Türkiye'de Neden Yerli Antrenörler Daha Başarılı Oluyor? | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Türkiye'de Neden Yerli Antrenörler Daha Başarılı Oluyor?


ülkemize o kadar kariyerli teknik direktörler geldi başarısız oldu yerli antrenörler bazı istisnalar hariç tecrübeli tecrübesiz başarılı oluyorlar ülkeyi tanıdıkları için mi yoksa yerli oyuncuların istedikleri gibi çalışma ortamı sağladıkları için mi yerli teknik direktörler yabancı teknik direktörlerden daha başarılı oluyor ? soru bu ama asıl soru şu yabancı antrenörler neden türkiyede tutunamıyor ? onda da istisnalar var ama genelde tutmuyor
 
Ülkeyi tanıyorlar yerli futbolcuların kapasitelerini biliyorlar birde sorunları varsa onları da çözüyorlar ama yabancı hocalar da böyle şeyler yoktur diye tahmin ediyorum adamlar sonuçta aldıkları paralara bakıyorlar onun derdi var mı yok umurlarında değil


GSCimbom Forum kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Yerli hocaların lobileri güçlü. Birkaç hafta olumsuz sonuç alınca medya yabancı hocaların üzerine kabus gibi çöküyor ama yerli hocalar söz konusu olunca kabus gibi çökme durumu olmuyor. Yabancı hocalar psikolojik olarak çabuk bitiriliyor bu ülkede.
 
-Hiç bir şekilde planlı futbol sistemi yok.
-Gelen yabancıların hemen hepsi para için geliyor. Para bitince veya gecikince konsantre olamıyorlar.
-Yerli oyuncular sıkı antremanı sevmiyor. Yabancıların çoğu da para için geldiğinden kendini pek sıkmak istemiyor.
-Analizler,toplantılardan nefret ediliyor.
-Medyada veya taraftarda en ufak lobileri yok.
-Yönetim en ufak kötü gidişte hemen topu teknik adama atmayı seviyor.

Daha çok şey eklenebilir elbette ama genel olarak bunları söyleyebilirim.
 
Öncelikle bu iddia çok yakın döneme ait bir iddia. Ligin uzun tarihine bakarsanız böyle birşey yok. Mesela yanlış bilmiyorsam Fenerbahçe bir yerli hoca ile ilk şampiyonluğunu (ya da çok uzun aradan sorna ilk şampiyonluğu da olabilir emin değilim) 2001 yılında Denizli ile yaşamıştı.

2000'lerin başından itibaren türk futbolunda yerli oyuncular ve yerli antrenörlerin inanılmaz bir hegemonyası kuruldu. Önce bu hegemonyanın sebeplerini açmak gerek.
1. Medyanın(hem yazılı hem görsel) eskiden olmadığı kadar eski futbolculara açılması. Bu eski futbolcular kendilerinin birlikte çalıştıkları, ahbap oldukları futbolcu ve hocalara karşı pozitif ayrımcılığa başladılar.

2. Bizim 4 yıllık serüven ve milli takımla gelen başarılar ile o dönem oyuncularının toplumda itibarları çok arttı. Bunalr hem faal futbolculuklarının son dönemlerinde hem de futbol sonrası buldukları pozisyonlarda birinci maddedeki olayı devam ettirdiler.

3. Medyanın futboldan gelmeyen kısmında ise amigo muhabirlik kavramı gelişti. Yakın tarihe kadar şu takımı tutan muhabir bu takımı tutan muhabir yokken artık olmaya başladı. Bunlar da yine 1. maddedeki gibi kulüpte yakın oldukları hoca ve oyuncular lehine büyük bir pozitif ayrımcılığa giriştiler.

4. Diğerlerine göre daha doğal ve içinde torpil barındırmayan sebep ise Terim'in kendi kulübünde başarılı olmasının ürettiği modelin kopyalanma çabası.

Bu hegemonyanın doğal olarak recruitment(istihdam) konusunda sonuçları oldu. BJK en başarılı dönemini Lucescu, Fenerbahçe Zico, biz ise Terim ile beraber Lucescu ile yaşamışken yukarıda sözünü ettiğim hegemonya bu takımların aslında daha önce de yaşadığı kısa süreli başarısızlıkları(Galatasaray 2008-2011), Fenerbahçe (2007-2011), BJK( 2004-2009) yabancı hocalarla çalışmamalarına yordular. Bu yorumun ardına yabancı sınırlaması tantanaları ve yerli hocalara yeterince görev veirlmiyor ağlaklığı eklenince iyiden iyiye her yeri yerliler sardı. Bir noktadan sonra ligde zaten 18 takımın en az 15 tanesinin yerli hocayla çalışması ve hatta bazı sezonları 18'de 18 yerli hocayla bitirilmesi durumu oluşunca doğal oalrak yerli hocalar başarılı gözükmeye başladılar. Bu hegemonyaya zaman içerisinde menajerler, Albayrak türü kendisi dil ve dünya futbolunu bilmediği için yakın ilişki kurduğu hocaları seçen veya hocayı yolladığında tazminattan kurtulmanın yerlilerde daha kolay olduğunu düşünün yöneticiler ve bizim takımın örneğinde olduğu gibi örgütlü taraftar grupları da dahil oldu.

Tabi ikinci bir etmen olarak da ülkede oynanan çağdışı futbolun yabancılara garip gelmesi durumu da var. Adamlar algılayamıyorlar muhtemelen burada olanları. DÜşünsenize geldiğiniz yerde bir maçta 20 faul yapılırken burada bu sayı 40. Geldiğiniz ülkede oyun en fazla 2-3 dakika dururken burada minimum uzatmalar artık 6-7 dakika. Geldiğiniz yerde devre arası 15 dakika burada 25 dakika. Geldiğiniz yerde oyuncularla video analiz son derece olağan birşey iken burada sizin işinizi kaybetme sebebiniz. Bu durumları artırabiliriz.

Son olarak şunu da eklemek lazım ki nasıl yabancı oyuncualrı alırken ihtiyaçlarımıza uygun olanını seçmek yerine rastgele veya isme göre alıyoruz hoca konusunda da böyle bir durum var. Mesela İspanyol hocaların oyununun sadece bizim ülke için değil birçok ülke için zor olduğunu bilmeden onları getiriyoruz. Bu da başarısızlığa sebep oluyor.
 
Yerli oyuncuların sorunları ile ilgilenme kısmı artık geçerli değil bana göre. Zira takım kadrolarının %70’i yabancı ağırlıklı.

Yabancılar başarısız oluyor çünkü:

1. Uyum sorunu çekiyorlar. Hemen başarı beklentisi var ama onların alıştığı sistem burada pek yok.

2. Burada her konu ile teknik direktörler ilgilenmek zorunda çünkü yöneticilerin para sağlamak dışında bir futbol vasfı yok.

3. Profesyonel kadrolar (İdari menajer, Scout ekibi, alt yapı organizasyonu, kulübü bilen staff’lar) yeterli değil.

4. Organizasyonu iş bilmeyen ve sadece geneli şirket yönetmiş , futbol ruhundan uzak Kişiler tek adam modeli ile üstleniyor. Daha doğrusu direkt transfer yapıp topu hocaların ve futbolcuların kucağına atıyor. Başarısız olursa da kovarım diyor.

5. Alınan yabancı hocaların arasında Kalli, Derwall gibi yeniden yapılanmayı yapan hocalar ancak başarılı oluyor ya da Daum, Lucescu gibi analiz ile taktik yönü gelişmiş ve motivasyon yönünden gelişmiş hocalar. Sadece motive eden ya da iyi taktik okuyan biri başarılı olamaz bu ligde.

Yerliler ise:

Yönetenlerin çağdışılığını biliyor. O yüzden kendi ekipleri ile gelip, transferde etkin rol oynamaya başladılar.

Rıza
Samet
Avcı
Erol Bulut

Gibi pek çok hoca kendi istekleri dışında oyuncu aldırmıyor. Böyle olunca da kafalarında ki plan çok iyi olmasa da tutuyor bir ölçüde.
 
Dil, Kültür, Medya... Şunu da kabul edelim çok da muhteşem idealist yabancı hocalar bizim ülkeye düşmüyor. 90'larda gelen Feldkamp, Daum,Luce, Gerets ve Bilic ideala yakındı. Bu profile yakın adamlar iş görür bence. Tudor şizo olmasa o da doğru profil olabilirdi.
 
Yeniçeri olup yabancıların kellelerini ilk fırsatta rüşvet verdikleri medya mensuplarıyla aldıkları için otomatikman daha başarılı oluyorlar...
 
Yeniçeri olup yabancıların kellelerini ilk fırsatta rüşvet verdikleri medya mensuplarıyla aldıkları için otomatikman daha başarılı oluyorlar...

ShamefulCookedKatydid-size_restricted.gif
 
alınabilecek türk oyuncuları iyi biliyorlar. Türkiye'de bağlantıları var, medya ve külüplerde istedikleri karışıklığı çıkarabiliyorlar.
 
Türkiye'de yeterli miktarda iyi yerli oyuncu yetişmiyor. Yetişen iyilerde orta şeker iyilerden. Öyle aman aman yıldız çıkmıyor ülkeden.

Aynı şey TD'ler için de geçerli, hakemler için de, yöneticiler ve spor basını için de geçerli. Hatta bunların yabancılarla rekabeti olmadığı için daha kötüler yerli futbolculardan.

Yerli TD'ler Türk futbolu içinde çeteleşmiş vaziyette. Futbolcular, yöneticiler ve basın üzerinde etkileri var.

Yabancı TD için Türkiye'de çalışmak müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzer. Sattırmazlar.

Ya hakikaten bizim yerli TD'ler yabancılardan üstün oldukları için mi daha başarılılar? Neden bir tanesi bile Avrupa'da iş bulamıyor öyleyse?

Adamların nasıl futbolcuları bizimkilerden üstünse, TD'leri de üstün, hakemi de, yöneticisi de.

Yerli TD'lerin daha başarılı görünmelerinin tek sebebi yabancı hocaların ayağı kaydırılması. 18 SL takımının hocalarının bir tanesi bile Avrupa'da iş bulamaz.

Biz bugünün Galatasaray'ının temelini yabancı hocalarla attık. Galatasaray'a modern futbol kültürünü yabancı hocalar yerleştirdi. Rakiplerimizin de öyle. Sonra çeteci yerli hocalar gelip Türk futbolunu esir aldılar. Ve Türk futbolu 16-17 yıldır gerileme dönemine girdi.
 
Feldkamp
Lucescu
Gerets
Filan gayet basarili oldular. Sorun sampiyon olamadiklari ilk sezon gonderilmeleri. Tabi Kalli ve Luce farkli.
 
medya bence büyük etken.

Bilmiyorum hangi td'ydi fakat ülkemize gelen alman tdlerden biri (daum olabilir) almanyada bi gazete demec vermisti, türkiyedeki medya baskisi ve gücü inanilmaz, kaybettiginiz maclarin ertesinde tüm taraftarlari etkileyip tdleri baski altina aliyorlar gibisinden biseyler demisti, hatta jörg berger sanirim bursadaki mafyavari baskan medya iliskilerini anlatmisti...
 
Üst Alt