29-
Anlattıkları zerre aklıma yatmıyordu ama böyle 8 saat konuştuk. İlginç bir vaka olduğu içinde dün gibi hatırlıyorum. Her şekilde sıkıştırmaya, kafasında kurduğu dünyanın bi açığını bulmak için elimden geleni yaptım. Ama her soruma mantıklı bir şekilde cevap verdi. Odtü’de İngilizce öğretmenliği okurken, yandal psikoloji üzerine yaptım. Tüm bulgular paranoid şizofren olma ihtimalini gösteriyordu. Ama ciddi manada zeki olduğu için kendi evreninde hiçbir açık yoktu. 8 saat, dile kolay. İnsan bir cümlesinde bari tutarsız olur ama yok. Tamamen tutarlı bir şekilde ve inanarak anlatıyordu. 8. saatte artık dedim, Serra, acaba hastalık ihtimalini düşündün mü? Belki paranoid şizofren olabilirsin? Bu ayıp değil, belki kendin yaratmışsındır bu dünyayı?
--Tabii ki düşündüm, ama diğer insanlarda onlar ararken duydular. Takip ettiklerinde Taner’e sordum, bu adamları görüyor musun diye, Taner ‘görüyorum tabii ki ama sana neden dik dik bakıyorlar, tanıyor musun’ dedi. Ayrıca, hadi dediğin gibi olsun, hasta olsam bile bir tedavisi mevcut değil. Elektrik şoklarından beyni laçka edecek ilaçlara, bir sürü işkence edecekler tedavi adı altında. Hem sen haklıysan, bu benim için kötü, ama ben haklıysam bu bizim için felaket olur. Ve ben gerçeği öğrenmek istemiyorum.