Mûsâ bin Nusayr’ın kölesi iken Emevî halifesi Velîd bin Abdülmelik(705-715)’in, Nusayr’ı Emevilerin Kuzey-Batı Afrika seferine göndermesiyle azad edilip ve savaşa katıldı. Savaşlardaki başarısı, zekası dirayetini gören Musa bin Nusayr daha sonra onu ordusunun öncü birliklerinin başına geçirdi. Bu süreçte Musa bin Nusayr Tarık Bin Ziyad’a iyiden iyiye hayran oldu. Gücü, şiddete aldırmayışı, soğukkanlı kararlarının yanında hitabet sanatıyla tüm askerlerini kah alevlendirip kah sakinleştirmesi saygısını kazanmasını sağladı. Bu sebeple de kendisine 7000 kişilik bir kuvvet vererek Endülüs’ü(İspanya) fethetmeye yolladı.
Daha sonra kendi adının verileceği boğazı geçip (Cebeli Tarık) İspanya’ya çıkar çıkmaz “Tüm gemileri yakın!” emrini veren Tarık Bin Ziyad daha sonra şaşkın askerlerine şu tarihi konuşmayı yaptı;
“Ey mücahit kardeşlerim! Görüyorsunuz, arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Geriye dönüş yoktur. Düşmanın silahı, teçhizatı ve erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.”
Yaktırdığı gemileri tekrar Kuzey Afrika’ya doğru gönderdiği de söylenir.
Carteya ve Algeziras kentlerini aldıktan sonra İspanya’da hüküm süren Vizigot kralı Roterich ‘in, sayısı 70-100 bini bulan büyük bir ordu ile derhâl güneye koştuğu haberini aldı. Bunun üzerine yardım istediği Musa bin Nusayr 5000 kişilik bir yardım gönderdi.
Rio Barbeta’da yapılan savaşı Tarık Bin Ziyad’ın yönetimindeki Emeviler kazandı. Düşman kralını da bizzat kendisi öldürmüştür. Bu zaferin ardından Musa bin Nusayr’da 10.000 kişilik bir orduyla Endülüs’e geçti. Tarık bin Ziyad’a durmasını buyurdu. Lakin Tarık bin Ziyad ilerlemeyi durdurmak için bir sebep görmedi ve fetihlerine devam etti. Musa Bin Nusayr’ın onu durdurmak istemesinin nedeninin kıskançlık olduğu da söylenir.
Toledo, Kurtuba, Archidor ve Libire kentlerini bir bir ele geçirdikten sonra Musa Bin Nusayr’ın birbikleriyle birleşildi. Ancak emre uymamaması sebebiyle bütün ordunun önünde hakarete uğrayıp kırbaçlatıldı Tarık Bin Ziyad. Daha sonra fetihlere devam edildi.
İspanya'nın fethinden sonra Musa bin Nusayr burada bazı komutanlar ve askeri birlikler bıraktı ve Şam'a döndü. Yanında götürdüğü Tarık Bin Ziyad'ı Halife Hişam'a şikayet etti. Halife yaptığı araştırmada İspanya'nın gerçek fatihinin Tarık bin Ziyad olduğunu öğrendi onu cezalandırmadı ama ülkesine de geri göndermedi. Tarık Bin Ziyad ölümüne kadar Suriye'de yaşadı.
Daha sonra kendi adının verileceği boğazı geçip (Cebeli Tarık) İspanya’ya çıkar çıkmaz “Tüm gemileri yakın!” emrini veren Tarık Bin Ziyad daha sonra şaşkın askerlerine şu tarihi konuşmayı yaptı;
“Ey mücahit kardeşlerim! Görüyorsunuz, arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Geriye dönüş yoktur. Düşmanın silahı, teçhizatı ve erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.”
Yaktırdığı gemileri tekrar Kuzey Afrika’ya doğru gönderdiği de söylenir.
Carteya ve Algeziras kentlerini aldıktan sonra İspanya’da hüküm süren Vizigot kralı Roterich ‘in, sayısı 70-100 bini bulan büyük bir ordu ile derhâl güneye koştuğu haberini aldı. Bunun üzerine yardım istediği Musa bin Nusayr 5000 kişilik bir yardım gönderdi.
Rio Barbeta’da yapılan savaşı Tarık Bin Ziyad’ın yönetimindeki Emeviler kazandı. Düşman kralını da bizzat kendisi öldürmüştür. Bu zaferin ardından Musa bin Nusayr’da 10.000 kişilik bir orduyla Endülüs’e geçti. Tarık bin Ziyad’a durmasını buyurdu. Lakin Tarık bin Ziyad ilerlemeyi durdurmak için bir sebep görmedi ve fetihlerine devam etti. Musa Bin Nusayr’ın onu durdurmak istemesinin nedeninin kıskançlık olduğu da söylenir.
Toledo, Kurtuba, Archidor ve Libire kentlerini bir bir ele geçirdikten sonra Musa Bin Nusayr’ın birbikleriyle birleşildi. Ancak emre uymamaması sebebiyle bütün ordunun önünde hakarete uğrayıp kırbaçlatıldı Tarık Bin Ziyad. Daha sonra fetihlere devam edildi.
İspanya'nın fethinden sonra Musa bin Nusayr burada bazı komutanlar ve askeri birlikler bıraktı ve Şam'a döndü. Yanında götürdüğü Tarık Bin Ziyad'ı Halife Hişam'a şikayet etti. Halife yaptığı araştırmada İspanya'nın gerçek fatihinin Tarık bin Ziyad olduğunu öğrendi onu cezalandırmadı ama ülkesine de geri göndermedi. Tarık Bin Ziyad ölümüne kadar Suriye'de yaşadı.