Cevap: TSL 09/10 10.Hafta | Fenerbahçe 3-1 Galatasaray | 25 Ekim | Maç sonucu
Önceki yorumuma ek olarak geleyim ayrıntılı yorumuma.
Maçın, öncesi ve sonrasıyla her iki takım adına da olumlu ve olumsuz bir çok yönü vardı.
Maç öncesinde yaşanan Arda-Cristian gerginliği ve oyuncuların birbirine girmesi maçı olduğundan daha gergin bir hale soktu. Olayın nasıl olduğunu görmedim, fotoğraf çekerken bir de baktım ki ortalık karışmış. Olayla ilgili Cristian'ın maç sonrası bir açıklaması var ama "duyduklarına inanma, gördüklerinin de yarısına inan" derler ya, benimki de o hesap. Fenerbahçeli olmam, Cristian'ın açıklamasını gözüm kapalı doğru kabul etmem anlamına gelmez.
(1)
Sanırım bu olay sonrasında hakemin başına gelen bir madde olmuş. Açıkçası o kargaşaya biraz uzak kaldık, neler olup bittiğine tam anlamıyla hakim olamadık.
Hakemin en büyük yanlışı da maç başlamadan veremediği kararlarıydı. Ya maçı oynatmayacaktı ya da Arda ve Cristian'ı oyundan atıp, maçı o şekilde başlatacaktı. Böyle olsaydı belki Galatasaray daha şanslı olabilirdi çünkü dün, Cristian'ın Fenerbahçe'ye katkısı, Arda'nın Galatasaray'a katkısından daha fazlaydı.
Maç öncesi ve sırasında sahaya belirli yerlerden yabancı madde atıldı. Kıyaslama olsun ya da atılanları/atanları haklı çıkarmak için söylemiyorum, atılanlar veya olaylar 2 sene önce Ali Sami Yen'de yaşananlarla kıyas kabul edilmeyecek ölçüde azdı ve kesinlikle organize değildi. Dediğim gibi, bu bizi haklı çıkarmaz ve bu görüntülerden ötürü şahsen üzüntü ve utanç duydum. Bize yakışmadı. Bu tür görüntülerin ortadan kalkması lazım ama biz atanlara tepki gösterirken birilerinin de "hep bize mi atılacak, biraz da biz atalım" zihniyeti Galatasaraylı taraftarlarda da olacağından, ligin 2. yarısında Ali Sami Yen'de oynanacak maçın olaylı geçeceğini şimdiden tahmin etmek hiç de zor değil.
Neyse, ortalık yatıştı, her iki takım da ısındı, içeriye gitti ve sonunda oyuncular sahaya çıktı. Ancak hakemler ortada yoktu. Yan hakemin yaralanmasından dolayı hakemler 10 dakika gecikmeli geldiler. Tabii biz bu sırada bunu bilmiyorduk.
(2)
Maçın başlamasıyla birlikte, maç öncesi öğrenilen kadroların sahaya nasıl dizileceği konusundaki tahminler doğru çıktı. Her iki takım da oldukça benzer dizilişle yer aldılar. Fenerbahçe de, Galatasaray da klasik defans dörtlüleriyle
(Gökhan Gönül - Lugano - Bilica - Roberto Carlos / Sabri - Servet - Gökhan Zan - Hakan Balta) sahada yer alırken, bu defans oyuncularının önünde de çift ön liberoyu
(Emre - Cristian / Ayhan - Mustafa Sarp) tercih ettiler. Maestro olarak 2 Brezilyalı, çubuklu formada Alex, parçalı formada Elano vardı. İlerdeyse Fenerbahçe adına Kazım, Galatasaray adına Baros gol ayağı olarak başladılar. İki takım arasındaki tek fark kanat oyuncularının
(sağda Keita, solda Arda) Galatasaray'da daha ileriye dönük oynamaları ve 4-4-1-1'den zaman zaman 4-2-1-3'e ya da Rijkaard'ın deyişiyle 4-3-3'e dönmeleriydi. Fenerbahçe ise sağ kanada Mehmet Topuz'u, sol kanada da Vederson'u koyarak Galatasaray'ın bu etkili kanatlarını etkisiz kılma düşüncesinde olduğunu gösterdi.
Hakemin düdüğüyle beraber "Kadıköy" faktörüyle saldıran taraf Fenerbahçe'ydi. İlk dakikada Baros'un sakatlanıp oyundan çıkması Galatasaray adına şanssızlıktı. Fenerbahçe, geçen sene Aragones'in oturtmak istediği, bu sene Daum'la becerdiği ayağa kısa paslarla, topa sürekli hakim olarak ve çabuk oyun anlayışıyla Galatasaray'ı bozdu. Top Galatasaray'a geçtiğindeyse de, özellikle bu sene Fenerbahçe'nin en büyük kazanımı olan Emre-Cristian ikilisiyle pres yaptı, rakibini rahatsız etti ve ya top çaldı ya da rakibin oyununu bozdu.
Fenerbahçe'nin kullandığı bir serbest vuruş sonrası gelen ancak topun dışardan çevrildiği gerekçesiyle sayılmayan gol, gelecek golün habercisiydi.
(3) Nihayet bizlerin beklediği gol, güzel bir organizasyon sonrası Alex'le geldi.
(4)
Kazım'ın beceriksizce vurduğu toplar saç baş yoldururken, Galatasaray'ın beraberlik sayısı bulmak için sadece ve sadece çabalamasını izledik. Bu çaba, bal yapmayan arının çabası gibiydi. Galatasaray pozisyon üretemeden devreyi bitirdi. İlk yarının son dakikasında Alex ve Lugano'yla girilen pozisyonlar sonuç getirmedi Fenerbahçe adına.
İlk yarının en önemli notlarından biri de, Keita'nın kendine gelen madde sonrası provokatif davranışıydı. Zaten her iki taraf için de gergin olan ortamı daha da gerdi.
İkinci yarı Galatasaray biraz daha toparlanmış gibiydi ama yine pozisyon bulamıyordu. Fenerbahçe ise kontrollü oyununa devam ediyordu. Yine Kazım'ın harcadığı pozisyonlar vardı. Bu devre Galatasaray, bizim hizasında bulunduğumuz kaleyi koruduğu için daha net gördük ki, Galatasaray'ın defans göbeği saatli bomba. Kazım ve Mehmet Topuz'la yakalanan bir çok pozisyonda bu açıkça görüldü. Zaten bu ikiliden gelen ortak hata sonucu Alex'in kendi yarattığı penaltı geldi. Hakem, doğru penaltı kararını hatalı sarı kartıyla gölgeledi zira Alex'in bariz gol şansı bulunduğundan Leo Franco'ya çıkan kartın rengi sarı değil, kırmızı olmalıydı. Alex penaltıyı gole çevirdi ve ortalık bayram yerine döndü.
(5)
Sevincimiz kısa sürdü çünkü maç öncesi en çok korktuğum şey gerçekleşti. Bu sene Galatasaray'ın duran toplardaki üstünlüğü, bizim de tam ters şekilde duran toplardan yediğimiz gollere bir türlü çare bulamayışımız beni endişelendiriyordu ve bu endişemin ne kadar haklı olduğunu da Arda'nın kullandığı korner sonrası gelen Hakan Balta'nın golünde gördük.
Golden sonra Galatasaray beraberlik için umutlandı, Fenerbahçeli oyuncular ise paniklediler ve oyunun üstünlüğü bu kez Galatasaray' a geçti. Pas ve hücum organizasyonlarını Fenerbahçe gibi yapmaya başladılar ve topa daha çok hakim oldular. Ancak tehlikeli bölgelerde Fenerbahçe'deki kademe anlayışı devreye girdi ve Galatasaray tüm bu üstünlüğüne rağmen yine pozisyon bulamadı. Arda - Kewell değişikliği de Galatasaray'a bir canlılık getirdi. Galatasaray'ın üstün olduğu bu dakikalarda Keita'nın, tam dördüncü hakemin önünde Roberto Carlos'un faulüne karşılık çıkarttığı sağ kroşe, Galatasaray'ın ipini çekti. Galatasaray yine daha üstündü ama Fenerbahçe daha rahattı. 10 kişi kalan Galatasaray, Elano'nun yerine giren Aydın'ın ceza sahası sağ çaprazında önünde kalan topla gol harici en net pozisyonunu yakalıyor ancak Aydın, sarı-kırmızı taraftarların beklentilerinin çok üzerinde kötü bir vuruşla topu dışarı atıyordu.
Fenerbahçe'de Daum, 70. dakikadan sonra yaptığı Kazım - Güiza, Alex- Andre Santos ve Vederson - Selçuk değişiklikleriyle Galatasaray lehine giden oyunun dengesini önce tekrar kuruyor sonra da tekrar Fenerbahçe lehine çeviriyordu. Güiza, Kazım'dan devraldığı beceriksizliği devam ettirip inanılmaz bir gol kaçırıyor ancak son dakikada attığı klas golle taraftarın gönlünü alarak, sahadaki oyunun hakkı olan skoru belirliyordu.
Fenerbahçe 3-1 Galatasaray
Maç sonrası tribünlerdeki coşku, maç öncesini aratmıyordu. Galatasaray'ın mor formasına, Kadıköy'deki 10 yıldır süren geleneğe göndermeleryapılıyor, şarkılar, türkülerle rakip taraftar kızdırılıyordu. Orada bulundukları sürece takımlarına güzelce destek veren Galatasaray taraftarı koltukları kırmaya başlıyor, çevik kuvvetle kavga ediyor ve Fenerbahçe taraftarının olduğu bölgeye yanıcı maddeler atarak ufak çaplı bir yangın çıkartıyordu. Galatasaray taraftarı adına da bunlar utanç görüntüleri olarak kayda geçiyordu.
Neticede bir derbi maçı daha geride kaldı. Kazandığımız için demiyorum
(o ekmek kadayıfına kaymak mahiyetinde
), bu maç adıyla, her iki takımın da ortaya koyduğu oyunla, atmosferle, daha önce de yazdığım gibi "şölen" adını hak etti. Yaşanan istenmeyen ve kötü olayların olmadığı nice "şölen"lere...
Sevgiler...
(1) Az önce maç öncesi çektiğim görüntülerde tesadüfen olayları yakaladığımı gördüm!

Arda'nın Cristian'a bir teması var gibi. Net gözükmüyor çünkü açıyı kapatan başka Galatasaraylı oyuncular var ama temas varsa bile Arda'nın o hareketi bilerek yaptığını sanmıyorum.
(2) Olaylar sırasında yan hakemin bir anda kafasını tutması ve çıkarken elinin kanlı hali de görüntülere yansımış!
(3) Bu pozisyon da uzak tarafta olduğu için topun çizgiyi geçip geçmediğini göremedim ancak gazetedeki fotoğrafa göre geçmiş gibi duruyor.
(4) Gece eve geldiğimde, golde akıl dolu bir hareket yapan Roberto Carlos'un Vederson'un ortası sırasında ofsaytta olduğunu gördüm. Galatasaray adına başka bir şanssılzık daha.
(5) Penaltı golü ve sonrası da görüntülerimde mevcut.
