Fenerbahce´nin yabanci sinirini kaldiracak gücü olsaydi, yabanci siniri diye birsey kalmazdi 2005 yilindan sonra. Hele ki onlar Aziz Yildirim´in en güclü zamanlariydi. Yabanci sinirini kismak isteyen bir siyasi idare vardir Türkiye´de, Türkiye´de yöneticilerin yabanci oyuncu pazarini yillarca yönetememesi, bir cok kulübe ciddi zarar vermistir. Bunu önlemek icin cözümün en cahil yolunu bulup, siniri daha da indirmeye yönelmislerdir. Cünkü Türk oyunculari FIFA´ya sikayet edemiyor kulübünü, oralarda dava olusmuyor. Ayni zamanda Türk futbolcularin daha fazla forma sansi bulmalarinin, Türkiye milli takima pozitif yansiyacak diye düsündüler...
Sonuc olarak yerli oyuncu pazarini cökerttiler, burada 1.5 Milyon avro bonservis ve 600.000 avro yillik cüret edecek genc oyunculara 4-5 Milyon avro gibi bonservisler, 1-2 Milyon avro gibi yillik ücretler ödenmeye basladi. Sen futbolculari genc yasta bu kadar zengin edersen, bu adamlarin futbol oynama ve kendini gelistirme motivasyonu tabiki kirilir. Bunun üstüne birde ilk 11´de Türk oyuncular icin garanti 6 tane pozisyon var... Büyük para kazanan oyuncuyu kesmek, her teknik adam icin zordur.
Ancak siyasi iradenin fikiri degisirse, bu yabanci siniri degesebilir. Fatih Terim cicim aylarinda, kibar bir sekilde kafasindaki modeli aktardi ve kabul görünmedi. Bu saaten sonra Fatih Terim´i taniyan bilir ki, isteklerini okadar kibar bir sekilde iletmez. Daha baskin olur. Ridvan´da Erdogan´a cok yakin bir futbol adamidir, eger böyle bir tüyo verdiyse, siyasi iradenin yabanci siniri konusunda fikirleri esnemis olabilir diye düsünüyorum.