Eyvallah Tuna.O senin güzel düşüncen. Teşekkür ederim.
Evet aynı Musaddıktan bahsediyoruz.
Aslında konuşulabilecek çok şey var ama uzun atıflara da sıkmak ve boğmak istemiyorum bende. Yoksa uzunca konuşulabilecek irdelenebilecek bir konu.
Stalin öyle diyor ama Lenin, Fidel, Mao, Tito çok daha somut tespitler yapıp altını doldurabiliyor. Yani zaten bu meseleler üzerinde çok ittifak olan meseleler değil ki üzerinde tartışmak gerektiriyor.
Onun harici evet Antikapitalizm ve Antiemperyalizm eşleşemesinden hareket edilebilir ama kendi düşünceleri ve Devlet Sosyalizmi atıflarını nereye koyacaksın, nerede duracak bunlar. Kaldı ki İİK'ne kadar olan süreç tamamen bu uygulamalarla geçilmiştir denilebilir.
Yunan cephe savaşı mevzusu zaten tamamen Küçükömer tezlerinden beslenir. Ama öte yandan emperyalist destek ve geri planı, arkadaki güçleri es geçmek ne kadar doğru olur ?
''...O işgalcilere karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor. Emperyalistlerin gururunu kıracağına, padişahı da yardakçılarıyla birlikte silip süpüreceğine inanıyorum.'' diyen Lenin'in teşhisini nereye koyacağız falan konusu da burada önem arz ediyor.
Mustafa Suphi meselesi de layıkıyla tartışılan bir mesele değildir. Orada Vahidov, Galiyev gibi gerçeklikleri ve o dönemde ki ilişki ağlarını es geçerek direkt yorum yapmak bunları görmeden direkt kanıya varmakta mesela çok mantıklı ve makul değil. O mesele cidden karmaşık.
Netice olarak ben genel tabloda Mustafa Kemal'in ciddi anlamda dünya tarihine mal olmuş ve antiemperyalist bir lider olduğunu düşünüyorum ki sonradan gelen bir çok ardıl liderde bu konuda aynı teşhisi yapıyor. Lakin altını çizdiğini konular ayrıntısıyla konuşulması gereken konular ki burada boğucu olmamak adına o ayrıntıları fazla girmiyorum. Sende benim yazdıklarımı anlıyorsun diye düşünüyorum zaten
