Cevap: Galatasaray Taraftarları ve Tribünleri Nereye Gidiyor?
Biliyorum, kopuk bir adamım toplumdan, ülkenin gerçeklerinden, insanlarından vs.
Saçma gelebilir bu başlığa daha önce yazdığım mesajlar başkalarına, bazı şeyleri hiçe saydığım ve tamamen ütopik davrandığım söylenebilir. Ne manası var o zaman?
Bir kere kesinlikle Avrupa'daki seyirci profili gibi olmalıyız diye bir derdim yok, kesinlikle övünürüm taraftarımla. VIP koltuklarının üstüne çıkar gençlik marşı söyleriz UEFA finalinde, bu yüzden kolu çıkık adamlar, adalesi yırtık adamlar 10 kişiyle saldırırlar zamanın "yenilmez armadası" Viera'lı, Henry'li, "çimlerde yüzen" Bergkamp'lı Arsenal'inin üstüne.
Dinamik milletiz, etkileriz birbirimizi, ayağa kaldırırız, engelliler için kaldırım yapmayız ama tekerlekli basketbol takımımıza yurtdışından transfer yaparız. Acayibiz biz. Bu yüzden güzeliz.
Şimdi sanılan şu: Şu yukarıda bahsettiğim taraftar profili aynı şekilde toplu küfür de eder yeri gelince. UEFA finalin de öyle bir artısı var iken, böyle bir eksisi de olabilir. Katılmıyorum buna. Neden?
Etkili olmamızın sebebi gerçekten enerjimizi sahaya yansıtmamız, dengesiz bir şekilde yansıtmamız değil. Organize bir şekilde yansıtmamız da değil. Ama gerçekten takımın yenmesini istememiz, bencil bir şekilde o galibiyetin hayatımıza etki etmesi de var tabi ki bunun içinde. Birey olarak daha iyi hissediyoruz. Ben de böyleyim, oradaki taraftar da böyle. Fark yok.
Benim önerim şu:
Hep organize olmaktan bahsediyoruz, aynı anda aynı şarkıları söylemekten, tribün liderlerinden, rütbelerden.
Olmayalım organize, kareografimizi yapalım maç öncesi. Ayrıca mesela 2 fark attıktan sonra takımın oyunu hoşumuza gidiyorsa söyleyelim "nevizade geceleri"ni arkadaşlarımızla içten bir şekilde. Ama başkaları söylüyor diye söylemeyelim. Söylemek istediğimiz için söyleyelim. İhtiyaç olduğunu düşündüğümüz için.
Mesela seyredelim maçı, hakem berbat. Küfretmek istiyoruz. Edelim küfür, hatta o topluca söylenenden çok ama çok daha ağırlarını edelim, salya sümük saçarak etrafa, insanlıktan çıkarak. Ama başkaları bir şekilde ediyor diye etmeyelim. Onlarla aynı tempoda şarkı şeklinde değil. İçimizden ne geliyorsa öyle.. Birey olarak olarak tepkimizi verelim.
Organize olmaya özen göstermeyelim, olmayalım organize. Enerjiden birşey eksilmez zaten. Hatta ihtiyaç olmadığında organize olmamaya özen gösterelim.
Bu yapılır, ya da yapılmaz, sadece şunu okuyan birkaç insan belki dener böyle yapmayı, sadece kendi gözleriyle maçı seyredip öyle tepki vermeyi dener diye umuyorum. Fazlasını değil.
Profesör ve deniz yıldızı hesabı..
Biliyorum, kopuk bir adamım toplumdan, ülkenin gerçeklerinden, insanlarından vs.
Saçma gelebilir bu başlığa daha önce yazdığım mesajlar başkalarına, bazı şeyleri hiçe saydığım ve tamamen ütopik davrandığım söylenebilir. Ne manası var o zaman?
Bir kere kesinlikle Avrupa'daki seyirci profili gibi olmalıyız diye bir derdim yok, kesinlikle övünürüm taraftarımla. VIP koltuklarının üstüne çıkar gençlik marşı söyleriz UEFA finalinde, bu yüzden kolu çıkık adamlar, adalesi yırtık adamlar 10 kişiyle saldırırlar zamanın "yenilmez armadası" Viera'lı, Henry'li, "çimlerde yüzen" Bergkamp'lı Arsenal'inin üstüne.
Dinamik milletiz, etkileriz birbirimizi, ayağa kaldırırız, engelliler için kaldırım yapmayız ama tekerlekli basketbol takımımıza yurtdışından transfer yaparız. Acayibiz biz. Bu yüzden güzeliz.
Şimdi sanılan şu: Şu yukarıda bahsettiğim taraftar profili aynı şekilde toplu küfür de eder yeri gelince. UEFA finalin de öyle bir artısı var iken, böyle bir eksisi de olabilir. Katılmıyorum buna. Neden?
Etkili olmamızın sebebi gerçekten enerjimizi sahaya yansıtmamız, dengesiz bir şekilde yansıtmamız değil. Organize bir şekilde yansıtmamız da değil. Ama gerçekten takımın yenmesini istememiz, bencil bir şekilde o galibiyetin hayatımıza etki etmesi de var tabi ki bunun içinde. Birey olarak daha iyi hissediyoruz. Ben de böyleyim, oradaki taraftar da böyle. Fark yok.
Benim önerim şu:
Hep organize olmaktan bahsediyoruz, aynı anda aynı şarkıları söylemekten, tribün liderlerinden, rütbelerden.
Olmayalım organize, kareografimizi yapalım maç öncesi. Ayrıca mesela 2 fark attıktan sonra takımın oyunu hoşumuza gidiyorsa söyleyelim "nevizade geceleri"ni arkadaşlarımızla içten bir şekilde. Ama başkaları söylüyor diye söylemeyelim. Söylemek istediğimiz için söyleyelim. İhtiyaç olduğunu düşündüğümüz için.
Mesela seyredelim maçı, hakem berbat. Küfretmek istiyoruz. Edelim küfür, hatta o topluca söylenenden çok ama çok daha ağırlarını edelim, salya sümük saçarak etrafa, insanlıktan çıkarak. Ama başkaları bir şekilde ediyor diye etmeyelim. Onlarla aynı tempoda şarkı şeklinde değil. İçimizden ne geliyorsa öyle.. Birey olarak olarak tepkimizi verelim.
Organize olmaya özen göstermeyelim, olmayalım organize. Enerjiden birşey eksilmez zaten. Hatta ihtiyaç olmadığında organize olmamaya özen gösterelim.
Bu yapılır, ya da yapılmaz, sadece şunu okuyan birkaç insan belki dener böyle yapmayı, sadece kendi gözleriyle maçı seyredip öyle tepki vermeyi dener diye umuyorum. Fazlasını değil.
Profesör ve deniz yıldızı hesabı..