Bu ülkede hem milli takım çalıştırmak hem de kulüp çalıştırmaya uygun bir yapı yok zaten ayrılmasındaki hen büyük faktör ünal aysalla olan kavgasıdır tabi aysalla arasını açan bir kesim vardı ve o konuda hem ünal aysal hem de fatih terim suçludur ikisi de uzlaşmak yerine güç yarışına girince Galatasaray kaybetmiştir dedikleriniz de katıldığım noktalar da var mesela 2011 de geldiğinde ünal aysal ve fatih terim işbirliğinde kurulan kadro çok fayda sağlamıştır ama 2001-2002 sezonundan sonra Lucescuyu gönderip Terimi almak tamamen bir kumardı ve o kumar o günden bugüne uzanan başarısızlıklar zincirini oluşturmuştur ve Galatasaray kaybetmiştir hiçbir hoca da istikrar oluşturamadık ya da Terim 2000 den sonra hedeflerini büyüterek bu kulüp de devam edebilirdi o gittiği an bir çok oyuncuyu kaybettik belki de devam etseydi CL yarı final ve üzerini görebilirdik hele ki UEFA döneminden sonra kesinlikle devam etmeliydi ama dediğim gibi sürekli yanlış kararlar alındı ya terim 2000 den sonra ayrılmayacaktı ya da terim uğruna lucescuyu göndermeyecektir çünkü şu an ki çöküşün başladığı ve şu an da büyük bir çöküntüye sürükleyen kararların alındığı yıl 2002 yılıydı adnan polatlara gitmeye gerek yok o dönem mantıklı bir karar alınsa şu an belki de 30 ncu şampiyonluğumuzu alıyor olabilirdik
2002 yili, o dönem Internet olmadigi icin, databesler olmadigi icin, hayali mahsuller ile sisirilmis yillardir. Galatasaray´in sonunu, maddi anlamda cökmesi ve Fenerbahce kadar bile zamaninda, maddi alt yapi kuramamasi o hale soktu. Sen tarihinin en güclü kadrosu ile Lucescu ile sampiyonlugu kaybettin. O seneden sonra yaprak dökümü basladi, Galatasaray karin tokluguna en iyi oyuncularini satip, kiralik oyuncular ile 2005 tadinda bir sampiyonluk yasadi. O kiralik kadroda yine Galatasaray´in efsane kadrosunun parcalari vardi. Bülent, Arif, Vedat, Suat, Sergen, Hakan, Ergün, Hasan, gibi. Bu oyuncularin hasan disinda 2 senelik ömürleri kalmisdi, sergen kiralik idi. Ve bir revizyon yapmak icin, öyle büyük bir bütce yoktu. Lucescu´nun gönderilmesi hataydi, kalsaydi nekadar kalacagi ise mechuldu.
Kanimca. Gerets ile yasadigimiz 2005 sampiyonlugu, cok daha zor sartlarda, cok daha zayif bir kadro ile, cok daha güclü bir fenerbahceye karsiydi. Kadroyu güclendirebilecek bir maddi durum olmadigi icin, ikinci senede balon patladi, ve adam postalandi. Keza Lucescu, Besiktas´da ikinci sene sampiyonlugu kacirdi, o da postalandi.
Lucescu Türkiye ligine getirebilecek en iyi yabanci hocalardan bir tanesi. Türkiye´de 4 senede 2 sampiyonluk yasadi, kanimca civari 50% oran ile sampiyonluk tuturabilecek bir hoca. 10 sene kalirsa 5 sampiyonluk eder. Türkiye´de bu her ikinci sene, gönderilmesi icin bir nedendir. Feldkamp 1, Lucesci 2 dir o konuda gözümde.
Ve Lucescu´nun Shaktar ile yakaladigi basarisi, Galatasaray´a uyarlanamaz.
Galatasaray 2003 - 2008 arasi transfer bütcesi = 33 Milyon Avro
Shaktar Donetzk 2003-2008 arasi transfer bütcesi = 130 Milyon avro
Shaktar Donetzkin en yakin takipcisi ligde
Dynamo Kiew 2003-2008 arasi Transfer bütcesi: 55 Milyon avro
Türkiye liginde Trabzon´a karsi bile, bizim bukadar bir üstünlügümüz yok.
Lucescu Donetzk ile bir UEFA Kupasi kazandi, hem kulübün maddi olarak cok güclü olmasi, hem Luescu´nun üst düzey bir hoca olmasi, hemde kulüp olarak istikrarli bir sekilde Lucescu ile devam etmesinin sonucudur bu basari.
Rinat Achmetov´un Shaktar´in basarisinda payi cok büyük. Kendisi bir Dogalgaz imparatoru, Donetzk icin Abramovich gibi birsey. 2003´den itibaren Ukrayna liginin cok üzerinde yatirimlar yapmaya basladi, cok büyük para pompaladi kulübe. Rakiplerine göre cok üstün bir takimdan bahsediyoruz.
Herkes Lucescu akillara gelince, kiralik kadro ile yasanan sampiyonluk geliyor akillara. Lucescun döneminde Galatasaray o zamana kadar, tarihinin en yüksek transfer harcamalarini yaptigi da bilinmez mesela. Terim döneminden bile fazla para yaktik.