Şimdi size görüntüler eşliğinde yaşadığımız hezimete sebep olan aymazlığı gösterecem.
Gomis ile golü attık, maç 2-1'e gelmiş, beraberlik için umutlanmışken, üçüncü golü yedik.
Çok kötü bir şekilde yediğimiz ve maçın kopmasına sebep olan Başakşehir'in 3. golüne bakalım:
Rakip soldan atağa kalkıyor. Bir kere diziliş kopuk, hatlar arasında fazla boşluk var, Eren ve Gomis daha pozisyon başlamadan oyundan düşmüş.
Sarı daire içinde Ndiaye'yi görüyoruz, kırmızı daire içindeki Başakşehirli oyuncunun önünde.
Elia topu alıyor, kanattan sıfıra doğru ilerliyor. Fernando ve Tolga geriye doğru koşuyorlar.
Elia sıfıra iniyor, topu çekiyor içeri yöneliyor, pasını veriyor ama Fernando ve Tolga henüz ceza sahasına kavuşabilmiş değiller. Ndiaye henüz kadraja girebilmiş değil.
Top Adebayor'a gelmeden Denayer müdahale'yi yapıyor. Top, pozisyona geç kalan Fernandoyu da geçiyor. Ama neyseki arkada Ndiaye var, topun bizde olması lazım.
Lan? o da ne! Ndiaye yok! Nerde lan bu adam?
Pozisyonun başında Ndiaye'nin arkasında bulunan rakip oyuncu, açılan topa etrafında kimse yokken rahatça sahip oluyor.
Ulan Ndiaye!!
Sadece şu görüntüye bakan kontra yemişiz sanır. Sözüm ona savunma posizyonunu almış Galatasaray, kontravari gol yiyor. Adebayor topu alıyor, kontrol ediyor, çalım atıyor, vuruyor.
Bu arada Ndiaye hala kadraja girmiş değil. Belhanda zaten Gomis ve Eren ile elleri belinde pozisyonu izliyorlardır.
Biz ilk haftalarda rakipleri boğarken, topyekün savunmadan ödün vermiyorduk. Kayseri ve Osmanlı maçlarındaki bunun gibi pozisyonları açıp bakın, 10 kişi ile ceza sahası önündeydik. Rakip şut atacak boşluk bulamıyordu.
Peki nasıl oldu da bu kadar lakayıt bir hale geldi bu oyuncular? Hani bu Tudor iyi çalıştırıyordu oyuncuları? takımın yarısının geriye dönecek hali yok.
Gomis ile golü attık, maç 2-1'e gelmiş, beraberlik için umutlanmışken, üçüncü golü yedik.
Çok kötü bir şekilde yediğimiz ve maçın kopmasına sebep olan Başakşehir'in 3. golüne bakalım:
Rakip soldan atağa kalkıyor. Bir kere diziliş kopuk, hatlar arasında fazla boşluk var, Eren ve Gomis daha pozisyon başlamadan oyundan düşmüş.
Sarı daire içinde Ndiaye'yi görüyoruz, kırmızı daire içindeki Başakşehirli oyuncunun önünde.
Elia topu alıyor, kanattan sıfıra doğru ilerliyor. Fernando ve Tolga geriye doğru koşuyorlar.
Elia sıfıra iniyor, topu çekiyor içeri yöneliyor, pasını veriyor ama Fernando ve Tolga henüz ceza sahasına kavuşabilmiş değiller. Ndiaye henüz kadraja girebilmiş değil.
Top Adebayor'a gelmeden Denayer müdahale'yi yapıyor. Top, pozisyona geç kalan Fernandoyu da geçiyor. Ama neyseki arkada Ndiaye var, topun bizde olması lazım.
Lan? o da ne! Ndiaye yok! Nerde lan bu adam?
Pozisyonun başında Ndiaye'nin arkasında bulunan rakip oyuncu, açılan topa etrafında kimse yokken rahatça sahip oluyor.
Ulan Ndiaye!!
Sadece şu görüntüye bakan kontra yemişiz sanır. Sözüm ona savunma posizyonunu almış Galatasaray, kontravari gol yiyor. Adebayor topu alıyor, kontrol ediyor, çalım atıyor, vuruyor.
Bu arada Ndiaye hala kadraja girmiş değil. Belhanda zaten Gomis ve Eren ile elleri belinde pozisyonu izliyorlardır.
Biz ilk haftalarda rakipleri boğarken, topyekün savunmadan ödün vermiyorduk. Kayseri ve Osmanlı maçlarındaki bunun gibi pozisyonları açıp bakın, 10 kişi ile ceza sahası önündeydik. Rakip şut atacak boşluk bulamıyordu.
Peki nasıl oldu da bu kadar lakayıt bir hale geldi bu oyuncular? Hani bu Tudor iyi çalıştırıyordu oyuncuları? takımın yarısının geriye dönecek hali yok.
Son düzenleme: