Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 27.Hafta | Galatasaray 0-1 Fenerbahçe | 28 Mart | Maç Sonuc
Frank Rijkaard istifa...
Evet bunu açıkca ve yüreklilikle söyleyebiliyorum,bu söylemimi de dünkü maçın skoruna bağlamıyorum,benim yazılarımı takip edenler bilirler ki Frank ın oyun felsefesini hiç ama hiç beğenmiyorum.
Frank ın oyun felsefesi oldukça sınırlı ve gözlemlediğim kadarıyla tek sistem aşikarı.
4-3-3..
Evet bakıldığında oldukça iddialı ve cesur bir oyun tarzı gibi gözükse de bir o kadar korkak ve günümüz futboluyla alakası olmayan deyim yerindeyse fantastik arayışlar içine olan sade bir sistem adamıdır Frank.
Maç içinde,maç durumuna bağlı olarak hiçbir sistem değişikliğinde bulunmaması en büyük dezavantajıdır.
Oyunu ben yönetirim ve herkes benim sistemime göre oynar, rakibin sistemi beni ilgilendirmez diyecek kadar kararlı ama takımının bu sistemle döküldüğünü göremeyecek kadar futbol bilgisi zayıf biridir.
Maç için de ki oyuncu değştirme hamleleri rakip takım antrenörünü sevindirecek,kendi takımının fişini çekecek kadar bilinçsizcedir.
Oyunu okuma ve oyun içinde sisteme karşı sistemle cevap veremeyecek kadar sakin ve durağandır,hiçbir şekilde anlama çabasıda yoktur.
Gel gelelim, Frank bizim o Barça da imrenerek izlediğimiz adamdan çok farklıyımış.
Belkide Barçanın o gittikten sonra teknik adamlığa henüz yeni başlamış Guardiola ile bu kadar büyük başarılar yakalamsı tesadüf değildi.
Demek istediğim Frank, Barça içinde başarısız bir teknik adamdı.
Şimdi bana kızıp sayanlar olabilir,'hadi be sende klavye başında futbol ilhalığı yapıyor' diyenler olabilir.
'2 maçla adamı tahtından sallandırdı' diyenler olabilir.
Diyebilirler, evet biz istikraradan yanayız bir sezon daha bekleyelim sonra görelimde diyenler olabilir.
Ama derler ya balık baştan kokar diye, eğer illa istikrar aranacaksa bu Frank değil,çünkü onun sistemi bizlere uymaz,futbol bilgisi ve heyecanı, hırsı bize yetmez.
Burada onu çok sevenler olabilir ben de kişisel olarak seviyorum kendisini,ama başarısız olduğunu söylemeyecek kadar da esir değilim sevgisine, çünkü en büyük sevgi Galatasaraydır.
Bugün bu kadar tuttuğunuz adam yarın, Milanla anlaşır çeker gider,geriye sadece hayal kırıklıkları kalır.
Benim demek istediğim bizim ilacımız bizden biri olmalı bu isimde Abdullah Avcı ya da Yılmaz Vural gibi kısıtlı kadrolarla büyük işler yapan,futbol sevgileri ve hırslarını takımlarına aşılayan ve oynadıkları oyunla bunu gösteren isimler olmalıdır.
İddia ediyorum Frank bu adamların oynattığı takımların başında olsa küme düşmemeye oynatabilirdi ancak.
Aradaki kalite farkını hesaplayın.
Arkadaşlar avrupalı bu işi biliyor alıyor, sarmalıyor, paketliyor ürünü tanıtıyor ve marka haline getiriyor.
Ama şimdi gördüm ki bizim teknik adamlarımızın bunlardan eksiği yok fazlası var.
Demek istediğim o ki eğer illa istikrar ve sadakat istiyorsanız bunu Abdullah Avcı ya, Yılmaz Vural' a verin,çünkü hem futbol zekaları var hemde hırsları var.
Frank ı korduğunuz kadar onları koruyun bu başarı için yeterlidir.
Bugün Beşiktaşın 2 maçlık kötü skora hazmademeyip kovduğu adam Türkiye liginde şampiyonluğu kovuluyor hesap edin.
Beşiktaş ta bu hataya düştü,sabredemedi sırf ismi Türk patentli olduğu içn güvenmedi kovdu ve sonuç ortada.
Abdullaha geldimi eleştir destekleme, Frank a geldimi 'oo büyük hoca sen nasıl böyle dersin,sen ne anlarsın,mutlak destek' dönemi bitmedikçe biz çok geri sayarız.
Artık aklın ve inancın, isimlerden büyük olduğunu anlama vakti geldi.