Atalay verdiğin röportajı okuyunca bu yazıyı yazma zahmetine gireyim dedim çünkü akıllı bir gençsin ve buna değersin.
En yakınlarından birisi aktif futbolcu olan ve onun tüm spor yaşamına tanıklık etmiş ve futbol camiasına uzak olmayan biriyim. Burada yazacaklarımın boş keseden olmadığını bilmeniz için bunu ifade ediyorum.
Hepinizin buraları takip ettiğini biliyorum. Burada olumsuz post yazanları görüp üzülmeyin kardeşlerim. Dünyada çeşit çeşit insan var kimisi cahil, kimisi çekemediğinden, kimisi hayata karşı tepkisinden, büyük bir kısmı da bugüne kadarki altyapı başarısızlığı ve hayalkırıklıklarından umutlarını yitirerek bunları yazıyorlar. Ama haklı oldukları bir nokta var o da genç Türk futbolcular kendilerini geliştiremiyorlar. Süper lige çıkıp iyi bir kontrat yaptıkları anda hayalleri gerçekleşiyor ve iş bitiyor. Sonra gelsin paralar barlar, kızlar, lüks eşyalar, çevrenin takdir,i ihtişam ve ego. Artık tamam amaca ulaşıldı. Ailenin gurur duyması, çevrenin birden artması ve onların dalkavukluğu ve pohpohlamasıyla gelen o ani ego yüklemesi varya işte en kötüsü o. Artık gelişme bitti varolanı sürdürme ve zevki sefa dönemi başladı. Sürekli alkışlanan ilgi gören henüz yeni reşit olmuşken gelen kimseye ihtiyacım yok duygusu.
Peki yabancı futbolcular ne yapıyorlarda çokaz sakatlıkla standart bir başarıyı getiren o gelişimi sürdürebiliyorlar? Cristiano, Hagi, Drogba ve hemen hemen tüm büyük futbolcuların da yaptığı gibi kendi eksikliklerini tespit edip futbolu bırakana kadar bireysel antrenmanlarla spesifik çalışmalar yapıyorlar. Futbola bir iş gözüyle bakıp onu ciddiye alıyorlar. Bizimkiler ise malesef takıma kapağı attı mı çevrenin etkisi ile gelişimi bitiriyor. "Ben oldum" dediği vakit zaten bitiyor insanın gelişimi. Hem de günümüz futbolu bukadar değişken ve rekabetçi iken.
Sende bir ışık gördüm Atalay kardeşim zihinsel olarak. Bizim yerli futbolcular sırtını sözüm ona milliyetçiliğe ve federasyona dayamış, sınırlama gelsede bize mecbur kalsalar mantığıyla yattığı yerden haketmediği kadar büyük ücretleri cukkalamanın peşindeyken sen belliki dürüst bir adamsın.
Yasaklar karaborsacılığın fitilini ateşler ve bu da değerinin çok üzerinde bir fiyatlamayı beraberinde getirir. İşte Türk futbolu o cukkacı zihniyetli futbolcular ve onların karaborsacı menajerleri yüzünden ilerleyemiyor. Nasılsa oynatacaklar en az 6 tane deyipte el ense yapan bu zihniyet yüzünden.
Bunlar senin söylediklerini söyleyemezler Atalay kardeşim işlerine gelmez. Sonra Tarık 5 milyon Euro bonservisle Eskişehir'den gelir 2 milyon Euro maaşla yatar. Ama karaborsacılığa sebebiyet veren sınırlama olmayınca Fernando 4 milyon Euro bonservisle City'den gelir Tarık maaşına liderliğe giden yolun başını çeker. Ama bazıları bundan rahatsız olur eski güzel cukkalara özlem duyar ve ilk kez doğruyu bulan federasyonu siyasileri milliyetçilik söylemleriyle kandırarak baskı altına almaya çalışır. Ali yapar Veli bozar. (Gariptir ki burada Ali yaptı yine Ali bozmaya çalışıyor). Nedense ben bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın doğruyu bulup yanlış yönlendirildiğini farkedeceğine inanıyorum. Umarım Rıdvan ve Acunun kendisini yanlış yönlendirdiğini bu ikilinin amaçlarının GS düşmanlığı ve Yerli futbolcu kankalarının çıkarlarını kollamak olduğunu görecektir. Beşiktaş ve Galatasaray'ın başarıları şimdiden sınırlamanın ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteriyorken buna milli takımda bir mucizeyle iştirak ederse ben doğrunun bulunacağını düşünüyorum.
Neyse bu konuyu bırakıp gelelim asıl değinmek istediklerime: Sana bir abi nasihati birazda çok potansiyelli olupta kendini bitirmiş yıldız adaylarına bak nerede hata yaptılar. Sen o hataları yapma. Başarı yetenek ve istikrarlı çalışmanın birleşimidir. Yalnızca yetenek ya da yalnızca çalışma ile bir yerde kalırsın. Yeteneğine güvenip çalışmayanlar çalışmanın da bir ibadet gibi olduğunu düşünmeyenler gelir geçerler kardeşim.
Arda abin gibi egonun peşi sıra sürüklenipte eleştirilere kulak tıkama bırak onlar senin için birer fırsat olsunlar. İnsan çokça şaşar kendini hatasız sanar. Değerlendir eleştirileri doğru mu diye süz onları ve ders çıkarıp düzeltmeye çalış ki bunun faydası sanadır.
Maçlarda ve antrenmanlarda kendi eksikliklerini belirle kendinin yargıcı ol eleştir. Problemi tespit edemeyenler çözümü de bulamazlar. Bunları belirlediğinde takım antrenmalarından sonra bireysel olarak üzerlerine çalış. Bulabiliyorsan senin gibi bir başka oyuncu arkadaşın da sana katılsın. İlyas diyorki Hagi antrenmanlardan sonra yüzlerce frikik atardı herseferinde tahta barajı ayarlar kaleciyi kaleye geçirir ve çalışırdı. Sen de örneğin "oyunun yönünü değiştirecek pas atma" da sıkıntı mı yaşıyorsun, tam ters tarafta bir arkadaşının top beklediğini hayalederek oraya uzun top çalışması yap. Yani artık ne ise belirlediğin eksik. Hiç utanma çekinme varsın deli desinler sen çalış hayali de olsa yeterki çalış.
Günümüz futbolunda kondisyon işin yarısı. Profesyonellerden yardım al kendine bireysel ve tamamlayıcı bir program yap. Programdan sapmadan planlı olarak çalış hiç aksatma. Usain Bolt un bir belgeseli var onu izlemediysen izle. Bolt antrenmandan yorulduğu bunaldığı için spor hayatını defalarca sonlandırmak istiyor yani o yetenekteki bir adam bile bıkmış çalışmaktan. Adamı antrenörü zorla devam etmeye ikna ediyor.
Bireysel ek kondisyon çalışması senin daha az sakatlanmana daha güçlü olmana olanak sağlarken gücünün artmasıyla yeteneklerini gösterebilmene de yardımcı olacaktır. Yorulmanı engeller ve kafandan düşündüklerini yapabilmen için vücudunu diri tutar.
Forma şansı bulmak için çok çalış bulunca da bizi mahcup etme o formanın hakkını ver. Hayat insana çok fazla büyük şans tanımıyor o yüzden fırsatı bulduğun anda bir fırsatın daha olmayacakmış gibi oyna. Kendine güven ama artistik işlerle kendini kanıtlama çabasına girme onu daha sonra yaparsın. Sakatlanmaya aldırmayıp tekmeye kafa at da demiyorum sakın ha bunun kimseye faydası yok kendini korumayı bil ama mücadelen ile rakibi bunalt.
Son olarak yazıp yazmamakta tereddüt ettim ama yazacağım umarım haddimi aşmış olmam. Maça çıkmadan Allah'a sığın yürekten duanı et çık topunu oyna. O'ndan sakın ha kopuk olma sonra ayarsız terazi gibi olursun çünkü genç yaşta gelen şöhret çok büyük bir yanılsamadır kendini kaybedebilirsin. Bu noktada en büyük dayanağın ailen ve inancın olacaktır. Unutma ki futbol yeteneğinin kimde olacağını belirleyen de O'dur, bunu sana verip burada yazanlara vermeyen de. Bunun kıymetini bil hakkını ver aslanım. Bunu sana verene nankörlük etme.
Çok çalış bu kadar yazıp yorulan bu ağabeyinin emeğini de boşa çıkarma çünkü işini gücünü bıraktı yazıyor da yazıyor.
Bunlar tüm U 17 ve altyapı gençlerimiz için umut, temenni ve tavsiyelerimdir. Uzun zamandır yazacaktım vesile olan Atalay kardeşimin röportajı oldu. Bu kulübün ve bu umutların kıymetini bilin genç kardeşlerim daha fazla umutlarımızı boşa çıkarmayın bu yazılanları boş geçmeyin. Unutmayın bulduğunuz şans son şansınız olabilir onu boşa harcamayın...
.