Her türlü bu sezonki başarıların o kadar önemsenmediğinin göstergesidir bu satış. Oyuncu rest çekmişmiş, Almanya'ya gitmezmiş. Babasının çiftliği mi burası? "Daha 6 ay önce kontrat imzalamışsın, kusura bakma çok sakatımız var 100m Euro da verseler gönderemeyiz. Gitmek istiyrosan anca sezon sonunda!" deyip sen de resti çektiğin zaman ne yapacak adam? Almanya'ya gelmemek gibi bir hıyarlık yaparsa bize olduğu kadar kendine de zarar verirdi. 6 milyon Euro Meira için iyi para bu doğru ama şartlar ve zamanlama o kadar ama o kadar yanlış ki. Bari 10 gün önce satsaydınız da şu iki lig maçında Hamburg maçındaki defans kurgusunun denemesini yapsaydık. Ben Bülent Hoca'nın yerinde olsam çok söverdim içten içe bu duruma. Hayır, bir de anlamadığım yönetim ve Meira "transfer yok" açıklaması yapıyor ve bundan birkaç gün sonra ve en önemli maçtan 2 gün önce transfer gerçekleşiyor. Anlıyorum bu bir pazarlama stratejisi imiş ama bu durum takımın konsantrasyonunu, inancını, dengelerini nasıl etkiler düşünen yok mu? Bu kadar mı paraya muhtaç durumdayız anlamadım ki?
Neyse, ne olduysa oldu. Şimdi elimizde iki alternatifimiz var ama bence ikisi de birbirinden riskli:
1. Semih Kaya. Bir insanın Galatasaray kariyerinin ilk maçı deplasmanda Hamburg maçı olursa ve bu çocuk daha 18-19 yaşındaysa, 30 yaşında bir defans aldıktan sonra bile birçok maç yanındakilerle uyum sağlamasını beklerken, Semih'in kusursuz bir performans çıkarmasını bekleyebilir misiniz? Emre Aşık da ağır birisi, onun açıklarını kapatamaz. Hatta, onun açıklarını kapatayım derken kendi hatalar yapacaktır. Semih, ayaklarına hakim deniyor ama o heyecanla görürüz bakalım ne kadar hakim olabilecek. Ha, olur da süper oynasa bile Emre ile beraber saatli bomba gibi hissettirecek takıma ve seyirciye bu kesin. Olur da hatasız oynarsa bu süper lotodan büyük ikramiye çıkması kadar düşük bir olasılıktır, en az o kadar sevinmeyi gerektirir. Hamburg, Baros'un da yokluğunda üzerimize dalga dalga gelecek. Çünkü Baros olmayınca ne kontratak tehditimiz var, ne de Nonda ve Ümit'in üzerlerinde ölü toprağı olduğundan ileride top tutabilme özelliğimiz. H. Berlin maçında golü attıktan sonra defansın halini hatırlayın, Semih öyle bir baskıyı kaldırabilir mi? Hayır, kaldırması mucizedir. Üstelik, Hamburg maçında yenecek erken bir gol bizi açılmaya zorlayacağından farkı getirme riski yüksektir. Biz açıldıkça Semih-Emre ikilisi daha da saatli bomba haline gelecektir.
2. Hakan Balta'yı göbeğe çekmek. Hakan Balta'nın bekte ne kadar sağlamsa stoperde o kadar dağınık olduğunu gördük öncek maçlarda. Yerini yadırgıyor çünkü. Fiziği yeterli ama boyu pek uzun değil ve üstelik buna rağmen biraz ağır. Emre Aşık ile uyumsuzluğu yine görünecek. Üstelik Hakan'ı ortaya çeince sol bekte muhtemelen Volkan oynayacak, Alparslan diyeceğim ama onun da Savunma yönünün zayıflığı şüphe uyandıracak, ki bu maçta bana kalırsa bize beklerin öncelikle savunma özellikleri gerekli olacak. Volkan bu sene takıma adapte olamadı diye düşünüyorum, bir oyna bir oynama, sonra sakatlıklara rağmen yedek kal, vs.. Kısacası, kendisi takıma konsantre değil, Sol kanat sık sık açık verecektir. Sabri de arada sırada yaptığı gibi kendini aşmazsa sağ kanat da açıklar verecek, ortası zaten şüpheli, buyrun cenaze namazına. Volkan'ın yeterli olmayışı ve güven vermeyişi önündeki Arda'yı da bozacak, Arda ona yardım etmek için çok uğraşacak, Volkan'ın sık yaptığı top kayıplarında tam ileri çıkacakken geriye depar atmak zorunda kalacak. Sonuçta, en önemli hücum güçlerimizden birinin de etkinliği düşecek, kontratağa çıkmamız iyice zorlaşacak, vs...
Şimdi burada direk Meira da kötü oynuyordu, işte o da ağırdı vesaire diyecekler çıkabilir. Dikkat edin, Avrupa'daki maçlarda Meira takım iyi konsantre olduğunda iyi oynuyordu, takımın geri kalanı ve özellikle ortasaha çok konsantre olup, çok koşup çalıştığı zaman Meira tecrübesiyle gedikleri kapama, defansı organıze etme, yerinde kesişler yapma gibi ince işleri yapıp sıyrılıyordu. Dikkatli olanlar bilirler, Popescu'yu çok beğenirdik ancak kendisi Meira'ya çok benzerdi, önündeki ortasaha deliler gibi mücadele ettiğinden Popescu ince işleri yapar çekilirdi. Ancak "nadir de olsa" ortasaha maç içinde oyundan düştüğü, yorulduğu anlarda Popescu'nun ağırlığı sırıtırdı ve beklenmedik boşluklar verebilir, ya da kart görmek zorunda kalabilirdi. Bu daha çok lig maçlarında olurdu. Bizim bu sezon ortasaha mücadelemiz zaman zaman düşük olduğu için Meira gözümüze kötü göründü. Bir de dikkatinizi çekerim, Bordeaux maçından sonra ligde yaptığımız iki maçta Meira çok sağlam oynadı, her önemli topu kesen kişiydi, defansın açıklarını kapattı, sürekli kafa toplarını aldı. Yani, takımın mücadelesi ile beraber Meira da toparlanıyordu.
Şimdi Hamburg maçında, hangi olasılık çıkarsa çıksın defansımıza kesin güvenen olacak mı? olmayacak. Diyeceksiniz, Meira'lı defansa da güvenen olmazdı ama onlara en azından bu seneki diğer Avrupa maçlarını örnek gösterebilirdik. Şimdi, her türlü tam anlamı ile kapalı kutu bir defansımız olacak. Yine de kim oynarsa oynasın başarılar dileyelim, dua edelim, destekleyelim, ve olası hatalarında (özellikle gençleri) hoşgörü ile karşılayalım, yapacak birşey yok