Zengin bir Katarlı, Rus falan olsam ; gelirim İstanbul'dan Başakşehir'i satın alırım. Koyarım 300 milyon euro transfer bütçesi. Getiririm başına ünlü bir T.D., o 300 milyon euro bütçe ile sadece 14 topçu alırım. 15 değil, 14. 5 yıllık sözleşme hepsine. Eldekilerin tamamını da satarım ve 10 tane de altyapıdan genç koyarım listeye ilk sene. Görürüz bakalım 100 yıllık kulüpler A sınıf oyuncular karşısında kenetlenince, taraftar desteğiyle falan şampiyon olabiliyor mu 5 yıl?
Bu ligin kalitesini anlatan hepimizin de bildiği cümle nedir ? "Şampiyon olmak istiyorsan, atanınla tutanın iyi olacak" Bu ne demektir? Küçük takımlar bu ligde sana karşı sadece otobüs çeker, sürekli defans yaparlar, futbol oynama, kazanma dertleri de hiiç yoktur. Gücün ve sürekli defans yapmanın yeteneği bozacağına inanmış bir sürü çapsız Teknik Direktörün elinde de futbola can çekiştirirler. Yani ; bu çapsızlara karşı pozisyonu az bulacaksın kardeşim, dolayısıyla bulduğunu atan GOLCÜ lazım sana. Bir de bunlar kırk yılda bir es kaza gelirler kontradan. Ya da oldu kötü günündesindir, en azından tuttuklarıyla sana puan kazandıracak iyi KALECİ lazım. Koca Züpper Ligin izlediğim 20 küsur yıllık özeti bu.
Böyle kalitesi yerlerde sürünen, açık futbol oynanmayan, futbolu çirkinleştiren en az 10-12 takımın olduğu ligde sadece teknik, taktik, futbolun doğruları falan diye konuşmak tüm büyük takımlara da hocalarına da haksızlık. Burayı KALİTELİ ayak çözer. KALİTELİ ayak için PARA gerekir. Kaliteli ayağın yoksa kimse 100 yıllık kulüp demez 30 hafta kümede kalma mücadelesi verdirir adama.
Valla futbol tutkunu bir milyarder olsam, sırf şu tezimin doğruluğunun ispatı için ; Uzaylı Şanlı Kulüp, Büyük Çınar, Avrupa Fatihi, bilmem ne büyük taraftar demem, gelir 10 yılda tıkarım tüm büyüklerin ve taraftarlarının ağzına kapitalizmin gerçeklerini. Ne kadar beğenmesek de 5 yıllık, taraftarsız kulüp doğru planlama ile nerelere gelebiliyor şurada. Ligin süründüğünün ispatı resmen.
Romantiklerin, taktik dehaların, genç oyuncu müptelalarının, hayalperestlerin bol olduğu bu güzide ülkede herkese şöyle paranın gücünün tam olarak ne olduğunun dersini verecek bi Arap, Rus, Amerikalı gelse de ülkeye, yöneticilerimizde "3 yıl başarı beklemeyin, ekonomik düzlüğe çıktıktan sonra 10 yıl ambargo koyacağız" diyebilecek algı, planlama, yatırım, yönetim düzeyi oluşsa. Taraftarlar da bunu yaşaya yaşaya kabullenseler. CL'de bizi elek edecekler 6 alınmazsa. Falcao'yu alsanda 6 da alsan edecekler zaten. Uçurum var uçurum. Aksi olduğunda futbolun güzelliği diyoruz ona. Ne kadar para harcarsan harca bi ufak bütçeli takım seni yenebiliyor ciddiye almazsan futbolu. O yüzden izliyoruz zaten bu zıkkımı.
Çok romantiğiz çok. Hayalperestiz. Gerçeklerden uzağız. Her şey anlık duygularla gidiyor. İyi oyun iyi oyuncularla oynanır. İyi oyuncular da 20'den başlıyor. Abdurrahim Falcao'yu alamasa, seneye Fatih Terim şampiyonluk yaşamasa kapının önüne koyacağız onu da. Durumu da her sene başarılı olan kalır burada diyerek normalleştiriyoruz. Real Madrid'iz sanki. Zaman tanımıyoruz hiç kimseye. Eldeki 3-5 kuruşla en iyisini yapmaya çabalayan adamlar işte. Comolli'ye de aynı tarife uygulanıyor öte tarafta. Hadi o daha şanslı elinde para var hiç yoktan. Bizde para da yok.
Çok geriyorsunuz kendinizi. Falcao gelse de şampiyon olamayabiliriz. Zira senin takımında BAM BAM BAM herkese koyup geçecek kalitede adamlar yok. Ehven-i şer hepsi neredeyse.
Neyse, FFP çarkını bir şekilde zorla döndürmeye çabaladığımız bu günlerde Falcao gelsin istiyorum tabi. Ama bir taraftan da seneye ne olacağını dahi görememek düşündürüyor. Euro bi 10 liraya vurursa önce diğer 2 kulüp, 12 de falan da biz resmen batarız. Yani fakirliğimiz ve parasızlığımız ve ülkenin ekonomik şartları o kadar vahim ki, intihar riski alıyor tüm kulüplerimiz CL geliri için. 10 yıl boyunca şampiyon olmadan her yıl göndereceğiz CL'ye seni ama her takımdan en az 10 yiyeceksin deseler, 3 büyükler ben olayım o şanslı diye birbiriyle yarışır. Sonra da iyi futbol yok ama kardeşim. Yok da şampiyon olmamız lazım ya. Başlarım iyi futboluna. Yönetici olsam böyle düşünürüm.
"Paraya geliyor konu sürekli, ne alaka, sadece o değil" diyenler çok yanlış anlıyor Endüstriyel Futbolu da, ülkemizin gerçeklerini de. 300 milyon euro'yu cebinde getiren bu ülkede üst üste en az 5 yıl şampiyon olur. Ne Fatih Terim durabilir karşısında ne başka biri. Ya da Galatasaray'ın bu durumunda harikalar yaratacağına inandığınız o TAKTİK DEHA. Hiç bir şey yapamaz. CL'ye giderek de en az yarısını cebine koyar bu Arap değerli efendiler.
Onu bunu sürklase edecek, iyi oyun çat çat oynayacak takım istiyorsunuz da o takım 300'le kurulur. Taktik dehaya sahip hocayla olmaz o iş sadece. Diagne'yi 10'a satarsak alacağımız 4 oyuncu ile bile kimseyi sürklase falan edemezsin bu futbol düşmanı ligde. Fatih hocadan beklediğiniz iyi oyunun ne olduğunu ben biliyorum. İstiyorsunuz ki çıksın Akhisar'a her maç 5 atsın. Hollanda'da atar. Eminim. Zira orada tüm takımlar futbol oynamaya çabalıyor.
Yönetimi de, hocayı da, oyun sistemini de, iyi oyun isteği ile aba altından sopa gösterenlerin de çoğu dünya futbolunun gerçeklerini baz alarak eleştiriyor. Ve baz aldıkları noktadan haklılar da. Sen 2.sınıf ülkenin, parasız takımısın. Ona göre eleştir diyorum sadece. Aksihar deplasmanına gittiğinde Akhisar futbolun doğrularını yapmıyor zira. 1 adet oyun planı var. Topu kaparsam hızlı oyuncuma atayım da gol bulursam da üstüne yatarım. Ligin bu. Yüzleş. Bu lige de en uygun hoca ispatlıi istatistikli Fatih Terim diyoruz. Daha iyisini istemiyoruz demedik. Daha iyisi için paran yok dedik.
İşte o Arap gelse de bi gerçekleri çarpsa suratımıza.