Türkiye'de Yapılan Keşifler Dünya Tarihini Baştan Yazdıracak | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Türkiye'de Yapılan Keşifler Dünya Tarihini Baştan Yazdıracak


Göbeklitepe’deki kazıları sırasında ortaya çıkan keşifler, dünya tarihinin baştan yazılmasını sağlayacak.


Bunu biz değil, ünlü Rus arkeolog ve araştırmacı Sklarov söylüyor. Arkeoloğa göre eğer dünya tarihi yeniden yazılacak olursa, bu hareketin başlangıç noktasının Türkiye toprakları içerisinde olduğunu söyledi.


WebTekno'nun haberine göre Hattuşaş’taki kazılar esnasında heyecan verici keşiflerle karşılaştıklarını belirten Sklarov, şu açıklamalarda bulundu:


“Geçen ağustos ayında Tükiye’ye gittiğimizde Hattuşaş kazı bölgesini ziyaret ettik.Anladığımız kadarıyla orada İngiliz arkeologlar çalışıyor çanak çömlek arıyor. Çevreye bakınırken bizi bile inanılmaz şaşırtan bir keşif yaptık. Mısır’daki piramitler bile Hattuşaş’ta bulduğumuzun yanında gölgede kalıyor.


Yerden çıkıntı biçimindeki monolit granit taşların mekanik usulle kesildiğini gösteren izi bulduk. Binlerce yıl önce bu izi bırakan Yuvarlak Abraziv Disk neden yapılmışsa , sert taşı tereyağı gibi kesmiş ve bu günümüzde dahi taklit edilemez. Çünkü dünya genelinde böyle bir disk mevcut değildir.”


Göbeklitepe’nin M.Ö. 11. yüzyılda cilalı taş devri olarak bilinen zaman diliminde kurulduğunu belirten Sklarov, açıklamalarına şu şekilde devam etti:


”Uzman olmaya gerek bile yok… 65 milyon yıl önce yok olan dinozor resimlerinin, 13 bin yıl önce ilkel taş devri kabileleri tarafından inşa edilmiş olduğu iddia edilen yapının içinde ne işi var? Taş devri insanı yerin yüzeyinde dinazor iskeleti buldu diyelim, o iskelet dokuyla donatıldığında ortaya böyle bir şekil çıkacağını nereden ve nasıl biliyordu. Tapınak duvarlarında gördüğümüz hayvan resimlerinin ördek olmadığı kesin. Hatta burasını asıl inşa eden ve kullanan ev sahiplerinden sonra ikinci bir Kültür toplumu, tıpkı Mısır piramitleri örneğinde olduğu gibi farklı amaçla burayı kullanmış. Sütunlardan birinin temelinde dış bir etkenle kopan iki dinozorun kafaları daha sonra çok daha ilkel bir teknolojiyle taş taşa sürterek onarılmak istenmiş.”


Son olarak kendisine ‘Peki sizin varsayımınıza göre 10-20 bin yıl önce dünyamızda kimler vardı?’ şeklinde sorulan soruya Sklarov, şu cevabı verdi:


”Emin olduğum tek şey tüm bu yapıların şimdiki insanın eliyle yapılmadığı. Asıl ev sahipleri uzaydan mı geldi yoksa bilinen zamanlar öncesinde dünyamızda gelişen bir önceki uygarlık tarafından mı yapıldı sorusunun yanıtı bende yok. Sadece %50’den fazla olasılıkla bundan yaklaşık 15-17 bin yıl önce dünyamızda o eski uygarlıklar neyse aralarında ‘Tanrılar Savaşı’ adını verdiğim bir ihtilaf yaşandığı kesin. Böyle bir savaşın izlerine Peru, Bolivya, Arjantin ve Türkiye’deki antik yerleşim bölgelerinde rastlamak mümkün… Ancak %100 emin olduğum bir şey var o da tarihin yeniden yazılması gerektiği…”


Odatv.com
 
”Emin olduğum tek şey tüm bu yapıların şimdiki insanın eliyle yapılmadığı. Asıl ev sahipleri uzaydan mı geldi yoksa bilinen zamanlar öncesinde dünyamızda gelişen bir önceki uygarlık tarafından mı yapıldı sorusunun yanıtı bende yok. Sadece %50’den fazla olasılıkla bundan yaklaşık 15-17 bin yıl önce dünyamızda o eski uygarlıklar neyse aralarında ‘Tanrılar Savaşı’ adını verdiğim bir ihtilaf yaşandığı kesin. Böyle bir savaşın izlerine Peru, Bolivya, Arjantin ve Türkiye’deki antik yerleşim bölgelerinde rastlamak mümkün… Ancak %100 emin olduğum bir şey var o da tarihin yeniden yazılması gerektiği…”

Bu bölümü yorumlamak ciddi anlamda uzmanlık gerektiriyor, konu ile ilgili engin bilgilerini bizimle paylaşması için Ayberk Çetin beyi başlığa davet ediyorum.
 
Uşak Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selahattin Polat ve ekibi, Banaz'da yaptıkları ön araştırmada Şanlıurfa'nın Göbeklitepe benzeri dünyanın en büyük açık hava SİT alanının izlerine rastladıklarını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Polat, bölgede ön bulgulara rastladıklarını, araştırmanın detaylı bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Uşak Üniversitesi'nin düzenlediği Uluslararası Uşak Arkeoloji Çalıştayı'nda yaptığı araştırmayı sunan Uşak Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selahattin Polat, Banaz İlçesi Sürmecik Kaplıcası Mevkii'nde, günümüzden 320 bin yıl önce bir yerleşim alanı olduğunu ortaya çıkardıklarını açıkladı.

Yrd.Doç.Dr. Polat, "Banaz'a 7 kilometre uzaklıkta Ören ve Gedikler köyleri arasında yer alan tarihi Sürmecik Kaplıcası'nın bulunduğu bölgede rastlanan Paleotik Çağ Yontmataş buluntuları, şimdiye kadar Ege Bölgesi'nde saptanan en zengin Paleotik Çağ buluntu topluğunu oluşturuyor. Yontma taştan yapılan aletlerin tipi ve özellikleri orta Paleolitik dönem Mousterien kültürünü işaret etmektedir. Bu bulgular, Uşak ve yöresinde yüz binlerce yıl boyunca insanların kesintisiz bir şekilde yaşadığını ortaya koymaktadır" dedi.

Bölgede Mousterien kültürün tüm evrelerinin bir arada bulunduğunu ifade eden Yrd.Doç.Dr. Polat, "Bölgede çok karakteristik ve zengin yontma taş materyal ile sergilendiği bu büyüklükte hiç açık hava SİT kenti şu an kadar bilinmemekteydi. Ekibimizle birlikte bölgede yaptığımız ön araştırmalarda yerleşim alanında tarih öncesi birkaç at dişine rastlayınca araştırmayı derinleştirdik. Bölgede bulunan at dişlerinin ardından bölgede o dönemde yaşayan başka canlılara ait hayvan fosillerine rastlanabileceğinin göstergesi olduğuna inanıyoruz. Bölgede bir kurtarma çalışması başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü çağlar öncesi bu yerleşim alanının üzerinde mermer arayan şirket, bilmeden oldukça bir tahribat yapmıştır. Burada yapılacak çalışmalar, şu ana kadar yerleşim alanı olarak 7 bin yıllık mazisi olan Uşak'ın tarihini çok daha ötelere götürebilir" diye konuştu.


PEKİ GÖBEKLİTEPE NEREDE BULUNUYOR

Uşak'taki bulgular Göbeklitepe'yle karşılaştırılıyor. Göbeklitepe ise Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık olarak 22 km kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında bulunuyor. Burası dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Bu yapıların ortak özelliği, T biçimindeki 10 – 12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları taş duvarla örülmüş olması. Bu yapının merkezinde daha yüksek boyda iki dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiş. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenerek çizilmiş. Söz konusu motiflerin yer yer bir süsleme olamayacak kadar yoğun olarak kullanılması dikkat çekiyor. Bu kompozisyonun, bir öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülüyor. Göbeklitepe'nin önemi, Milattan Önce 11.600 yılına kadar uzanıyor olması.
Uşak'taki keşfin ise bu tarihi daha da geriye atacağı düşünülüyor.

Kaynak: ODATV - Haber Sitesi Son Dakika Haberler Yazarlar Gazeteler
 
Son düzenleme:
Zamanında rahmetli Aytunç Altındal'da insanlık tarihi bizim topraklarımızda yatıyor diyordu.

Ayrıca Hristiyanlık inancını temelden sarsacak iki kanıt bulundu ve saklanıyor diye de ekliyordu.
 
Zamanında rahmetli Aytunç Altındal'da insanlık tarihi bizim topraklarımızda yatıyor diyordu.

Ayrıca Hristiyanlık inancını temelden sarsacak iki kanıt bulundu ve saklanıyor diye de ekliyordu.

O adam Mustafa Kemalin saklanan vasiyeti var. Hilafeti lağvetmedigini söylüyor. Ileride ülke güçlenince tekrar kullanıma alınabilir gibi şeyler söylüyordu.

Konuyla alakasız ama.
 
Son düzenleme:
Mehmet Arslaner Abi bu Ebla tabletlerini araştırma imkanın oldu mu.
O da çok enteresan bir şey, ama ne hikmetse Ebla tabletleri hakkında çok az bilimsel makale var, dikkat ettiysen konu tamamen teologların ve ilahiyatçıların tekelinde. Müslüman kesim Kuranı doğruladığını, Hristiyan kesim incili doğruladığını, Yahudi kesim ise tevratı doğruladığını savunuyor, ne yazık ki mundar olmuş bir konu yani ?

İbrahimi dinlerin kökü hakkında çok ipucu verebilir, ama dediğim gibi tuhaf bir şekilde baskılanmış sanki bu konu, eğer senin elinde kaynak varsa paylaşırsan sevinirim.

Tapatalk
 
Üst Alt