneki "sinirden radyasyon saçtıran" transfer politikasına...
Fb özellikle iki senedir o kadar gerizekalıca yönetiliyor ki, en somut örneği bu sene yaptıkları bir sözleşme mesela...Volkan Demirel ve Volkan Babacan'ın arkasında kalan 3. kalecileri 29 yaşındaki Serkan Kırıntılı'ya senelik 500 bin€ verip sözleşme uzattılar. Sene boyunca bir kere bile sahaya çıkmayacak bir adama senede 500 bin€ vermek... Halbuki alt yapıdan bir kaleci koysan oraya ne değişecek ki? Bu mudur über yerli oyuncu transfer politikası? Ama bu bahsettiğim profildeki GS taraftarının umrunda değildir, onlar Sabri'nin capslerini paylaşıp dalga geçmekle meşgul olurlar genellikle.
Kayseri'ye 5 milyon € verip stoper alırlar, sonra beğenmeyip 31 yaşındaki (bana göre Tr'nin Servet Çetin ile beraber en kazma stoperi olan) Egemen'i alırlar, 5 milyon €'yu yedek kulübesine hapsederler. Türkiye liginin gol krallarına çuvalla para dökerler, yedek kulübesine hapsederler. Sadece Türkiye ligi değil, İspanya ligi gol kralı da aynı şekilde malumunuz.
Mehmet Topuz'a 9 milyon (yazıyla dokuz) € para döküp Bjk karşısında transfer show yaparlar ama Mehmet Topuz 3 senede 3 tane olumlu hareket yapamaz. Sonra da Valencia'ya 5 milyon€'ya sattığımız Mehmet Topal'a yine 5 milyon € verip Topuzu, yani 9 milyon €'yu yedek kulübesine hapsetme planı yapar bu düşünce
Özgür Çek diye bir adamı alırlar, aynı zamanda Ziegler diye vasat bir yabancıyı çocuğun önüne koyarlar. Tam bu sene Ziegler gitti Özgür'ün önü açıldı derken, Yine bi 5 kaat verip Hakan Balta'nın çeyreği etmeyecek bir adamı sol bek'e koyarlar. Ki muhtemelen 3 maç sonra Aykut reyiz, Caner'i sol beke çekerek Hasan Ali'yi de yedek kulübesine hapseder.
Gs Eboue'yi Arsenal'den 3,5 m €'ya satın alır, Fb Orhan Şam diye bir elemanı aynı paraya satın alır, senede 3 maç oynatamaz. Bu mudur yani kıskandığınız Fener'in mükemmel transfer politikası?
Bütün bunlar gerçek iken, reyiz çıkıyor; Volkan,GG,Egemen,Serdar,Hasan ALi,Mehmet's uff şampiyon belli yazıyor Bu en başta Fatih Hoca'ya saygısızlık. Fb senin FM'den overallerine baktığın oyuncuları alıp transfer şampiyonu olurken, Fatih Hoca Kocaelispor'dan Evren'i alıp eze eze şampiyon oluyordu bu ligde. Sen daha o zaman çişini söyleyemiyordun lavuk.
Bırakalım onlar Serdar Kesimal'e 5 milyon € versinler, biz Semih'i çıkaralım altyapıdan. Mehmet Topuz-Topal ikilisine 14 milyon € bonservis ödesinler, biz bir tane daha Emre Çolak çıkartalım yine. Her şeyden en önemlisi, bir onların yedek kulübesine bakın kim var? Bir de bizim. Fatih hocaya güvenin. Senin kulübende Fatih Hoca var lan boru mu?
200-300 bin € için, Fatih hoca'nın teklifini reddeden, GS'da oynamaya soğuk bakan ve şikesi tescillenmiş UEFA'dan muhtemelen ağır bir ceza alacak bir camiaya gitmekle tehtid eden Hamit'i sallayın gitsin (eğer haberler doğruysa tabi). Zaten ismi Hamit de olsa, o kafa yapısında olan bir oyuncuyla başarıyı yakalayamazsın. Başarıyı Selçuk İnan gibi, çok daha fazla paray hemen CL'de oynama fırsatı varken, çok daha az paraya 1 sene daha bekleyip sonra yıllarca CL'ye giderim diye düşünen oyuncularla kazanırsınız.
Anlayacağınız dilden; bizim overall'ı 90 olan oyuncuya ihtiyacımız yok. Overallı 90 olan, aynı zamanda da takım kimyasını bozmayacak oyuncular ihtiyacımız var.
Son söz: Ağustoslar onların olsun, Mayıslar bizim:005: