Ali Sami Yen'deydim, Yeni Acikta.
Denizlili bir arkadasimla beraberdik.
Bizim mac bitti ama Denizli'deki mac devam ediyordu. Biraz olsun beynimiz oldugu icin Denizli'deki macin bitmesini beklememiz gerektigini biliyorduk.
Dakikalarca bekledik, kimi guluyor, kimi agliyordu, biz de denizli'de stadtaki bir arkadasimizla telefonda baglantidaydik.
Etrafimizdaki insanlar etrafimizi sarmis surekli soru soruyorlardi: noldu, fb bastiriyor mu, kac kac, kirmizi var mi, kim atak yapiyor, top kimde, hadi sizinkiler koysun bir tane...
Arkadasim birseyler duyuyor, bize birseyler soyluyordu ama kimse hicbirsey anlamiyordu. Yasadigimiz sey tam anlamiyla kaostu.
Herkesin sinirleri bozulmustu.
Denizli'deki mac bitmek bilmiyordu.
Once arkadasim "bittii, bittii" diye bagirmaya basladi, ayni anda sol taraftan bir ugultu koptu. Skorboardda Denizli'ye baglandilar, ilk gordugum Rustu'ydu, yere yatmis, basini ellerinin arasina almis agliyordu.
Bagirmaya basladik, ortalik kiyamet gunune donmustu. Bir an etrafima baktim; herkes birbirine sarilmis hem bagiriyor, hem agliyordu. Ben de sevincten agliyordum. O ani doyasiya yasamak, o havayi cigerlerime doldurmak, bir saniyeyi bile kacirmamak, herseyi hatirlamak istiyordum ama kendimi tutamiyordum, gozyaslarim kendiliginden yanaklarimdan suzuluyordu.
Sampiyonduk.
Gerisini hatirlamiyorum.