Adem Çakar
Büyük Kaptan
- 25 Haziran 2013
- 20.715
- 4.297
- 493
Galatasaray saha disinda cok sikintili, adeta bir Kurtlar Sofrasinin tam ortasinda oturuyor. Bir filimde yada pembe dizide de degiliz, yaptigimiz yada yapmadigimiz her hamlenin bir karsiligi/bedeli oluyor bu ortamin icinde. Total War oyun serileri var, bilenler ne demek istedigimi anlar.
Sunu sunu niye yapmiyorsunuz beceriksizler diye veryansin eden herkeste anca kendisine masal anlatir.
Olayi özetlemeye calisayim post 2010 dönemini ve Galatasaray´in bulundugu durumu...
1. Özellik ile 2010´dan beri (3 Temmuz süreci) Galatasaray´in Federasyon icinden sitematik olarak dislanmaya basladigimiz dönem, ve nüfus ve yaptirim gücümüzü kaybetmemiz ile sonuclanmistir. Lafa mi bakacaksin, sonuca mi bakacaksin ? Türk insani genelde lafa bakiyor, o yüzden o dönem had bildiren Baskan vardi zannediyor, oysaki saha disinda istisnasiz her konuda kaybetmis, ve tekme tokat federasyon icinden cikarilip, dislanilmisizdir o dönem.
Ve sanki Türk futbolunda sorunlarin cözülmemesinin merkezinde bizmisiz gibi (Suc isleyenler degil) lanse edildik. Suclular bizi suclu konumuna düsürdü.
2. Galatasaray´in yinede özellik ile 2010-2021 arasi ciddi bir saha ici basarisi oldu. Hele ki bu durumda az buz degil. O dönem icinde aleyhimize sistematik olarak kac karar alindi saymama gerek yok. Ancak saha icindeki basari, bu sefer sorunlarimizi saha disinda cözmedigi gibi, sadece arttirmis oldu. Pre2010 Fenerbahce´nin konumuna itildik, sitematik olarak antipatiklestirme, ve yukarida da bahsettigim gibi sanki Türk futbolunun icinde bencil davranan, basari icin her yola basvuran kulüp konumuna getirildik. Ve kapali kapilar arkasinda bir BJK ve Fenerbahce birlikteligi de olustu, özellik ile ruh sagligini kaybetmis olan Aziz Baskan´in gitmesi ile, Ali Koc sinsi sinsi tüm anadolu kulüplerine ve ayni zamanda direk olarak yakisikli FIKO, ve Köksüz Götsal gün yüzüne dahi cikardiklari bir kutsal ittifak kurdu. FIKO´nun paralar ile malidivlere kacmasi ile sekteye ugrasa da, kapali kapilar ardinda Hedef kulüp Galatasaray´dir. Ve stratejik olarak BJK ve Fenerbahce icin böyle bir ittifakta mantiklidir. Korkmalari da normal, bir kac sezon sekte ugradiktan sonra 2018´de yeniden dirilmis bir Galatasaray buldular karsilarinda.
3. Ve bu da ciddi bir konu ki, ligin icinde bir cok Kulüp Baskaninin Fenerbahce´li olmasi, yada Ali Koc ile baglantilarinin bulundugu gercegi var. Sürekli bir cogunluk tarafindan boguluyormusuz hissiyati veriyor bu durum. Adamlar bizi sucladiklarinin 10 katini yapip, piskin piskin rezil hisis yasamadan, o süperlig kamuoyunun icinde sanki hakliymis gibi dolasabiliyorlar.
Ve Nihat Özdemir dönemi ile Türk futbol Tarihinin en sapik, ve gayri ahlaki iliskisi ile karsi karsiyayiz su an. Ve bu Post2010 dönemindeki sitematik operasyonun da zirvesidir. 2011 yilinda sike süreci yasasindi, cezalar verildi (TFF´de cezalar verdi ve hala duruyor !!!) ve o sikeyi yapmis, yada Federasyonun hukuk kuruluna göre futbolcular ile anlasmis, ancak saha icinde sikeoskop ile görülmedigi icin tesebbüs diye gecistirilmis bir yönetimin icinde iki tane sahis var bugün Türk futbolunu domine eden. Bir Nihat Özdemir, digeri de Ali Koc. Bu sike olaylarinda parmagi, yada en azindan bilgilerinin olmadigi mantikli degil de, ama en azindan bu saibenin yada saibe ihtimalinin var olmasi bile Nihat Özdemir icin Federasyon kapisini ilelebet kapamak icin yetecekken, kendisi Federasyon Baskani olmus.
Evet, Galatasaray´a karsi intikam yemini etmis, Fenerbahce´nin sike yaptigi sezon yönetiminde yer almis Nihat Federasyon Baskani. Ve ayni yönetimde yer almis Ali Koc su anda Fenerbahce baskanidir. Bu sapikligin dik alasidir, ve kabile devletinde bile olmamasi gerekir böyle bir durum.
Sonucu cikarayim. Galatasaray bünyesi icinde bu yapi ile basarili bir sekilde saha disi mücadelesi yürütebilecek kimse yok. Anca bi Mafya Babasini kulübün basina getirtip, olaylari cok baska boyutua tasiyabilirsin. Onun disinda firtinaya karsi kürek cekmekten ibaret bir yerdeyiz...
Saha disindaki sitematik dezavantajlara ragmen saha icinde kazanmaktan baska sansimiz yok. O yüzden olaya bu mücadele edebilir, bu laf yapar, bu yapamaz diye bakmaya gerek yok. Ali Koc örneginde de gördügümüz gibi, son 10 yildaki sampiyonluklarimiza yansidigi gibi, saha disi olaylarin da negatif, yada pozitif bir yere kadar etki edebildigini kavramamiz gerekiyor.
Sunu sunu niye yapmiyorsunuz beceriksizler diye veryansin eden herkeste anca kendisine masal anlatir.
Olayi özetlemeye calisayim post 2010 dönemini ve Galatasaray´in bulundugu durumu...
1. Özellik ile 2010´dan beri (3 Temmuz süreci) Galatasaray´in Federasyon icinden sitematik olarak dislanmaya basladigimiz dönem, ve nüfus ve yaptirim gücümüzü kaybetmemiz ile sonuclanmistir. Lafa mi bakacaksin, sonuca mi bakacaksin ? Türk insani genelde lafa bakiyor, o yüzden o dönem had bildiren Baskan vardi zannediyor, oysaki saha disinda istisnasiz her konuda kaybetmis, ve tekme tokat federasyon icinden cikarilip, dislanilmisizdir o dönem.
Ve sanki Türk futbolunda sorunlarin cözülmemesinin merkezinde bizmisiz gibi (Suc isleyenler degil) lanse edildik. Suclular bizi suclu konumuna düsürdü.
2. Galatasaray´in yinede özellik ile 2010-2021 arasi ciddi bir saha ici basarisi oldu. Hele ki bu durumda az buz degil. O dönem icinde aleyhimize sistematik olarak kac karar alindi saymama gerek yok. Ancak saha icindeki basari, bu sefer sorunlarimizi saha disinda cözmedigi gibi, sadece arttirmis oldu. Pre2010 Fenerbahce´nin konumuna itildik, sitematik olarak antipatiklestirme, ve yukarida da bahsettigim gibi sanki Türk futbolunun icinde bencil davranan, basari icin her yola basvuran kulüp konumuna getirildik. Ve kapali kapilar arkasinda bir BJK ve Fenerbahce birlikteligi de olustu, özellik ile ruh sagligini kaybetmis olan Aziz Baskan´in gitmesi ile, Ali Koc sinsi sinsi tüm anadolu kulüplerine ve ayni zamanda direk olarak yakisikli FIKO, ve Köksüz Götsal gün yüzüne dahi cikardiklari bir kutsal ittifak kurdu. FIKO´nun paralar ile malidivlere kacmasi ile sekteye ugrasa da, kapali kapilar ardinda Hedef kulüp Galatasaray´dir. Ve stratejik olarak BJK ve Fenerbahce icin böyle bir ittifakta mantiklidir. Korkmalari da normal, bir kac sezon sekte ugradiktan sonra 2018´de yeniden dirilmis bir Galatasaray buldular karsilarinda.
3. Ve bu da ciddi bir konu ki, ligin icinde bir cok Kulüp Baskaninin Fenerbahce´li olmasi, yada Ali Koc ile baglantilarinin bulundugu gercegi var. Sürekli bir cogunluk tarafindan boguluyormusuz hissiyati veriyor bu durum. Adamlar bizi sucladiklarinin 10 katini yapip, piskin piskin rezil hisis yasamadan, o süperlig kamuoyunun icinde sanki hakliymis gibi dolasabiliyorlar.
Ve Nihat Özdemir dönemi ile Türk futbol Tarihinin en sapik, ve gayri ahlaki iliskisi ile karsi karsiyayiz su an. Ve bu Post2010 dönemindeki sitematik operasyonun da zirvesidir. 2011 yilinda sike süreci yasasindi, cezalar verildi (TFF´de cezalar verdi ve hala duruyor !!!) ve o sikeyi yapmis, yada Federasyonun hukuk kuruluna göre futbolcular ile anlasmis, ancak saha icinde sikeoskop ile görülmedigi icin tesebbüs diye gecistirilmis bir yönetimin icinde iki tane sahis var bugün Türk futbolunu domine eden. Bir Nihat Özdemir, digeri de Ali Koc. Bu sike olaylarinda parmagi, yada en azindan bilgilerinin olmadigi mantikli degil de, ama en azindan bu saibenin yada saibe ihtimalinin var olmasi bile Nihat Özdemir icin Federasyon kapisini ilelebet kapamak icin yetecekken, kendisi Federasyon Baskani olmus.
Evet, Galatasaray´a karsi intikam yemini etmis, Fenerbahce´nin sike yaptigi sezon yönetiminde yer almis Nihat Federasyon Baskani. Ve ayni yönetimde yer almis Ali Koc su anda Fenerbahce baskanidir. Bu sapikligin dik alasidir, ve kabile devletinde bile olmamasi gerekir böyle bir durum.
Sonucu cikarayim. Galatasaray bünyesi icinde bu yapi ile basarili bir sekilde saha disi mücadelesi yürütebilecek kimse yok. Anca bi Mafya Babasini kulübün basina getirtip, olaylari cok baska boyutua tasiyabilirsin. Onun disinda firtinaya karsi kürek cekmekten ibaret bir yerdeyiz...
Saha disindaki sitematik dezavantajlara ragmen saha icinde kazanmaktan baska sansimiz yok. O yüzden olaya bu mücadele edebilir, bu laf yapar, bu yapamaz diye bakmaya gerek yok. Ali Koc örneginde de gördügümüz gibi, son 10 yildaki sampiyonluklarimiza yansidigi gibi, saha disi olaylarin da negatif, yada pozitif bir yere kadar etki edebildigini kavramamiz gerekiyor.