Dedigim gibi kendisi ile alakali negatif olan oldukca yazi yazdim son günlerde... Büyük zarar verdi, kurulus amacimiz olan Avrupa´dan men oldugumuzu, Galatasaray´in geleneklerine, ailesine saygsizlik ettigini beyan ettim. Ancak bazen cogunluga karsi, geri adim atip, demokrasinin önünde boyun egmekte fayda vardir. Tabi hersey sosyal medya degildir, ancak ülke genelinde en kapsamli sekilde, akimlari takip edebilecegin bilgi agidir günümüzde.
Ve gördügüm kadari ile, cogunluk az gönüllü, fazla gönüllü, yada hasretinden yanarak, dönmesini bekliyor... Hay hay, artik bende destekliyorum adayligini ve baskanligini. Türkiye´de futbolda baskanlara karsi duyulan asiri sempatiyi gereksiz ve zararli bulmam, aynlayis göstermedigimi göstermez. Simdi präsenter olarak bakarsak, bir yana Dursun´u, diger yana Ünal´i koydugumuzda, büyük bir kalite farki bulunmaktadir. Dursun insanlara basit bir yalani bile söyleyemez, Ünal mendilin icine sardigi sümügünü, taraftara ambalaj icinde kaymak olarak sunabilir, basarili bir sekilde...
Cem Uzan´in olamayacagina, Ulusoy´un olmaycagina göre, bu sosyal medyadaki yeniceri kardeslerimizi susturabilecek tek sahisin Ünal Aysal oldugu kanaatine vardim. Galatasaray UEFA cemberinde, ve daralmak zorunda birakiliyoruz. Alinmasi gereken tetbirleri, taraftara basarili bir sekilde satabilecek, tek sahis Aysal´dir su an... Ancak ilk geldigi gibi hareket etmeye calisirsa, kulübü cok derin bir karanliga sürükleme potansiyali da tasimaktadir...
Özellik ile külübün basina gecen, formasini giyen, takimini yöneten sahislara karsi beslenen kin, ve o ego ekesininde hareket etmenin, kulübe zarar verdigini düsünüyorum. Bu cark, artik bir son bulmasi gerekiyor. Bunu bitirmemiz gerekir.
Ünal Aysal´i renkli gözüken, karanlik bir Dünya olarak görüyorum. AMA cogunluk istiyorsa, bana da potansiyal baskan adayligini desteklemek düser... Sahne sizin Ünal Bey.