# Wilfried Bony - Sayfa 4 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Cevap: # Bony Wilfried



izleyen var mı hızlı mı kafa hakimiyeti nasıl?



Her türlü hakkı şahsıma ait geniş bir analiz;



Wilfried Bony;



Fildişi Sahilleri, sanayi devrimi yıllarında sömürge olarak paylaşılan ülkelerden Fransa’nın payına düşen bir Afrika Ülkesi. 1960 yılında bağımsızlığını ilan eden ülke batı Afrika’nın en gelişmiş ülkesidir.



Fransa ile tarihten gelen bağlılıklarından dolayı ülke futbolunda öne çıkan futbolcular genelde belirli bir yaş kategorsinden itibaren ya Fransız kulüplerinin alt yapılarında eğitimlerini almakta, ya da Avrupa Kulüpleri aracılığı ile ülkede kurulan futbol akademileri vasıtası ile bu eğitilerini almaktadırlar. Bu altyapı eğitimini alma fırsatı bulamayanlar da kendilerini gösterebildikleri ölçüde –Bizim eski yavuklumuz Keita gibi- Fransız Liglerindeki kulüplerde futbol oynamaktadır. Bunun yanı sıra çok öne çıkan futbolculardan Premier Lig ve La Liga da Şampiyonlar Ligi ‘nde şampiyonluk mücadelesi veren kulüplerde oynayan oyuncular yetiştirebilmiş bir ülkedir.



Fildişi Sahilleri ülke olarak gelişmiş ve üst düzey bir futbol geçmişine sahip olmasa da son yıllarda Fransız Kulüpleri ve ülkede Avrupa Kulüpleri tarafından kurulan futbol akademileri aracılığı ile modern futbol anlayışı, disiplini ve mantalitesi ile yetişen gelişmiş bir jenerasyon yakalaması ile bireysel anlamda Avrupa Futbolunun üst düzey kulüplerinde oynayan futbolcuları bakımından son derece önemli mesafeler katetmiştir. Kat edilen bu mesafe sonrasında 2002 dünya kupasında arka bahçesinde yetiştiği Fransa’yı devre dışı bırakarak bir üst tura ve hatta oradan da Türkiye’ye elendiği çeyrek final maçına uzanan bir başarı öyküsüne imza atmış olmasına karşılık, bu başarısını sonraki iki dünya kupasında gösterememiştir. Ancak ülke futbolunun alt yapı eğitimi aynı düzeyde ve şekilde devam ettiği takdirde zaten doğuştan yetenekli ve atletik özellikler barındıran futbolcuların bir noktadan sonra milli takım düzeyinde de başarılı olmalarının mümkün ve hatta çok yakın olduğu düşüncesindeyim.



Gelelim yazımızın kahramanı Bony Wilfried Guemiana 10 Aralık 1988 yılında Bingerville de dünyaya gelmiştir. 1.83 cm boyunda olan Bony 86 kg ağırlığındadır.



Wilfried Bony, bizim basınımızın deyimiyle namı diğer yeni Drogba. Malumunuz ülke tarihlerinde önemli başarılar elde etmiş futbolcular yaşları biraz ilerleyince geriden gelen yeni jenerasyon futbolculardan oyun tarzı olarak benzese de benzemese de aynı mevkide oynayanlar ile kıyaslanır ve benzerlikler kurularak ismen de atıfta bulunulur. Bony de kendi ülkesinin yetiştirdiği en büyük futbol yıldızı olan Drogba gibi forvet mevkiinde oynamasından ve kendisine idol olarak Drogba’yı örnek almasından dolayı ismen benzetilme şansına sahip olan bir futbolcudur.



Temel futbol eğitimini ülkesinde bulunan Cyrille Domoraud futbol akademisinde almıştır. Temel futbol eğitimi sonrasında ilk profesyonel lig deneyimini ülkesinin futbol kuplerinden olan İSSİ ZAWİ de gerçekleştirmiştir. Burada henüz daha 18 yaşındayken gösterdimiş olduğu

bir sezonluk performans bile onun dikkatleri üzerine çkemesi için yeterli olmuş ve 2007 yılının son baharında zamanın Livorpol menejeri Rafa Benitez tarafından takip edilse de daha erken davranan Saparta Prag yetkilileri tarafından ikna edilerek daha 19 yaşında Orta Avrupanın bu köklü futbol kültürüne sahip, Avrupa Futbolu’na Çek Cumhuriyeti’nin sahip olduğu önemli futbolcuları ihraç edebilen kulübüne transfer olmuştur.



Sparta Prag tarafından transfer olduğu ilk sezonunda yaşının genç olması, ülkeye, iklime ve ülke futboluna adaptasyonu bakımından rezerv takımında oynaması yönünde karar verilmiş, rezerv takımda bir buçuk yıl oynayan Bony‘nin gösterdiği gelişimi yeterli bulan kulüp tarafından 2009 yılında A takı kadrosuna dahil edilmiştir.



A takıma yükseldiği ilk sezonu olan 2009 sezonunda takımı Sparta Prag adına, Çek Ligi ve lig kupası olmak üzere çıktığı 26 maçta toplam 11 gol ve aynı yıl çıktığı 6 Avupa Ligi Eleme ve grup maçlarında toplam 4 gol olmak üzere 32 maç ve 17 gol atma başarısı göstermiştir.



Henüz daha 19 yaşında iken, ülkesi dışında bir ülkeye transfer olan, buradaki iklime, kültüre sosyal yaşantıya ve futbola adaptasyonunu tamamlayabilen bir oyuncu için buradan sonra gerçekleştireceği transferlerde de adaptasyon sorunu yaşamayacağı ve hatta çok kısa sürelerde adaptasyonunu gerçekleştirebileceği beklentisi içerisinde olmak sanırım hayal kurmaktan ziyade gerçekçi bir beklentiden ibaret olacaktır.



Bony asıl patlamasını 2010-2011 sezonunda yapmış ve takımı Sparta Prag adına, Çek Ligi ve Lig Kupası olmak üzere çıktığı 22 maçta toplam 17 gol ve aynı yıl çıktığı 5 Avrupa Ligi grup ve eleme maçında ise 5 gol olmak üzere toplam 27 maçta 22 gol atma başarısı göstermiştir.



Burada dikkat çekici olan henüz 21 yaşında ve ülke dışında ilk deneyimini yaşayan bir oyuncunun bu yaşında toplam 59 maçta oynamak gibi son derece istikrarlı bir görüntü ile oynamasıdır ki bu istatistiklere takımımıza transfer olan son dönem yabancılarının ancak bir kaçının ulaşabildiğini göz önüne aldığımızda bekli de seyircinin ve takımın güven duygusuna ilişkin ihtiyacını gidermeye Bony ile başlamış olabiliriz ümidini taşımak için de hayal kurmak yorumu yapılamayacağı düşüncesindeyim.



İki sezonda 59 maç gibi son derece yüksek sayıda maç oynadığı -uzun süreli bir sakatlık problemi ile karşılaşmadığı ceza almadığının belirgin bir göstergesi olarak sayabiliriz- göz önüne alındığında fiziksel gelişimini tamamlamış olduğu rahatlıkla gözlenebilen genç oyuncunun yaşı itibariyle henüz futbol yeteneklerini geliştirme evresinin olduğu düşünüldüğünde ne kadar iyi bir yatırım olduğu gün gibi aşikardır.



Bu kadar genç bir yaşta üstelikte adı ne olursa olsun kalitesi ne kadar sınırlı olursa olsun –kaldı ki gerek çek milli takımının uluslararası performansı ve gerekse çek kulüplerinin Avrupa kupası maçlarında gösterdikleri performanslar değerlendirildiğinde çok sınırlı bir kaliteden söz etmek de mümkün değilken- her hangibir ligde şampiyonluk mücadelesi veren bir takımda gösterilmiş olan bu bireysel performans sadece istatistiksel bir değer taşımaktan öte sanırım böylesine yetenekli ve genç bir oyuncundan büyük beklentiler taşınmasını yeterli kılacak düzeydedir.



Oyuncuya ait seyretmiş olduğum ve gol attığı toplam 5 maçta –bunlardan 3 tanesi lig, 2 tanesi Avrupa Ligi Grup maçı- göstermiş olduğu bireysel performansın yanı sıra takımın oynamaya çalıştığı oyuna olan katkısı olağan üstü düzeydedir.



Bireysel özelliklerine gelince; genelde sağ ayağını kullanan oyuncu için söylenebilecek öne çıkan en önemli özellikleri, ileriye doğru gönderilen topu sırtı veya yüzü kaleye dönük pozisyonda herhangi bir fark olmaksızın kontrol edebilmedeki üstün becerisi, hava toplarına olan hakimiyeti, toplu veya topsuz olarak ani patlama yeteneği, uzun veya kısa mesafe ayırmaksızın son derece hızlı olması, kapalı defanslara karşı mücadele etmekten çekinmeyen bir cesarete sahip olması, bu cesaretini sadece fiziksel gücünden değil aynı zamanda oyun zekasının yaşına göre son derece gelişmiş olmasından kaynaklanması, takım oyununa olan katkısı, topsuz oyunda oyunun hiçbir yerinde oyundan kopmaması, sadece ileri uçta top bekleyen hantal bir oyuncu olmaktan ziyade oyunun her anına ve oyun alanının her bölgesine ağırlığını ve emeğini koyan bir oyun yapısına sahip olması olarak sayabiliriz.



Oyuncunun göstermiş olduğu bu performanstan son zamanlarda Baros dışında önemli bir forvet oyuncusu yetiştiremeyen Çek Cumhuriyeti milli takım yetkilileri de etkilenmiş olacaklar ki henüz milli takım tercihini yapmayan Bony’i kendi milli takımlarında oynatmak için girişimlerde bulunmuş ancak karşılaşılan bürokratik engeller yüzünden bunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan Fildişi Sahilleri yetkilileri tarafından ülkesi adına oynaması konusunda davet edilmiş ve milli takımı adına onbirde oynamamış olsada 2 defa maça çıkmıştır.



Futbolcunun bu kadar kısa bir sürede ve bu kadar genç bir yaşta göstermiş olduğu bu gelişim premier lig ekiplerinin gözünden kaşmamış ve bilhassa sunderland menejeri Steve Bruce tarafından takibe alınmış olduğu bilgileri de Avrupa transfer piyasasında yayılmaya başlamışken geçtiğimiz günlerde Galatasaray tarafından oyuncunun transferi için girişimde bulunulduğu haberini görünce hem heyecanlandım hem de daha önce yapmış olduğum ve güncellediğim bu analizi yayınlama gereği duydum.



Oyuncunun menajeri tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada Premier Lig Lig 1 ekiplerinin yanı sıra Galatasaray tarafından da oyuncu için transfer ilgisinin olduğu ve bu takımlar arasında en istekli olanının Galatasaray olduğunu ileri sürmüştür.



Mevcut transfer koşulları içerisinde 4.500.000.-EURO bonservis ücreti ile transfer edilebilecek olan oyuncu için girişimlerin devre arası döneminde yapılması aksi takdirde ya maliyetinin çok yükseleceği yada transferinin mümkün olmayacağı çok açık ortadadır. Zira Sparta Prag Avrupa Ligi’nde bu sezon Palermo ve Spartak Moscowa gibi iki önemli takımın bulunduğu gruptan çıkmayı son maçlar öncesinde garantilemiş ve oyuncu bundan sonraki turlarda Avrupa Futbol piyasasında kendisini daha fazla gösterme imkanı bulabilecek durumdadır.



Ülkemize bundan 2 yıl önce birinci lig ekibi Ankaragücü ve Geneçlerbirliği tarafından denenmek üzere gelen anacak beğenilmediği için Karabük’e transfer olan ve burada göstermiş olduğu muazzam performans ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Emenike için kulübümüzün girişimde bulunduğu şeklinde haberlerin çıktığı bu dönemlerde Bony’nin çok daha faydalı ve ileriye dönük önemli bir yatırım olduğunu düşünmekteyim. Zira; Emenike futbolu daha çok kontaratak olarak oynayan bir takımda bulduğu boş alanlar nedeniyle etkin olabilen, kapanan takımlara ve şampiyonluk yarışı içerisinde oluşacak psikolojik baskıya nasıl yanıt vereceği tam belli olmayan, futbol temel özellikleri daha çok güce dayalı ve futbol zekası çok gelişmemiş bir futbolcu iken Wilfried Bony oynadığı ligde şampiyonluğa oynayan gerek kontratak gerekse kapanan takımlara karşı etkinlik gösterebildiğini gösteren ve yukarıda yazılı olduğu gibi futbol temel özelliklerini yalnızca güce dayandırmayan futbol zekası gelişmiş bir futbulcu olduğundan daha doğru bir seçim olduğunu düşünmekteyim.



Kaldı ki; transfer haberlerinin çılgın bir şekilde ortada dolandığı her türlü haberin, oyuncunun gereğinden fazla abartıldığı ülkemizde şimdiden yapılan transfer teklifleri karşısında Karabük kulübünün Emenike için isteyebileceği fiyatın 5 milyon Euro yu bulabileceği varsayımından hareketle, göstermiş olduğu gelişim son derece göz kamaştıran ve bu gelişimi sürdürebildiği takdirde ileri de Türk Futbol tarihinde görülen en yüksek fiyatlı transferini gerçekleştirebileceği kıvılcımlarını fazlasıyla ortaya koyan bir oyuncu için bu maliyetin kabul edilmesinin daha doğru bir tercih olacağı kanaatindeyim.
 
Cevap: # Bony Wilfried



Her türlü hakkı şahsıma ait geniş bir analiz;



Wilfried Bony;



Fildişi Sahilleri, sanayi devrimi yıllarında sömürge olarak paylaşılan ülkelerden Fransa’nın payına düşen bir Afrika Ülkesi. 1960 yılında bağımsızlığını ilan eden ülke batı Afrika’nın en gelişmiş ülkesidir.



Fransa ile tarihten gelen bağlılıklarından dolayı ülke futbolunda öne çıkan futbolcular genelde belirli bir yaş kategorsinden itibaren ya Fransız kulüplerinin alt yapılarında eğitimlerini almakta, ya da Avrupa Kulüpleri aracılığı ile ülkede kurulan futbol akademileri vasıtası ile bu eğitilerini almaktadırlar. Bu altyapı eğitimini alma fırsatı bulamayanlar da kendilerini gösterebildikleri ölçüde –Bizim eski yavuklumuz Keita gibi- Fransız Liglerindeki kulüplerde futbol oynamaktadır. Bunun yanı sıra çok öne çıkan futbolculardan Premier Lig ve La Liga da Şampiyonlar Ligi ‘nde şampiyonluk mücadelesi veren kulüplerde oynayan oyuncular yetiştirebilmiş bir ülkedir.



Fildişi Sahilleri ülke olarak gelişmiş ve üst düzey bir futbol geçmişine sahip olmasa da son yıllarda Fransız Kulüpleri ve ülkede Avrupa Kulüpleri tarafından kurulan futbol akademileri aracılığı ile modern futbol anlayışı, disiplini ve mantalitesi ile yetişen gelişmiş bir jenerasyon yakalaması ile bireysel anlamda Avrupa Futbolunun üst düzey kulüplerinde oynayan futbolcuları bakımından son derece önemli mesafeler katetmiştir. Kat edilen bu mesafe sonrasında 2002 dünya kupasında arka bahçesinde yetiştiği Fransa’yı devre dışı bırakarak bir üst tura ve hatta oradan da Türkiye’ye elendiği çeyrek final maçına uzanan bir başarı öyküsüne imza atmış olmasına karşılık, bu başarısını sonraki iki dünya kupasında gösterememiştir. Ancak ülke futbolunun alt yapı eğitimi aynı düzeyde ve şekilde devam ettiği takdirde zaten doğuştan yetenekli ve atletik özellikler barındıran futbolcuların bir noktadan sonra milli takım düzeyinde de başarılı olmalarının mümkün ve hatta çok yakın olduğu düşüncesindeyim.



Gelelim yazımızın kahramanı Bony Wilfried Guemiana 10 Aralık 1988 yılında Bingerville de dünyaya gelmiştir. 1.83 cm boyunda olan Bony 86 kg ağırlığındadır.



Wilfried Bony, bizim basınımızın deyimiyle namı diğer yeni Drogba. Malumunuz ülke tarihlerinde önemli başarılar elde etmiş futbolcular yaşları biraz ilerleyince geriden gelen yeni jenerasyon futbolculardan oyun tarzı olarak benzese de benzemese de aynı mevkide oynayanlar ile kıyaslanır ve benzerlikler kurularak ismen de atıfta bulunulur. Bony de kendi ülkesinin yetiştirdiği en büyük futbol yıldızı olan Drogba gibi forvet mevkiinde oynamasından ve kendisine idol olarak Drogba’yı örnek almasından dolayı ismen benzetilme şansına sahip olan bir futbolcudur.



Temel futbol eğitimini ülkesinde bulunan Cyrille Domoraud futbol akademisinde almıştır. Temel futbol eğitimi sonrasında ilk profesyonel lig deneyimini ülkesinin futbol kuplerinden olan İSSİ ZAWİ de gerçekleştirmiştir. Burada henüz daha 18 yaşındayken gösterdimiş olduğu

bir sezonluk performans bile onun dikkatleri üzerine çkemesi için yeterli olmuş ve 2007 yılının son baharında zamanın Livorpol menejeri Rafa Benitez tarafından takip edilse de daha erken davranan Saparta Prag yetkilileri tarafından ikna edilerek daha 19 yaşında Orta Avrupanın bu köklü futbol kültürüne sahip, Avrupa Futbolu’na Çek Cumhuriyeti’nin sahip olduğu önemli futbolcuları ihraç edebilen kulübüne transfer olmuştur.



Sparta Prag tarafından transfer olduğu ilk sezonunda yaşının genç olması, ülkeye, iklime ve ülke futboluna adaptasyonu bakımından rezerv takımında oynaması yönünde karar verilmiş, rezerv takımda bir buçuk yıl oynayan Bony‘nin gösterdiği gelişimi yeterli bulan kulüp tarafından 2009 yılında A takı kadrosuna dahil edilmiştir.



A takıma yükseldiği ilk sezonu olan 2009 sezonunda takımı Sparta Prag adına, Çek Ligi ve lig kupası olmak üzere çıktığı 26 maçta toplam 11 gol ve aynı yıl çıktığı 6 Avupa Ligi Eleme ve grup maçlarında toplam 4 gol olmak üzere 32 maç ve 17 gol atma başarısı göstermiştir.



Henüz daha 19 yaşında iken, ülkesi dışında bir ülkeye transfer olan, buradaki iklime, kültüre sosyal yaşantıya ve futbola adaptasyonunu tamamlayabilen bir oyuncu için buradan sonra gerçekleştireceği transferlerde de adaptasyon sorunu yaşamayacağı ve hatta çok kısa sürelerde adaptasyonunu gerçekleştirebileceği beklentisi içerisinde olmak sanırım hayal kurmaktan ziyade gerçekçi bir beklentiden ibaret olacaktır.



Bony asıl patlamasını 2010-2011 sezonunda yapmış ve takımı Sparta Prag adına, Çek Ligi ve Lig Kupası olmak üzere çıktığı 22 maçta toplam 17 gol ve aynı yıl çıktığı 5 Avrupa Ligi grup ve eleme maçında ise 5 gol olmak üzere toplam 27 maçta 22 gol atma başarısı göstermiştir.



Burada dikkat çekici olan henüz 21 yaşında ve ülke dışında ilk deneyimini yaşayan bir oyuncunun bu yaşında toplam 59 maçta oynamak gibi son derece istikrarlı bir görüntü ile oynamasıdır ki bu istatistiklere takımımıza transfer olan son dönem yabancılarının ancak bir kaçının ulaşabildiğini göz önüne aldığımızda bekli de seyircinin ve takımın güven duygusuna ilişkin ihtiyacını gidermeye Bony ile başlamış olabiliriz ümidini taşımak için de hayal kurmak yorumu yapılamayacağı düşüncesindeyim.



İki sezonda 59 maç gibi son derece yüksek sayıda maç oynadığı -uzun süreli bir sakatlık problemi ile karşılaşmadığı ceza almadığının belirgin bir göstergesi olarak sayabiliriz- göz önüne alındığında fiziksel gelişimini tamamlamış olduğu rahatlıkla gözlenebilen genç oyuncunun yaşı itibariyle henüz futbol yeteneklerini geliştirme evresinin olduğu düşünüldüğünde ne kadar iyi bir yatırım olduğu gün gibi aşikardır.



Bu kadar genç bir yaşta üstelikte adı ne olursa olsun kalitesi ne kadar sınırlı olursa olsun –kaldı ki gerek çek milli takımının uluslararası performansı ve gerekse çek kulüplerinin Avrupa kupası maçlarında gösterdikleri performanslar değerlendirildiğinde çok sınırlı bir kaliteden söz etmek de mümkün değilken- her hangibir ligde şampiyonluk mücadelesi veren bir takımda gösterilmiş olan bu bireysel performans sadece istatistiksel bir değer taşımaktan öte sanırım böylesine yetenekli ve genç bir oyuncundan büyük beklentiler taşınmasını yeterli kılacak düzeydedir.



Oyuncuya ait seyretmiş olduğum ve gol attığı toplam 5 maçta –bunlardan 3 tanesi lig, 2 tanesi Avrupa Ligi Grup maçı- göstermiş olduğu bireysel performansın yanı sıra takımın oynamaya çalıştığı oyuna olan katkısı olağan üstü düzeydedir.



Bireysel özelliklerine gelince; genelde sağ ayağını kullanan oyuncu için söylenebilecek öne çıkan en önemli özellikleri, ileriye doğru gönderilen topu sırtı veya yüzü kaleye dönük pozisyonda herhangi bir fark olmaksızın kontrol edebilmedeki üstün becerisi, hava toplarına olan hakimiyeti, toplu veya topsuz olarak ani patlama yeteneği, uzun veya kısa mesafe ayırmaksızın son derece hızlı olması, kapalı defanslara karşı mücadele etmekten çekinmeyen bir cesarete sahip olması, bu cesaretini sadece fiziksel gücünden değil aynı zamanda oyun zekasının yaşına göre son derece gelişmiş olmasından kaynaklanması, takım oyununa olan katkısı, topsuz oyunda oyunun hiçbir yerinde oyundan kopmaması, sadece ileri uçta top bekleyen hantal bir oyuncu olmaktan ziyade oyunun her anına ve oyun alanının her bölgesine ağırlığını ve emeğini koyan bir oyun yapısına sahip olması olarak sayabiliriz.



Oyuncunun göstermiş olduğu bu performanstan son zamanlarda Baros dışında önemli bir forvet oyuncusu yetiştiremeyen Çek Cumhuriyeti milli takım yetkilileri de etkilenmiş olacaklar ki henüz milli takım tercihini yapmayan Bony’i kendi milli takımlarında oynatmak için girişimlerde bulunmuş ancak karşılaşılan bürokratik engeller yüzünden bunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan Fildişi Sahilleri yetkilileri tarafından ülkesi adına oynaması konusunda davet edilmiş ve milli takımı adına onbirde oynamamış olsada 2 defa maça çıkmıştır.



Futbolcunun bu kadar kısa bir sürede ve bu kadar genç bir yaşta göstermiş olduğu bu gelişim premier lig ekiplerinin gözünden kaşmamış ve bilhassa sunderland menejeri Steve Bruce tarafından takibe alınmış olduğu bilgileri de Avrupa transfer piyasasında yayılmaya başlamışken geçtiğimiz günlerde Galatasaray tarafından oyuncunun transferi için girişimde bulunulduğu haberini görünce hem heyecanlandım hem de daha önce yapmış olduğum ve güncellediğim bu analizi yayınlama gereği duydum.



Oyuncunun menajeri tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada Premier Lig Lig 1 ekiplerinin yanı sıra Galatasaray tarafından da oyuncu için transfer ilgisinin olduğu ve bu takımlar arasında en istekli olanının Galatasaray olduğunu ileri sürmüştür.



Mevcut transfer koşulları içerisinde 4.500.000.-EURO bonservis ücreti ile transfer edilebilecek olan oyuncu için girişimlerin devre arası döneminde yapılması aksi takdirde ya maliyetinin çok yükseleceği yada transferinin mümkün olmayacağı çok açık ortadadır. Zira Sparta Prag Avrupa Ligi’nde bu sezon Palermo ve Spartak Moscowa gibi iki önemli takımın bulunduğu gruptan çıkmayı son maçlar öncesinde garantilemiş ve oyuncu bundan sonraki turlarda Avrupa Futbol piyasasında kendisini daha fazla gösterme imkanı bulabilecek durumdadır.



Ülkemize bundan 2 yıl önce birinci lig ekibi Ankaragücü ve Geneçlerbirliği tarafından denenmek üzere gelen anacak beğenilmediği için Karabük’e transfer olan ve burada göstermiş olduğu muazzam performans ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Emenike için kulübümüzün girişimde bulunduğu şeklinde haberlerin çıktığı bu dönemlerde Bony’nin çok daha faydalı ve ileriye dönük önemli bir yatırım olduğunu düşünmekteyim. Zira; Emenike futbolu daha çok kontaratak olarak oynayan bir takımda bulduğu boş alanlar nedeniyle etkin olabilen, kapanan takımlara ve şampiyonluk yarışı içerisinde oluşacak psikolojik baskıya nasıl yanıt vereceği tam belli olmayan, futbol temel özellikleri daha çok güce dayalı ve futbol zekası çok gelişmemiş bir futbolcu iken Wilfried Bony oynadığı ligde şampiyonluğa oynayan gerek kontratak gerekse kapanan takımlara karşı etkinlik gösterebildiğini gösteren ve yukarıda yazılı olduğu gibi futbol temel özelliklerini yalnızca güce dayandırmayan futbol zekası gelişmiş bir futbulcu olduğundan daha doğru bir seçim olduğunu düşünmekteyim.



Kaldı ki; transfer haberlerinin çılgın bir şekilde ortada dolandığı her türlü haberin, oyuncunun gereğinden fazla abartıldığı ülkemizde şimdiden yapılan transfer teklifleri karşısında Karabük kulübünün Emenike için isteyebileceği fiyatın 5 milyon Euro yu bulabileceği varsayımından hareketle, göstermiş olduğu gelişim son derece göz kamaştıran ve bu gelişimi sürdürebildiği takdirde ileri de Türk Futbol tarihinde görülen en yüksek fiyatlı transferini gerçekleştirebileceği kıvılcımlarını fazlasıyla ortaya koyan bir oyuncu için bu maliyetin kabul edilmesinin daha doğru bir tercih olacağı kanaatindeyim.



Süper bi analiz. Transfer edesimiz geldi...
 
Cevap: # Bony Wilfried



Bastırcan Parayı alcan şu futbolcu Bursaspora öyle bi kapak olurki Volkan Şen olayında bize söylediklerini unutamıyorum halen dangalakların
 
Cevap: # Bony Wilfried



Her türlü hakkı şahsıma ait geniş bir analiz;



Wilfried Bony;



Fildişi Sahilleri, sanayi devrimi yıllarında sömürge olarak paylaşılan ülkelerden Fransa’nın payına düşen bir Afrika Ülkesi. 1960 yılında bağımsızlığını ilan eden ülke batı Afrika’nın en gelişmiş ülkesidir.



Fransa ile tarihten gelen bağlılıklarından dolayı ülke futbolunda öne çıkan futbolcular genelde belirli bir yaş kategorsinden itibaren ya Fransız kulüplerinin alt yapılarında eğitimlerini almakta, ya da Avrupa Kulüpleri aracılığı ile ülkede kurulan futbol akademileri vasıtası ile bu eğitilerini almaktadırlar. Bu altyapı eğitimini alma fırsatı bulamayanlar da kendilerini gösterebildikleri ölçüde –Bizim eski yavuklumuz Keita gibi- Fransız Liglerindeki kulüplerde futbol oynamaktadır. Bunun yanı sıra çok öne çıkan futbolculardan Premier Lig ve La Liga da Şampiyonlar Ligi ‘nde şampiyonluk mücadelesi veren kulüplerde oynayan oyuncular yetiştirebilmiş bir ülkedir.



Fildişi Sahilleri ülke olarak gelişmiş ve üst düzey bir futbol geçmişine sahip olmasa da son yıllarda Fransız Kulüpleri ve ülkede Avrupa Kulüpleri tarafından kurulan futbol akademileri aracılığı ile modern futbol anlayışı, disiplini ve mantalitesi ile yetişen gelişmiş bir jenerasyon yakalaması ile bireysel anlamda Avrupa Futbolunun üst düzey kulüplerinde oynayan futbolcuları bakımından son derece önemli mesafeler katetmiştir. Kat edilen bu mesafe sonrasında 2002 dünya kupasında arka bahçesinde yetiştiği Fransa’yı devre dışı bırakarak bir üst tura ve hatta oradan da Türkiye’ye elendiği çeyrek final maçına uzanan bir başarı öyküsüne imza atmış olmasına karşılık, bu başarısını sonraki iki dünya kupasında gösterememiştir. Ancak ülke futbolunun alt yapı eğitimi aynı düzeyde ve şekilde devam ettiği takdirde zaten doğuştan yetenekli ve atletik özellikler barındıran futbolcuların bir noktadan sonra milli takım düzeyinde de başarılı olmalarının mümkün ve hatta çok yakın olduğu düşüncesindeyim.



Gelelim yazımızın kahramanı Bony Wilfried Guemiana 10 Aralık 1988 yılında Bingerville de dünyaya gelmiştir. 1.83 cm boyunda olan Bony 86 kg ağırlığındadır.



Wilfried Bony, bizim basınımızın deyimiyle namı diğer yeni Drogba. Malumunuz ülke tarihlerinde önemli başarılar elde etmiş futbolcular yaşları biraz ilerleyince geriden gelen yeni jenerasyon futbolculardan oyun tarzı olarak benzese de benzemese de aynı mevkide oynayanlar ile kıyaslanır ve benzerlikler kurularak ismen de atıfta bulunulur. Bony de kendi ülkesinin yetiştirdiği en büyük futbol yıldızı olan Drogba gibi forvet mevkiinde oynamasından ve kendisine idol olarak Drogba’yı örnek almasından dolayı ismen benzetilme şansına sahip olan bir futbolcudur.



Temel futbol eğitimini ülkesinde bulunan Cyrille Domoraud futbol akademisinde almıştır. Temel futbol eğitimi sonrasında ilk profesyonel lig deneyimini ülkesinin futbol kuplerinden olan İSSİ ZAWİ de gerçekleştirmiştir. Burada henüz daha 18 yaşındayken gösterdimiş olduğu

bir sezonluk performans bile onun dikkatleri üzerine çkemesi için yeterli olmuş ve 2007 yılının son baharında zamanın Livorpol menejeri Rafa Benitez tarafından takip edilse de daha erken davranan Saparta Prag yetkilileri tarafından ikna edilerek daha 19 yaşında Orta Avrupanın bu köklü futbol kültürüne sahip, Avrupa Futbolu’na Çek Cumhuriyeti’nin sahip olduğu önemli futbolcuları ihraç edebilen kulübüne transfer olmuştur.



Sparta Prag tarafından transfer olduğu ilk sezonunda yaşının genç olması, ülkeye, iklime ve ülke futboluna adaptasyonu bakımından rezerv takımında oynaması yönünde karar verilmiş, rezerv takımda bir buçuk yıl oynayan Bony‘nin gösterdiği gelişimi yeterli bulan kulüp tarafından 2009 yılında A takı kadrosuna dahil edilmiştir.



A takıma yükseldiği ilk sezonu olan 2009 sezonunda takımı Sparta Prag adına, Çek Ligi ve lig kupası olmak üzere çıktığı 26 maçta toplam 11 gol ve aynı yıl çıktığı 6 Avupa Ligi Eleme ve grup maçlarında toplam 4 gol olmak üzere 32 maç ve 17 gol atma başarısı göstermiştir.



Henüz daha 19 yaşında iken, ülkesi dışında bir ülkeye transfer olan, buradaki iklime, kültüre sosyal yaşantıya ve futbola adaptasyonunu tamamlayabilen bir oyuncu için buradan sonra gerçekleştireceği transferlerde de adaptasyon sorunu yaşamayacağı ve hatta çok kısa sürelerde adaptasyonunu gerçekleştirebileceği beklentisi içerisinde olmak sanırım hayal kurmaktan ziyade gerçekçi bir beklentiden ibaret olacaktır.



Bony asıl patlamasını 2010-2011 sezonunda yapmış ve takımı Sparta Prag adına, Çek Ligi ve Lig Kupası olmak üzere çıktığı 22 maçta toplam 17 gol ve aynı yıl çıktığı 5 Avrupa Ligi grup ve eleme maçında ise 5 gol olmak üzere toplam 27 maçta 22 gol atma başarısı göstermiştir.



Burada dikkat çekici olan henüz 21 yaşında ve ülke dışında ilk deneyimini yaşayan bir oyuncunun bu yaşında toplam 59 maçta oynamak gibi son derece istikrarlı bir görüntü ile oynamasıdır ki bu istatistiklere takımımıza transfer olan son dönem yabancılarının ancak bir kaçının ulaşabildiğini göz önüne aldığımızda bekli de seyircinin ve takımın güven duygusuna ilişkin ihtiyacını gidermeye Bony ile başlamış olabiliriz ümidini taşımak için de hayal kurmak yorumu yapılamayacağı düşüncesindeyim.



İki sezonda 59 maç gibi son derece yüksek sayıda maç oynadığı -uzun süreli bir sakatlık problemi ile karşılaşmadığı ceza almadığının belirgin bir göstergesi olarak sayabiliriz- göz önüne alındığında fiziksel gelişimini tamamlamış olduğu rahatlıkla gözlenebilen genç oyuncunun yaşı itibariyle henüz futbol yeteneklerini geliştirme evresinin olduğu düşünüldüğünde ne kadar iyi bir yatırım olduğu gün gibi aşikardır.



Bu kadar genç bir yaşta üstelikte adı ne olursa olsun kalitesi ne kadar sınırlı olursa olsun –kaldı ki gerek çek milli takımının uluslararası performansı ve gerekse çek kulüplerinin Avrupa kupası maçlarında gösterdikleri performanslar değerlendirildiğinde çok sınırlı bir kaliteden söz etmek de mümkün değilken- her hangibir ligde şampiyonluk mücadelesi veren bir takımda gösterilmiş olan bu bireysel performans sadece istatistiksel bir değer taşımaktan öte sanırım böylesine yetenekli ve genç bir oyuncundan büyük beklentiler taşınmasını yeterli kılacak düzeydedir.



Oyuncuya ait seyretmiş olduğum ve gol attığı toplam 5 maçta –bunlardan 3 tanesi lig, 2 tanesi Avrupa Ligi Grup maçı- göstermiş olduğu bireysel performansın yanı sıra takımın oynamaya çalıştığı oyuna olan katkısı olağan üstü düzeydedir.



Bireysel özelliklerine gelince; genelde sağ ayağını kullanan oyuncu için söylenebilecek öne çıkan en önemli özellikleri, ileriye doğru gönderilen topu sırtı veya yüzü kaleye dönük pozisyonda herhangi bir fark olmaksızın kontrol edebilmedeki üstün becerisi, hava toplarına olan hakimiyeti, toplu veya topsuz olarak ani patlama yeteneği, uzun veya kısa mesafe ayırmaksızın son derece hızlı olması, kapalı defanslara karşı mücadele etmekten çekinmeyen bir cesarete sahip olması, bu cesaretini sadece fiziksel gücünden değil aynı zamanda oyun zekasının yaşına göre son derece gelişmiş olmasından kaynaklanması, takım oyununa olan katkısı, topsuz oyunda oyunun hiçbir yerinde oyundan kopmaması, sadece ileri uçta top bekleyen hantal bir oyuncu olmaktan ziyade oyunun her anına ve oyun alanının her bölgesine ağırlığını ve emeğini koyan bir oyun yapısına sahip olması olarak sayabiliriz.



Oyuncunun göstermiş olduğu bu performanstan son zamanlarda Baros dışında önemli bir forvet oyuncusu yetiştiremeyen Çek Cumhuriyeti milli takım yetkilileri de etkilenmiş olacaklar ki henüz milli takım tercihini yapmayan Bony’i kendi milli takımlarında oynatmak için girişimlerde bulunmuş ancak karşılaşılan bürokratik engeller yüzünden bunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan Fildişi Sahilleri yetkilileri tarafından ülkesi adına oynaması konusunda davet edilmiş ve milli takımı adına onbirde oynamamış olsada 2 defa maça çıkmıştır.



Futbolcunun bu kadar kısa bir sürede ve bu kadar genç bir yaşta göstermiş olduğu bu gelişim premier lig ekiplerinin gözünden kaşmamış ve bilhassa sunderland menejeri Steve Bruce tarafından takibe alınmış olduğu bilgileri de Avrupa transfer piyasasında yayılmaya başlamışken geçtiğimiz günlerde Galatasaray tarafından oyuncunun transferi için girişimde bulunulduğu haberini görünce hem heyecanlandım hem de daha önce yapmış olduğum ve güncellediğim bu analizi yayınlama gereği duydum.



Oyuncunun menajeri tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada Premier Lig Lig 1 ekiplerinin yanı sıra Galatasaray tarafından da oyuncu için transfer ilgisinin olduğu ve bu takımlar arasında en istekli olanının Galatasaray olduğunu ileri sürmüştür.



Mevcut transfer koşulları içerisinde 4.500.000.-EURO bonservis ücreti ile transfer edilebilecek olan oyuncu için girişimlerin devre arası döneminde yapılması aksi takdirde ya maliyetinin çok yükseleceği yada transferinin mümkün olmayacağı çok açık ortadadır. Zira Sparta Prag Avrupa Ligi’nde bu sezon Palermo ve Spartak Moscowa gibi iki önemli takımın bulunduğu gruptan çıkmayı son maçlar öncesinde garantilemiş ve oyuncu bundan sonraki turlarda Avrupa Futbol piyasasında kendisini daha fazla gösterme imkanı bulabilecek durumdadır.



Ülkemize bundan 2 yıl önce birinci lig ekibi Ankaragücü ve Geneçlerbirliği tarafından denenmek üzere gelen anacak beğenilmediği için Karabük’e transfer olan ve burada göstermiş olduğu muazzam performans ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Emenike için kulübümüzün girişimde bulunduğu şeklinde haberlerin çıktığı bu dönemlerde Bony’nin çok daha faydalı ve ileriye dönük önemli bir yatırım olduğunu düşünmekteyim. Zira; Emenike futbolu daha çok kontaratak olarak oynayan bir takımda bulduğu boş alanlar nedeniyle etkin olabilen, kapanan takımlara ve şampiyonluk yarışı içerisinde oluşacak psikolojik baskıya nasıl yanıt vereceği tam belli olmayan, futbol temel özellikleri daha çok güce dayalı ve futbol zekası çok gelişmemiş bir futbolcu iken Wilfried Bony oynadığı ligde şampiyonluğa oynayan gerek kontratak gerekse kapanan takımlara karşı etkinlik gösterebildiğini gösteren ve yukarıda yazılı olduğu gibi futbol temel özelliklerini yalnızca güce dayandırmayan futbol zekası gelişmiş bir futbulcu olduğundan daha doğru bir seçim olduğunu düşünmekteyim.



Kaldı ki; transfer haberlerinin çılgın bir şekilde ortada dolandığı her türlü haberin, oyuncunun gereğinden fazla abartıldığı ülkemizde şimdiden yapılan transfer teklifleri karşısında Karabük kulübünün Emenike için isteyebileceği fiyatın 5 milyon Euro yu bulabileceği varsayımından hareketle, göstermiş olduğu gelişim son derece göz kamaştıran ve bu gelişimi sürdürebildiği takdirde ileri de Türk Futbol tarihinde görülen en yüksek fiyatlı transferini gerçekleştirebileceği kıvılcımlarını fazlasıyla ortaya koyan bir oyuncu için bu maliyetin kabul edilmesinin daha doğru bir tercih olacağı kanaatindeyim.



biri özet geçsin alıyomuyuz almıyomuyuz
 
Cevap: # Bony Wilfried



beyler youtube dan izledim videolarını inanılmaz kaliteli bir adam..şimdi bazılarınızın videodan yorum yapma kardeşim dediğini duyar gibiyim ancak bony tüm videolarda inanılmaz hareketli güçlü ve hızlı tekniği de gayet iyi.
 
Üst Alt