İnsanlara bunu anlatmaya çalıştık işte lakin bir türlü meramımızı anlatamadık. Ünal Aysal dokunulmaz eleştirilmez bir adam değildir ki dokunuldu da eleştirildi de hem de çok ağır bir biçimde ve o kadarını da bence haketmiyordu. Sonuç olarak zamanında Aysal kulübün başına varolan borçları ödeyeceğim veya eriteceğim iddiası ile gelmedi ki

"Başarı, Başarı, Başarı" iddiası ile geldi hatta başkan seçilmeden önce de seçildikten sonra da iki defa bunu dile getirdi. İddiasına göre bence genel anlamda sözünü tuttu ve başarılı da oldu. Sadece futboldan bahsetmiyorum. Galatasaray bir spor kulübü değil bir futbol kulübüdür diyen embesil bir kitle türemiş iken amatör branşlarda da uzun süredir bu taraftarın görmediği başarıları da yakaladı hem de kısa sayılabilecek bir süre içerisinde. Sonuç olarak başkan seçildiğinde verdiği sözü gerçekleştirmeye çalışırken kulübü daha da büyük bir borcun altına sokmadı. 320 milyon dolar borçla aldığı kulübü 328 milyon dolar borç ile bıraktı. Gidip 640 milyon dolar borçla bırakmadı. Borcu koruyarak elinden geleni yapmış demek ki. Belki hayalindeki şeyleri başarabilse borçları da bir miktar eritebilirdi. Sermaye arttırımı, riva arazisi vs... gibi konuları bunun için istedi diye düşünüyorum. Lakin olmadı. Belki önünü kestiler belki kendisi beceremedi bilemiyorum. Lakin Aysal'a hain yaftası yapıştıracak noktaya gelmiş o öfkenin nedeni 8 milyon dolarlık fark mı? Bilemiyorum.