Bir Tanrı Varsa!...

Adam tanrının verdiği nefse uyup sevişti veya alkolün tadına baktı diye cehennemde yakmak da pek hoşgörülüymüş canım..

Ateizmin kuralı sorular sorup mantık ve bilimle hareket etmektir.. mantıklı olacaksın her konuda.. saçma gelen şeye inanmayacaksın.. misal hayatında görmediğin cinleri gerçek sanmayacaksın.. yada "Allah katında din tektir" demeden önce kanıtım ne diyeceksin.. sanki o kata çıktın geldin de işkembeden sallıyorsun.. yazdığın her şey safsata.. bi de millete cahil diyorsun..

Carl Sagan'ın dediği gibi: "olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıtlar gerektirir".. ateizmin kuralı budur.. daha ne kuralı olacak..

Sevişme ve alkolden örnek vermişsin.. peki benim kız kardeşim başı açık ve namuslu bir insan.. hayatında tek bir sevgilisi oldu, onunla da evlendi.. bu insanın başının açık olması tanrıya neden batıyor?

Bırak bu işleri.. koskoca evrenin sahibi bir başörtüsüne takar mı.. siz sıyırmışsınız haberiniz yok.. :D

Not: ateist değil agnostik bir insanım..

Alkol içen adamın ceennemde yanacağı Kuranın neresinde yazıyor?Kızını öldüren insan (Hz. Ömer) cennetle müjdelenen 10 kişiden biri.İnsanlar kişilerin cennet veya cehenneme gideceğini bilemez.Bir de inanmıyorsun inanmıyorsun öldükten sonra artık gerçeği gördükten sonra inansa ne olur inanmasan ne olur?O zaman diğerlerine haksızlık olmaz mı?
 
Diğer tüm kanıtları bir yana bırakırsak baş parmak bile benim Tanrı'nın varlığına inanmam için yeterlidir.(Isaac Newton)
 
Kural ile kastım yaratıcının yolladığı emirler aslında.

Şimdi din ve yaratıcı konusu objektif ve subjektif bakmanın zor olduğu bir alan.

Bilimsel olarak objektif bakmak gerekiyor ama matematik ile mevcut fen ve kimya bilimi yada quantum fiziği ile tanrı'yı kanıtlayabilir misin?

Sonuçta inanıyorsan bu fizik kuralları zaten yaratıcı tarafından ortaya konulmuş.Kendisi fizik üstü bir varlık mı yoksa koyduğu fizik kurallarına tabi mi bunu söyleyebilir misin?


Temel sıkıntı mevcut ( bana göre evrenin ve kainatın büyüklüğü ve erişelemezliği göz önüne alındığında hala ilkel ve yetersiz sayılan ) fizik kurallarının bile dini kitaplarda yazılanlara göre çok advanced kalmasından kaynaklanıyor.

Yani kur'an e= mc2 diye yazılarak inmiş olsaydı oradan yürürdük değil mi?

O yüzden inanç kavramına ben farklı bakıyorum , biraz kant gibi .

Yani inanırsın yada inanmazsın , sırf inanıyorsun diye tanrı'yı senin elinde bulunan yetersiz fizik kanunlarıyla kanıtlamaya yada inanmıyorsun diye onu geçersiz kılmaya kalkışmak bence abesle iştigal , boşa uğraş.

inanıyorsan ahlaklı bir insan olmaya sana emredilen amelleri yerine getirmeye özen gösterir diliyorsan bilim konusunda çalışırsın , inanmıyorsan yine ahlaklı bir insan olmaya ve diliyorsan bilim alanında çalışıp yeni şeyler keşfetmeye çalışırsın.

ortak paide ahlaklı ve güzel insan olmaya çalışmak ve bilim konusunda ilerleme kaydetmek olmalı.

bunu kanıtlayamam ama maddenin ve insanın yaratılması, peygamberlerin mucizeleri bunların yine tanrı'nın ortaya koyduğu fizik kanunları içerisinde gerçekleştiğini ancak biz insanoğlunun bunun çok küçük bir kısmını keşfedebildiğimize inanıyorum.

bizim uzay ve ötesine ömrümüz yetmeyecek malesef..

kuran'ı defalarca okumadan önceki görüşlerime benziyor :)
 
Boldladığım yerde dinlerin getirdiği toplumsal ahlaktan söz etmişsin aslında. İyi-kötü kavramını oluşturan şeylerde bunlardır zaten. İlk mesajda bahsettiğin o inanılmaz sanatta insanoğlunun yeri çok küçük olsa da düşünebilme yetisine sahip olduğundan kendi yaşam alanında (kendisi dahil) bir çok canlının yaşam alanına girip çıkabiliyor. Onları öldürme gibi mesela. Bu tür bir canlıya o şekilde kurallar getirmezsen hayvandan farkı kalmaz birbirini öldürür. (Hoş yine öldürüyor da)

Bir de ikinci olarak insanın içgüdüsel olarak bir yönetilme isteği vardır bana göre, insan kural sevmez, yönetilmeyi sevmez falan palavradır bana göre. İçgüdüsel olarak yönetilmediğini (bir tanrı, bir devlet vs) hisseden insan boşluğa düşer.

Not: Normalde yazmıyordum böyle yerlere de, lisede farklı olmak için ateizmi savunup tez olarak Tevbe 6.ayeti okuyup duran ergenler gibi değil gerçekten kafanda düşünüp tartıp mantıklı bulup buraya yazan bir büyüğüm olduğun için cevap vermek istedim, kolay gelsin.

toplumsal ahlakı dinler getirmedi.. insanlar beraber yaşaya yaşaya geliştirdiler o kuralları.. uygulanmasında sıkıntı olduğu için dinler yaratılıp insanlara baskı ve korkutma yoluyla kurallar uygulatılmaya çalışıldı ve hala da çalışılıyor..
 
Dinler yer yüzündeki en büyük yıkımların sebebi olmuştur tanrı bunu ön görerek bu dinleri indirmiş midir bilemem.Öte yandan insan oğlunun din felsefesini algılayamadığı gerçeğide ortada.Madem algılanamayıp savaştan başka hiçbir şeye sebep vermiyor bu dinler nasıl kurtuluş için indirmiş olabilir?

Ben hep şunu diyorum eğer tanrı bu dinleri indirmiş ise ya insanlara kötülük için indirmiştir yada çok daha kutsal bir şeyler olmalı.
 
Dinler yer yüzündeki en büyük yıkımların sebebi olmuştur tanrı bunu ön görerek bu dinleri indirmiş midir bilemem.Öte yandan insan oğlunun din felsefesini algılayamadığı gerçeğide ortada.Madem algılanamayıp savaştan başka hiçbir şeye sebep vermiyor bu dinler nasıl kurtuluş için indirmiş olabilir?

Ben hep şunu diyorum eğer tanrı bu dinleri indirmiş ise ya insanlara kötülük için indirmiştir yada çok daha kutsal bir şeyler olmalı.

insanlar dini kişisel ya da toplumsal hedefleri ,çıkarları için kullandılarsa, bunda dinin suçu ne
 
Din korkusu olmadan yaşayanların genel de ahlaklı insanlar olmasını da masaya yatırmak lazım.

Herhangi bir dine inanmayan insanların 80% olduğu İzlanda'da mesela sapıklık, ve cinayet gibi suçların işlenme oranı oldukça düşük.

Bütün dinlerin genetik olarak adalet ve insanlık kavramından nasibini almamış Orta Doğu Coğrafyası'ndan çıkıyor oluşu da ayrı bir done.

Bunlara ek olarak yaratıcıyı sorgulamak ise ayrı bir boyutu işin. Kendini dindar olarak tanımlayan insanların da bunları sorgulamadan dindar olabileceğini düşünmüyorum.
 
Bütün dinlerin genetik olarak adalet ve insanlık kavramından nasibini almamış Orta Doğu Coğrafyası'ndan çıkıyor oluşu da ayrı bir done.

Medeniyetin Mezopotamya da başladığı konusunu ne yapacağız.bu yargı yakın zamanla alakalı, dinler ve insanlık 200 yıllık bir konu değil
 
Din korkusu olmadan yaşayanların genel de ahlaklı insanlar olmasını da masaya yatırmak lazım.

Herhangi bir dine inanmayan insanların 80% olduğu İzlanda'da mesela sapıklık, ve cinayet gibi suçların işlenme oranı oldukça düşük.

Bütün dinlerin genetik olarak adalet ve insanlık kavramından nasibini almamış Orta Doğu Coğrafyası'ndan çıkıyor oluşu da ayrı bir done.

Bunlara ek olarak yaratıcıyı sorgulamak ise ayrı bir boyutu işin. Kendini dindar olarak tanımlayan insanların da bunları sorgulamadan dindar olabileceğini düşünmüyorum.

wikiye göre Halkın büyük kısmı Hristiyanlığın Evangelist mezhebine (%95,6) bağlıdır. Geri kalan kısmının %3,7 Protestan, %0,7’si Katoliktir.

 
insanlar dini kişisel ya da toplumsal hedefleri ,çıkarları için kullandılarsa, bunda dinin suçu ne

Tanrının geçmişte ve gelecekte var olduğu teorisine göre insanların bunları kişisel çıkarları için kullanacaklarını görmesi gerekiyordu o zaman ve bunu gördü ise muhtemelen kötülük yapmak için göndermiş durumda yada farklı bazı planları var.

Ben kimseyi suçlamıyorum sadece amaç ve sonuç birbiri ile uyuşmuyor.
 
@Ozan Puki şu konuda biraz takıl sonra git on emir'i izle bak tam okuduktan sonra izlemelik konu ve film.
edit. filmde maymunlar cehennemindeki reis oynuyor
 
Tanrının geçmişte ve gelecekte var olduğu teorisine göre insanların bunları kişisel çıkarları için kullanacaklarını görmesi gerekiyordu o zaman ve bunu gördü ise muhtemelen kötülük yapmak için göndermiş durumda yada farklı bazı planları var.

Ben kimseyi suçlamıyorum sadece amaç ve sonuç birbiri ile uyuşmuyor.

Ali İmran suresi 7. ayet. ayet paylaşmaktan hoşlanmıyorum ama olsun

O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
 
Tanrının varlığı ve yokluğu kesin olarak kanıtlanamadığı için şu devirde en mantıklı felsefe agnostisizm. "Tanrı yoksa bizi kim yarattı ?", "Her şeyin bir yaratıcısı varsa Tanrı'yı kim yarattı ?" gibi argümanların kesin olarak açıklanamayan ve sonu gelmeyen tartışmasında kendinizi bulmanızı istemiyorsanız agnostiklik tam size göre.

Eğer Tanrı varsa da dinleri gönderdiğini sanmıyorum. Çünkü bu dünya milyonlarca yıl önce kurulmuş bir gezegen ve 2 bin yıl önceye dayanıyor. Ondan önce yaşayan insanların dinlerden bi'haber olması ve haberi olmadıkları için direkt cennete gideceklerini mantıksız buluyorum. Dünyada güzel ahlakın ve iyiliğin dinlere bağlı olamayacağını düşünüyorum. Kaldı ki dinler geldikten sonra ahlaki bakımdan daha da geriye gidildiğini söylesek yanlış olmaz sanırım. Ha bunda dinlerin bir suçu var mı ? Yok. Hepsinde güzel ahlakı öğütler. Ama bir Tanrı varsa geleceği öngörmesi lazım. Geleceği de biliyordur da. Bu yüzden gönderdiği dinlerinin de sonucunu biliyordu. Hal böyleyken dinleri göndermesini mantıksız buluyorum. Ayrıca Serdar'ın da dediği gibi en ufak detaya kadar yaratmış birisinin gönderdiği dinler "içki içmeyin, kurban kesin vs." gibi kuralları ve farzları içermesi bana saçmalık geliyor. Yalnız burada biraz deistlik kazanıyor gibi *swh

Tanrı varsa da tek tanrı olduğunu düşünüyorum. Ve ismi Göktanrı olmalı. Hazır konuyu biraz Tengriciliğe getirmişken biraz İslam'la bağlantısı hakkındaki düşündüklerimi paylaşmak istiyorum. Bilindiği üzere ilk Türkler, tek tanrılı bir din olan Göktanrıcılık/Tengricilik dinine mensuptu. Şuan bu dine inanan sayı çok fazla değil. Bu kesim de Orta Asya'daki Türk topluluklarından oluşuyor. Öz benliklerini unuttuklarını düşünüyorum. Arapların hakimiyetine girince Müslüman, Rus ve diğer milletlerin hakimiyetine girince Hristiyan oldular. Ve kendilerinin orjinal dinine (göktanrıcılık) inananlar çok az sayıda şu an.
Ders kitaplarında halen yazar mı bilmiyorum bizim zamanımızdaki ders kitaplarında ilk Türklerin göktanrı dinine sahip oldukları ama sonradan İslam'a geçtikleri yazılıyordu. Gerekçe ise, dinlerin birbirlerine çok benzemesi, savaşlarda iki tarafın bir arada olması vs. gibi çeşitli teoriler yazılıyordu. Bir kere kimse dinler benziyordu, tek tanrı vardı diye kendi dinlerinden farklı (gelenek, töre, kültür) diğer dine inanmaz. Madem çok benziyordu niye Müslümanlar Göktanrıcı olmayıp da tem tersi olduğunu bilmek isterim. Bu konu hakkında detaylı olarak bilgi sahibi olmak isterseniz aşağıda vereceğim blogda yazılan bir makaleyi okuyabilirsiniz. Okuduktan sonra yalan mı doğru mu diye başka kaynaklara da teyit ettirebilirsiniz, ki tamamı olmasa da çoğunluğu aynı çıkar.

https://blog.milliyet.com.tr/turk-t...uslarinin-gercek-hikayesi/Blog/?BlogNo=424886
 
Allahın varlığına inanmayanlar

Tanrı olsaydı afrikada insanlar açlıktan ölmezdi, dünyada vahşi kıyımlar olmazdı gibisinden sözler söylüyorlar.

Yani burda aslında Allah'ın varlığına inananların düşüncesine giriyorlar.

Eeee madem inanmıyorsun o zaman inanmadığın Tanrıyıda suçlu görmemen lazım.
 
Ali İmran suresi 7. ayet. ayet paylaşmaktan hoşlanmıyorum ama olsun

O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

Hocam ayeti çok iyi biliyorum defalarca okudum defalarca kez farklı yorumlardan anlamaya çalıştım bu ayetin sonu çok kilittir.''Akıl sahipleri düşünür ve anlarlar'' sadece bu ayet değil birçok ayetin sonunda bundan bahsedilir çok defa tekrar edilmiştir.

Varmak istediğim nokta tamda burası maalesef insanoğlu bu felsefeyi anlayamıyor.Ve tanrıda bunu öngörmüş olmalı diyorum.
 
Kendi yorumum belli inanmayan marjinaller çok beğenir bu konuyu Allahın adaleti hep var olacaktır inananlar çok şükür der inanmayanlar yanlışı seçer ..
 
Tanrının varlığı ve yokluğu kesin olarak kanıtlanamadığı için şu devirde en mantıklı felsefe agnostisizm. "Tanrı yoksa bizi kim yarattı ?", "Her şeyin bir yaratıcısı varsa Tanrı'yı kim yarattı ?" gibi argümanların kesin olarak açıklanamayan ve sonu gelmeyen tartışmasında kendinizi bulmanızı istemiyorsanız agnostiklik tam size göre.

Eğer Tanrı varsa da dinleri gönderdiğini sanmıyorum. Çünkü bu dünya milyonlarca yıl önce kurulmuş bir gezegen ve 2 bin yıl önceye dayanıyor. Ondan önce yaşayan insanların dinlerden bi'haber olması ve haberi olmadıkları için direkt cennete gideceklerini mantıksız buluyorum. Dünyada güzel ahlakın ve iyiliğin dinlere bağlı olamayacağını düşünüyorum. Kaldı ki dinler geldikten sonra ahlaki bakımdan daha da geriye gidildiğini söylesek yanlış olmaz sanırım. Ha bunda dinlerin bir suçu var mı ? Yok. Hepsinde güzel ahlakı öğütler. Ama bir Tanrı varsa geleceği öngörmesi lazım. Geleceği de biliyordur da. Bu yüzden gönderdiği dinlerinin de sonucunu biliyordu. Hal böyleyken dinleri göndermesini mantıksız buluyorum. Ayrıca Serdar'ın da dediği gibi en ufak detaya kadar yaratmış birisinin gönderdiği dinler "içki içmeyin, kurban kesin vs." gibi kuralları ve farzları içermesi bana saçmalık geliyor. Yalnız burada biraz deistlik kazanıyor gibi *swh

Tanrı varsa da tek tanrı olduğunu düşünüyorum. Ve ismi Göktanrı olmalı. Hazır konuyu biraz Tengriciliğe getirmişken biraz İslam'la bağlantısı hakkındaki düşündüklerimi paylaşmak istiyorum. Bilindiği üzere ilk Türkler, tek tanrılı bir din olan Göktanrıcılık/Tengricilik dinine mensuptu. Şuan bu dine inanan sayı çok fazla değil. Bu kesim de Orta Asya'daki Türk topluluklarından oluşuyor. Öz benliklerini unuttuklarını düşünüyorum. Arapların hakimiyetine girince Müslüman, Rus ve diğer milletlerin hakimiyetine girince Hristiyan oldular. Ve kendilerinin orjinal dinine (göktanrıcılık) inananlar çok az sayıda şu an.
Ders kitaplarında halen yazar mı bilmiyorum bizim zamanımızdaki ders kitaplarında ilk Türklerin göktanrı dinine sahip oldukları ama sonradan İslam'a geçtikleri yazılıyordu. Gerekçe ise, dinlerin birbirlerine çok benzemesi, savaşlarda iki tarafın bir arada olması vs. gibi çeşitli teoriler yazılıyordu. Bir kere kimse dinler benziyordu, tek tanrı vardı diye kendi dinlerinden farklı (gelenek, töre, kültür) diğer dine inanmaz. Madem çok benziyordu niye Müslümanlar Göktanrıcı olmayıp da tem tersi olduğunu bilmek isterim. Bu konu hakkında detaylı olarak bilgi sahibi olmak isterseniz aşağıda vereceğim blogda yazılan bir makaleyi okuyabilirsiniz. Okuduktan sonra yalan mı doğru mu diye başka kaynaklara da teyit ettirebilirsiniz, ki tamamı olmasa da çoğunluğu aynı çıkar.

Turk tarihinin kayıp 7 yılı: Turklerin Musluman oluşlarının gercek hikayesi / İnanclar / Milliyet Blog


Allahin (hasa) nasil bir sey oldugunu, kime benzedigini, ve nasil bir sey oldugunu, insan aklinin SINIRLI kapasitesiyle bulmak ve cözmek mümkün degildir! Cunku insan aklinin belli SINIRLARI vardIr. SINIRLI olan AKIL, SINIRSIZ olan bu hususu anlamanin imkani yoktur.
Bu TIPKI, bir kilo agirlikla SINIRSIZ bir AGIRLIGI tartmaya kalkmak gibidir!

Kainati ve insanlari yaratan Cenabi Hak, yarattigi mahluhkatin cinsinden olmadigi icin, bir kiyas yapmak da mümkün olmamaktadir.

Bir tabloya baktigimiz zaman, o tablonun bir sanatkarin elinden ciktigina, kendi kendine cizilmedigine mantiken karar veririz. Fakat tabloyu cizen sanatkarin da, boyalar, cerceveler, bezler ve fircalar, cinsinden olmadigini ve onlara asla benzemedigini de biliriz.

Tabloyu yapan sanatkar, etiyle, kemigiyle, kaniyla, akliyla, iradesiyle, bambaska bir varliktir. Yaptigi tablonun cinsinden degil ve asla da benzemez!!

Kainatin yaraticisi Cenabi Hak da, kainat cinsinden olmadigi icin, yarattiklarina asla benzemez. Onun tarafindan yaratilmis olan bizler de, yaraticimizi anlamak icin, Onu neye benzetmeye calisirsak calisalim, yine de isabet edemeyiz. Akilimiza gelen hersey, Allah tarafindan yaratilandir. O hic bir seye benzemez. Dolayisiyla, kime benziyor ve nasildir gibi sorulara "O yaratandir, Yaratani, yaratilan anlayamaz, diye cevap vermeliyiz!


Cenabi Hakki (hasa) kim yaratti, sorusuna da, bir nebzecik cevap icin, sunlar söylenebilir:

Cenabi Hakkin varoldugu konusunda insan aklinin bir aciklama yapmasi mumkun degildir. Cünku insan ve onun akli mahluktur, yani yaratilmistir. Yaratilan bir seyin, yaratanini anlamasi ve cözmesi mumkun olamaz.

Mesela bir soba, suurlu olsa ve kendi ölcüleriyle ustasini tanimaya calissa, ustasini kendisine ve cevresindekilere kiyas edip, tanimaya calisacaktir.

Ustasini da kendisi gibi, kömur veya odun yedigini, sonra da kül ve duman cikardigini, elinin yüzünün siyah oldugunu, 3 veya 4 ayaginin bulundugunu tahmin edecektir. Ve tabii ki her tahminde de hata edip, ustasini taniyamayacaktir.

Insan da Halikini tanimak ve Onunla ilgili bir tahminde bulunmak icin bildigi ve hayal ettigi seylerle Onu kiyaslayacaktir. Bu da isabetsiz ve hakikatten uzak olacaktir.


Allah nasil var oldu peki?

Cenabi Hakkin nasil varoldugu hususuyla ilgili su iki misal, konuya aciklik getirecektir.

Birincisi: cokca vagonlari olan bir tren dusununuz. Bu vagonlardan her birisini bir önceki vagonun cektigini biliriz. Ancak "Lokomotifi kim cekiyor?" diye soru sorulamaz. Cünkü, bütün vagonlari cekip, kendisi de cekilmeyen bir lokomotif olmazsa, düzenli hareket olusamaz.

Ikincisi: Askerlik sisteminde bir onbasi, emri cavustan alir. Cavusta bir üstünden. O üstü de, diger bir üstten emir alir. Nihayet is, genel kurmay baskanina ve eski ifadeyle, is padisaha kadar dayanir. Peki padisah emri kimden aliyor, diye bir soru sorulamaz. Eger padisah da bir yerden emir alsa o zaten padisah olamaz. Padisah olmanin özelligi emir veren, ama emir almayandir.

Bu misallerden anlasildigi gibi kainati ve butun mahlukati yaratan Cenabi Hakktir. Onu kim yaratmistir, diye bir soru sorulamaz. Cunku yaratan yaratilmaz. Onun var olma özelligi kendi ZATINA aittir. Ona, bizim akil ölcülerimiz yetmez!



Düzceli Mehmet kitabindan alintidir
Yazar: Halit Ertugrul


 
Geri
Üst Alt